Cuma, Ocak 28

Haftanın Tatlısı

marmelatlı muhallebi

Türkiye Kupası Kuraları

Çeyrek Final
2 Şubat / 2 Mart
Beşiktaş - Gaziantep BB
Gaziantepspor - Galatasaray
İstanbul BB - Kasımpaşa
Gençlerbirliği - Bucaspor
Yarı Final
Beşiktaş-Gaziantep BB / Gaziantepspor-Galatasaray
İstanbul BB-Kasımpaşa / Gençlerbirliği-Bucaspor
Bir Galatasaraylı olarak çekilebilecek en zorlu kura çekildi diye düşünüyorum. Gaziantepspor kupanın en iddialı takımlarından. Çok zorlu iki maç oynanacaktır bu eşleşmede. Yarı finalde ise Beşiktaş gelecek ve bu iki maç gelecek sezonun kaderini önemli ölçüde belirleyecek. Avrupa kupalarının yolu bu 4 maçtan geçiyor.
Ayrıca gruplarda birbirleriyle oynayan 8 takım eşleşti. Bu kadar saçma bir sistem olmaz. Federasyona yıllardır bu konuda uyarı yapıldı ancka hala o garip sistem devam ediyor. Lider bitirenlerin hiç bir avantajı yok ayrıca. Umarım bu eşleşmeler ders olur ve grup liderleri ile ikinciler eşleşir gelecek sezondan itibaren.

Kaptan Bilica

Yakışmış doğrusu.

Bir Transferin Hikayesi



Herşeyden önce size Beşir Atalay’dan bahsetmeliyim. Türk tarihini bir çok ilklerine imza atmıştır sayın “İÇİŞLERİ Bakanımız”. İçişleri Bakanı olmadan önceki geçmişi kısaca şu şekilde :

3 Kasım seçimleri sonrası kurulan Gül hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığına getirilmek istendi. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto yedi. Sonrasında ise Devlet bakanı olarak atandı. İçişleri bakanı olarak Milli Güvenlik Kurullarına katılan Atalay vakti zamanında ‘üniversitede irticai kadrolaşmaya’ gittiği gerekçesiyle soruşturma açmış ve 15 Aralık 1997’de de görevden almıştı. Atalay, Türkiye tarihinde YÖK tarafından irtica gerekçesiyle görevine son verilmiş ilk ve tek rektör. Öğretim üyeleri disiplin yönetmeliğine dayandırarak Beşir Atalay’ı görevinden almakla yetinmeyen YÖK, daha sonra Atalay’ın hiçbir üniversitede görev yapamayacağına karar vererek, ‘meslekten men’ cezasını uygulamaya koymuştu. Atalay ise o dönemde YÖK Başkanı olan Kemal Gürüz’le yollarını “Nasılsa bir gün görüşeceğiz” sözleriyle ayırmıştı. Atalay hakkındaki suçlamaların bir bölümü YÖK soruşturma dosyasına, ‘Üniversiteye Atatürk heykeli ve büstü koymamak, kadrolaşma hedefleri doğrultusunda bilim jürilerine mevzuat dışı işlemler yaptırmak, akademik kadroları naklen atamalarla doldurmak’ biçiminde girmişti. İçişleri Bakanı Prof. Dr. Beşir Atalay, bir dönem ANAR araştırma şirketinin yöneticiliğini de yaptı. Söz konusu şirket YİMPAŞ şirketler grubuna dahil. Prof. Beşir Atalay bir sosyolog olup doktora tez konusu ise ‘Radikal İslam’ İslam’ın kendisi olduğunu iddia eden bir tez çalışmasıdır. Atalay’ın İçişleri Bakanlığı’na atanması, bunun beraberinde neleri getireceği de merak ve tartışma konusu oldu.

