Cuma, Haziran 29

Perşembe, Haziran 28

İlk Finalist İspanya


Yarı finalin ilk maçında favori İspanya’ydı kuşkusuz. Ancak maç başladığında Portekiz’in bu mücadeleye hazır olduğu ve bazı anlarda İspanya’dan daha üstün olduğu gerçeği ortaya çıktı. Özellikle Coentrao muhteşemdi. Maç boyu kendi sol kanadını kullandı. David Silva’yı oyunda kaldığı sürede etkisiz kıldı. Diğer kanatta ise Nani yıldırıcı özelliği ile dikkat çekti. Ronaldo Hollanda maçının aksine etkisizdi. Hugo Almeida ise alternatifsizlikten oynuyordu adeta. Tek tehdidi olan etkili şutlarını da çıkaramayınca vasatı aşamadı. Ancak dakikalar ilerledikçe İspanya’nın kendi halinde işleyen iç ritimi oyuna hakim oldu. Sahanın tümünde pres yapabilen Portekiz oyundan düştü. Nitekim maçın son 20 dakikasında defans yapmaktan başka çare bulamadılar. Son dakikada yakaladıkları kontratakta Ronaldo kötü vurunca finalin kıyısından döndüler.

Uzatma dakikalarında oyun rölanti gitti ve iki takımda adeta penaltılara hazırladı kendini. Penaltı vuruşları öncesi İspanyollar kendinden emin görünüyordu. Önce Alonso sonrada Moutinho’nun atışları kaçırması dengeyi bozmadı. Portekizde Nani ve Pepe golü buldular. Ancak dördüncü penaltı Bruno Alves topu direğe nişanlayınca Fabregas klas penaltısıyla Portekiz’i evine gönderiyordu. Ronaldo ise 2010 sonrasında birkez daha İspanya’ya elenmenin acısını yaşadı. Daha acı olan ise penaltı kullanamadan kupaya veda etmesi. Bruno alves’in penaltı atması abes görünsede Ronaldo’nun ilk penaltıyı atmaması da ayrı bir yanlıştı. Sonuçta İspanya beklenildiği gibi finale adını yazdırdı. Ve bu akşam rakibini bekleyecek. Almanya ve İtalya kıyasıya bir mücadele içinde olacak. 

Çarşamba, Haziran 27

Portekiz - İspanya

Saldır Ronaldo !

Pazartesi, Haziran 25

Euro 2012 Yarı Final Son İki Bileti

Euro 2012'de yarı finalin son iki biletini İspanya ve İtalya kaptı. İspanya - Fransa eşleşmesinde favori İspanyaydı ve rahat oyunuyla sonuca gitmesini bildi. İspanya'nın futbolu çoğu futbolseveri uyuz etsede benim hoşuma gidiyor ve kupayı kaldıracaklar bence. Topa sahip olmadan geçen sistem hoş, hermaç yapılan 750-850 arası pasta cabası. Bu oyunu kim bozabilir? Oynadığı her maçta performansı artan Portekiz mi? sanmam... Maçın diğer tarafındaki Fransa bu oyunu bozmayı tercih etti üç bölgede yakın kaldılar pas trafiğini bozmak için nafile, bu sefer kanatları boşladılar beklenen sonuç kaçınılmazdı yani. Xabi Alonso'nun biri penaltı'dan iki golüyle 2-0 turladı İspanya ve yarı finale gözünü dikti. İspanta iyi h da bi de Torresle başlasa    daha tatlı olur bence.                                                                                                                                                                                       
Yarı finalin diğer biletini İtalya kaptı. İtalya-İngiltere eşleşmesinde favorim ve sempatim İngiltere'den yanaydı. Bu sempati ilk yarıda sona erdi. Maç uzar, penaltılara kalır  demiştim fakat böyle iyi futbol beklemiyordum. İki takım çok iyiydi, turnuvadaki en iyi, göze hoş gelen futbollarını oynadılar. İlk yarı'nın başlangıcıyla birlikte pozisyon zenginliği hat safhadaydı. Gol kaçırma yarışı vardı diyebiliriz. Bunda İtalya'da Buffon, İngiltere'de Terry-Lescott ikilisinin başarısı tartışılmazdı. İtalya daha fazla organize olmuş ve daha fazla pozisyon bulan taraftı İngiltere ise İtalya'nın tanıdığı fırsatları kollayan sıkı savunma yapan taraftı sanki roller değişmişti. Penaltılara kadar gitti maç penaltılarda ayrı bir heyecan yaşandı. Buffon takımını kurtarışıyla sırtlarken Pirlo yıllarca unutulmayacak penaltısıyla gönüllerde ki yerini sağlamlaştırarak  takımlarının son yarı final biletini kapmasını sağladılar.

Almanya- İtalya, İspanya-Portekiz eşleşmeleri sağlam maçlar, Portekiz ve İtalya bir süprize imza atacaklar mı bekleyip göreceğiz. @trgtalper                            

Cumartesi, Haziran 23

Çeyrek Finaller Yeni Başlıyor

 Portekiz, Çek Cumhuriyeti maçında sahadaki en büyük oyuncu Ronaldo oldu ve takımını yarı finale çıkardı. 


Dün akşam Mesut liderliğindeki Almanya, Yunanistan'ı 4-2 ile geçerek yarı finaldeki rakibini beklemeye başladı. Mesut'u izlemek gerçekten büyük bir zevk.

Çeyrek finaller bugün başlıyor diyebiliriz. Bu akşam İspanya - Fransa korakor bir mücadele verecekler. Fransa sürpriz kovalarken ispanya yarı finalde Portekiz'in rakibi olmaya çalışacak. yarın akşam ise İngiltere - İtalya mücadelesi Almanya'nın rakibini belirleyecek. turnuvada gönlüm Mesut'un yani Almanya'nın yanında.

Cuma, Haziran 22

Perşembe, Haziran 21

Çarşamba, Haziran 20

Euro 2012 / D Grubu / Kapanış

     Euro 2012 D Grubu kapanışında İngiltere-Ukrayna, Fransa-İsveç mücadelerine sahne oldu. İki maçıda aynı anda seyretmeye çalıştım ama gözüm daha çok İngiltere-Ukrayna mücadelesindeydi açıkçası. Bumaçın daha zevkli geçeceğini düşünüyordum ve öyle oldu. Ne dersek diyelim 62. dakikada Tery'nin kale içinden çıkardığı top YUH! dedirtti. O ana 1-0 geriden gelen , bastıran Ukraynaydı belki de o gol verilmiş olsaydı şuan başka şeyler konuşuyor olacaktık. Biz hakemleri elştiriyoruz TSL'de fakat böyele bir turnuvada bu hatalar oluyorsa çok konuşmamak en iyisi. Sahada 5 hakem vardı sanırım bu gol çizgisi teknolojisi devreye girmediği sürece 25 hakemde olsa bu hatalar olacak.

     İlk yarıya baskıyla başlayan ev sahibi Ukrayna karşısındaki katı İngiltere savunmasına karşın pozisyon üretmesini bildi fakat bu pozisyonları gole çeviremedi. Böyle olunca neden Sheva ile maça başlanmadı diye düşünüyorum. İkinci yarıya daha baskıcı Ukrayna futbolu bekleniyordu fakat 48.dakikada Gerrard'ın güzel ortasını Ukrayna savunması ve kalecisi es geçince milli forma hasreti çeken Rooney için bıu ortayı gole çevirmek zor olmadı. Daha sonrasında Ukrayna gruptan çıkmak için elinden geleni gösterdi fakat verilmeyen gol herşeye tuz biber ekti, böylelikle bir ev sahibi daha Euro 2012ye veda ederken, gruptan çıkamaz denilen İngilteregrubu lider tamamlayarak Çeyrek finalde İtalya'nın rakibi oldu. Enteresan bir eşleşme, penaltılara kadar gider bence.

     Fransa-İsveç mücadelesini elimden geldiğince takip etmeye çalıştım, ilk yarı hızlı başlasa da daha sonra iki takımda duraksadı. İlk yarıda Fransa ataklarını daha çok izledik diyebilirim. Fransa  rakip kaleye topu iyi taşıyor ama sonrası karışıyor gibi, gerek Ribery gerek Benzema ceza sahasında istedikelrini yapamıyorlar.
     İkinci yarı daha hızlı başlayan İsveçti ve ikinci yarı başlarında Zlatan gol böyle atılır dedi. Euro 2012'nin sonraki mücadelelerinde ne goller atılır bilmem çokta enterese etmez beni bu gol turnuvanın golüdür. Golden sonra İsveç ataklarını daha da sıklaştırırken Fransa maç bitsinde İspanyayla karşılaşalım havasındaydı. 90+1 de İsveçin ikinci golü ve galibiyeti pekiştirdi. İsveç çıktı mücadelesini gösterdi gruptan çıkamasada tat bıraktı bence Fransa ise çeyrek finalde İspanya'nın rakibi oldu, sanırın dönüş için uçak biletleri falan ayrılmış o derece...

