Salı, Nisan 28

Futbol Nereye Doğru Gidiyor

Konuyu hangi çerçevede değindireceğimi çözemedim o yüzden ben sadece gözlemlerimi yazıp yorumu size bırakmak istiyorum. Yorum kısmında bu sorunun Türk futbolunu nasıl etkileyeceği hakkında görüş bildirirseniz sevinirim.
Pazar sabahı uyandığımda tv yi açıp spor kanallarına göz gezdiriyordum. İstisnasız  her kanalda İddaa programı yayınlanıyordu. İddaa oynamayan biri değilim ancak bütün kanalların aynı konu üzerine yönelmesi garip düşüncelere yol açtı zihnimde. Sporun genellikle futbolun büyük oranda sonucu için takip edildiğini düşündüm. Fransa ligindeki defansif anlayıştan çok o ligdeki maçalrın alt biteceği takip edilir olmuş. Keza Alman liginin heyecanlı ve renkli bi lig olduğundan çok maçları gollü biten bir lig olduğu düşünüldüğü gibi. Bu duygularla tv yi kapatıp ekmek almak için fırına doğru yol aldım. Malum krizden dolayı işimizdende olduk bu yüzden gazetelerin iş ilanlarınada göz gezdirmeyi eksik etmiyorum. Bu yüzden yol üzerindeki eski gazete bayiine (şimdilerde gazete ve tekel ürünlerinden çok iddaa bayii görünümünde) uğrayıp gazete almaya yöneldim. Ancak içeride büyük bir kalabalık mevcut ve çoğunluğu daha lise çağlarına bile girmemiş çokcukalrdan oluşuyordu. Gazetemi aldım ve kasaya yönelirken içerideki konuşmalara dikakt kesilir buldum kendimi. Aynen şu cümleleri duydum :
Rıza bugün Beşiktaşa maçı satacak abi eski Beşiktaşlı o.
Haftaya Beşiktaş Feneri yener en banko maçım o. Fener ligi verecek Beşiktaşta kupayı Fenere verecek.
Ben tv de verilen maçlara oynayacağım bugün.
Bunun gibi birçok konuşmaya şahit oldum o kısa zamanda. Bu düşüncelere sahip olan kişiler daha ilköğretim yaşlarındalar ve böyle teoriler üretebiliyorlar futbol hakkında. Sonrasında eve doğru yöneldim. Kahvaltı faslından sonra dayım ile birlikte basketbol sezonunu açmaya karar verdik. Okulun yanındaki Basketbol sahasına gittiğimizde gördüğüm manzaraya çok şaşırmıştım. Ne basketbol sahasında nede yanındaki futbol sahasında kimseler yoktu. Oysa daha bundan 5 yıl öncesine kadar bu saatlerde o sahaları boş görmek mümkün değildi. İlla ki bi maç yapan yada basketbol oynayan çocuklar olurdu. Hatta küçüklüğümde hatırlıyorum maç yapabilmek için saatlerce beklerdik ve saha kapma sıralarına girerdik. Bu saha sırası yüzünden çok tartışma yaşamışızdır. Yaşça benden büyük olan dayım sayesinde çok kavgadan zedelenmeden çıktığım olmuştur. 
Akşam üzeri ise tekrar fırına gidiyordum ki  parkın yanından geçerken lise çağlarında bir grup çocuk ellerindeki iddaa bülteni hakkında derin tartışmalar yaşıyorlardı. Gün içinde bu kadar çarpıcı örnekleri görmüş olduğuma şaşırmış bir şekilde yoluma devam ettim. Hala düşünmekteyim futbol acaba sadece para kazanmak için takip edilen bir spor olmaya doğrumu gidiyor.

