Cumartesi, Şubat 28

Hocalı Soykırımı ve Aydınlar

1992 25 Şubatı 26 Şubatı bağlayan gecede yaşanan bu katliamı açıkcası bende unutmuş bulunmuştum.Taki önce Laziale sonra ise RomanistaBukowski blogunda görünce yazma gereksinimi duydum. O gece Dağlık Karabağda yaşananları anlatacak kelime bulmak gerçekten zor. Sadece o anı yaşayan bir ermeninin demecini vermek istiyorum. Çünkü o anı yaşayan Azeri kardeşlerimizin sözleri hepimizi derinden yaralayacaktır. Bir gecede yok edilen köyde neler yaşadığını anlatmaya gerek yok zaten. Ayrıca bu post için resim seçmekte oldukça zorlandım. Çünkü karşıma çıkan resimler gerçekten insanlıktan utanacak derece vahşi resimler. Bu vahşeti yaşayan bir ermeni yıllar sonra şöyle açıklıyor :

"...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hálá yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler"

İşte böyle bir vahşet yaşandı o gece. Belkide bu en sade dille anlatılan bir örnek. Rusya'nın ermenilere bu vahşet için yardımcı olduğu da apaçık ortada. Ancak benim asıl mera ettiğim soru şu. Osmanlı zamanında yaşanan ermeni tehcirini katliam olarak göstermek isteyen içimizdeki aydın sıfatlı (aslında karanlık beyinli) insanlarımız neden bu vahşeti katliamı neden görmezden gelmekteler yıllardır? Hepimiz ermeniyiz diye sokaklarda yürüyen binlerce kişi neden bu konu için duyarsızlaşmışlar ? Taraflı basınımız neden bir kaç satır dahi olsa bu katliamı yazmamıştır? Bir kaç gazete ve parti dernekleri dışında kimse bu vahşeti hatırlatmamıştır. Orada şehit olan insanlar bizim kanımızdır canımızdır. Tıpkı Çeçenya'da savaşan mücahitlerin olduğu gibi. Ayrıca bu katliamı üniversitede Azeri asıllı bi hocamdan da dinlemiştim ve anlattıklarına inanmak istemediği yüzüne karşı da söylemiştim. Çünkü bunu yapan bir toplumun hala yaşadığını düşünmek gerçekten acı verici. Bu tür konular hakkında neden üç maymunu oynuyor toplumun ileri gelenleri.

Ayrıca kendisine özel bi kinim olan Orhan Pamuk denen kırmaya buradan bir kez daha lanetlerimi gönderiyorum. Dünya'nın en genç profesörü ünvanını almış bir isim olan değerli hocamız Oktay Sinanoğlu kendisine yönetilen Türk deyince aklınıza ne geliyor sorusuna verdiği cevap herkes için bir ders niteliğindeydi :

- Şimdi Türk deyince aklıma elbette insanın kanının biyolojik testlerine, kafatasına yada kara ciğerinin bilmem neresindeki bi dokuya bakmak gelmiyor. Cevabı çok basit bir soru bu. Ciğerlimisin ? Ciğersizmisin ? bu kadar basit.


Cuma, Şubat 27

Road to Kadıköy 1/16 Eşleşmeleri

İlk Maçlar : 12 Mart
İkinci Maçlar : 18/19 Mart

Hamburg - Galatasaray
CSKA Moskova - Shaktar Donetsk
Dinamo Kiev - Metalist Kharkiv
Werder Bremen - St Etienne
M. City - Aalborg
Udinese - Zenit
Marsilya - Ajax
PSG - Braga

Dün akşam UEFA kupasında yaşanan sürpriz o kadar çok oldu ki bu yüzden son 16 da bulunan her takımın finale çıkma şansı neredeyse eşit. Werder Bremen Milan ile San Siro'da 2-2 berabere kaldı ve büyük iş başararak bir üst tura çıktı. Bu beraberliği iki farklı yenik durumdan sağlamaları onlar adına daha bi anlamlı. Kharkiv ise ezip geçmeye devam ediyor. Sampdoria yıda gol yemeden geçtiler. Ancak trajik olan bu turda Dinamo Kiev ile eşleşmeleri oldu. Kiev 1-1 rövanşında Valencia ile deplasmanda 2-2 berabere kalrak büyük bir baaşrıya imza attı. Diğer bir tur atlayan Ukrayna takımı ise Lucescu'nun Shaktar'ı. Tottenham gibi bi ekibi geçmeleri onlar adına büyük bi güven. Bu turdaki rakibi ise Zico'lu CSKA oldu. Aston Villa'yı rahat bi oyunla geçtiler. Villa daha çok lig 4. lüğünü düşündüğü için eksik bi takımla karşılarına çıktı. Olympiacos'u rahat maçlarla geçen St Etienne Werder Bremen'e rakip oldu. Güzel bi eşleşme olacak gibi duruyor. Aalborg Deportivo'yu iki maçtada yenerek şok etkisi yarattı. Attıkları 3 golü ilk yarının son 4 dakikasına sığdırmalarıda ayrı bi güzellik. Rakipleri ise güçlü City oldu. Kopenhag engelini kazanarak geçtiler. Zenit ise Stutgard'ı yenilmeyerek geçti ve Udinese'nin rakibi oldu. Marsilya olaylı maçta Twente'yi penaltıalrla saf dışı bıraktı. Rakibi ise Fiorentina'yı eleyen Ajax oldu. Bu eşleşmede her sonuca açık bi eşleşme. PSG ise Almanya'dada kazanarak turu kaptı. Uefa kupasında üst turları zorlayacağını düşündüğüm Standart'ı eleyen Braga ise rakipleri oldu. Braga'yı takip etmek gerekli çünkü ilk maçta attıkları goller çok organizeydi. Standart ise avrupada iyi bi genç jenerasyon yakalayan nadir ekiplerden.

Son 16 da 3 Ukrayna, 2 Rus takım bulunuyor. Özellikle Ukrayna ülke puanı açısından rakibimiz olan bir ülkeydi ancak epeyi fark atmış oldular. Kiev-Kharkiv eşleşmesiyle birinin saf dışı kalacak olması bi nebze sevindirici. Genel olarak takımlara bakınca bi UEFA kupasının daha gelmemesi imkansız değil. Ancak Hamburg çok dişli bi rakip olacak. En korkutuğum oyuncuları ise Trochowski. İlk maçta Baros cezası nedeniyle oynayamayacak.



Galatasaray 4-3 Bordeaux
























Bu maçın yazısını yazamıyorum. Duyguları açıklayacak kelimeleri kuramıyorum. Galatasaray'ın neden farklı olduğunu gösteren bi maç yaşandı. Çok özlemişiz böyle geceleri. Bu keyif ve coşku için yönetiminden, futbolcusuna ve özellikle dün akşam tribünlerde cehennemi bir hava yaratan onbinlere teşekkürler. Rakip Hamburg ama bu oyun iştahıyla iki maçıda sürükleriz.




Perşembe, Şubat 26

Road to Kadıköy 1/32 vol 2

19:00 CSKA Moskova 2-0 Aston Villa (1-1)

19:00 Metalist 2-0 Sampdoria (1-0)

19:15 Hamburg 1-0 NEC Nijmegen (3-0)

19:30 Twente 0-1 Marsilya (1-0) pen 6-7

20:00 Wolfsburg 1-3 P. S. G. (0-2)

20:30 Galatasaray 4-3 Bordeaux (0-0)

21:45 Ajax 1-1 Fiorentina (1-0)

21:45 M. City 2-1 Kopenhag (2-2)

21:45 Milan 2-2 Werder Bremen (1-1)

21:45 S. Liege 1-1 Braga (0-3)

21:45 Stuttgard 1-2 Zenit (1-2)

21:45 Udinese 2-1 Lech Poznan (2-2)

21:55 St Etienne 2-1 Olympiakos (3-1)

22:00 Deportivo La Coruna 1-3 Aalborg (0-3)

22:00 Tottenham 1-1 Shaktar (0-2)

22:30 Valencia 2-2 Dinamo Kiev (1-1)

Galatasaray - Bordeaux Maç Önü

Maç öncesi bir çok bilinmezle dolu. Bülent Korkmaz'ın nasıl bir taktikle sahaya çıkacağını kimse bilmiyor. Bunun Blanc için kötü bir durum olduğunu düşünüyorum. Gerçi ilk maçtaki 3'lü savunma anlayışınıda beklemiyordu. Gelen haberler Bülent Korkmaz'ın 4-3-2-1 şeklinde sahaya çıkacağı yönünde. Orta 3'lü Barış - Topal - Ayhan olacaktır muhtemelen. Bu sayede dirençli bir takım yaratılacak. Ancak hücumsal anlamda verimli bi üçlü değil. Ayhan hücuma katkı yapabilen bi isim ancak Barış ve özellikle Topal bu konuda sıkıntılılar. Önde Lincoln ve Arda olacaktır. Arda her tarafta oynama yeteneğine sahip ancak Lincoln daha çok ortada top arayacaktır. Bu yüzden Barış'ın sağ çizgiye yakın oynayacağını tahmin ediyorum. İleride ise Baros en formda isim. En büyük sorun defansta yaşanacak bu gece. Meira - Emre ikilisinin oynayacağı aşikar. Bazı kişiler Semih'in oynatılmasını istiyor ancak biraz düşününce bu isteğin mantıksız olduğunu görebiliriz. Cavenaghi ve Chamak gezen ve çok tecrübeleri isimler. Sırf bu tecrübeleri bile Semih için sonun başlangıcı olabilir. Kewel'ın yedekten oyuna girmesi muhtemel. Şuan için daha faydalı olanda bu zaten.