     Euro D Grubunda İngiltere, Fransa, İsveç ve Ukraynayı izledik. İngiltere turnuvanın en iyi savunmalarından birine sahip ve heran herşey yapabilir pozisyonunda. Maç kazanmak istediklerinde kazandılar ve bunu herkese gösterdiler. Fransa 2010 dünya kupası trajedisini atmış gözüksede eski Fransa değil ve olamayacak görüntüsünde. İsveç bu gruptaki maçlarını gözden geçirmeli bence ilk iki maç önde başlayıp mağlup oldular son maçta galip geldiler ilerleyen yıllarda daha başarılı bir İsveç görebiliriz. Ukrayna evsahibi avantajını iyi kullandılar, güçleri doğrultusunda iyi işler yaptılar, son maçta verilmeyen golleri hevslerinin kursaklarında kalmasına neden oldu.@trgtalper

Salı, Haziran 19

Ölümün Böylesi

Ülke kürtaj, ev hapsi, genel af gibi konularla çalkalansın, teröristler vatanın her sokağında kol gezsin, sen dağlarda ekmek yedikleri vatana tükürmeye çalışan soysuzların peşinde koş. Hain bir kurşuna canını teslim et.  Memleketine, evine, annene, babana döneme. Kuytu bir köşede ruhunu teslim et azraile. Peki ya sana bu kurşunu atanlar, attıranlar,atılmasına sebep olanlar ? Onlar ölümünü her ortamda meze yapsınlar. Hatta ölümünden dolayı onur bile duyanlar olacak. Sen ömrünün baharında göçüp git bu Dünya'dan. Adına şehit desinler sadece, ismin manşet olsun, medyada 3 gün yer bulursun o kadar. Sonrası anneye babaya kalan ve ömür boyu geçmeyecek bir acı.

Dedik ya ; adın sadece şehit olarak kalır. Ama neye göre? Kime göre ? Ne için olduğu belli olmayan bir şehit !!!

Pazartesi, Haziran 18

Samet Kaptan geldi... Herşey bitti mi?

                Tabi ki bitmedi daha yeni başlıyoruz. Bu kötü dönemde  çıkış yolu olarak Beşiktaş'ın kendi öz evlatlarından faydalanması gerekiyordu ve sancılı'da olsa (birazda mecburiyetten) Samet Aybaba Beşiktaş'ın başına getirildi. Kendisi'nin Beşiktaşlılığını tartışmak abestir, nedendir bilinmez kendisine sinir olan bir zümrede Beşiktaş camiasının bir parçasını oluşturmaktadır. Netice olarak kendisi Beşiktaş'ın kaptanlığını yapmış ülkemizde çeşitli kulüplerde görev almış ve her görev aldığı kulüpte olumlu izler bırakmış bir teknik adamdır. Özellikle altyapı konusunda bilgili ve cesaretlidir. Kendisine neden sinir olunuyor ? sorusunun cevabı bilinmemektedir, bilinen Beşiktaşı görev aldığı kulüplerde baya yenmesi, puan alması, gol sevinci falandır... eee ne yapacaktı adam ?

               Bu zor dönemde çıkış yolu olarak Beşiktaşın öz evlatlarının kullanılması, Beşiktaşa yakışmayacak, formayı haketmeyen futbolcularla yolların ayrılması ayrıca alt yapıdan 1-2 yetenek yakalanırsa 2 senede bu takım eski günlerine döner demiştim.(Maddi-manevi olarak) Onun için Samet Aybaba tercihi doğrudur, kendisi inşallah akıllı adımlar atar, ne oldum delisi olmaz, herşeye kafa sallamaz, ağırlığını yerinde kullanır ve iyi bir başlangıç yaparak uzun yıllar Beşiktaşımızın başında görev alır.

              Samet hoca zirveye oynayacağım diyor... Yönetim küçüleceğiz... Yönetimden Cem Bilge, yönetim dışından ibrahim Altınsay istifa ediyor, çok hoca ismi geçiyor (ürkütücü) sonrada mecbur kalındı biliyorum Samet hoca getiriliyor Beşiktaşın başına. Yönetimde bi kargaşa bir sıkıntı var, görüş ayrılıkları var, net bir hedef belirlenmemiş... Bu da camiayı endişelendiriyor. Başkan çıkıyor Rüştü, Nihat hakkında garip demeçler veriyor, İkinci başkan Egemen hakkında atıp tutuyor... Ya tamam görüşleriniz vardır bir çok konu hakkında ama net bir tavır belirlemeden neden medyaya malzeme oluyorsunuz? Ne oldum delisi mi olacaksınız?

             Evet zor bir görev aldınız, Yanan eve girdiniz,  Beşiktaşa FEDA olsun dediniz, ne olur kendinizden şüphe ettirmeyin bizi.



Cumartesi, Haziran 16

Euro 2012 A Grubunda Sona Gelirken


Euro 2012 A grubunda gecenin final maçları bu akşam Türkiye saati ile 21.45’te başlayacak. 


     Grupta oynadığı iki maçta iki beraberlik alan Polonya, Rusya karşısında dağılmasına rağmen Yunanistan engelini geçmeyi başaran Çek Cumhuriyeti ile karşı karşıya geliyor. Polonya her ne kadar 10 kişi Yunanistan kalesine dahi gidemese de Rusya karşısında özellikle ikinci yarıda oynadıkları futbolla beğeni topladılar. Ancak kontra yemeye oldukça müsait görüntüleri de devam ediyor. Lewandowski-Kuba ikilisi her zamanki gibi takımın en önemli hücum silahları olarak göze çarpıyor. Rusya maçında sonradan oyuna girerek başarılı bir performans gösteren Adrian’ın ilk 11’de başlaması sürpriz olmaz. Çekler ise Yunanistan maçını kazanmalarına rağmen oynadıkları futbolla kimseyi tatmin etmemiş durumdalar. Öne geçtikleri maçta ayaklarında top tutmalarına rağmen hücumda etkili olamamaları ve rakip pas yapmaya başladığında baskı yemeleri en büyük handikapları. Takımda göze batan tek oyuncu Pilar’a eşlik eden bir oyuncuları hala yok. Üstelik Rosicky’nin bu maçta sakatlığı nedeniyle forma giyememe ihtimali de var. Çeklere beraberlik yettiğinden defansif bir kadroyla saha çıkmaları muhtemel. Oynanan futbollara ve saha avantajına bakıldığında Polonya’nın maçı kazanarak gruptan çıkacağı düşüncesindeyim. Ancak beklenen golün gecikmesi Polonya’da seyirci baskısının artmasına ve paniğe sebebiyet verebilir ve buda Çekler’in işine gelecektir.





    Gecenin diğer maçında ise oturmuş kadrosu ve aldıkları sonuçlar ile grubun favorisi Rusya henüz kadro istikrarı oluşturamamış Yunanistan karşısına çıkıyor. Rusya Zenit takımına yaptığı eklemelerle takım olma sorununu aşmış durumda. Üstelik genç oyuncu Dzoagev ve Arsavin takımı çok iyi yönetiyor. Shirkov da hücumda bir diğer etkili silah. Kerzakhov ise tüm şanssızlığıyla bir turnuva geçiriyor. Yunanistan ise oynadığı iki maçta ilk 11’den 4 farklı oyuncu ile sahaya çıktı. Özellikle ofansif anlamda ideal orta saha ve forvet oyuncularını belirleyememeleri büyük handikap. Son maçta kaleci Chalkias’ın sakatlanması ve kart cezalısı Sokratis Papastathopoulos’un dönmesiyle yine farklı bir 11 ile sahaya çıkacaklar. Özetle bu maçı Rusya’nın rahat kazanacağı ve gruptan lider çıkacağı düşüncesindeyim…

twitter: @atakcemil


Euro 2012 / D Grubu / Sona Yaklaşırken

      Euro 2012 D Grubunda sona yaklaşırken, gecenin açılış maçı  Ukrayna - Fransa arasındaydı. Açıkçası hem bu maç hemde İngiltere İsveç maçlarının bunalım şekilde geçeceğini düşünüyordum. Ayrıca İsveç ve Ukrayna'nın galip geleceğinide... Açıkçası hiç beklediğim gibi olmadı bu karşılaşmalar. İki maçta izlenebilir kalitedeydi.
      Ev sahibinin seyirci desteği ile başlanan maç yağmurla birlikte gecikmeye girdi. Ayrıca Avrupa Şampiyonalarında yağmur nedeniyle başlama saati değişen ilk maç olarak tarihe geçti. Ben bu maçta beklediğim Ukraynayı göremedim. İlk yarıda Sheva önderliğinde pozisyonlar yakalasalar'da sonuca ulaşamadılar. Fransa ise İngiltere maçına göre daha bi derli toplu geldi bana rakiple alakalı sanırım. Ukrayna daha sempatik geliyordu bu maçta bana ama olmadı. Ukrayna'da sanki bişiler eksik, tamam güzel şeyler yapıyorlar ama eksik olan ne?
    İkinci yarı   oldukça hareketli başlarken Fransa'nın ardarda gelen iki golü Ukrayna'nın nefesini kesmeye yetti. Daha sonrasında topa sahip olan Fransa oyunu soğutarak 2-0 galip gelmesini bildi.
      Gecenin ikinci maçında İngiltere-İsveç karşı karşıya geldi. İlk yarıda iki takımında orta sahadaki eforunu gördük ve buda maçı daha bi izlenebilir kıldı. İngiltere adına  Andy Carroll ve Theo Walcott neden ilk onbirde oynamaz diye düşünürdüm Hodgsonın takımında, neyse ki bu maçta Carrollu ilk onbirde gördük. Carroll'un golüyle 1-0 önde biten ilk yarı ikinci yarının daha bi hareketli geçeceğinin işareti gibiydi.
      İkinci yarı daha bi heyecanlı ve istekli başlayan taraf İsveçti. Zlatan önderliğindeki İsveç 45-60 dakikaları arasında iki gol bularak skoru üstünlüğünü ele geçirdi ve kolay lokma olmadığını gösterdi. İngiltere'nin buna karşılık vermesi gerekiyordu ve Hodgson 61. dakikada Theo Walcottu oyuna alarak beni şaşırttı. Açıkçası kendisinden hiç beklemediğim bir hamleydi ayrıca geçte kalınmış bir hamle. Theo Walcott'un oyuna girmesiyle oyun İngiltereye döndü, hızlı gelişen atak sonrası kazanılan korner ve kornerden ceza sahası dışına gönderilen  topu sorumluluk alarak kaleye gönderen Walcott'un golüyle skor eşitliğini kazanan İngiltere.
      Daha sonrasında İsveç ataklarını sıklaştırmaya çalışsada duran toplar dışında çok tehlike oluşturamadı. 78. dakikada bir kez daha sahneye çıkan Walcott'un müthiş ortasını aynı müthişlikle ağlarla buluşturan isim ise Welbeckti. Şok şık hazırlanan pozisyon, aynı şıklıkla tamamlanmıştı. Nistelrooy vari bir gol diyebiliriz bu gole. Skor 3-2 olmuştu, daha sonrasında İngiltere tamamen oyunun üstünlüğünü eline aldı ve ataklarını sıklaştırdı. Son dakikalarda Gerrardın kaçırdığı pozisyon sonrası maç İngiltere üstünlüyüğle 3-2 tamamlandı.
      Bu maçla beraber İsveç turnuvadan elendi, Carroll ve Walcottun değeri anlaşıldı, İngiltere tarihinde ilk defa İsveçi  yenilgiye uğrattı ve Roy Hogdson ilerleyen günler için İngiltere adına birkaç kıvılcım göstermiş oldu.@trgtalper