Erciyes Galatasaray Huzurlarınızda

Pazar akşamki maç Galatasaray’ımızın ne hallere düştüğünün acı bir göstergesi oldu. Maç öncesi tribünlere baktığımızda eski başkanların birlik mesajı verme adına maça geldiklerini gördük. Bu bile şuan ki durumun vehametini anlatıyor. Kötü giden birşeylerin olduğunu bilmeleri yinede güzel. Ancak Arda’yı orada görmeyi istemiyorum artık. Bunun nedenini yazının sonunda belirteceğim. Gündemde olmaması gerekli şu sıralar.
Maça geçecek olursak; maç temposuz başladı. Ankaraspor topa hakim olan taraftı. “Erciyes Galatasaray” ise ağır ağır hücum ediyor ve geriye yaslanıyordu. Kornerden gelen gol ile öne geçen “Erciyes Galatasaray” maçın bitimine 66 dakika kalmasına rağmen bu skoru koruma anlayışına gitti. Nonda sağ kanadı, Baros sol kanadı, Lincoln ise göbeği müdafa ediyordu. Kimse kendisine verilen görevi aksatmıyordu. Öyleki top kapıldığında hücumda fovet bölgesinde bir tek kişi bile olmuyordu. Yapılan birkaç  cılız konratakta ise topu kaleye itecek gücü bulamıyordu “Erciyes Galatasaray” . Ankaraspor ise maç boyunca geriye düşse dahi belirli bir oyun planında sahaya yayılıyor ve gol için herşeyi deniyordu. Kötü bir orta yaptılar 89. Dakikada. Morgan Mal Sanctis adlı kişi defansına bırak diyemedi o an dili tutulmuştu sanki. Zira konuşsa seyircisiz sahada sesi rahatlıkla kulağımıza gelirdi. Çünkü maç boyu “Şabani” sesi kulağımızı tırmaladı durdu. Yapılan ortaya Meye hızlı davranıp kafasıyla topu ağlarla buluşturdu ve bende o an artık rahatlamıştım. Çünkü maç boyu  “Erciyes Galatasaray” ın futbolu gına getirmişti bana. Hemen ertesi atakta Mehmet Çakır gole giderken “At Ulan” diye haykırdım ancak gol olamamıştı. 66 dakika sahada uyuyan “Erciyes Galatasaray” uzatma anlarında gol için yükleniyordu şuursuzca. Ancak sahada Hasan ve Ümit gibi eski dostlar vardı. Şarkıda bile unutulan eski dostlar sahada unutulmuyordu. Her maç düzenli şekilde oyuna dahil oluyorlardı. Adı üstünde eski dostlardı. Bu sıralar sahada gözüm Güven’i arar oldu. Gözüm alışmış 70 de oyuna girmesine. “Erciyes Galatasaray” kendi sahasında bir maçı daha galip bitiremeyerek rekorlarına devam etti.
Büyük Galatasaray taraftarı bu sene bu takıma görülmemiş destekler verdik ancak onlar bizi her zaman boynu bükük bıraktılar. Bu yıl bir daha bu gurursuz insanların (futbolcu, yönetici) maçına gitmeyeceğim. Değişmesi gereken şeylerin değişmesini bekleyeceğim. Düzelmeyeceğine şimdiden eminim. Gelecek senede sahada “Erciyes Galatasaray” göreceğiz. Arda Turan ne yaparsa yapsın ceza almayacak. Sezonun en kritik anlarında takımı yalnız bırakanlara hiçbir ceza verilmeyecek. Hatta abartıp bulunmaması gereken yerlerde gezip ekstra ceza alan şımarık çocuklar dahada şımartılacak. Adnan Sezgin ve ekibi  her gün demeç verip bu büyük camiayı küçültmeye devam edecekler. Bunun gibi daha bir çok keyfi olaylar devam ettikçe biz küçülmeyede devam edeceğiz. Vizyon ne kadar güzel bir kelime...

Pazartesi, Nisan 20

İ.B.B. 0-1 Galatasaray

Böyle bir oyunla kazanmak bile kötü geliyor insana. Erciyes taktiğiyle oynuyor koca Galatasaray. Nonda anlık parlamasa maç berabere bitecek. Tabi De Sanctis kaleci olduğu hatırlamasa bi kaç pozisyonda mağlup bile bitecek bir maçtı. Bülent Korkmaz'a Hamburg maçındaki hainliğinden sonra güvenmiyorum. İlk profesyonel maçında bu denli başarılı oynayan bi Semih'i Uefa kupasında ve lig maçlarında oynatmak için bunca süre beklemesi kendi çapının göstergesidir. Büyük bir sitemde Emre Güngör'e gönderiyorum. Adele sakatlığı kendisine bakmayan oyuncuların başında gelir. Böylesine büyük bir camiada bu denli sakatlıklara meyilli olmak ciddiyetsizliktir. Kayseri maçındaki rezilliğinden sonra bu ikinci rezaleti. Çıkarken ağlamak bunun üstünü örtemez. Öncelikle profesyonelliği öğrenecek. Tabi bu kadar lakayıt bi takımda bunu beklemek en son şeydir.