Başlıkta ki transfer meselesine dönelim. Beypazarı Belediyesi Ankara siyasetinde tarihi özellikleri nedeniyle kritik bir yer tutar. Bu belediyeye sahip olmak bir takım artılar getiriyor olmalı. Zira bölge turistik olarak büyük gelişme göstermekte. Mansur Yavaş dönemlerinde büyük sıçrama kateden Belediye, Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmasıyla görevini bırakmak zorunda kaldı. Sonrasında ise göreve Cengiz Özalp geldi. İşte o Cengiz Özalp geçtiğimiz günlerde Akp’ye katılmak zorunda bırakıldı. Kendisine yapılan baskıyı Mhp İlçe Başkanı Ahmet Uzunoğlu yaptığı açıklama ile anlattı. Açıklama şu şekilde idi :

"Belediye Başkanı Cengiz Özalp AK Parti’ye geçmeden bir gün önce, belediye meclis üyelerini saat 10.30’da acil toplantıya çağırarak, ’İçişleri Bakanımız Sayın Beşir Atalay bu gece beni sabah saat 04.00’e kadar İçişleri Bakanlığının üç kat altında tutarak, üniversite yıllarımdan bu güne geçmişimle ilgili önüme bir takım belgeler koydu. Aile hayatımın biteceğini düşünerek bana bir kağıt imzalattılar. İnanın intiharı düşündüm, eşim ilaçları sakladı. Psikolojim yerinde değil. Onun için sizlerle konuşuyorum. Sizlerden gördüğüm destek üzerine şimdi Salih Kapusuz’u arayıp o kağıtları yırtmasını söyleyeceğim. Telefonlarımı kapattım. Bu saatten sonra AK Parti’ye geçmeyeceğim konusunda namus, şeref sözü veriyorum’ diye açıklama yapmıştır. Gecenin geç saatlerine kadar iki meclis üyemiz yanında bulunmuş, onlara da söz vererek, çocuklarının üzerine yemin etmiştir. Bunlara rağmen yaklaşık 7-8 saat sonra nedenini bilmediğimiz bir şekilde AK Parti’ye katılmıştır. Bu durum kendisinin her zaman arkasında olmuş olan Milliyetçi camiayı üzmüş, mağdur durumuna düşürmüştür. Kendisini esefle kınıyoruz."

Bu olayda basında yer bulmadı. Bulamaması da artık doğal geliyor. Bu zihniyetin kolu heryerde artık. Mide bulandırıcı bir iktidar ve onun kirli elleri.

Perşembe, Ocak 27

Adebayor Madrid'de


Adebayor Real Madrid ile sezon sonuna kadar sözleşme imzaladı. Higuain'ın sezonu kapatmasının ardından Mourinho'nun ısrarla istediği golcü bu olmamalıydı. Mourinho'nun oynattığı sistemle alakası olmayan bir transfer. Bir nevi dostlar alışverişte görsün transferi.

Kupa Kartalı!!!

Dün gece kazanılması gereken bir maçtan çok, Beşiktaş için önemli bir sınav olarak gördüğüm bir mücadele oynandı. Beşiktaş bu maçtan istediğini alan taraftı. Tabiki bu gerçek Trabzon değil, tabiki Trabzon as kadrosundan 7 oyuncu dün sahada yoktu ama turu geçen Beşiktaştı ve bu sezon deplasmanda mağlubiyeti olmayan, son 16 maçında kaybetmeyen bir Trabzonsporu kupa dışına itmek sevindiriciydi.

Maçı içersinde iki takımda iki farklı görüntü verdiler. Öncelikle Beşiktaş mükemmel bir ilk yarı oyunu ortaya koydu oyununun meyvesinide 2 golle almış oldu. Herşey çok iyiydi ya ilk yarıda organizasyonlar, goller... Özellikle Q7'nin golü jeneriklik değil mi? Trabzon ise aklı kadıköyde bir havada, geride kalan, Yattara ve Alanzinho ile kontra yaparım belki atarım düşüncesindeydi...

İlk yarı sona ermiş ikinci yarı başlarken herkes ikinci yarınında aynı görüntüde devam edeceğini düşünüyordu açıkçası bende 60. dakikaya kadar o tempo sürer demiştim ama ikinci yarı santrayla beraber gelen Trabzonsporun golüyle akabinde de direkte patlayan topuyla başlayınca tabiri caziyse herkes "ta TAaA" oldu.

Evet takım ilk yarı yüksek tempoda oynadı, evet ilerki dörtlünün kondisyon problemi var, evet ilk yarıdaki üstün futboldan dolayı ikinci yarıya biraz ayaklar havada başladınız, santradan golü yiyincede normal olarak moraller bozuldu...