Cuma, Haziran 15

Çarşamba, Haziran 13

Euro 2012 A Grubu Puan Durumu ve Kalan Maçlar




Euro 2012 - A Grubu / Polonya - Rusya


     Euro 2012'de A Grubu’nda günün ikinci maçında ev sahibi Polonya ve grubun favorisi olarak gösterilen Rusya karşı karşıya geldi. Mücadele Dzagoev ve Blaszczykowski'nin karşılıklı golleriyle 1-1 berabere sonra erdi. Bu sonuçla Rusya, 4 puanla liderlik koltuğunu korurken Polonya 2 puanla 3. sırada kaldı.

     Çek Cumhuriyeti karşısında oynadıklar akıcı ve iyi futbolla turnuvadaki gelecekleri için çok iyi sinyaller veren Rusya ilk maçtaki 11’i bozmadan, Polonya’da ise ilk maçta kırmızı kart gören kaleci Szczesny’nin yerine Tyton, orta alanda ise Yunanistan maçında etkisiz bir görüntü çizen Maciej Rybus'un yerine de daha savunmacı Dudka ile mücadeleye başladı. 

     Maçtan önce beklentiler 10 kişi kalan Yunanistan kalesine dahi gidemeyen Polonya’nın Çekleri yerle bir eden Rusya karşısında hiç şansı olmadığı yönündeydi. Aslında  bu maç gösterdi ki Çeklerin Rusya karşısındaki çok kötü futbolu Ruslar için pekte ölçü olmamalıydı. Polonya ise Yunanistan maçındaki hatalarından ders almış bir görüntü sergiledi ve bu iki takım biz futbolseverlere zevkli bir mücadele izletti.


     Maça ev sahibi olmanın da avantajını iyi kullanan Polonya hızlı başladı. İlk 15 dakikada etkili olamayan Rusya dakikalar ilerledikçe orta sahada topa daha çok sahip olarak oyunun kontrolünü ele aldı. Polonya kalesinde etkili olmaya çalışan Rusya maçın 37. Arshavin'in kullandığı serbest vuruşa, kafasıyla dokunan turnuvanın yıldızlarından Dzagoev’in golüyle 1-0 öne geçti ve ilk yarı bu skorla sona erdi.



     İkinci yarıya ise Polonya Lewandoski mutlak bir gol kaçırarak başladı. Bu pozisyon gelecek golünde habercisi gibiydi. Oyunun hakimiyetini tamamen ele alan Polonya kalesinde zaman zaman oldukça tehlikeleri pozisyonlar yaşasa da aradığı golü 57. dakikada Rusya ceza sahasına çalımlarla giren Blaszczykowski ile buldu. 

     Golün ardından iyice yüklenen Polonya Trabzonspor’dan tanıdığımız Adrian’ın da oyuna girmesiyle orta alandaki etkinliğini iyice arttırdı. Rusya’da ise iki maçta da hayal kırıklığı yaratan Kerzakhov-Pavlyuchenko değişikliğinin de hücum organizasyonlarında farklılık yaratmaması Polonya baskısının artmasının nedenlerindendi. Sayısız gol fırsatından yararlanamayan Polonya’ya Rus kaleci Malafeev geçit vermedi. Rusya‘da zaman zaman rakip kalede önemli pozisyonlar bulsa da gerek kaleci Tyton’un müthiş kurtarışları, gerekse Arsavinin tercih hataları nedeniyle skoru değiştiremedi. 

     Her ne kadar Rusya topa sahip olmada rakibine %57-%43, rakip kaleye yapılan ataklarda ise 46’ya 31 üstünlük sağlasa da Arsavin’in kritik pas hataları ve biraz da bencilliği yüzünden kaleye şutta  7(3)-15 (9) ile rakibinin gerisinde kaldı.

     Kalan dakikalarda her iki takımda bir kaza golüne kurban gitmemek için kontrollü bir oyun sergilediler ve kaderlerini grubun son maçlarına bıraktılar. A grubunda bütün takımların iddiasının devam etmesiyle son maçlarda bizleri büyük bir heyecan bekliyor

Twitter:@atakcemil

Salı, Haziran 12

EURO 2012 - A Grubu / Çek Cumhuriyeti - Yunanistan


     Bugün A grubunun ikinci grup maçlarının ilkinde Çek Cumhuriyeti ile Yunanistan karşı karşıya geldi. İlk maçında Rusya’dan ağır bir mağlubiyet alan  Çek Cumhuriyeti için bu maç tamam ya da devam maçıydı. Yunanistan ise ilk maçta Polonya’yı elinden kaçırmış ve Çeklere göre daha derli toplu bir görüntü vermişti.


     Yunanistan’da ilk maçta savunmanın önemli isimlerinden kırmızı kart gören Sokratis Papastathopoulos ve sakatlanan Avraam Papadopoulos’un yokluğu  hem moralleri hemde planları alt üst etmişti. Teknik direktör Fernando Santos Çekler karşısında Polonya maçına göre ilk 11’den tam 4 farklı ismi sahaya sürdü. Savunmada Avraam Papadopoulos’un  yerine Kyriakos Papadopulos, Papastathopulos’un yerine de orta sahada oyuncusu Maniatis görev yaptı. Maniatis’in savunmaya çekilmesiye ofansif yönü kuvvetli Fotakis orta alanda, Salpingidis ve Fortounis ise hücumda Gekas ve Ninis’in yerine görev aldılar.

     Çek Cumhuriyetinde ise Rusya karşısında alınan ağır mağlubiyetten sonra daha kontrollü bir kadro sahaya çıktı. Rusya karşısında ileride etkisiz olan Rezek’in yerine savunmacı orta saha Hübschman,  Hubnik’in yerine ise sol bekte Limbersky görev aldı.

     Yunanistan’ın futbol felsefesi haline gelen katı savunmanın yanı sıra Çeklerinde kontrollü bir kadro sahaya sürmesi sıkıcı bir maç olacağı izlenimi vermişti. Ancak Çekler bu son şanslarının farkına varmış olacaklar ki maça oldukça etkileyici bir başlangıç yaptılar. Henüz 3. dakikada Jiracek, 6. dakikada ise Rusya ağlarını da havalandıran Pilar ile farkı bir anda ikiye çıkardılar. 6 dakikada bulunan 2 gol aynı zamanda Şampiyona rekoruydu da.


     Gollerden sonra Çek takımı topa daha çok hakim olan ve oyunu kontrolü altında tutan taraftı. Her ne kadar topa sahip olsalar da hücumda çok etkili olamadılar. Yunanistan ise daha yediği iki golün şokunu atamadan 22. dakikada kaleci Chalkias’ın sakatlanmasıyla bir kez daha sarsıldı.  Ancak tıpkı Polonya maçında olduğu gibi kötü başladıkları maçta 40. dakikadan itibaren ağırlıklarını koymaya başladılar. Soyunma odasına en azından bir golle girmek için çabalasalar da ilk yarı Çekler’in 2-0 üstünlüğü ile sonra erdi.

     İkinci yarıya Yunanistan’da hücumcu bir orta saha olmasına rağmen son 77 maçında yalnızca 5 gol atabilen Fotakis’in yerine ülkemizde forma giyen Gekas oyuna girdi. Dakikalar 53’ü gösterdiğinde Cech bizim maçta Nihat’a hediye ettiği golün aynısını bu sefer de Gekas’a armağan etmişti. Tuhaf olan Cech gibi üst düzey bir kalecinin son iki Avrupa Şampiyonasında adına yakışmayacak performanslar göstermesi. Kendisinde belirgin bir mental yorgunluk göze çarpmakta.


     Maçın 2-1 olmasıyla Çek kalesine iyice saldıran Yunanistan rakip kalede çok etkili olamadı. Ülkemizde forma giyen bir başka futbolcu Milan Baros ise oldukça etkisiz olduğu maçta yerini 64. dakika da Pekhart’a bıraktı ve Galatasaray’ın kendisini yüksek fiyata satma ümitlerini de bir anlamda suya düşürmüş oldu.

     Sonuç olarak kalan dakikalarda Çekler skoru korumasını başardı ve ümitlerini son maça taşımış oldu. Artık grupta Polonya  final maçına çıkacaklar...

twitter: @atakcemil

3kupaTekŞampiyonBEŞİKTAŞ



                       Tebrikler Potanın Kartalları! Şu kötü günlerde camia'nın buna çok ihtiyacı vardı.

