Salı, Ocak 6

Unutamadığım Anlar - 2

Tarih 17 Ağustos 1996
Sıcak bir gün geçeceği sabahtan anlaşılıyordu.1 hafta önce Hagi Galatasaray forması altında Van'da ilk maçına çıkmış ve 2 gol birden atarak maçı kazandırmıştı.Herkes bu yaştaki futbolcu transfer edilirmi diyordu.Ancak biz Hagi'nin ismini duyunca ve o sarı-kırmızı parçalı forma altında görünce zevk krizleri geçiriyorduk.

Sabah hava serindi kahvaltı sonrası ufak bi maç çevirmiştik.O gün Galatasaray - Trabzonspor maçı vardı.Kaç gündür maç planları yapıyorduk evde.Kuzenle birlikte maç için para bile biriktirmiştik.Aslında bizden daha fanatik olan dayıda ince ince havaya sokulmuştur.Tabi maç için başımızda büyük biri olmalı aile kuralları gereği.O gün dayıdan maça gidip gitmeme kararı gelecektir.Öğlen kuzenle sırnaşık kediler gibi dayının yanına gidildi.Mahallenin en koyu Galatasaray'lı abisi Uğraş abide yanındaydı.Onun maçları dakika dakika hafızasında tutabilme kabiliyeti bizi kendisine bir kat daha hayran bırakmıştı.Aslında maça gitmeyi onlarlarda planlıyordu.Ancak bizi kıvrandırmadan duramazlardı.Sonunda hadi hazırlanınla biten bir cümle kuruldu.

Hızla eve gidildi ve baştan aşağı sarı-kırmızı renklere bürünüldü.O sıcakta bile atkımdan vazgeçmedim.Asil bir duruşu vardı atkının benim için.Evden babamın "sakin ol" , annenin "dikkatli ol" , babaanneninde galibiyet dualarıyla çıkıldı.İki vesait ile gidiliyordu stada.Önce Beylerbeyi'ne gidildi, oradan köprüye kadar olan yol maç günleri bitmek bilmezdi.Sonunda mabede yaklaşılmıştı.Mecidiyeköy'ün o ömür törpüsü ışığı beklenildi karşıya geçmek için.Ortalık mahşer günü gibiydi o sıcakta.Stad kapıları erken açılacaktı derbi dolayısıyla.Önce bilet alma çilesi vardı tabi.O yıllarda karaborsa çok daha yaygındı.Gerçi şimdide resmi karaborsalar geldi.Mahallede bir çok karaborsacı vardı.Bir tanesi her yerde göze çarpıyordu.Topal Serkan lakabından ötürü heryerde belli ediyordu kendini.Hemen 4 adet Yeni Açık bileti alındı kendisinden.Sırada stada giriş kuyruğu vardı.O sıcakta yüzlerce kişi Ali Sami Yen'in klasik işkencesi olan o dar kapılara yığılmıştı.Sonunda can hıraş atmıştık içeri kendimizi.Tam güzel bir yer bulmuştuk ki kulağımıza "Alaska Frigo" sesleri geldi.Bunu Uğraş abi ısmarlıyordu her maçta.Şimdi bulunmaz oldular.Maç sonu tükürük köfteler ise dayı tarafından ısmarlanırdı.O sıcak buz gibi olan Frigo çabucak mideye indirildi.Şimdi bulunmaz oldu o dondurmalar.

Maça gidip oturan bi tip olamadım hiç bir yaşta.Her tezahürata eşlik ediyordum illa ki.Dayımın "otur oğlum maça sakla sesini" ikazına aldırış etmedim.Maç saati yaklaşıyordu artık.Hagi ilk kez Sami Yen!e çıkacaktı.Herkeste büyük bir heyecan vardı.Takım ısınmaya çıktığında ise büyük bir uğultu ve duman kapladı heryeri.Bütün tribünler yumruk şov için Hagi'yi çağırıyordu.Tabiki öncelik Kapalıdaydı her zamanki gibi.Sonrasında ise bize doğru koşuyordu Karpatların Maradonası.Bütün herkes ayaktaydı ve 3 kez şiddetle Oley Oley Oley sesleri inletti stadı.ısınma bitip içeri girildiğinde bile Hagi sesleri bitmemişti.

Maç başlamıştı artık.Sadece Hagi'yi izlediğimi hatırlıyorum başlarda.İlk yarı ortalarında bir frikik oldu.Ceza sahası yayının tam ortasından 5-6 m ilerideydi.Karpatların Maradonası topun başına geçti hemen.Kaleyi tam ortalamıştık bizde tribünde.hagi topa vurdu ve sol köşeye doğru falso alan top ağlarla buluştu.Stad yıkılıyordu Hagi ilk maçında gol atmıştı Sami Yen'de.Maç hakkında aklımda kalan başka bir ayrıntı yok zihnimde.Takım iyimiydi kötümüydü hiçbirşey gelmiyor aklıma.Yalnız devre arası soyunma odasına yönelen Şenol Güneşe sesimi duyurmak istediğimi hatırlıyorum.En ön sıraya kadar gitmişti Şenol Şenol diye bağırıyorduk bir kaç rahatsızla birlikte.Sonudna şenol Hoca'nı kulağına ulaşmıştık.Bir an bizim tarafa baktığını farkettim ve ömrüm boyunca utancını taşıyacağım bir hareket yaptım.Buradan kendisinden özür diliyorum.

Maç bitmişti ve dışarıda tükürük köfteler bizi bekliyordu.Birer yarım ve ayran mideye indirildi.O gün Hagi'nin serüveni başlamıştı..Ancak o günden tam 3 yıl sonra 17 Ağustos 1999 da o malum deprem oldu maalesef, ondan 9 ay sonra 17 Mayıs 2000 de ise Galatasaray Kopenhag'da UEFA kupasını havaya kaldırıyordu...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bir an kendimi roman okuyorum gibi hissettim.güzel bi duyguydu t_k.ler... sonlardaki deprem cümlesi içimi burksada yaz1n güzel çok güzel..tbrk ederim.benimle payla_manda güzeldi.bunun için özel bir t_k.ü hakkettin dorusu TE^EKKÜR EDER0M...

aksilaz dedi ki...

begendıgıne sevındım... herkes okuyabilir sonucta bu yazıyı...