Ama ben Beşiktaşın bu durumdam kısa süre içinde çıkmasını umardım o yüzden hayal kırıklığına uğradım. Trabzon as kadrosuyla tam bir takım, 7 asından yoksunda ikinci yarı oynadıkları oyun ortada, hatta Umuttan sonra gelecek bir Engin Baytar hamlesi bazı şeyleri değiştirebilirdi bu da gerçekler...

Bu kadronun korkulur olması için 5 maç seriye bağlaması lazım bu maçla etti 2 !

Maçtan sonra gelen haberler üzücüydü, Ersan sezonu kapattı yerine yerli bir takviye şart görünüyor, kim gelir derseniz bence sürpriz bi isim değil İbrahim Kaş... aha buraya yazıyorum...

Son olarak Şenol hocam aklında Kadıköy var biliyorum 96 nın rövanşını alda gel... Daha da başka zaman zor olur...

Ağız İshali

''Beşiktaş ve Galatasaray'dan ikisinden birisi kupada şampiyon olamayacak bunun garantisini verebilirim size''

Şenol dün akşam oynanan 2-1 beşiktaş'ın galibiyeti ile sonuçlanan maçtan sonra bu açıklamayı yaptı. Nedeni nedir merak etmekteyim. Son günlerde ağız ishalini tutulmuş öğretmen Şenol. Ders vermeye devam ediyor.

Çarşamba, Ocak 26

Kısa Kısa Futbol

- İkinci yarı hızlı başladı. Zirvedeki iki takım kayıp yaşarken takipçileri kayıpsız geçtiler haftayı. şampiyonluk yarışı son haftaya kadar sarkacak gibi duruyor.

- Trabzonspor'un tek handikapı kendisi gerçekten. Şenol Güneş'in başlattığı gereksiz polemik her puan kaybında önüne çıkacaktır. Camia olarak büyük olmak en büyük avantajdır şampiyonluk yarışında.

- Fenerbahçe sadece skor olarak iyiydi. Oynanan oyun sıradandı. Ayrıca oyuncularda ki stres kolay yapabilecekleri hareketleri yapmalarınıda engelliyor. Aykut bu sorunu çözebilecek kapasitede değil.

- Transfer şampiyonu Beşiktaş ise 5 golle başladı. Bu akşam kupa maçında Trabzonspor önünde gerçek bir teste tabi olacaklar. Hepsinden öte çok zevkli bir mücadele bizi bekliyor. Oynarsa Jaja kilit isim olur maçta.

- Kayserispor her geçen hafta daha oturaklı oynamaya başladı. Gelecek sezon için iddialı olabilirler. Amrabat transferi çok büyük bir iş onlar adına.

- İspanya'da Barcelona yarışı önde bitirecek büyük ihtimal. Bu hafta Hercules deplasmanında intikamlarını almaya çıkacaklar. Sezonun tek mağlubiyetini evlerinde Hercules karşısında almışlardı. Real Madrid ise Adebayor transferi ile hem ligden hem şampiyonlar Liginden uzaklaştı.

- Villarreal'in yüksek formu gözlerden kaçmıyor. Keza Valencia'da oyununu geliştiriyor. Barcelona'nın büyük katkısı var diye düşünüyorum.

- İngiltere'de Ferguson şov yaşanıyor. Kadrolara bakıldığında rakiplerinin çok gerisindeler ancak sistem futbolu oynayınca sonuç mükemmel oluyor. Bu sezon şampiyon olurlarsa Berbatov'un ücretini gözden geçirsinler.

- Chelsea yavaş yavaş toparlanıyor. Sezon sonuna doğru fit olacakalr ancak şampiyonluğun çok uzağındalar. City ise Mancini ile bundan fazlasını yapamaz. Arsenal artık bi karar vermeli. Ya yıldız transferi yapıp şampiyon olacaklar. Ya da sürekli kupa peşinde koşan acnak kazanamayan takım olarak kalacaklar.

- Ayrıca Arsenal sağlık ekibininde değişmesi gerekiyor. Bu kadar çok sakatlık yaşamalarına anlam veremiyorum.

- İtalya ligi kendini bulmaya başladı. Gündüz maçları bizim ligimzidede oynansın. Saat 13:00 oynanan maçın tadı başka oluyor.

- Milan'ın Van Bommel transferi yerinde bir karar.