Euro 2012 / D Grubu / Açılış

          2012 Avrupa Şampiyonası D grubu açılışı devlere nasip oldu ve  Fransa- İngiltere karşı karşıya geldi. Bu iki takım resimde iyi poz veriyor fakat sahada malesef... Çok büyük umutlarla ekran karşısına geçtim, ne bileyim İngiltere'den şöyle sağlı sollu ortalar, bindirmeler... Fransa'dan organize pozisyonlar... Malesef  hepsi havada kaldı.
          İlk yarıda İngiltere aman açık vermiyim nasıl olsa atarım oyunu oynarken, Fransa temkinli oyunuyla dikkat çekti. İngiltere fizik olarak güçlü görünsede maç içinde fark gösterecek oyuncu azlığı'nın sıkıntısını yaşıyordu. Fransa ise Ribery'nin kanatlarda şapka'dan tavşan çıkartmasını bekliyordu. Maçın ilk tehlikeli atağı 15. dakikada James Milner ile İngiltere'den geldi. Ashleh Young'ın iyi ara pasında boş kaleye gönderilemeyen  top saç baş yoldurdu. O rahat pozisyonda boş kaleye gol atamıyorsan ne işin var İngiltere milli takımında... Ben olsam hemen çıkartırdım oyundan(şaka şaka) Bu pozisyonların devamını bekledik fakat gelen giden olmadı ...  30. dakikada İngilterenin  fark katacak oyuncusu olan Gerrard'ın serbest vuruşu ve Lescott'un kafasıyla öne geçen ingilizler skoru koruma yolunu seçtiler. Fakat 39. dakika'da sahneye çıkan Nasri hesapları alt-üst etti.  İlk yarı 1-1 sona ererken ikinci yarı ne olacak? acaba düşüncesi bende yoktu açıkçası maçın aynen devam etmesini bekliyordum ki öyle oldu.
          İkinci yarı biraz daha hızlı başlayan Fransa İngiliz sert savunmasını geçemedi. Yer yer Fransa'nın cılız ataklarını gördüksede bu kimseyi tatmin etmedi. Fransa gibi bir takımda Ribery'den başka top yapacak adam yoksa, Benzema ceza sahasında tek başına çırpınıyorsa Blanc'nında Domenech'den pek farkı yoktur benim gözümde. Son dakikalarda iki takım adına'da pozisyonlar olsa'da maçın skoru değişmedi  ve maç 1-1 sona erdi.
          Bu maç beni oyuncusuyla sahada oynana oyunla ve de teknik direktör performanslarıyla hayal kırıklığına uğrattı, Euro 2012'nin şu ana kadarki en kötü maçı bu maçtı.
         D grubunda günün ikinci mücadelesinde Ukrayna- İsveç mücadelesini izledik. Bu maç için Sheva böyle istedi desek yanılmış olmayız sanırım. Günün ilk maçına nazaran sahada gösterilen mücadele, daha doyurucu ve güzeldi.
          Ev sahibi Ukrayna seyircisininde müthiş desteyiğle maça hızlı başladı, ilk yarıda isveç'te pozisyon bulsada Ukrayna daha baskı kuran ve pozisyon üstünlüğü olan taraftı. İsveç Zlatan önderliğinde bişeyler göstermeye çalıştı. Fakat takım oyununu daha iyi oynayan Ukraynaydı kuşkusuz.
          İkinci yarı başlangıcında İsveç hızlı başladı Ukrayna hafif endişelensede toparlanmasını bildi. Zlatanın golü Ukrayna tribünlerini korkutsada Sheva sahneye çıktı ve 5 dakikada 2 gol bularak takımını galibiyetle tanıştırdı. Maçın ensantenesi olarak Zlatan ve Sheva rekabeti, turnuvanın en uzun takımı İsveçin iki kafa golüyle mağlup olması gösterilebilir.
          Bu iki takımın mücadelesi günü kurtardı ve aynı zamanda D grubunda hesapları alt-üst etti. Sanırım bu iki takım hem İngiltere hem de Fransayı rahat yener.@trgtalper

Pazartesi, Haziran 11

Hırvatistan 3-1 İrlanda, C Grubu


C grubunun diğer maçı öncesi grubun iki favorisinin berabere kalması iki takım adına da şanstı. Nitekim Trapattoni bunu vurgulamış maç öncesi.  İrlanda elemeler boyunca aynı 11 le başladı maçlarına. Turnuvayada bu  11 ile çıktılar. Trapattoni gücünün yani güçsüzlüğünün farkındaydı ve bunu takım oyunu ile güçlendirmeye çalışıyordu. Az gol yemiş olmalarına fazlasıyla güveniyordu Trapattoni.  Hırvatlar ise bizi hakederek elediler ve turnuvaya geldiler. Bilic’in oyun felsefeside oynamak üzerine ve bu grupta her maçları zevkli geçecek.

İrlanda Keane – Doyle, Hırvatlar ise Mandzukic- Jelavic ikilisi ile gol arayacaklardı. Defans hatlarına bakıldığında ise irlanda daha ağır basan taraftı kağıt üzerinde. Beşiktaş’tan tanıdığımız Gordon’un ilk 11 de olması Hırvatlar için üzücü olmalı.  Hırvatların Modric-Vukojevic-Perisic-Rakiticli top ayağına yakışan orta sahası iki takım arasındaki farkın göstergesiydi. Hırvatlar maça etkili başladı ve Mandzukic’in düşerken vurduğu kafa topu Given’ın topu görememesi nedeniyle ağlarla buluştu ve Hırvatlar maçtaki ilk şans golünü buldu diyebiliriz. Bu golde Srna’nın kendine has çizgi koşusu golü getiren etkendi. Sonrası irlanda pozisyon üretemedi ancak kazanılan duran top sonrası arka direkte Ledger, Corluka’dan daha önce davranınca beraberliği kazandırıyordu takımına. İlkyarının son dakikalarında ise Jelavic şans eseri önünde bulduğu topu ağlara göndermekte zorlanmadı.  Soyunma odasına Hırvatlar 2-1 önde girdi.

İkinci yarının başında ise yine Mandzukic’in kafa vuruşunda direğe çarpan top Given’ın kafasınada çarpınca Hırvatlar farkı ikiye çıkardılar. Bu gol sonrası Hırvatlar riske girmeden oynarken İrlanda  ise kendisi stilleri dışında olan etkili hücum etmeyi beceremediler. Hırvatların tek yardımcısı Gordon oldu ancak hakem Keane’e yapılan müdahalede penaltı kararını vermeyince maç kısır bir döngüye girmiş oldu. İrlanda’da sonradan oyuna giren Cox ve Walters etkili oldular ve ispanya maçında forma şansı bulabilirler. Hırvatlar ise İtalya önünde büyük bir sınav verecekler. Alacakları bir puan gruptaki şanslarının belirleyicisi olacak. Bilic’in korkusuz futbolundaki zayıf nokta stoper bölgesi. Gordon yerine Vida ile başlarsa sürpriz penaltı ve kart riskini bir nebze indirebilir. Gönlüm italya ve Hırvatistan’ın gruptan çıkmasından yana.

NOT : Euroleague ve bir çok büyük organizasyonda kullanılan Wildcard sistemi Avrupa Futbol şampiyonası içinde kullanılmalı. Ekstra bir hak baraj maçlarında elenen takımlardan birine verilebilir. Veyahut Uefa tarafında seçilecek bir başka takım içinde kullanılabilir. Bu turnuvada Sırbistan, İsviçre, Belçika ve Karadağ’dan herhangi bir ülke burada olsa çok daha renkli bir turnuva olurdu.

İspanya 1-1 İtalya, C Grubu


Turnuvanın 3. günü dev bir maçla başladı. Son Dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya 6 maçtır kazanamadığı İtalya önündeydi. İspanya antrenörü Del Bosque taktik olarak Barcelona modeliyle başladı maça. Llorente ve Torres yedek kulübesindeydi. 4-6-0 denen ve futbolun katili bir sistemle oynaması Torres değişikliğine kadar sıkıntı yarattı. İniesta – Fabregas- Silva ileri üçlüsü İtalya’nın sert ve seri savunması karşısında etkili olamadılar. İtalya ise 3-5-2 gibi artık sahalarda ender gördüğümüz bir diziliş ile yeraldı. Prandelli belliki bu turnuvaya ve özelinde bu maça çok iyi hazırlanmış.

Savunmada Bonucci ve Chiellini’nin ortasına koyduğu isim De Rossi’ydi. Bu sayede savunmada hamle aklını kullanmak istemiş Prandelli. Zira elinde kaliteli defans oyuncuları mevcut. De Rossi’de maç boyu sert ve yerinde müdahaleleriyle hocasını haklı çıkardı. İki kenar bek ise sağ kenarda Maggio, sol kenarda ise Giaccherini oldu ki bu tercih Prandelli’nin tek hatasıydı. İspanya’yı taktik açıdan incelemek istemiyorum açıkçası. Zira Barcelona’nın mini kopyası şeklinde oynadılar. Ve bu düzeni sevmiyorum. Barcelona sistem tıkandığında Messi gibi insanüstü bir yetenekle bu tıkanıklığı açabiliyor ancak sadece bir Messi var bu Dünya’da. Hücuma çıktıklarında 2-5-3 gibi dizilim oluyor ve Busquets savunma ikilisinin hemen önünde yer alıyor.

Maç başlangıcında İspanya’nın topa çok daha fazla hakim olacağı düşüncesiydeydim ancak İtalya korakor bir mücadele verdi. İspanya atakları ceza sahasında bir şekilde kedildi ancak İtalya ataklarında istediği verimliliği yakalamayı bildi. Sağ kenardaki Maggio’nun katkısının bir benzeri sol çizgiden gelebilseydi daha etkili olabilirlerdi. Motta – Marchisio-Pirlo üçlüsü orta sahada hem hemde teknik olarak rakiplerine ezilmediler. İspanya’da öne çıkan tek isim maç boyu çok iyi oynayan İniesta oldu. Balotelli ve Cassano ikilisi biraz zayıf kaldılar.