Bordeaux cephesinde ise bir sürpriz mevcut, takımın yıldızı Gourcuff İstanbul'a getirilmedi. Blanc çok zeki bir hoca o yüzden bunun bizim için avantaj olduğu yorumunu yapmak yanlış olur. Onun yokluğunda orta sahayı Fernando ile kapatacaktır. Böylelikle Diarra - Fernando iklisi ile ortayı dolduracaktır. Fernando topla birlikte verkaç yaparak hücum çıkabilen bi isim. Fizikende çok üst düzeyde olması bizi zorlayacaktır. Maçın golsüz gitmesinin kendileri için avantaj olduğunu düşünecektir Blanc. Bu yüzden gol için tek silahı olan Wendel'i etkili kullanmaya çalışacaktır. Karşısında moralsiz bir Sabri olacaktır muhtemelen. Wendel'i ilk maçta çok beğendim. Yaptığı ortalar gerçekten çok etkileyici. Chamak ve Cavenaghi ile kuracağı anlık göz temasıyla bizi zor durumda bırakabilirler.

Bu akşam tempolu ancak kısır bir maç bizi bekliyor gibi geliyor. Golü atanın turu geçme ihtimali epeyi fazla. İstanbul'daki hava koşulları inanılmaz sert. Aralıksız çiseleyen yağmur ve soğuk hava ilginç hatalara yol açabilir. Bunların başında ise maalesef Meira mevcut. Tabi son günlerin kötü ismi De Sanctis'te kötü gidişe devam edebilir. Bülent Hoca ilk dakikalarda bir gol için takımı agresif başlatacaktır. Soyunma odasında çoğu futbolcu belkide ilk kez bu kadar coşkulu bir maç konuşması dinleyecek. Umarım bu takıma olumlu yansır ve Hamburg karşısına çıkacak takım biz oluruz.

Çarşamba, Şubat 25

Şampiyonlar Ligi 1/8 vol 1.2


Real Madrid 0-1 Liverpool
Chelsea 1-0 Juventus
Sporting Lisbon 0-5 Bayern münih
Villarreal 1-1 Panathinaikos

Sir Olmak

Dün akşam ki İnter - Manchester United maçı başlarken kadroalra baktığımda Evans, O'Shea, Carrick, Fletcher, Park gibi kadroda ki diğer oyunculara göre daha az yaratıcı isimleri görünce şaşırdım. Rooney, Tevez, Scholes, Nani gibi isimler yedek klübesindeydi. Ancak maç başladığında deplasmanda oynamalarına rağmen ne kadar etkili bir oyun oynadıklarını görünce biraz şaşırdım doğrusu. Çünkü oynayan oyunculardan bir çoğunu alıp ülkemizde bir takıma koysanız asla maç kurtarmazlar. Biz böyle oyuncuları seviyoruz ya. Sahaya çok güzel yayılıp sakin sakin paşlaşıyorlar ve pası veren kişi anında boş bir alana yöneliyor. Dünya'nın en basit işini yapar gibiler. Ancak ülkemizde Sabri, Uğur Boral, İbrahim Üzülmez gibi isimleri izlerken de bu işin ne kadar zor olduğunu düşünüyoruz. Oysa oynadıkları oyun ve kuralları aynı. İşte burada devreye sistem giriyor.

Sir Alex Ferguson yıllardır alışılagelmiş bir taktikle mücadele ediyor ancak hala zirvede yer alabiliyor. Belki de görsel olarak sıkıcı bir maç oldu dün akşam ancak oyunun taktik yönü incelendiğinde çok doyurucu bi 90 dakikaydı. Büyük bir sürpriz olmazsa çeyrek finale kalan taraf kırmızı şeytanlar olacak. Bunu Mourinho'nun maç içindeki bakışlarından da anlamak mümkün. Sir Alex Ferguson tüm dünya için güzel bir örnektir. Futbolun ne denli basit bir oyun olduğunu bize defalarca göstermiştir. Bir futbol takımına sistemi öğretmenin aniden olacak bir iş olmadığını ve başarıların yolun başında gelmeyeceğinide defalarca gözlemletmiştir. Futbolun içinde olan herkes ( yönetim, futbolcu, teknik kadro ve taraftarlar ) bu örneği iyice özümsemeli ve eleştiri yaparken biraz düşünmeliler. Dün akşam bu gerçeği bir kez daha yüzümüze (en azından benim yüzüme) vurduğu için Sir'e teşekkürü bir borç olarak görüyorum. Teşekkürler yaşayan efsane.

Kürtçe Açıklama Üzerine


Dün Ahmet Türk'ün yaptığı küstahharekete en net tepki Milliyetçi Hareket Partisinden geldi. Devlet Bahçeli güzel bir üslupla tüm oynanan oyunları açığa vurmuştur. Nasıl bir hamaset siyaseti ve rolü oynandığını beyan etmiştir. Deniz Baykal'da dün buna benzer bi açıklama yaptı. O da güzel cümleler kullandı ancak bu kadar net bir tavır koymamıştı. Devlet Bahçeli'nin bugünkü açıklaması burada . Konuşmasından bazı bölümler ise şöyle :
Bugün, terörden beslenerek masumane istekler halinde meşrulaşma eğilimi gösteren bölücü talepler olan "federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu halk, çokluklar devleti ve hatta ayrılma tehditleri" gibi ihanet kavramları, karşımızdaki tehlikenin boyutlarını algılamak açısından yeterli olacaktır.

Cumhuriyeti temelinden sarsmak ve milli devlet yapısını parçalamak için emel ve fikir birliği etmiş oldukları bilinen mihraklar, Sevr sevdalıları, Avrupa Birliği hayranları, federe devlet kılavuzları ve okyanus ötesi maşalar, iktidar zihniyetini de aralarına katarak tam bir cephe oluşturmuş, safları sıklaştırarak faaliyetlerine hız vermişlerdir.

Bu itibarla, bugün de milletimizi birbirine düşürmeyi, topraklarımızı tartışmayı hayal edenler varsa, kendileri gibi niyet sahiplerinin ve işbirlikçilerinin tarihte uğradıkları akıbetten artık ders çıkarmış olmaları kendi hayırlarına olacaktır.

Bilinmelidir ki, bu konuda Türk milleti henüz son sözünü söylememiştir.



Salı, Şubat 24

Villa Espanola

Uruguay ligi bu dönem 16 takımla değil 15 takımla oynanacak. Bunun nedeni ülkemizde sıkça duyduğumuz futbolculara ödenmeyen para. Villa Esponalo klübünün futbolcularına olan 60 bin dolarlık borcunu ödemediği gerekçesiyle Uruguay Futbol Federasyonu klübün faaliyetlerini 6 ay boyunca durdurma kararı aldı. Klüp yöneticileri çek vermek istediklerini ancak federasyonun bunu reddettiğini söylemişler. Böyle bir uygulamayı ülkemizde göremeyeceğiz sanırım. Zira futbolcu alacaklarını zamanında ödeyen klüplerin toplamı bir elin parmakları kadardır. Villa Espanola klübü Apertura'yı 14. bitirmiş ve Clausura'da yer almayacağı için otomatikman küme düşecek. Gerçekten büyük bir ceza. rakam ise çok komik bi miktar ancak Avrupa piyasasını düşününce. Üst düzey klüplerdeki futbolcuların haftalığı kadar bile değil.

İtalya 90

En güzel Dünya Kupası logosu budur benim için. Hala aklımda kalmış olması bunun göstergesi. O turnuvada Almanya'yı destekliyordum ve şampiyon olmuştu. Dayım ile iddaasına girdiğimi hatırlıyorum. O Arjantin alacak demişti ancak finalde 1-0 yenmişti Almanya. Penaltı canavarı Goycochea finalde Brehme'nin penaltısına engel olamamıştı.Dramatik bi finaldi ve gol 85. dakika gelmişti.

Cincin sakızları vardı Dünya Kupası zamanında. Bu sakızdan çıkan futbolcuları biriktirirdik. Hatta yakındaki bakkallardan hep aynı isimler çıkıyo diye aşağı sahile kadar yürürdük başka bakkallardan almak için. Almanya ve Arjantin'in final kadroları gerçekten çok nostaljik. özellikle Almanya bi daha bulamadığı bi kadroya sahip:


Almanya : Bodo ILLGNER, Andreas BREHME, Juergen KOHLER, Klaus AUGENTHALER Guido BUCHWALD, Pierre LITTBARSKI, Thomas HAESSLER, Rudi VOELLER, Lothar MATTHAEUS, Thomas BERTHOLD, Juergen KLINSMANN

Arjantin : Sergio GOYCOCHEA, Jose BASUALDO, Jorge BURRUCHAGA, Gustavo DEZOTTI, Diego MARADONA, Nestor LORENZO, Roberto SENSINI, Jose SERRIZUELA, Oscar RUGGERI, Juan SIMON, Pedro TROGLIO

Şampiyonlar Ligi 1/16 vol 1.1

İnter 0-0 Manchester United Star Tv
Arsenal 1-0 Roma
Lyon 1-1 Barcelona Futbol Smart
Atletico Madrid 2-2 Porto

Haysiyet Yoksunları

Bölücülerin siyasi kanadı olan DTP küstahlaşmaya devam ediyor.Bu terbiyesizce tavrı devlet televizyonunda dile getirmekten çekinmiyorlar artık.Bugünkü meclis toplantısında konuşmasını kürtçe yapacak kadar kanlanmış bu bitler.Devlet eliyle o dilde kanal açılırsa olacağı budur.O kadar sorun dururken hala içimizdeki hainlerle uğraşmaktayız yazıklar olsun...