Diablo

34 yaşında ancak hala eski günlerde ki gibi inatçı ve hırslı. Sahada herşeyini veren bir isim o. Bu yıl transfer olduğu Schalke'de çıktığı 28 maçta 12 gol ve 6 asisti var. Gerçekten muazzam bir rakam. Oynadığı maçların dört tanesi hariç hepsinde 90 dakika sahada kaldı. Bu güzel futbolcuyu ligimizde izlemek ayrı bir keyif olurdu açıkcası. Beşiktaş sezon başında bunu başarmaya çok yaklaşmıştı. Kendisi son iki yılım demişti Schalke'ye giderken. Magath ısrarcı olursa bir sezon daha uzatabilir diye düşünüyorum bu kararı. Mourinho'nun en büyük yanlışıdır Raul kararı.


Salı, Ocak 25

O An




NE İÇİNDEYİM ZAMANIN

Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükutu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.

Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.





Ahmet Hamdi TANPINAR

Pazar, Ocak 23

Işığı Gördüm...


Evet başlık iddalı ve abartılı gelebilir ama benim gibi cuma gecesi oynanan futbolu izleyebilmiş her Beşiktaşlının böyle düşündüğüne eminim.

Sezonun ikinci yarısına 5-1 gibi bir skorla başlamak güzel oldu. Oynan futbol beklediğimden iyiydi açıkçası. Bunda etkisiz, silik, küme düşmenin en büyük adayı Buca'nın beklenilende kötü futbolu etkili olduğu kadar sahadaki 11'in hırsı, uyumu, kalitesi, inanmışlığı bi okadar etkiliydi.

Işığı Gördüm ama başka neler gördüm bu maçta...

Sivoksuz savunmanın her zaman zıçabilceğini gördüm. (ilk yarıda yoktan verilen 2 gol pozisyonu)

Gutinin daha geride oynadığında daha bi ince gördüğünü gördüm. ( daha önce bu kadar etkili değildi o bölgede)

Almedia'nın arkasında ki her kim olursa çok gol atabileceğini gördüm. (nobre bunları yapabiliosa ah nihat ah diyorum)

Simao ve Almedia'nın daha zamanı var onu gördüm. ( fernandesi değerlendiremedik valla)

Çete liderinin Q7 olduğunu gördüm. (q7 konusunda ne denilebilir bu maç için bilinmez, adam coştu bu maçta sadece şunu söyliyim manisa maçında b.kunu çıkaran q7 bu maçta iş yaptı)

Sezonun ilk yarısında rakip yarı alana en rahat giren takım olan Beşiktaşın eli boş dönmesinin artık geride kalacağını gördüm. ( bu takım çok atar hoccam!)

Şimdi çarşamba kupa maçı var, Trabzonla... Bu kadro ve sistem için önemli bi sınav... bir çok şeyi gözler önüne serecek bi maç olacak Beşiktaş için... hakkımızda hayırlısı...

Galatasaray 1-0 Sivasspor #Sular Durulurken

Maç öncesi Galatasaray taraftar kimliğini anlayamamış kesim olayları yaşanacağını umuyorlardı. Ancak bugün bu tip bir olay yaşanmadı ve Galatasaray taraftarı gerekenleri haddini bildirdiler. Yeni stad ve ilk maç olunca beklenti haliyle artıyordu. Maç öncesi açıklanan kadroda Aydın, Barış, Emre gibi isimleri görmem beni mutsuz etsede Aydın'ın maça yedek başlaması umudumu arttırdı. Arda ise her zamanki gibi takımı yalnız bırakıyordu. Nerede sakatlandığını merak ediyorum ve maçı diğer sakat oyuncularla değilde locada izlemesi şımarıklıktır.

Hagi maça Sabri-Cana-Servet-Hakan dörtlüsü ile başlmayı tercih etti. Bu beklenendi fakat Barış-Ayhan-Culio-Emre-Yekta beşlisi ile mantelitesini belli ediyordu. Sakatlıkların ve Asya kupasının etkisi ile kaliteli bir kadro ile maça çıkmak nasip olmadı. Maç içerisinde bu kalite eksikliği nedeniyle zorlanma yaşandı. Pozisyon üretmekte çok çok zorlandı takım. Nitekim atılan tek golde Servet'in ekstra katkısının sonucudur. Maçın kazanılmış olmasından dahada önemlisi yeni oyuncuların verdiği ümitlerdir.