İkinci yarı başladığında oyunda değişiklik olmadı. Fabregas daha etkili görünürken iniesta bireysel olarak tek başına kalıyordu İtalya savunmasına karşı. Xavi ve Silva’nın arapasları bir şekilde önleniyordu. Balotelli bu yarı daha etkili göründü fakat Sergio Ramos’un hatasından sonra kaptığı topta kaleye vurmayı unutunca Ramos hatasını telafi etti. Bu pozisyon sonra İtalya’da tek itirici forvet olan Seri A gol kralı Di Natale – Balotelli değişikliği geldi. Nitekim Pirlo’nun enfes ve akıl kokan ara pasında Di Natale’nin yaptığı vuruş tam bir golcü işiydi ve Azzurrileri öne geçirmişti. Bu golden sonra Cassano ve Di Natale gibi iki hızlı oyuncuyla gole daha fazla yaklaşacağını tahmin ettiğimiz İtalya’ydı. Ancak İspanya maç boyunca yapmaya çalıştığı organizasyonu golden 3 dakika sonra başardı ve Silva’nın harika ara pasında fabregas’ın net gol vuruşu skoru eşitliyordu. Sonrasında Torres’in oyuna girmesiyle İspanya kendisinden beklenen ve kupaları kazandıran dizilişe döndü ve Torres’in kalitesiyle girdiği 3 gol pozisyonu var. Torres’in sezon boyunca az şans bulması bu son vuruşlardaki başarısızlığın nedeniydi. Maçta başladığı gibi berabere sona erdi.

İki takım bir sonraki maçlarda bir takım değişikliğe gidebilir. İtalya sol çizgiyi daha efektif kullanabilir. Ayrıca Balotelli-Cassano ikilisi ile başlamak zorundalar sanki. Zira Di Natale Cassano gibi orta alana destek verebilen bir oyuncu değil, ayrıca Balotelli kadar da yıpratıcı olmadığı bir gerçek. Hırvatistan önünde yine bu ikili ile başlarlar. Ancak İrlanda karşısında Giovinco ve Di Natale’nin dar alandaki yeteneklerine ihtiyaç duyabilirler. İtalya bu turnuvaya iyi hazırlandığı ve hedefinin yüksek olduğunu gösterdi. İspanya ise Pujol ve Villa’nın yokluğundan etkilenmiş göründü. Arbeloa sağ çizgide Ramos’un katkısını sağlayamıyor. Sol bek olarak ise Alba’nın vereceği katkıya mahkum gibiler.  

Pazar, Haziran 10

Grup B Gün Sonu






     Ölüm grubumuzun ilk sürprizi vikinglerden geldi.Her ne kadar Hollanda'nın yenilmesine üzülsemde,etkisiz futboluyla da bunu hakederken beklentilere veremediği karşılıklada uğradığım sükut-ü hayali sineneye çektim.İhtimali az olsada adından müsemma grubumuzda herkesin herkesi vurabileceğini bekliyorduk ama alışıla gelmiş Hollanda üretkenliğinin olmadığı,savruk Robben'in aynen devam ettiği ve üstüne Van Persie'nin kronik milli formsuzluğuna çok iyi kademelenmiş sabırla kontra bekleyen Danimarka eklenince sonuç Krohn-Dehli'nin 24. dakikadaki golüyle 1-0 portakal malubiyetine dönüştü..Açıkçası çok şey beklenilen maç vasati bir havada son buldu..(Hep iyi başlar kötü bitirirdin.Bu defa kötü başlayıp iyi bitiren olman dileğiyle portakal)



     Gecenin ve turnuvanın şimdiye kadarki en baba maçında Almanya,Portekiz karşısında popülaritesi ve kalitesine uzak bir oyun sergiledi.Bunda Portekizin taktik anlayışıda etkiliydi tabiki geriye yaslanmak gibi pekte panzere karşı yanlış olmayan bir oyun anlayışındaydılar.Pepe çizgiyi geçebilse çok farklı şeyler yazıyor olabilirdik.Ama bu maçımızda yine bir hayal kırıklığıydı.Her ne olursa olsun artık bir atasözü haline gelen"...sonunda Almanlar'ın kazandığı bir oyundur.."a ithafen gecenin kazananı Gomez'in golüyle Almanya'ydı.Portekiz ise beklediğimden daha derli toplu bir görüntü sergiledi.Böyle bulduğu bir Almanya'yı iyi değerlendirmeliydi ama işte vermeyince mağbud'a takılıp kalıyoruz..Sonuç olarak ölüm grubumuz ilk maçlar itibariyle oyun olarak fıs,iddia olarak daha ilginç bir hale geldi(istediğimde buydu aslında"Hollanda'yı saymazsak")Her an herşey olabilir izleyip göreceğiz bakalım..

Cumartesi, Haziran 9

Heyecan Artarken..

  



      Genel olarak turnuva açılış maçlarındaki sıkıcılığı beklerken,mevzu bahiste yunan-polonya olduğundan mütevellit beklentiler vasatı aşmıyordu.Lakin olayın gelişimi " işte futbol böyle birşey" dedirtti bize.Tabiki efsane bir oyun izletemediler ama "beklemiyordukta" oyun gelişiminde futbolun tüm heyecan katan güzelliklerini sergiledi bizlere açılış maçı.Hakem tam oyunu katlediyor derken belkide oyunun gidişatını pozitif olarak değiştirdi farkında olmadan.Genel olarak baktımızda da penaltıdan,kaçan penaltıya,karşılıklı kırmızı kartlatdan karşılıklı gollere,tam dağılmışken geri dönmeye şahit olduk.Bu da sonraki maçlar açısından azda olsa umut vaatediyordu.

     Durum ve halet-i ruhiye böyle iken sahne alan rusya(çeklerden bahsetmeye gerek yok zaten yoklardı sahada),turnuvanın ateşine katacağı körük etkisini resmen "oyun böyle oynanır" dercesine gösterdi..Kerzhakov ağabey azcık ayağına hakim olabilseydi turnuva tarihinin en farklı skoru çıkabilirdi hatta.Sonuç itibariyle ruslar "birinci biziz siz aranızda debelenin"dedi grubun diğer üyelerine.


     Açılış gününün verdiği hazla,günün maçlarına bakıldığında heyecanlanmamak elde değil.Şahsi favorim Hollanda,grubun yavru ceylanı Danimarka'yla karşılaşırken.Büyük çoğunluğun favorisi Almanya,yine favori gibimsi olupta turnuvaya pek parlak hazırlanamayan yinede yıldız topluluk Portekiz'le karşılaşıyor.Bu akşamki karşılarmalardan sonra takımların turnuva karakterleride az çok belli olmuş olacak..Malum beklenti portakalların ve panzerlerin  rakiplerini yeneceği yönünde..tam tersi olması , Danimarka ve Portekiz'in puan alıp veya kaybetmemeleri grubu tamamen ölümcül hale getirir.İlk günün bıraktığı intibaya bakıldığında da herşey mümkün bir turnuva geçireceğiz gibi görülüyor.Her ne kadar favorilerin kazanması normal olsada rutinlerin dışına çıkan sonuçlar her zaman daha çekicidir.B grubunda her takımın o potansiyeli var.


     Sonuçlar,taktikler,dizilişler zerre kadar umrumda değil.Bize sizden beklenileni ,güzel futbolu sunun yeter...

    
    

Euro 2012 - A Grubu / Polonya - Yunanistan



     Euro 2012 bugün A grubunda oynanan 2 maçla başladı. Aslında diğer gruplarla kıyasladığımızda A grubunu turnuvanın en zayıf grubu olarak tanımlayabiliriz.  Grupta Rusya’nın ardından kalan üç takımın ikincilik mücadelesi yapacağı kanısındayım…

     Açılış maçında ev sahibi Polonya ile Yunanistan karşı karşıya geldi. Her ne kadar Polonya ev sahibi olmanın avantajıyla maça çıksa da iki yıldır resmi maç oynamaması en büyük handikapıydı. Turnuvaya sadece hazırlık maçı yaparak gelen Polonya’nın fizik ve mental olarak neler yapacağı merak konusuydu.

     Yunanistan ise 2004 yılında elde ettikleri rüya şampiyonluğa rağmen oynadıkları anti futbolla futbolseverlerin antipatisini kazandılar. Rakipleri karşısında uyguladıkları katı savunma ve duran toplarla attıkları sürpriz geller birden bire takımın karakteri haline büründü. Ancak geçen zaman içerisinde Euro 2004 şampiyonluğu yaşayan kadrodaki sadece 3 isim Karagounis, Katsouranis, ve Chalkias EURO 2012'ye gelebilmişti ve genel kanı Yunanistan’ın artık daha kolay bir rakip olduğu yönündeydi.

     Maça herkesin beklediği gibi ev sahibi olmanın avantajıyla giren Polonya ilk dakikalardan itibaren Yunanistan kalesine baskı kurdu ve 17. Dakikada Dortmund’da son iki sezondur harika işler çıkartan Lewndowski ile 1-0 öne geçti. Yunan futbolcuların tatilden çıkamamış hali ve Polonya’nın iştahlı futbolu karşılaşmanın Polonya adına kolay geçeceği sinyallerini veriyordu. Üstelik Yunanistan 45. Dakikada 10 kişi kaldığında herkes bu iş bitti gözüyle bakıyordu.