Lincoln oynadı mı oynamadımı belli değil. Gezinti yaparcasına sahadaydı. Ancak yinede 90 dakikayı tamamladı. Topal ve Ayhan formsuz göründüler. Hücuma sıfır katkı yaptılar bugün. Kısacası eleştiri yapacak çok şey var ancak bunun bi anlamı olmayacağını biliyorum. Basiretsiz bi yönetim ve yeteneksiz bi teknik kadro varken başarı beklemek hayal olur. Semih gibi bi yeteneği yok etmeseler yeterli olur. Haftaya seyircisiz Ali Sami Yen'de Semih'in futbolu dahada büyüyecektir. Bu arada geçen hafta sahaya dalan o arkadaşa buradan selam olsun.

Pazar, Nisan 19

İ.B.B. - Galatasaray Maç Öncesi

Bugünkü maç iki takım içinde büyük önem taşıyor. Beraberlik kanımca iki takımında pek işine gelmez. Belediye düşme hattından kurtulmak için 3 puan isteyecektir. Ayrıca Arda ve Emre gibi kilit oyunculardan yoksun Galatasarayı kaçırmak istemez. Galatasaray tarafında ise Sivas ve Fenerbahçe'nin puan kayıplarından sonra zirveye yaklaşmak ve gelecek sezon avrupa bileti kapmak için son şans. Gerçi bu sezon bu tip kırılma maçlarının (Eskişehir, Kayseri, Kocaeli, Trabzon, Fenerbahçe) hiç birinde galip gelemiyoruz da ayrı bir konu.

Bugün Kewell, Lincoln, Baros ve Nonda sahada olacak gibi haberler geliyor içeriden. Eğer bu dörtlü ile maça başlarsa Bülent Hoca ben 1 puana bile şimdiden razıyım. Ne kadar kötüde olsalar Aydın veya Hasan ile başlanmalı sağ kanatta. Barış-Ayhan ikilisi artım ritim yakaladı sayılır. Eski maçlarda ki gibi pozisyon hataları olmuyor. Nonda , Ümit Karan adlı karaktersiz insandan her zaman iyidir. Lincoln ise kesilecek isim olmalı. Son derbide ayakta duracak gücü kalmamış göründü. Son 30 dakika girmeli bu oyuna. Emre Güngör kumarı oynanacak yine. Skibbe bedelini ağır ödemişti bakalım Bülent Korkmaz ne sonuç alacak bu kumarda.

Böyle bir havada ve böyle bir ortamda Belediye'yi yenememek herşeyin sonu olur. Ancak yinede benim ümidim yok bu maç için. Belediye ilk yarı gol yemezse bu maçı rahat alabilecek bi takım. Yapacakları pas trafiğiyle Galatasaray'ı yormayı düşüneceklardir ilk planda. Bu maçta ilk yarı gl bulamazsak galibiyet hayal olur diyorum....

Çarşamba, Nisan 15

15 Nisan 1489 - 9 Nisan 1588

Koca Sinan'ın bugün doğum günü. Bu ülkeye bu millete neler kazandıkları işte burada

Cuma, Nisan 3

Dört Nisan Doksanyedi

Dört nisan gecesi saat onkırkbeş
Seven gönülleri yaktı kor ateş
Bu giden son Başbuğ Alparslan Türkeş
Dualar Tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Dört nisan gecesi zifir karanlık
Ínsan fani imiş hayat bir anlık
Bayındır önünde en son yarenlik
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Dediler ki: Başbuğ HAKK'a yürüdü
Bozkurtlar çaresiz Çınar kurudu
Göz yaşı selinden karlar eridi
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Hastane önüne doldu Bozkurtlar
Saçını başını yoldu Bozkurtlar
Hem yetim hem öksüz kaldı Bozkurtlar
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Başkan anlatıyor: Durmak bilmedi
Seksen yıl çalıştı Asla yılmadı
Bir çocuk haykırdı: Türkeş ölmedi
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Gece saat üçte nöbet başladı
Bir grup bıraktı biri başladı
Íşte...son yolculuk böyle başladı
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Nöbetler uzadı bitmek bilmedi
Bozkurtlar uyumak yatmak bilmedi
Gençlerin kapından gitmek bilmedi
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Üç mayıs dokuzyüz kırk dört'ten beri
Yürüdün en önde dönmedin geri
En son gün...ardında üç milyon çeri
Dualar tekbirler size Başbuğum
Hakkını helal et bize Başbuğum...

Milyonlar sel olmuş kente akıyor
Müezzin ağlıyor... Selâ okuyor..
ÜÇ HÍLÂL BOYNUNU BÜKMÜŞ BAKIYOR..
DUALAR TEKBÍRLER SÍZE BAŞBUĞUM
HAKKINI HELAL ET BÍZE BAŞBUĞUM...