Bu adamın soyadının değişmesi lazım.

O An #2

Geceydi onu ilk gördüğümde
Saçlarını denize dökmüş,
Mağrur bir kadındı
Kız Kulesi.

Hüzündü aradığım yüzünde
Sevdaydı gördüğüm oysa
Anladım.
Denizdi sevgilisi.

Boğazın en yakıştığı yerinde
Gözlerini üzerimize dikmiş
Aşık bir kadındı
Kız Kulesi.

Hangi aşık,
Sevdiğinin kollarına
Mahkum olmak istemez ki.

Cesur Bülent Korkmaz

7 yaşında geldiği Galatasaray'dan 35 yaşında ayrıldı.Diğerleri gibi gidip başka formalar altında oynamayı tercih etmedi. Kısa yoldan antrenörlük kariyerine atıldı. Erciyes ile yaptığı çıkış tek artısıdır bu kariyerde. Sonrasında hep kötü tecrübeler yaşadı. Galatasaray'da oynadığı yıllarda 8 lig, 6 Türkiye Kupası, 5 Cumhurbaşkanlığı, 2 Başbakanlık, 6 TSYD Kupası, UEFA ve Süper Kupa kazandı. Ayrıca Galatasaray formasını 630 kez giyerek bu alandaki rekoruda elinde tutmaktadır. Gelişiyle herkesin zihni biraz olsun karışmıştır. Olumsuz gerekçeleri şunlar olabilir:

Zaten kariyer bakımından yetersiz görülüp çömez denilen Skibbe yerine ondan daha az deneyime sahip bi ismin getirilmesi .Guardiola örneği akıllara geliyor ancak o Guardiola alt yapıda yıllarını harcadı. Barselona'ya gelen her teknik adamla beraber çalışma fikir alışverişi fırsatı buldu ve bi anlamda böylelikle pişti. Takım içinde yıllarca top oynadığı kişilerin ve dünyaca tanınan isimlerin bulunması nedeniyle sözünü ne kadar dinletebileceği. Yönetimin camianın tepkisini en aza indirecek bi isim arayışına giriştiği aşikar. Hagi tercihleride bunu gösteriyor zaten. Bülent ismininde sadece bu yönüyle seçildiği yönünde düşünenler fazla. Bunun gibi daha bir çok olumsuz görüş mevcuttur. Herkes farklı bi pencereden olaylara bakıyor ve bu yüzden aynı şeylerin düşünülmemesi normal.

Olumlu gerekçeleri ise kabaca şöyle yazabiliriz. Klübün şuan ki durumu ortada. Gelecek sene için Avrupa Kupasına katılamama riski bile mevcut. Kolay kolay hiç bir antrenör bu durumda bi ekiple çalışmak istemez. Ancak Bülen Korkmaz bütün bunları görmeyip teklif edilen işi kabul etmiştir. Buda ona yakışan bir cesaret göstergesidir .Buna paralel olarak Galatasaray klübü kendisine tabiri caizse altın tepsi ile bir antrenörlük fırsatı sunmuştur. Her ne kadar bu tepsinin etrafı dikenli tellerle çevrilmiş olsada yinede çok büyük bir fırsattır. Galatasaray'da şuan eksiklği göz önüne gelen bir dayanışma ruhunun olmadığıdır. Bu dayanışmayı sağlayabilecek bi isimdir Bülent Korkmaz. Alacağı netice ne olursa olsun o taraftarın Büyük Kaptanıdır. Kendisine olan sevgi ve inançta asla bi azalma olmayacağına inanıyorum. Sonuçlar ne olursa olsun yinede taraftar arkasında duracaktır. Ayrıca Galatasaray klübünün iç yapısınıda en iyi bilen isimlerdendir. 28 yıl boyunca içinde bulunduğu bi camiayı tanıma süresi olmayacaktır.

Böyle pozitif ve negatif yönlü görüşler mevcut. Ancak unutulmamalıdır ki Bülent Korkmaz çok çok iyi bir Galatasaraylıdır. Bu görevi başarmak için herşeyi feda edebilecek bi isimdir. Başlarda bocalama olabilir fakat bunu toparlayabilecek ve doğrunun ne olduğunu görebilecektir. Takım içinde ki yıldızlarla iyi bir diyalog kurup onlarıda takımın bir parçası olduğu yönünde motive edebilirse ve bunu herkese adil davranarak yapmayı başarırsa geleceğe dair umutla bakabileceğiz. Sir Alex Ferguson gibi bi örnek istiyor artık Türk futbolu. Bizde kendisinden futbolculuk kariyeri gibi antrenörlük kariyerindede uzun yıllar bu takımın başında olmasını istiyoruz. Böyle bir ekole ihtiyacı olan sadece Galatasaray değil Türk futboludurda.

Pazartesi, Şubat 23

Göle Yoğurt Çalmak

Hoca elinde koca bir bakraç yoğurt mayasıyla gölün kenarına gelmiş. Başlamış kaşık, kaşık dökmeye :
- Ne yapıyorsun Hoca ? demişler.
- Göle yoğurt mayası çalıyorum, demiş kıs, kıs gülerek.
Olur mu demişler, göl yoğurt mayası tutar mı hiç ? Hoca cevabı yapıştırmış tabii.
- Ya tutarsa...

Büyük Kaptanımız Bülen Korkmaz 1,5 yıllığına Galatasaray'ımız ile anlaştı.Umarım buda yönetimin günü kurtarma adımı değildir.Zaten Büyük Kaptan'ı yemek o kadar kolay değil.Ancak hala beklediğimiz bazı şeyler var.Sabri, Karan, Güven ve onun gibilerin cezası ne oldu onun hakkında hala bi açıklama yok.Gerçi resmi sitede hala Bülent Korkmaz ilede bi açıklama yok.Sanırım yardımcısı için hala görüşmeler yapılıyor.Gönül Hakan Şükür diyor ama olurmu ?

Elde kaldı bir

Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe’nin bugün itibarıyla görevine son verilmiştir.
Görevde bulunduğu süre içerisinde karşılıklı anlayış ve dostluk çerçevesinde sürdürdüğümüz ilişkimiz doğrultusunda Sayın Michael Skibbe’ye bugüne kadar olan hizmetlerinden dolayı teşekkür eder, bundan sonraki yaşantısında da başarılar dileriz.


Fotoğraftaki kişilerden üç tanesi gitti.Skibbe şuan itibariyle Galatasaray'dan ayrılmıştır.Resmi site yukarıdaki gibi duyurdu bunu.Artık şu takıma hangi hizmeti yapmışsa onuda çok merak ediyorum.Ancak sadece bu kararla bu takım düzelmez.Devamının gelmesi gerekli ve özellikle fotoğrafta kalan son şahsında gitmesi lazım.Tabi yanında Güven, Karan, Sabri dahil... Bekliyoruz 12:30 neler söylenecek...

Galatasaray 2-5 Kocaelispor

Bir daha hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.Eskisi gibi Ali Sami Yene çıkan takımlar ürkek çıkmayacak, sarı-kırmızı eskisi gibi rakibi boğmayacak, parçalı formalı oyuncular hırslarıyla o sahanın her yerine adım basmayacak, o aslan ruhunu göremeyeceğiz.Endüstriyel futbol sonunda bizide yedi bitirdi.Evvel ki senelerde yıldız denilen oyuncu yoktu ancak sahada kalbiyle oynayan oyuncular mevcut idi.Bugün sahada ve kenarda olanlar neşe içinde ise diyecek birşey yok.Lincoln, Meira, Kewel, Nonda, Sanctis sahada oynar sonra evine gider hayatına devam eder.Çünkü onlarda endüstriyel bi futbolcu.

Götüyle oynayan Servet'tende kurtulduk sonunda, nasıl futbolcu olduğu anlaşılamayan ve soyadının tek bir harfini taşımayan Güven'dende bugün kurtulduk, Sabri denen kafası önde top oynayan bi oyuncumuz yok artık, göz bebeğimizi canımız ciğerimiz dediğimiz bir Arda hiç yok artık, devre arasına evine giden bir Karan'ımızda yok, adını yazmaktan utandığım Futbol Şube sorumlularımız yok .Skibbe diye zaten olmayan bir şizofren hiç yok.

Elimizde sadece sarı-kırmızı renkler ve parçalı formamız var.Bundan sonra o formayı biz istediğimize vereceğiz.Tıpkı eskiden Metin, Muhammed, Cüneyt, Prekazi, Simoviç, Falko, Rambo Yusuf, Hakan, Bülent, Hagi, Tugay, Suat, Arif ve nicelerine verdiğimiz gibi sadece hakedene o formayı o kutsal emaneti vereceğiz.