     Karşılaşma bir anda Şampiyonlar Liginde oynanan Barcelona-Chelsea maçına döndü. Aynı şekilde ev sahibi 1-0 öne geçmiş, rakip 10 kişi kalmıştı ve yakalanan pozisyonlar cömertçe harcanmıştı. Polonyalı futbolcular bu maçı hatırlatırcasına rehavete girdi ve bu durum Yunanistan’a yaradı. Yunanistan Polonya’nın attığı gol gibi sağdan gelen ortada  kaleci-defans anlaşmazlığında Salpingidis'in takipçiliğiyle beraberlik golünü buldu. 68. dakika ise Polonya adına maçın kırılma anıydı. Kaleci Szczesney 68. dakikada karşı karşıya poziyonda maçın kahramanlarından Salpingidis'i düşürerek kırmızı kart gördü. Topun başına geçen Karaogunis'in penaltı atışını kaleci Tyton kurtardı. Bu penaltı gol olsaydı Polonya için turnuva belki de başlamadan bitecekti...

     Golden sonra panikleyen Polonya kaçan penaltıdan sonra iyice duraksadı. Polonya’da iki yıl resmi maç yapmama handikapı mental ve fiziksel olarak baş gösterdi ve skoru korumaya çalıştılar. Yunanistan özellikle Samaras’ın çok kötü oynadığı maçta kaçırdığı pozisyonlar ve penaltı ile adeta 1 puanı Polonya’ya hediye etti. Karşılaşma adına en önemli detay Yunanistan'ın artık anti-futbolu bırakıp göze daha hoş gelen bir futbol oynamasıydı. Oynadıkları futbolla grupta ikincilik şansı en fazla olan takım olarak  göze çarptı.

     Sonuç olarak futbolseverlere çok güzel bir karşılaşma izleten iki takım şu mesajı da vermeyi unutmadı! Futbolda asla rehavete yer yok!

twitter: @atakcemil

Euro 2012 - A Grubu / Rusya - Çek Cumhuriyeti



     Euro 2012 A grubunda oynanan 2. maçta A grubunun favorisi Rusya eski günlerini arayan Çek Cumhuriyeti ile karşı karşıya geldi.

     Rusya kadrosunda önemli yıldızlar barındıran bir ekip. Rusya kadrosunda Pavel Pogrebnyak ve Marat İzmailov dışında bütün oyuncular Rusya liginde mücadele etmekte. Bunda Rus takımlarının petrol zengini iş adamları tarafından satın alınmasıyla futbolculara ödenen büyük paralarında rolü büyük. Kadronun 8 Zenitli futbolcuların oluşması da Rusya’nın takım olmasının en önemli faktörlerinden biri. Ancak kadroda bulunan Arsavin, Zhirkov, Pavlyuchenko gibi isimler Premier Ligde Arsenal, Chelsea, Tottenham gibi büyük takımlarda büyük deneyimler yaşadı. Üstelik geçen sezon CSKA’da gösterdiği müthiş performansla devlerin iştahını kabartan Alan Dzagoev patlama yapması beklenen diğer bir önemli isim. Son hazırlık maçında İtalya’yı 3-0 gibi net bir skorla geçen Rusya turnuvaya ne kadar hazır olduğunu göstermişti.

     Çeklere bakıldığında ise Euro 2008’den itibaren Jankulovski, Jarolim, Galasek, Ujfalusi ve Koller gibi önemli isimler milli takıma veda etmesine rağmen yerleri bir türlü doldurulamadı. Üstelik teknik direktör Michal Bilek takımı başarılara taşıyan efsane hoca Karel Bruckner'i aratıyor... Takımın hücumda en önemli isimleri olarak göze çarpan Milan Baros ve Tomas Rosicky ise senelerdir sakatlıklarla boğuşmakta ve yaş olarak da ilerlemiş durumdalar.

     Karşılaşmaya beklenildiği gibi Rusya’nın büyük üstünlüğüyle başlandı. İlk yarı Arsavin- Dzagoev’in liderliğindeki Rusya ilk dakikadan itibaren Çek kalesine yüklendi ve kaleyi bulan ilk iki topta iki gol buldu. Önce takipçiliğiyle Dzagoev sonra da Arsavin’in ara pasında Kerzakhov’un yetişmediği topa müthiş bir dokunuş yapan Shirokov farkı ikiye çıkardı. Aslında Shirokov İtalya maçında attığı 2 golle takımın sürpriz golcüsü olduğu sinyallerini veriyordu. Daha ilk yarıda maçı koparacak fırsatlar bulan Rusya Kerzakhov ile çok net fırsatlardan yararlanamadı.

     Çekler ise savunmada rakibine oranla ağır kalırken, hücumda yaratıcı adam eksikliği çekmeye başladı. Rusya gibi fizik gücün ön planda olan bir takıma karşı Baros başta olmak üzere bütün Çek takımı yetersizdi. Takım halinde ne oynadıkları pekte belli değildi açıkçası.

     Karşılaşmanın ikinci yarısında oldukça kritik bir dakikada Pilar ile Çekler farkı bire indirdi. Bu dakikada  Çekler beraberlik için biraz kıpırdansa da Ruslar paniğe kapılmadan oyunu tekrar domine etmeye başladı. Kerzakhov’un saç baş yoldurduğu maçta önce Dzagoev çok net bir vuruşla 3. golü atarak Rusya'yı rahatlattı. Son sözü ise muhteşem bir golle söyleyen Pavlyuchenko skoru 4-1’e taşıdı.

     Karşılaşma sonunda belirgin olan Rusya bu baskılı ve etkili futboluyla grupta 1.liğin en büyük adayı. Bu akıcı futbollarının devam etmesi durumunda turnuvada yarı finale kadar yürürlerse sürpriz olmaz. Çekler ise hücumda etkisiz, savunmada ağır görüntüleriyle grupta hiçte umut vermeyen durumdalar. Oynadıkları futbola göre turnuvada olmaları bile bir mucize…

twitter: @atakcemil

Salı, Haziran 5

Euro 2012 Tahmin Yarışması - 1

Şampiyona öncesi tahmin yarışması düzenlemek heyecanı arttırabilir diye düşünüyorum. Hediyemiz her zamanki gibi kitap olacak. Öncelikle grup aşamaları için bir yarışma yapıyoruz. Grup sıralamalarının tahmininde en başarılı kişiye vereceğiz hediyemizi. Benim tahminlerim şu şekilde :

A Grubu : 1-Rusya 2-Polonya
B Grubu : 1-Almanya 2-Hollanda
C Grubu : 1-İspanya 2-İtalya
D Grubu : 1-Fransa 2-Ukrayna

D Grubu Kadroları

UKRAYNA
Kaleci: Oleksandr Goryainov (FC Metalist Kharkiv), Maxym Koval (FC Dynamo Kyiv), Andriy Pyatov (FC Shakhtar Donetsk)
Defans: Bohdan Butko (FC Illychivets Mariupil), Olexandr Kucher (FC Shakhtar Donetsk), Taras Mikhalik (FC Dynamo Kyiv), Yaroslav Rakitskiy (FC Shakhtar Donetsk), Yevhen Selin (FC Vorskla Poltava), Yevhen Khacheridi (FC Dynamo Kyiv), Vyacheslav Shevchuk (FC Shakhtar Donetsk)
Orta Saha: Olexandr Aliyev (FC Dynamo Kyiv), Denys Garmash (FC Dynamo Kyiv), Oleh Gusev (FC Dynamo Kyiv), Yevhen Konoplyanka (FC Dnipro Dnipropetrovsk), Serhiy Nazarenko (SC Tavriya Simferopol), Ruslan Rotan (FC Dnipro Dnipropetrovsk), Anatoliy Tymoshchuk (FC Bayern München), Andriy Yarmolenko (FC Dynamo Kyiv)
Forvet: Andriy Voronin (FC Dinamo Moskva), Marko Dević (FC Shakhtar Donetsk), Artem Milevskiy (FC Dynamo Kyiv), Yevhen Seleznyov (FC Shakhtar Donetsk), Andriy Shevchenko (FC Dynamo Kyiv)

FRANSA
Kaleci: Cédric Carrasso (FC Girondins de Bordeaux), Hugo Lloris (Olympique Lyonnais), Steve Mandanda (Olympique de Marseille)
Defans: Gaël Clichy (Manchester City FC), Mathieu Debuchy (LOSC Lille Métropole), Patrice Evra (Manchester United FC), Laurent Koscielny (Arsenal FC), Philippe Mexès (AC Milan), Adil Rami (Valencia CF), Anthony Réveillère (Olympique Lyonnais)
Orta Saha: Yohan Cabaye (Newcastle United FC), Alou Diarra (Olympique de Marseille), Florent Malouda (Chelsea FC), Marvin Martin (FC Sochaux-Montbéliard), Blaise Matuidi (Paris Saint-Germain FC), Yann M'Vila (Stade Rennais FC), Samir Nasri (Manchester City FC)
Forvet: Hatem Ben Arfa (Newcastle United FC), Karim Benzema (Real Madrid CF), Olivier Giroud (Montpellier Hérault SC), Jérémy Menez (Paris Saint-Germain FC), Franck Ribéry (FC Bayern München), Mathieu Valbuena (Olympique de Marseille)

İNGİLTERE
Kaleci: Joe Hart (Manchester City FC), Robert Green (West Ham United FC), Jack Butland (Birmingham City FC)
Defans: Leighton Baines (Everton FC), Gary Cahill (Chelsea FC), Ashley Cole (Chelsea FC), Glen Johnson (Liverpool FC), Phil Jones (Manchester United FC), Joleon Lescott (Manchester City FC), John Terry (Chelsea FC)
Orta SahaPhil Jagielka (Everton FC), Stewart Downing (Liverpool FC), Steven Gerrard (Liverpool FC), Frank Lampard (Chelsea FC)**, James Milner (Manchester City FC), Alex Oxlade-Chamberlain (Arsenal FC), Scott Parker (Tottenham Hotspur FC), Theo Walcott (Arsenal FC), Ashley Young (Manchester United FC)
ForvetAndy Carroll (Liverpool FC), Jermain Defoe (Tottenham Hotspur FC), Wayne Rooney (Manchester United FC)*, Daniel Welbeck (Manchester United FC)

İSVEÇ
Kaleci: Andreas Isaksson (PSV Eindhoven), Johan Wiland (FC København), Pär Hansson (Helsingborgs IF)
Defans: Mikael Antonsson (Bologna FC), Andreas Granqvist (Genoa CFC), Olof Mellberg (Olympiacos FC), Jonas Olsson (West Bromwich Albion FC), Martin Olsson (Blackburn Rovers FC), Behrang Safari (RSC Anderlecht), Mikael Lustig (Celtic FC)
Orta Saha: Emir Bajrami (FC Twente), Rasmus Elm (AZ Alkmaar), Samuel Holmén (İstanbul BB SK), Kim Källström (Olympique Lyonnais), Sebastian Larsson (Sunderland AFC), Anders Svensson (IF Elfsborg), Pontus Wernbloom (PFC CSKA Moskva), Christian Wilhelmsson (Al-Hilal FC)
Forvet: Johan Elmander (Galatasaray AŞ), Tobias Hysén (IFK Göteborg), Zlatan Ibrahimović (AC Milan), Markus Rosenberg (SV Werder Bremen), Ola Toivonen (PSV Eindhoven)



C Grubu Kadroları

İSPANYA

Kaleci: Iker Casillas (Real Madrid CF), Víctor Valdés (FC Barcelona), Pepe Reina (Liverpool FC)
Defans: Sergio Ramos (Real Madrid CF), Gerard Piqué (FC Barcelona), Jordi Alba (Valencia CF), Álvaro Arbeloa (Real Madrid CF), Raúl Albiol (Real Madrid CF), Juanfran (Club Atlético de Madrid), Javi Martínez (Athletic Club)
Orta Saha: Xavi Hernández (FC Barcelona), Sergio Busquets (FC Barcelona), Xabi Alonso (Real Madrid CF), David Silva (Manchester City FC), Santi Cazorla (Málaga CF), Jesús Navas (Sevilla FC), Cesc Fàbregas (FC Barcelona), Andrés Iniesta (FC Barcelona)
Forvet: Fernando Llorente (Athletic Club), Juan Mata (Chelsea FC), Fernando Torres (Chelsea FC), Pedro Rodríguez (FC Barcelona), Álvaro Negredo (Sevilla FC).

İTALYA
Kaleci: Gianluigi Buffon (Juventus), Morgan De Sanctis (SSC Napoli), Salvatore Sirigu (Paris Saint-Germain FC).
Defans: Ignazio Abate (AC Milan), Federico Balzaretti (US Città di Palermo), Andrea Barzagli (Juventus), Leonardo Bonucci (Juventus), Giorgio Chiellini (Juventus), Christian Maggio (SSC Napoli), Angelo Ogbonna (Torino FC).
Orta Saha: Daniele De Rossi (AS Roma), Alessandro Diamanti (Bologna FC), Emanuele Giaccherini (Juventus) Claudio Marchisio (Juventus), Riccardo Montolivo (ACF Fiorentina), Thiago Motta (Paris Saint-Germain FC), Antonio Nocerino (AC Milan), Andrea Pirlo (Juventus).
Forvet: Mario Balotelli (Manchester City FC), Fabio Borini (AS Roma), Antonio Cassano (AC Milan), Antonio Di Natale (Udinese Calcio), Sebastian Giovinco (FC Parma)

İRLANDA
Kaleci: Shay Given (Aston Villa FC), Keiren Westwood (Sunderland AFC), David Forde (Millwall FC)
Defans: John O'Shea (Sunderland AFC), Richard Dunne (Aston Villa FC), Stephen Ward (Wolverhampton Wanderers FC), Sean St Ledger (Leicester City FC), Darren O'Dea (Celtic FC), Stephen Kelly (Fulham FC), Paul McShane (Hull City AFC)
Orta Saha: Glenn Whelan (Stoke City FC), Keith Andrews (West Bromwich Albion FC), Aiden McGeady (FC Spartak Moskva), Darron Gibson (Everton FC), Paul Green (unattached), Damien Duff (Fulham FC), Stephen Hunt (Wolverhampton Wanderers FC), James McClean (Sunderland AFC)
Forvet: Robbie Keane (LA Galaxy), Kevin Doyle (Wolverhampton Wanderers FC), Shane Long (West Bromwich Albion FC), Jonathan Walters (Stoke City FC), Simon Cox (West Bromwich Albion FC)

HIRVATİSTAN
Goalkeepers: Stipe Pletikosa (FC Rostov), Ivan Kelava (GNK Dinamo Zagreb), Danijel Subašić (AS Monaco FC)
Defans: Jurica Buljat (Maccabi Haifa FC), Vedran Ćorluka (Tottenham Hotspur FC), Danijel Pranjić (FC Bayern München), Gordon Schildenfeld (Eintracht Frankfurt), Josip Šimunić (GNK Dinamo Zagreb), Darijo Srna (FC Shakhtar Donetsk), Ivan Strinić (FC Dnipro Dnipropetrovsk), Domagoj Vida (GNK Dinamo Zagreb)
Orta Saha: Milan Badelj (GNK Dinamo Zagreb), Tomislav Dujmović (FC Dinamo Moskva), Ivo Iličević (Hamburger SV), Niko Kranjčar (Tottenham Hotspur FC), Luka Modrić (Tottenham Hotspur FC), Ivan Perišić (Borussia Dortmund), Ivan Rakitić (Sevilla FC), Ognjen Vukojević (FC Dynamo Kyiv)
Forvet: Eduardo (FC Shakhtar Donetsk), Nikica Jelavić (Everton FC), Mario Mandžukić (VfL Wolfsburg), Ivica Olić (VfL Wolfsburg)



B Grubu Kadrolar



ALMANYA
Kaleci:
 Manuel Neuer (FC Bayern München), Tim Wiese (SV Werder Bremen), Ron-Robert Zieler (Hannover 96)
Defans: Holger Badstuber (FC Bayern München), Jérôme Boateng (FC Bayern München), Benedikt Höwedes (FC Schalke 04), Mats Hummels (Borussia Dortmund), Marcel Schmelzer (Borussia Dortmund), Philipp Lahm (FC Bayern München), Per Mertesacker (Arsenal FC)
Orta Saha: Lars Bender (Bayer 04 Leverkusen), Toni Kroos (FC Bayern München), Thomas Müller (FC Bayern München), Mesut Özil (Real Madrid CF), Sami Khedira (Real Madrid CF), Marco Reus (VfL Borussia Mönchengladbach), André Schürrle (Bayer 04 Leverkusen), Bastian Schweinsteiger (FC Bayern München), Mario Götze (Borussia Dortmund), İlkay Gündoğan (Borussia Dortmund)
Forvet: Miroslav Klose (S.S. Lazio), Mario Gomez (FC Bayern München), Lukas Podolski (1. FC Köln)

HOLLANDA
Kaleci : Tim Krul (Newcastle United FC), Maarten Stekelenburg (AS Roma), Michel Vorm (Swansea City AFC)
Defans: Khalid Boulahrouz (VfB Stuttgart), Wilfred Bouma (PSV Eindhoven), John Heitinga (Everton FC), Joris Mathijsen (Málaga CF), Ron Vlaar (Feyenoord), Gregory van der Wiel (AFC Ajax), Jetro Willems (PSV Eindhoven)
Orta Saha: Mark van Bommel (AC Milan), Nigel de Jong (Manchester City FC), Stijn Schaars (Sporting Clube de Portugal), Wesley Sneijder (FC Internazionale Milano), Kevin Strootman (PSV Eindhoven), Rafael van der Vaart (Tottenham Hotspur FC)
Forvet: Ibrahim Afellay (FC Barcelona), Klaas-Jan Huntelaar (FC Schalke 04), Luuk de Jong (FC Twente), Dirk Kuyt (Liverpool FC), Luciano Narsingh (sc Heerenveen), Robin van Persie (Arsenal FC), Arjen Robben (FC Bayern München)

PORTEKİZ
Kaleci: Eduardo (SL Benfica), Rui Patrício (Sporting Clube de Portugal), Beto (CFR 1907 Cluj)
Defans: João Pereira (Sporting Clube de Portugal), Fábio Coentrão (Real Madrid CF), Bruno Alves (FC Zenit St Petersburg), Rolando (FC Porto), Ricardo Costa (Valencia CF), Pepe (Real Madrid CF), Miguel Lopes (SC Braga)
Orta Saha: Raúl Meireles (Chelsea FC), Miguel Veloso (Genoa CFC), João Moutinho (FC Porto), Rúben Micael (Real Zaragoza), Hugo Viana (SC Braga), Custódio (SC Braga)
Forvet: Nani (Manchester United FC), Cristiano Ronaldo (Real Madrid CF), Hugo Almeida (Beşiktaş JK), Ricardo Quaresma (Beşiktaş JK), Silvestre Varela (FC Porto), Hélder Postiga (Real Zaragoza), Nélson Oliveira (SL Benfica)