Cumartesi, Şubat 21

Halı Saha

Aylar sonra yapılan ilk halı saha maçı bünyeye fazla geliyor.Sabah yataktan kalkmak ölüm, yapılacak çok işin olması başka bi ölüm sebebi.Herşey bi yana o golü nasıl kaçırdım hala anlayamıyorum.Göğüsle yumuşatmışsın topu ne diye dibine girersin ki.Sabri gibi vurdum işte anlayaın.Mahallemi çok seviyorum, 40 yaş üstü abilerimiz hala yüksek performans gösterebiliyor. Yaza kadar blogculardan iki takım kursak haftada bi gün maç yapsak gayet güzel olur. Takım isimleri bile hazır Blogna - Blog United.

Cuma, Şubat 20

Türk Basketbolunun Yanında

Ntvspor bugün Teknosa Türkiye Kupası çeyrek final maçlarını yayınlayacak.Sloganları ise "Türk Basketbolunun Yanındayız" . Çeyrek finalde bildiğiniz gibi 4 maç olur ancak Ntvspor bunlardan sadece üçünü yayınlıyor.Böyle bir uygulama yapması güzel ancak madem ki amaç basketbolu yayınlamak o zaman bütün maçları yayınlamak zorundalar.Dışarıda bıraktıkları maç Erdemirspor - Aliağa Gençlik maçı.Büyük küçük ayrımının heryerde olduğunun apaçık göstergesidir.Bu hareket o objektif kanala yakışmadı maalesef.Umarım biraz daha dikkatli ve hassas davranırlar.Günün maçları şöyle:

13:45 Erdemirspor 89-68 Aliağa Gençlik
16:00 Galatasaray 92-83 Antalya B. B.
18:15 Beşiktaş 83-66 Efes Pilsen
20:30 Fenerbahçe 84-63 Türk Telekom

Yarı Final
15:00 Galatasaray - Erdemirspor
17:15 efes Pilsen - Fenerbahçe

Perşembe, Şubat 19

Sonucu en fazla merak edilen eşleşme ?

Mourinho - Ferguson ?

Bordeaux 0-0 Galatasaray

Skibbe maça Galatasaray'ı değilde kendini düşünerek çıktı.Bu sezon sıkça denediği 3-5-2 ile başladı.Maçın başında pozisyon alma sıkıntısı yüzünden zor analr yaşadık ancak 15 dakika sonrasında işi toparladılar.Direkten dönen top gol olsa gerçekten çok farklı bi skor çıkabilirdi ortaya.Defans üçlüsünün sağında Barış, solunda ise Arda oynadı.Barış güzel işler yaptı defansif açıdan.Bir kaç tane kritik kademe yaptı ki bu pozisyonlarda Meira'nın olması gerekliydi.Sarkık libero gibi oynadı Meira ancak maç boyu Emre ve Servet'in yardımına pek gitmedi.Arda ise orada oynayınca İbrahim Üzülmez'den farkı kalmıyor.Sadece savunma yaptı.O işide gerçekten iyi beceriyor artık.İlk yarı boyunca en etkili atağı Ayhan'ın ortasında Kewel ile yakaladık.Kewel topa biraz daha konsantre vurabilse gol olmaması içten değildi.Kewel uzun aradan sonra iyi götürdü maçı.Geriye gelme konusunda biraz sıkıntı yaşadı ancak Barış'ın enerjisi bunu kapattı.Lincoln ise Diarra karşısında ezildi dün gece.Lincoln'ün 2-3 maç sürekli oynadıktan sonra eski performansını göstereceğini düşünüyorum.Maç içinde epeyi güçsüzdü.Baros ise ilkyarı boyunca herşeyi yaptı.Birde penaltısı verilmedi ki bu pozisyonda elle oynama yüzünden sarı kart yemesi komikti.Tartışmasız bir penaltıydı bana göre.Sahanın en iyi ikilisi ise Ayhan-Topal oldu.Özellikle Topal geçen sezon ki performanslarından birini gösterdi dün akşam.Ancak bu ikilinin yaptığı top kayıplarıda ayrı bi işaretti.Nedeni ise takımın geriye çok yaslanmasıydı.

İkinci yarı ile Baros-Nonda değişikliği takımı ağırlaştırdı.Bu Nonda'nın Avrupa'da olumlu bir hareketini göremeden gidecek takımdan.Eskiden spor yaparken ayağımıza bağladığımız ağırlıklarla sahaya çıkıyor sanki.Sadece iyi top saklayabiliyor o kadar.Bordeaux bu yarıda iyi baskı kurdu.Bunda taktiğin öenemli rolü vardı.Skibbe dediğim gibi kendi kellesi için oynattı bu mahkum futbolu.Halbu ki Arda ve Kewel normal bir kanat gibi oynasa idi çok farklı olacaktı.Lincoln ise yalnız kalınca Diarra tarafından ekarte edildi.Bordeaux kurduğu baskıda pozisyon bulamadı.Bunun nedeni kanatları yeterince kullanmamaları oldu.Maç başında çok iyi geldiler oradan.Bir ara böyle giderse mutlak atacaklar düşüncesi kapladı ancak devamını getiremediler.Serbest vuruşlara bel bağladıalr son anlara doğru.İyi fırsatlar buldular ancak De Sanctis günündeydi.Son anlara doğru Lincoln-M. Güven değişikliği ise traji komik bir hal oldu artık.Bu çocuğun yıllardır bu takımda olması bile hatayken sürekli oyuna dahil olmasını anlamak güç.Neyse ki maç başladığı gibi bitti.Ancak Perşembe günü burada çok zorlu bi maç bizi bekliyor olacak.Wendel çok iyi kanada kaçan ve tehlikeli orta yapan bi isim.Ona çok dikkat etmeliyiz.Gollü beraberlik Bordeaux işine gelecek.O yüzden yine dikaktli ancak hücumuda düşünen bi yapıyla oynamak gerekli.Skibbe'nin 4-2-3-1 hatırlaması lazım.

Hakem dün kötü bi yönetim sergiledi.Tutarsız kararlarla doluydu 90 dakika.Skora etki eden tek kararı ise Baros'un verilmeyen penaltısı oldu.Levent Özçelik ise en güzel anını yaşattı maçın.Şaban içeride demesiyle bizi epeyi güldürdü.Haftaya yine taktiksel bir kapışma bizi bekliyor.Skibbe haftasonu Arda ve Topal'ı stepne olarak kenarda oturtmalı.

Çarşamba, Şubat 18

Mehter Vuruyor

Maça artık 3,5 saat kaldı.Bilgisayarımdan Mehter Vuruyor marşı sesleri geliyor.Ancak nasıl bi konsantrasyonsa herşeyi bu akşama bağlıyorum.Çalan o güzelim marşı şöyle uyarladım zihnimden.


Mehter vuruyor tarihin aksetmede yadı
Andık yine Fatihle, Bülenti, Hakanı
Golsesleri sarsın bütün İstanbulu yer yer
Geçsin önümüzden koca Metinler ve şehitler

Türk ordusunun şan dolu bir satvetidir bu
Fethin, Uefanın, Süper Kupanın haşmetidir bu
Mehter bize bir ruh veriyor ta nerelerden
Madridlerden, Kopanhagdan, Monacodan, Arsenal'den

Cristiano Ronaldo 07/08



Cristiano Ronaldo'nun insan üstü performans gösterdiği 07 / 08 sezonu.Attığı 42 gol birbirinden güzel ancak en sempatik ve en yaratıcı olanı bu gol.Gerçekten Un believable gol yemiş Aston Villa.

Yarı Final Eşleşmeleri

4 Mart / 22 Nisan
Fenerbahçe - Sivasspor
Ankaraspor - Beşiktaş

Road To Kadıköy 1/32 vol.1


UEFA kupası kaldığı yerden bu akşam start veriyor bu akşam.Güzel maçlar olacak ancak en güzeli Almanya'da Bremende olacak gibi duruyor.Yarın ise 5 maç var.Ukrayna ve İtalya'da çekişmeli maçlar olacak.

18 Şubat Çarşamba
19:00 Dinamo Kiev 1-1 Valencia
19:15 Zenit 2-1 Stuttgart
19:30 Olympiakos 1-3 St Etienne
21:00 Aston Villa 1-1 CSKA Moskova
21:35 Werder Bremen 1-1 Milan
21:45 Bordeaux 0-0 Galatasaray
21:45 NEC 0-3 Hamburg
21:45 Paris S.G. 2-0 Wolfsburg
21:45 Sampdoria - Metalist
22:00 Aalborg 3-0 Deportivo La Coruna
22:45 Braga 3-0 Standart Liege

19 Şubat Perşembe
19:00 Lech poznan 2-2 Udinese
20:45 Shaktar Donetsk 2-0 Tottenham
21:05 Kopenhag 2-2 M. City
21:45 Fiorentina 0-1 Ajax
21:45 Marsilya 0-1 Twente

Bordeaux - Galatasaray 21:45

Fransa'da bu akşam oynanacak maç öncesi iki takımda son haftalarda formsuz.Son 2 lig maçında 1 er puanla ayrıldılar ve zirveyle aralarındaki açıldı.