DANİMARKA
Kaleci : Stephan Andersen (Évian Thonon Gaillard FC), Anders Lindegaard (Manchester United FC), Kasper Schmeichel (Leicester City FC)
Defans: Lars Jacobsen (FC København), Daniel Wass (Évian Thonon Gaillard FC), Daniel Agger (Liverpool FC), Simon Kjær (AS Roma), Andreas Bjelland (FC Nordsjælland), Simon Poulsen (AZ Alkmaar), Jores Okore (FC Nordsjælland)
Orta Saha: Christian Poulsen (Évian Thonon Gaillard FC), Jakob Poulsen (FC Midtjylland), William Kvist (VfB Stuttgart), Niki Zimling (Club Brugge KV), Thomas Kahlenberg (Évian Thonon Gaillard FC), Christian Eriksen (AFC Ajax), Michael Silberbauer (BSC Young Boys), Lasse Schøne (NEC Nijmegen)
Forvet: Dennis Rommedahl (Brøndby IF), Nicklas Bendtner (Arsenal FC), Michael Krohn-Dehli (Brøndby IF), Tobias Mikkelsen (FC Nordsjælland), Nicklas Pedersen (FC Groningen)

A Grubu Kadrolar


POLONYA  
Kaleci: Wojciech Szczęsny (Arsenal FC), Przemysław Tytoń (PSV Eindhoven), Grzegorz Sandomierski (KRC Genk)
Defans: Sebastian Boenisch (SV Werder Bremen), Marcin Kamiński (KKS Lech Poznań), Damien Perquis (FC Sochaux-Montbéliard), Łukasz Piszczek (Borussia Dortmund), Marcin Wasilewski (RSC Anderlecht), Jakub Wawrzyniak (Legia Warszawa), Grzegorz Wojtkowiak (KKS Lech Poznań)
Orta Saha: Jakub Błaszczykowski (Borussia Dortmund), Dariusz Dudka (AJ Auxerre), Kamil Grosicki (Sivasspor), Adam Matuszczyk (Fortuna Düsseldorf 1895), Adrian Mierzejewski (Trabzonspor AŞ), Rafal Murawski (KKS Lech Poznań), Eugen Polanski (1. FSV Mainz), Ludovic Obraniak (FC Girondins de Bordeaux), Maciej Rybus (FC Terek Grozny), Rafał Wolski (Legia Warszawa)
Forvet: Paweł Brożek (Celtic FC), Robert Lewandowski (Borussia Dortmund), Artur Sobiech (Hannover 96)

ÇEK CUHURİYETİ

Kaleci: Petr Čech (Chelsea FC), Jaroslav Drobný (Hamburger SV) , Jan Laštůvka (FC Dnipro Dnipropetrovsk)
Defans: Theodor Gebre Selassie (FC Slovan Liberec), Roman Hubník (Hertha BSC Berlin), Michal Kadlec (Bayer 04 Leverkusen), David Limberský (FC Viktoria Plzeň), Tomáš Sivok (Beşiktaş JK), Marek Suchý (FC Spartak Moskva)
Orta Saha: Vladimír Darida (FC Viktoria Plzeň), Tomáš Hübschman (FC Shakhtar Donetsk), Petr Jiráček (VfL Wolfsburg), Daniel Kolář (FC Viktoria Plzeň), Milan Petržela (FC Viktoria Plzeň), Václav Pilař (VfL Wolfsburg), Jaroslav Plašil (FC Girondins de Bordeaux), František Rajtoral (FC Viktoria Plzeň), Tomáš Rosický (Arsenal FC)
Forvet: Milan Baroš (Galatasaray AŞ), David Lafata (FK Jablonec), Tomáš Necid (PFC CSKA Moskva), Tomáš Pekhart (1. FC Nürnberg), Jan Rezek (Anorthosis Famagusta FC)

YUNANİSTAN

Kaleci: Kostas Chalkias (PAOK FC), Michalis Sifakis (Aris Thessaloniki FC), Alexandros Tzorvas (US Città di Palermo)
Defans: Vassilis Torossidis (Olympiacos FC), Kyriakos Papadopoulos (FC Schalke 04), Sokratis Papastathopoulos (SV Werder Bremen), Avraam Papadopoulos (Olympiacos FC), José Holebas (Olympiacos FC), Giorgos Tzavellas (AS Monaco FC), Stelios Malezas (PAOK FC)
Orta Saha: Kostas Katsouranis (Panathinaikos FC), Giorgos Karagounis (Panathinaikos FC), Giannis Maniatis (Olympiacos FC), Giorgos Fotakis (PAOK FC), Grigoris Makos (AEK Athens FC), Giannis Fetfatzidis (Olympiacos FC), Sotiris Ninis (Panathinaikos FC), Kostas Fortounis (1. FC Kaiserslautern) Forvet: Dimitris Salpingidis (PAOK FC), Giorgos Samaras (Celtic FC), Fanis Gekas (Samsunspor), Nikos Liberopoulos (AEK Athens FC), Kostas Mitroglou (Atromitos FC)

RUSYA

Kaleci: Igor Akinfeev (PFC CSKA Moskva), Vyacheslav Malafeev (FC Zenit St Petersburg), Anton Shunin (FC Dinamo Moskva)
Defans: Aleksandr Anyukov (FC Zenit St Petersburg), Aleksei Berezutski (PFC CSKA Moskva), Sergei Ignashevich (PFC CSKA Moskva), Vladimir Granat (FC Dinamo Moskva), Yuri Zhirkov (FC Anzhi Makhachkala), Dmitri Kombarov (FC Spartak Moskva), Roman Sharonov (FC Rubin Kazan), Kirill Nababkin (PFC CSKA Moskva)
Orta Saha: Igor Denisov (FC Zenit St Petersburg), Konstantin Zyryanov (FC Zenit St Petersburg), Roman Shirokov (FC Zenit St Petersburg), Denis Glushakov (FC Lokomotiv Moskva), Igor Semshov (FC Dinamo Moskva), Marat Izmailov (Sporting Clube de Portugal), Alan Dzagoev (PFC CSKA Moskva)
Forvet: Andrey Arshavin (FC Zenit St Petersburg), Aleksandr Kerzhakov (FC Zenit St Petersburg), Aleksandr Kokorin (FC Dinamo Moskva), Roman Pavlyuchenko (FC Lokomotiv Moskva), Pavel Pogrebnyak (Fulham FC)

Pazar, Haziran 3

MİFTAH


        Biryerden başlamak lazımdı artık euro 12 mülahazalarına.Kısmet milli takımımızaymış.Asıl odak noktamız ölüm grubu, Aksilaz'ın cuk tabiriyle "futbol" grubu olduğundan mütevellid,olaya milli takımımızın da kattığı şenlikle daha bi anlam kazandı mevzuatımız..Dürüst olmak gerekirse büyük çoğunluk gibi benimde mantıken en iyi beraberlik geçiyordu içimden ama gönül hep "ula ne olur olmaz" hesabından böyle bir 1-3'lük skoru umuyordu.Portekiz'e gelmeden milli takımda ki yardımlaşma olgusu ,defansif anlayış olumlu faktördü(Umut'un Hamit'le Burak arasında ki mesafede insan üstü dayanışma gayreti).Bu anlayış asla ve asla tek başına bizi kafadan götürmeyecek tabi ki bir sonraki turnuvaya.İşleyip,olup,pişmemiz lazım.Zamanımız da yeteneğimizde bol.Dan dun oynayan bir kaç çaylağın kemale ermesi ve forvette artık son buluşacak arkadaş kim olacaksa son vuruşu sakince yapabilmesi bir kademe daha üste çıkaracaktır bizi( yine iki gol atan Umut ,özellikle sen kardeşim o kadar güzel yer zaman hesaplaması olup bitiriciliğinin yerle yeksan olması ne talihsizlik).Evet deplasmanda Portekiz'e üç tane attık ama yaşananlardan öğrenilenler"hemen gaza gelme"diyor ister istemez..(Nani'den yediğimiz golü iyice işlemeliyiz) en basitinden..Sözün özü efem vesselam;umut var bu takımda.

      Gelelim asıl meselemiz Portekiz'e.Öncelikle bir şöyle içimi dökeyim.."haha ne ayaksınız olum siz böyle".Maç sonu içimden geçen buydu açıkcası.Görüldü ki en bela grubun 4 favorisinden biri,hazırlık maçları sonucunda favorisimsi bir hale büründü.Son ve en önemli provada onca seyircinin önünde ve böyle bir sonuçla ayrılırsan işin zor dostum.Türkiye gibi yeni oluşuma girmiş(demirbaşları saymazsak) bir takımın preslerinde çaresiz kalırsan sen,birde makineleşmiş Almanya,Hollanda karşısında darmaduman olursun mazallah.Danimarka bile kök söktürür sana ki onlarda takım olma adına, dayanışma adına iyi örnektir.Biz bu defa ki favoriliğinin bireysel kabiliyetin ötesine geçmesini umuyorduk ama sanırım yine olamadın Portekiz..Bu mentaliteyle gidersen ağababalar seni meyvesuyu reklamındaki gibi ;önce hüpletip sonra gümletirler bizden söylemesi.Hollanda'da yenildi mesela Bulgar'lara ama ortada bir ekol vardı(K.İrlanda'ya 6 salladığı maça hiç bakma hele).Bu akşamki Portekiz özetinde görülen ise: İlk dakika ataklarını karşılar presini yapar CR7'yi topla oynaştırmazsan beni yenersin vardı..



  
     Turnuvanın havasını solumak yinede farklıdır.Buradan kestiğimiz ahkamı Almanya'yı dağıtarakta iade edebilirler belki(zor görülen bir ihtimal olsa da).Şurası kesindir ki grubun en moralsiz takımı olarak başlayacaklar.Bize düşen olumsuzlukların turnuva da sahaya olumlu yansıdığı futbol realitesini ummak..Böyle bir gruptanda başka birşey umulmaz zaten.Seyir ola futbol ola..