Bordeaux cephesinde bir yorgunluk olduğu göze çarpıyor ancak yinede UEFA kupasında ve evinde oynayacakları için bunu hissettirmezler.Son maçta takımın yıldızı Gourcuff oynatılmadı ve bu maç için dinlendirildi.Milli takımla Arjantin maçında silikti ancak serbest vuruşlarda etkili yerlere orta yapıyor.Galatasaray'ında bu yan toplarda sıkıntı yaşadığı bi gerçek.Defansını göbeği en sorunlu bölgeleri.Yaşlı ve ağır kalıyorlar bu yüzden Baros'un hırslı oyunuyla yıpranabilirler.Kalede ise son yıllarda kariyerinin doruğuna çıkan Rame güven veriyor.Orta saahda ise oyunun her yönünü oynayabilen oyuncular kullanmaları da tehlikeli bizim adımıza.Forvet hattında ise gerçekten kaliteli oyuncular mevcut.Cavenaghi ve Chamakh her an golle buluşabilen isimler.Özellikle Cavenaghi beklenmedik vuruşlarıyla kalecileri abondone edebilen bi isim.Bordeaux 90 dakika aynı sistemini muhafaza eden bi takım olması nedeniyle bize ters gelen bi yapıya sahip.

Galatasaray'da ise sorunlar ve sıkıntılar eksik olmuyor.Lincoln'den patlama bekleniyor ancak unutulmamalıki devre arasından beri sadece 45+27 dakika sahada kalabildi ve maç kondisyonu eksik.Kewel ise yedekteki yerini alabilecek.Bu iki ismin yokluğunda saha içinde kaliteli ayak eksikliğinden pozisyona girmekte zorlanan bir Galatasaray izledik.Lincoln bu soruna çare olabilecek mi bunu sahada göreceğiz.Ancak Hertha ve Benfica performanslarına bakınca bunu yapabileceğini düşünüyorum.Bir diğer handikap ise Hakan Balta'nın yokluğu lacak.Volkan asla bu takımda oynayabilecek bi isim değil.Skibbe Topal'ı o mevkide başlatıp sürpriz yapabilir.Öyle olursa Mehmet Güven yine forma şansı bulur.Diğer bekte Sabri olunca defansın göbeği ister istemez pozisyonlara hazırlıksız yakalanabiliyor.Meira'ya çok kızıyorum ancak yanında Sabri olduğunuda unutmamak lazım.Ve Arda Turan.Son maçlarda (4-5 maç) epeyi formsuz ve isteksiz bi Arda izledik ancak anlık verkaçlar ve ayağa tek toplarla her an pozisyon üretebilir bi yapısıda mevcut.Bu maçta psikolojik silkineceğini düşünmekte herkes ancak Arda karşısında seri ve sert oyuncu bulunca pasifleşiyor.Bunu Abdurrahman örneğinde sıkça gördük.Bir de bu maça Skibbe'nin tamam devam maçı olarak bakabiliriz.Eğer turu kaybederse gideceğini kendiside biliyordur.Bu yüzden bu sefer mantıklı hamleler yapacağını umuyorum.

Güzel bir maç bizi bekliyor bu akşam.İki takımda oynamayı isteyen takımlar bu yüzden sıkıcı ve temposuz bi maç olmayacaktır.Kim daha fazla isterse o takım maçı alır ancak benim kişisel görüşüm maçtan beraberlik çıkacağıdır.Şuda unutulmamalı Skibbe bugüne kadar hiç bir maçı kendi hamlesiyle kazanamdı.Bu yüzden golsüz yada mağlup devam eden bir oyun Galatasaray için büyük bir handikap olur.Çünkü Skibbe oyun içinde hamle eksikliği fazla olan bir hoca.Blanc ise akıllı bir Fransız ve oyunu hamlelerle çözebilecek bi isim.

Yayın : 21:45 Trt 1

Salı, Şubat 17

Tanburanın Telleri

Osman Tanburacı sporx sitesindeki yazısında Bordeaux değerlendirmesi yapmış.Ancak futbolla ne kadar ilgili olduğunu yine göstermiş.İlk maçta olmayacak Chalme'nin tehlikeli olduğundan başlamış ve sonlara dogru şu hazin cümlelerle bitirmiş.

Brezilayalı Cavenaghi ileri uç, 25 yaşında bir Brezilyalı. Leblebi gibi gol atıyor. Daha çok ikinci yarılarda gol buluyor. Demek fizikman çok iyi. Spartak Moskova’dan gelme. Her pozisyonda şut atıyor. Biraz egoist ama etkili bir forvet. Son maçta sakatlandığı söyleniyor ama gizli tutuluyor.
Fas orijinli Chamakh ise 1.85’lik gerçek bir silah! Çok teknik ve kritik goller atıyor..


Evet Fernando Cavenaghi bir Brezilyalıymış.Halbu ki biz onu yıllardır Arjantin'li ve milli takıma ne zaman çağırılacak diye bekliyoruz.Bunun gibi fosiller gidip o güzelim stadlarda maç izleyip yorum yapıyor ya başka bir diyesim gelmiyor...

O An #1

Yeni bi resim dizisine başlamak istiyorum beğendiğim resimleri ve o an orada durup hayata bakmak istediğim yerler olacak bu resimlerde.Birde altına uygun olan bir şiir eklemeyi düşünüyorum.Sizinde varsa orada olsam dedikleriniz mail ile gönderebilirsiniz.

Bu sehri Stanbul kî, bî müslü bahâdir;
Bir sengine yekpare Acem mülkî fedadir.
Bazari hüner madeni ilmü ulemadir.

Nedimi

Uyuma Uyan

Böyle bir postun ne gereği vardı diye düşünebilirsiniz.Ancak ara ara bu tip şiir tanıtımları yapmak gerektiğini düşünüyorum.Ahmet Yılmaz'ın Uyan Türk Evladı Uyuma Uyan adlı şiiri tam olarak ne zaman yazıldı bilmiyorum ancak hala geçerliliğini koruyor.Şiirin en sevdiğim dizeleri şöyle:
Deniz Türkiyeli, Önkuzu Türk'tü
Ay-Yıldız bayrağı en büyük farktı
Evita sevenler Ülkü'den korktu

Kılıçkıran, Özmen dağda gezmedi,
Karakol basmadı, huzur bozmadı
Beşbin şehit verdik kimse yazmadı

İçinde çok şey ve gerçekleri saklayan cümle işte bunlar.Seven sevmeyen herkesin bir kez dahi olsa okuması gerektiğini düşündüğüm şiir burada

Pazartesi, Şubat 16

Skibbe'nin Olmazları


08.01.2009 Altay 1-2 Galatasaray
Aykut - Sabri, Meira, Servet, Hakan - Barış, Ayhan, M. Topal, Arda - Baros, Ümit

17.01.2009 Galatasaray 4-2 Malatyaspor
Aykut - Sabri, Meira, E. Aşık, Hakan - Aydın, Ayhan, M. Topal, Arda - Lincoln - Baros

24.01.2009 Sivasspor 2-0 Galatasaray
Sanctis - Sabri, E. Aşık, M. Topal, Volkan - Barıs, Ayhan, Hakan, Arda - Baros, Ümit

27.01.2009 Galatasaray 1-1 Sivasspor
Aykut - Sabri, Meira, E. Aşık, Hakan - Aydın, Barış, M. Topal, Arda - Ayhan - Baros

31.01.2009 Denizlispor 0-2 Galatasaray
Sanctis - Sabri, Meira, Servet, Hakan - Barış, Ayhan, M.Topal, Arda - Nonda, Baros

03.02.2009 Sivasspor 1-1 Galatasaray
Aykut- E.Gündör, Meira, E. Aşık, Hakan - Barış, M.Topal, M.Güven, Arda - Nonda, Ümit

07.02.2009 Galatasaray 1-1 Kayserispor
Sanctis- Sabri, Meira, Servet, Topal - Ayhan, M.Güven, Arda - Lincoln - Nonda, Baros

14.02.2009 Antalyaspor 1-0 Galatasaray
Sanctis, Sabri, Meira, Servet, Volkan - Barış, M.Topal, Ayhan, Arda - Nonda, Baros

Forma şansı bulamayanlar Ferdi, Alparslan, Serkan, Linderoth, Yaser bunlara Lincoln ve Emre Güngör'üde katabiliriz.

Galatasaray'da bariz bir şekilde fiziki yetersizlik söz konusu.Bunun nedeni tamamen Skibbe'dedir.Mevcut kadro ne kadar sakatlıklar boğuşuyor olsada bu kadroda bazı oyuncuları dinlendirecek alternatifler var.Arda, Sabri, bu 8 maçın hepsinde forma giyen oyuncular. Baros, Barış ve Ayhan ise 1 er maç kaçırdılar sadece.Lincoln, Kewel yokları oynuyor ve takımın kilit isimlerini lüzumsuz maçlarda bile oynatıp yorgun ve güçsüz düşürebiliyor Skibbe.Bu kritik dönemde Alparslan Arda için, Serkan'da Sabri için yeterli bir alternatifti ancak Skibbe'nin aklının ucuna bile gelmedi bu isimler.Ferdi'yi ise saymadık bileArda'nın form düşüşünü eleştirmemek lazım bu yüzden..Bir de Emre Güngör olayı var.Defansın ağırlığına çare olabilecek tek isim o ancak Skibbe onun form tutması için bi girişimde bulunmuyor.Sakatlığı geçti ve artık tam hazırdır.Çarşamba günü Bordeaux ile oynanacak kritik bir maç var ve takım belkide sezonun en formsuz dönemini geçiriyor.Aylar öncesinden bu maç belli iken bu kadar formsuz bi takımın olması kimin suçu ? Acil radikal kararlar alınmalı ve sonucu ne olursa olsun uygulanmalı.Benim bir kaç fikrim var bu konuda:
- Linderoth, Meira, Ümit, Aydın kadro dışı bırakılıp sene sonunda yollar ayrılmalı.
- Hakan Şükür ve Hagi'li bir teknik ekip sene sonuna kadar takımı yönetmeli.
- Adnan Sezgin'in acilen klüple tüm ilişkileri bitirilmeli.

Arda Turan



Bu videoya iyi bakmalı ve Galatasaray'lılığın ne olduğunu anlamalı.Takımda ki diğer oyunculara kızamayız onlar Galatasaray'lı değil para için çıkar oynarlar.Ancak o bizim herşeyimiz varsın bi maçta ortalarda görülmesin, Kaptan olarak çıkmasın sahaya, sol kanattan akmasın herşeyine razıyız ancak her maçta bu ruhu görmek isteriz.Hadi be Arda silkin artık kendinide bizide coştur yine.Sensiz olmaz...

Cumartesi, Şubat 14

İlk ve Son Nuruma


Değerini bilmek gerekir aşkın,
Ve ona kattığı değeri yılları
Aşk ne iç geçirmektir bir bankta
Ne de elle elle dolaşmak mehtapta
Gün olur kar yağar yağmur yağar
Birlikte yaşanacak koca bir ömür var
Değerini bilmek gerekir aşkın
Ve ona kattığı değeri yılları
Güzel bir şarkıya benzer aşk
Ama kolay mıdır bir şarkı yaratmak
Değerini bilmek gerekir aşkın
Ve ona kattığı değeri yılları

Medya Gücü

Sanırım CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayının tanıtımı için hiçbir bütçe ayırmadı.Çünkü en etkili silah olan medya sayesinde hiç kimsenin yapamadığı bir propaganda yapıyorlar.Star'da Uğur Dündar, Kanal D'de ise Mehmet Ali Birand bu misyonu üstlenmişler.Mehmet Ali Birand'ın kim olduğunu açıklamaya hiç gerek yok.Avrupa Birliği fonundan özel nemalanan ve yazılarında milli değerlere saldıran bi şahıs kendisi.Uğur Dündar ise ısmarlama haberlere imza atan bir televizyoncu iken ana haber spikerini dönüştü yıllar içinde.Hakkı var iyi de haber sunuyor ancak bu kadar taraflı davranmaları insanı üzüyor.Kemal Kılıçdaroğlu'nun hakkında her gün bir haber bulabilirsiniz.Bir gün evine konuk olup diğer gün bir yerlerdeki konuşmalarını ve iddialarını görebilirsiniz.Etik olmayan ekrana sadece bir ismi çıkarıp onun borazanlığını yapmaları.Sanırım anladıkalrı Cumhuriyet ve Demokrasi tek taraflı.Zaten tek taraflı olmasa bunca yıldır o güzellikler içinde kurulmuş partiyi bu hale getirmezlerdi.

İşin diğer kısmında ise Samanyolu ve Kanal 7 var.Onlarda iktidar hakkında tek bir olumsuz haber yapmayıp sürekli pohpohlama amacındalar.Hatta olaylara o kadar at gözlükleriyle bakıyorlar ki bazen gerçek bile sanabiliyor insan. Türkiye'de sadece iki parti olduğunu düşünür yabancı bir insan.Habertürk ve Trt bilinçli hareket eden ender kanallardan.Herkes kendi kanalında reklamını yapıyor.Bu gerçekten çirkin ve bize yakışmayan bir durum.Genel seçimler şimdiden hayırlı olsun.Yine gözümüze sokulanlara oy vereceğiz millet olarak.

Cuma, Şubat 13

Türkiye Futbol Düşmanı Federasyonu

Aşağıdaki ifade Futbol Federasyonu adıyla anılan ancak ülke futbolunun baş düşmanlığını yapan kuruma aittir.

GALATASARAY A.Ş. - KAYSERİSPOR Turkcell Süper Lig futbol müsabakasında, stadyum çimlerinin statüye aykırı şekilde sulanmasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 5.000.- TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,

Herşeyi mükemmel yapan federasyon çimlerin nasıl sulandığını bile kontrol ediyor.Sanırım bu uygulama Dünya'nın hiç bir yerinde yoktur.Tebriklerimi gönderiyorum hepsine.Oynanan oyun apaçık ortada 29 Mart yerel seçimlerine Trabzonspor lider girmesi gerekiyor ki orayıda alabilsinler.Sivasspor, Konyaspor yıllardır o rezil sahada millete top oynatıyor buna karşı sesleri çıkmıyor çim sulamaya sesleri çıkıyor yazıklar olsun.

Perşembe, Şubat 12

Türkiye 1-1 Fildişi Sahilleri

İspanya maçı öncesi son provamızı yaptık.İspanya ile aynı futbolu oynamaya çalışan bir ülkeyle maç yapmak daha faydalı olurdu.Fildişi Sahilleri kadro olarak üst düzeyde ancak takım olma konusunda sıkıntıları mevcut.Zaten onlardan çok bizim ne yaptığımız daha önemliydi dün.Çünkü İspanya ile oynanacak maçlardan en az 2 puan almalıyız Dünya Kupası için.Dışarıda Estonya ve içeride Belçika beraberliğini telafi edecek ekstra puanlar lazım.

Fatih Terim maça değişik bi kurguyla başlamadı ancak Aurelio'yu orta sahada tek bırakarak onun önüne Tuncay'ı koyması hataydı benim için.İspanya bu kurguyu orta sahada çok rahat bozabilecek bir takım.Caner sol bekde başarılı oldu diyebiliriz.Ancak önündeki Arda ile uyum sorunu yaşadı.Arda demişken bu sıralar kendisinde bir sıkıntı mevcut.Yaratıcı özelliğini sahaya yansıtamıyor son maçlarda.Terim'in en dikkat çekici tercihi forvetteydi.Gökhan-Semih ikilisi pek uyumlu olmadı maalesef.Zaten İspanya deplasmanında ikili forvet ile oynamak maçı kaybetmek demek olur.Hamit ise görevini yaptı ilk yarı boyunca.Servet - Zan ikilisi bu maçı hatasız tamamladılar ancak hızlı İspanya karşısında yerleşim hatası yapmamaları mucize olacak.

28 Mart'a kadar çok şey değişebilir.Ancak bizde değişmeyen bir şey var o da uyumsuzluğumuz.Hala belli bi sistemle maçlara çıkmıyoruz.O maça göre oynuyor takımımız.Kısa vadede başarılı oluyoruz ancak uzun soluklu işlerde bi türlü başarılı olamıyoruz.Fatih Hoca'nın Aurelio yanına mutlaka Ayhan'ı monte etmesi gerekli İspanya'daki maçta.Onların önünde ise Hamit oynamalı, sağda Tuncay solda ise Arda olmalı.Forvet seçiminde ise o anki form durumlarına bakmak lazım.Bizim için çok kritik İspanya maçlarına şuan için hazır değiliz.Ancak İspanya artık taşlarını yıllardır yerine oturttuğu sistemiyle bizim karşımıza çıkacak.Formda İngiltere'yi 2-0 la geçtiler.David Villa'nın dar alanda yaptığı çalımlarla attığı golü bizede atması uzak bir ihtimal değil.Bu Dünya Kupasınada katılamamak çok şey götürür bizden.Ancak maalesef Belçika bizden daha şanslı duruyor Dünya Kupası için.

Salı, Şubat 10

Brezilya - İtalya

Bu anı hatırlamayan yoktur sanırım.Roberto Baggio en verimli turnuvasını geçiriyor.İtalya'yı her maçta ipten alıp finale kadar çıkarıyor ancak finalde penaltıyı kaçırıp kupa Brezilya'ya gidiyor.Bu maçın üzerinden 14,5 sene geçti ve bu iki takım yanılmıyorsam karşılaşmadı.İki takımın kadroları şöyle:

Brezilya
Kaleci : Julio Cesar (Inter Milan), Doni (AS Roma)
Defans : Maicon (Inter Milan), Daniel Alves (Barcelona), Lucio (Bayern Munich), Juan (AS Roma), Thiago Silva (AC Milan), Luisao (Benfica), Marcelo (Real Madrid), Adriano Correia (Sevilla)
Orta Saha : Gilberto Silva (Panathinaikos), Josue (Wolfsburg), Anderson (Manchester United), Felipe Melo (Fiorentina), Elano (Manchester City), Julio Baptista (AS Roma), Ronaldinho (AC Milan), Kaka (AC Milan)
Forvet : Alexandre Pato (AC Milan), Luis Fabiano (Sevilla), Adriano (Inter Milan), Robinho (Manchester City)

İtalya
Kaleci : Gianluigi Buffon (Juventus), Marco Amelia (Palermo), Morgan De Sanctis (Galatasaray)
Defans : Daniele Bonera (Milan), Fabio Cannavaro (Real Madrid), Andrea Dossena (Liverpool), Alessandro Gamberini (Fiorentina), Fabio Grosso (Olympique Lyonnais), Nicola Legrottaglie (Juventus), Gianluca Zambrotta (Milan)
Orta Saha : Alberto Aquilani (Roma), Mauro Camoranesi (Juventus), Daniele De Rossi (Roma), Riccardo Montolivo (Fiorentina), Simone Pepe (Udinese), Simone Perrotta (Roma), Andrea Pirlo (Milan)
Forvet : Antonio Di Natale (Udinese), Alberto Gilardino (Fiorentina), Vincenzo Iaquinta (Juventus), Fabio Quagliarella (Udinese), Giuseppe Rossi (Villarreal), Luca Toni (Bayern Munich)

Maç Yayını : 21:45 Ntv Spor

Pazartesi, Şubat 9

İ. B. B. 2-0 Fenerbahçe

Abdullah Avcı rakibini iyi etüd ederek hazırlanmış bu maça.Aragones ise Belediye'nin bir maçını izleyip çıkmıştır sadece.Buna emin olmak için o kadar sebep var ki sahada.Artık herkesin ezberlediği bir 11 le sahaya çıkıyor Fenerbahçe.Form durumları pek önemli değil bazı oyuncuların.Forması her daim hazır nasılsa.Ancak Semih tercihi en çok tartışılan tercih.Güiza formsuz ve biraz dinlenip fiziksel ve ruhsal açıdan gelişmesi gerekiyor.Semih ise oynadıkça form tutabilir çünkü ağır bir sakatlıktan çıktı.Haftaya Güiza cezalı olacak ve Semih şans bulacak.

Maç bütün Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi ağır başladı.Rüzgar büyük bir etkendi maç boyunca.O stadda futbol oynandıkça da etken olmaya devam edecek.Avcı güzel bir sistem kurmuş ve takımını sakin oynatmayı başarıyordu.Fenerbahçe de direnç gösteren bir tek Selçuk vardı ve o da cezalıydı.Gökhan Gönül form tuttu derken sezon başındaki güçsüz halini almıştı.Araya atılan ilk pasta ofsaytı süzemeyen yardımcı golü yemesini sağladı Fenerbahçe'nin.Ardından organize olmayan Fenerbahçe atakalrı başladı.Ancak pozisyona giremediler.Belediye'den Mahmut yine komik bir hakem kararıyla oyundan atılıyor 43. dakikada.İkinci yarıya arzulu ve baskılı başlaması gereken Fenerbahçe olması gerekirken daha koşan ve mücadele eden Belediye oluyor.Böylelikle pozisyona giremeden maçı tamamlıyor Fenerbahçe.Ayrıca 80. dakikada başlangıcı ofsayt olan organize bir gol yiyerek taraftarını hüzünlere gark ediyor.

Maç sonunda ve maç esnasında Aziz Yıldırım'ın yüz hali çok şey anlattı bize.Ancak zerre sevmediğim bir insan olduğu için mutlulukla karşıladım bu halini.Bir de çenesi her yerinden daha çok çalışan Emre var.Onu da Ali Sami Yen'de görmeyi heyecanla bekliyorum.Güiza ve Alex'in ikinci golden sonra soyunma odasına gitmeleri Aragones'e alınan bir tavırdır.Aragones'in bunu farkında olmadığı da bi gerçek.Fenerbahçe sezon başından beri durarak oynuyor ve kazandığı maçları ani parlamalarla aldı bu zamana kadar.Ancak bundan sonra bütün takımlar form tutmuş olacak ve kolay gol yiyen takım sayısı ciddi biçimde azalacak.Bu yüzden Fenerbahçe'nin bu yapısıyla kazanacağı her maç lüks olur bu takım için.Aragones maçın skoruna yada rakibin durumuna saha içinde değişiklik yapmıyor.Oynadığı sisteme göre kadrodaki oyuncu yapısı tamamen ters.Bir dikakt çeken konuda Belediye'de var.Bu konsantrasyonu bütün maçalrda gösterebilseler şuan da çok başka yerlerde olabilirlerdi.

Galatasaray 1-1 Kayserispor

Skibbe bu maça maçı ilk yarıda koparmak düşüncesiyle çıktı.Nonda-Baros-Arda-Lincoln dörtlüsü sahadaydı.Ancak Hakan Balta'nın ısınırken sakatlanmasından sonra sol bek için Mehmet Topal'ı düşünmesi tamamen bir saçmalıktı.Mehmet Güven 5 yıl sonrada bu takımda 11 başlayacak oyuncu olamaz.Yapabilecekleri çok kısıtlı bir oyuncu.Bu kadar yıldır bu takımın içinde olması başka bir saçmalık.Ayrıca Volkan Yaman madem sol bek alternetifi değil neden maç kadrosunda bulunuyor.Zaten son maçlarda onuda orta sahada kullanmaya başladı Skibbe.Ayrıca kırmızı karttan sonraki oyun anlayışı da garip hamlelerle doluydu.

Galatasaray baskı ile başlamıştı maça.Lincoln yine araya klas toplar attı ancak takımın ayarı uzun süredir birlikte oynamadıkalrı için kaçmıştı.Bir karambol pozisyonda Nonda kendinden beklenmeyecek bir çeviklikle golü attı.Kayserispor hücum olarak çok başarısız.Cangele sürekli yana doğru gidiyor topla birlikte ve topu aldığı noktada taç çizgisi oluyor sürekli.Tolunay Hoca gelecek sene için yabancı arayışlarına başlamıştır.Sonrasında ise Lincoln'ün ceza sahasında önünü kapatan rakibinin ayagına takılması ve buna gösterilen komik bir sarı kart var.Benim gçrdüğüm kadarıyla pozisyon net bir penaltıdır.3 dakika sonrasında da tartışmalar yaratacak bir sarı daha ve toplamında kırmızı kart çıkıyor.Ümit'in haksız kartından sonra bir haksız akrt işleri iyice rayından çıkardı.Sahaya kafasında ben gördüğümü veririm büyük takım küçük takım ayrımı yapmam diye çıkmış ancak bunun dozunu ayarlayaman biri nsan olarak dolaştı durdu.Baros'un yarılan kafasına aldırmayıp sarı kart bile çıkardı.

O tempolu maç ise kırmızı karttan sonra kaybolup gitti.Silik bir futbol ve hakem diye ortada dolaşan dengesiz insanın verdiği garip kararlar.Ayrıca Milan Baros'un verilmeyen bir penaltısı var ki bu tribünden bile rahatça görülebildi.De Sanctis bu takımın kalecisi olamaz tezim yediği golde tescillendi artık.Gelecek sene için kaleci arayışları gizliden başlatılmalı.Bu kadar mücadele eden arkadaşlarına karşı yediği gol tek kelimeyle saygısızlık.Maçın son saniyesinde ise Emre'nin topu elle dürtmesi ve ortada hakem üniformasıyla dolaşan insan tarafından devam ettirilmesi çok çok vahimdir.

Sonuçta iki puan kaybedildi ancak bundan daha da önemlisi Futbol Federasyonuna olan güven artık iyice yok oldu.Türk futbolu için en önemli mesele budur şuan için.Hiç bir klüp adalete inanmıyor artık.Galatasaray bu kayıp puanı 15 haftada telafi edebilir ancak güven meselesini telafi etmesi gerekenlerin önünde çok uzun bi süreç mevcut.Bu maçta sevindiğim tek bir nokta var.Eren Güngör'ün Baros gibi tecrübeli bir oyuncuyu birazda sertlikle de olsa yıldırabilmiş olması.Lugano vari bir oyuncu kendisi ve bu formunu yükseltip milli takıma hizmet etmeyi amaçlamalı.Topla ise daha rahat hareket etmesi gerekli.

Cuma, Şubat 6

Mesut Özil Almanya

Milli takımda onun oyun stilinde bir oyuncu eksikliği çekilirken gidip Almanya adına ter dökmeyi seçti Mesut.Bunu seçerken ne gibi kriterleri düşündü bilemeyiz.Ancak benim görüşüm maddi olarak düşündüğü yönünde.Aslında bunun adına toplumsal rüşvet bile denilebilir.Bu çocuğun ana babası yokmu demekten alamıyorum kendimi.Profesyonellik bahanesi altına saklanacaktır elbette kendisi.Ancak giymek istemediği forma Ay Yıldızlı formadır buda gün gibi açık.Almanya'da mutlu mutlu oynasın ve Alman milli takımı adına çok şeyler versin sonrada gazetelere çıkıp kalbim ay-yıldızla diyede demeç versin herşey süt liman olur.Bir de herkes Federasyon görevlilerine yükleniyor, adama zorla forma giydirecek halleri yok.Fatih Terim'in dediği gibi sadece isteyen bu formayı giyebilir.

Perşembe, Şubat 5

Georghe Hagi


Galatasaray Resmi Sitesi güzel şeyler yapmaya devam ediyor.İyi ki doğdun 10 numara, iyi ki geldin hayalleri gerçek yaptın.

Çarşamba, Şubat 4

Apokrifal - Aydoğan Vatandaş

Aydoğan Vatandaş tarafından yayınlanan bu kitabı yeni okudum ve ayrıntılı biçimde yazılışı hoşuma gitti.Fazla yorum yapmadan belgeleri sunmuş ortaya.Konu ise olduk ça ilginç ve cezbedici.Doğruluğu hakkında ciddi araştırmalar yapılması gerken bi kitap.Okumanızı isterim, tanıtım yazısı şöyle;

Vatikan'ın okunmasını yasakladığı Barnabas İncili'nin ilk nüshası, Hakkâri'de köylüler tarafından rastlantı sonucu bulunur. Aramice yazılı metni okuyan Prof. Dr. Hamza Hocagil, iki bin yıllık tarihi bir metni okumanın hayatını nasıl değiştireceğini o gün tahmin edememiştir. Hz. İsa'nın Hz. Muhammed'i haber verdiği ve O'na iman edilmesi gerektiğini söyleyen sözleri açıklanırsa, Vatikan'ın iki bin yıldır gizlediği bir gerçek ortaya çıkarılacaktır. Fakat o günden sonra hem Barnabas İncili'ne ait nüsha, hem de bu konuyla ilgilenen şahıslar hedef alınır.

Olay, JİTEM'e bağlı isimlerin Kıbrıs'ta Aziz Barnabas'ın mezarını soymalarıyla farklı bir boyut kazanır. Veli Küçük'ten Rauf Denktaş'a kadar birçok önemli kişinin konuyla ilgili olduğu iddia edilir. KKTC'de soygunu araştıran Gazeteci Kutlu Adalı, aldığı tehditlerden kısa bir süre sonra öldürülür. Adalı öldürülmeden kısa süre önce, Abdullah Çatlı'nın Kıbrıs'a geldiği tespit edilir.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın isteği ve üst düzey komutanların görevlendirmesi ile Barnabas İncili'ni tercüme etmeye başlayan Prof. Dr. Hocagil, çalışmalarına İsrail'de de devam eder. Çalışma arkadaşı, İsrail Cumhurbaşkanı İsak Rabin'in torunu Viktoria Rabin'dir. Viktoria Rabin, İncil'in gerçek nüshalarını okuduğunda Kelime-i Şehadet getirip Müslüman olur. Fakat yaptığı kazı çalışmalarında 10 Emir ve Zebur'un izini sürerken, Etiyopyalı bir zenci tarafından öldürülür.

Barnabas İncili, 'Ergenekon' tarafından Yunanistan'a satılmak istenir. İncil'e ait nüshalar, Vatikan'da görevli Kardinal Mario'ya verilmek üzereyken Kardinal Mario, 'açıklanamayan bir sebeple' hayatını kaybeder. Olaylar, gizli bir örgütün planlaması ile çok farklı boyutlar kazanır.

Bugün, Genelkurmay Başkanlığı Özel Harekat Dairesi'nde özel güvenlikli bir bölümde saklanan nüshalar açıklanırsa, dinler tarihi başta olmak üzere, tarih yeniden yazılacaktır.

Kurtulduk

Nasıl alındığını bir türlü anlayamadığım bi isimdi.Kalburüstü geçirdiği bir sezon bile yok kariyeri boyunca hep vasat hep vasat.Benitez büyük bir kazık atmış oldu Liverpool'a.21 milyon pounda sezon başında alındı ancak 12 milyon pounda geri gönderildi.Tıpkı Dirk gibi sevmediğim bir oyuncuydu.İyi oynadığı bir maçı hatırlamıyorum Robbie'nin.Gitmesi daha hayırlı oldu kanaatimce.Çünkü Babel her koşulda ondan daha iyi hatta N'Gog bile daha faydalı oldu diyebiliriz ondan.Eski takımında eski vasat futbolunun sergilemeye devam eder.Ara sıra topukla gol atar o kadar.

Sivasspor 3-0 Galatasaray

Maçı iş dolayısıyla izleyemedim sadece penaltı atışalrını takip edebildim internetten.Ancak herkes gibi bende penaltıya kalınınca eleneceğimizi anladım.Çünkü takımda daha frikik atacak oyuncu yok.Sordum frikikleri Mehmet Güven ve Arda kullanmış maç boyunca.Bu açıklıyor herşeyi.Zaten kalede boş kale oynuyor Galatasaray Aykut'la.Bu çocuğun geçen yıl ki 4-3 biten Sivasspor maçı küçük kaleci adaylarına ders niteliğindeydi.Bir kaleci nasıl oynamamalı olarak gösterilebilir.Yediği golde top neredeyse kalenin ortasından girecek içeri.İlk penaltıyı da Arda'ya attırmak hiç mantıklı değil bana göre.Meira en düzgün ayağa sahip futbolcu konumunda o kadroda.

Ümit Karan altıpastan bir gol kaçırmış evlere şenlik.O kadar laf etti bi hafta boyunca ancak daha topa vurmayı bilmiyor maalesef.Kullandığı penaltı ise o kadar sıradan ve basit bir penaltı ki anlatılmaz.Yıllardır nasıl oynuyor dediğimde çevremden tepki aldım.Ancak ben onun çok iyi halı saha futbolcusu olduğunu düşünüyorum hala.

Özet olarak bu takıma devre arası transferi yaptırmayan Skibbe ve yapmaya yönetim bu tabloya bakıp üzülmesinler.Kendi ektiklerini biçiyorlar.Sağ bek olarak alınan Serkan yedek klübesinin sağında oturuyor sadece.Forvette ise sadece Baros var elde.Diğer üçlü ise etkisiz eleman gibiler sahada.Barış'ın sakatlığıda ciddiyse Bordeaux önünde rezil olabilecek bi takım çıkabilir sahaya.Sivasspor ise gerçekten tebriği hakediyor.Üç Maçın tamamını kazandılar. Ancak İbrahim Dağaşan diye sadece faul yapmayı bilen bi isim neden oynuyor o konuyu çözemiyorum.

- Lincoln havalar ısındı artık dön

- Aykut Beylerbeyine yakışıyor


Pazartesi, Şubat 2

Benzerlik


18. Haftanın Ardından

Beşiktaş hakkında ve Denizli hakkında düşündüklerimde yanılmıyorum şuana kadar.Denizli kadro tercihinde sürekli bi sürpriz peşinde.Bobo ve Holosko ile maça başlamamanın nasıl bir tercih olduğunu kimseye açıklayamaz.Geldiğinden beri rahat kazandığı tek maç ilk maçı olan Gençlerbirliği maçıydı.Dünde Tello'nun gerçekten güzel bir şutuyla maçı kazanmayı başardılar.Ancak sonrasında Antalya beraberlik ve öne geçebilecek fırsatları yakaladı.Forvette biraz becerikli olabilselerdi İnönü'den puanla ayrılabilirlerdi.Denizli'nin Fabian Ernst transferi düşündürücü.Cisse-Ernst iyi bir ikili olabilir.Ancak hücum yönü olarak zayıf kalacakları kesin.Belki de Yusuf için alınan bir önlemdir.Holosko ve Bobo'yu bu takıma sokmalı bir türlü.Yoksa zorlanarak da olsa kazanamayabilir ilerki maçlarda.

Haftanın en güzel maçı ise Saraçoğlunda oynandı.Gaziantepspor kaliteli ayaklarıyla güzel işler yapmaya devam ediyor.Dün de Trabzonspor'dan sonra Kadıköy'de futbol oynayan ekip onlardı.Fenerbahçe kadro olarak ısıran bir takım değil.Sürekli bekleyerek oynamaya çalışıyorlar.Bu takımı hızlandıracak iki isim var Deivid ve Emre.Deivid ilk geldiği senelerdeki oynamaya başladı.Emre ise ağzının konuştuğu kadar ayağını konuşturamıyor.Bu fiziki güçsüzlük nedeniyle sinir harbinde maç oynuyor.Gaziantepspor'da Tabata'ya Beto ayak uyduramadı bu yüzden gol sorunu yaşadılar.Tabata bu takımın oksijen kaynağı adeta.Atılan her topta takımını rahatlatmayı başardı dün gece.Josico konusu ise Linderoth'a dönüyor artık.Aragones'in oynatmaya çalıştığı sistem belli ancak bu kadro ile o oyunu oynayamayacağını görmesi gerekli artık.Ancak şuda bir gerçek ki yönetimin sezon başında kurduğu kadro Aragones'e teslim edilecek kadro değildi.Bunuda sancıları sene boyu çekilecek.İçeride alınan 2 puan ilerleyen haftalarda yerini buldukça gerilemeye devam edebilir Fenerbahçe.

Galatasaray kendisi için çok kritik bir maçtan galip gelerek biraz olsun rahatladı.Sivas deplasmanından sonra Denizli'deki bu zemin bulunmaz bir nimetti adeta.İyide başladılar maça ayağa pas oynayarak.Denizlispor'da taşların yerinden oynadığı gün gibi açık.Başı kesik horoz gibi oynuyorlar sahada.Organize olmayı başaramıyorlar sürekli olarak.Baros'un attığı ilk golden önce Nonda-Arda verkacı estetikti ve Baros'da iyi yere vurarak görevini yaptı.Sonrasında rölanti şeklinde geçen bir maç oldu.Galatasaray Sivas'ı şimdiden düşünüyordu bu açıkca ortadaydı.Nonda'nın golüne ise en çok sevien kendisi oldu.Bu gole ihtiyacı vardı ve biraz olsun özgüvenini kazanmıştır.Lincoln'ün yokluğunda onun pozisyonunu dolduracak en iyi isim kendisi.Ancak ayaklarındaki ağırlıktan bi türlü kurtulamadı hala.Ayhan ise sorumsuz davrandı ve kart görerek kritik kupa maçında cezalı duruma düştü.Affedilemez bir hataydı ve cezasız kalması ilerisi için hiç iyi sinyaller vermez takıma.Skibbe'nin Serkan Kurtuluş'a bu tip maçlarda şans vermesi gerekli ve onuda hazır tutmaya çalışması gerekiyor.Sabri yorulunca çekilmez oluyor sahada.Denizlispor bu senede son haftalara kadar küme düşmeme mücadelesi verecek.Kadro olarak her geçen sene zayıflıyorlar.