Yekta; bonservis olarak fazla bir ücret ödensede topa sahip olma, topu olumlu kullanam ve en önemlisi gol bölgesine sızma özellikleri kendini diğer oyunculardan farklı kılıyor. Zamanla daha da iyi olacak ve en önemlisi çevresindede kaliteli isimler bulursa etkinliği bir kat daha artar.

Culio ; bu maçtan önce bir çok kez izlesekte lig maçında görmek daha farklı oluyor. Fiziki yetersizliğini zeka ve tekniği ile kapatmaya çalışan bir oyuncu. Şuan ki takım ve oyuncu profili içinde kendine yer bulması kolay fakat bir üst kademe futbolda eksiklikleri ortaya çıkıyor. Yine de devre arası için güzel bir tercih.

Stancu ; kısa süre içerisinde özgüvenini ve tekniğini gösterebildi. Bir kaç maç sonra ne verebileceğini daha net görebileceğiz.

Bu maçın kazanılmasında Cana ve Sabri'nin özverili oyununda katkısı çok. Bu iki oyuncu diğerlerine örnek olmalı. Futbol çok zor bi oyun değil. Kaliteden önce yürek daha ön planda ligimizde. Hagi ve Tugay'da bunu çok iyi özümsemişler. Transferler ve kararlar hep bu yönde şu ana kadar. Ancak bir Misimovic bugün çok farklı hale getirebilirdi bu maçı. Haftaya Bursa deplasmanında Cana'nın yerine Hakan Balta'nın geçeceğini ve İnsua'nın sol bekte yer bulacağını düşünüyorum. Ayrıca Pino'nun dönüşüde olumlu etki yapacaktır.

Bu sezon için kaybedilecek hiçbir şey yok. Ancak kazanılması gerekenler çoğunlukta. En önemlisi ise Galatasaray kimliği ve kazanma alışkanlığı. Son 16 haftada bunun için savaşılmalı. Türkiye kupasıda mutlaka kazanılmalı.

BİZE (TRABZON DAN) BASKA HERYER TRABZON

Trabzon'u bir tek kendileri yener!! Duydukca nefret ettigim cumle..

Macın en kısa ozeti

1. Takım şampiyonluga gider tribun ise 4 gun onceki kupa macında Manisa macından daha bos

2. Takım 9 puan Fener in onunde dk 80 oyuncusunu ıslıklar

3. 60 dan sonra koca 30 dk var futbolcuların ayakları birbirine dolanıyor stress o bicim.. taraftarlarda ugultu var.

4. Hadi tetikleyemiyoruz takımı.cekirdege devam.. maca gelmeyen evde ısınan taraftarlar saolsun biraz usumusler komurleri yakar 1996 YILININ son 20 dk sı gibi sis altında bir mac oynatır
( DUN SUNU ANLADIM Kİ sis bize yaramıyor)

5.DK61 golun adı Gabric ( HOCA sına nispet edercesine )

6. 35 dk da 250 pas yapan takım nasıl olurda 10 dk da iki pas yapamaz ust uste

7. Elestirmekten nefret ettigim ama beni elestirmek zorunda bırakan Senol Hoca mızın
gol geldı geliyor dercesine 45-55 arası oyundan dusen JAJA-BURAK ikilisine dokunmayıp, adeta cıkacagını anlayıp defansa gelen, orta sahada pas alısverisi ni ustlenen kosan ayakta kalan tek tuk adamlardan YATTARA yı cıkarır.. Oyundan dusen COLMAN ı 1-1 den sonra cıkarıp SEZER i koyan... hocam yapma lutfen... dunku cocuk Aykut bile sırf 3 puan icin 11 kisi savunma yaptırıo... futboldan anlamayanlar gol yıcez derken 45-55 arası deil 1-1 den sonra yapılan deişiklikler... hocam kusura bakma dun sınıfta kaldın.. BURAK ın dun ıslıklanmasında taraftar demeye utandııım adamların ne kadar rezilligi varsa , senin se dokulen o burak ı 80 dk oyunda tutarak bu rezillige davetiye cıkarmanda o kadar eksigin var... olsun varsın.. Canın saolsun.. Chukun saolsun.. SENİ SEVİYORUZ hocammm


DUN O RUHSUZ OYUNUNDAN sonra Burak ın bi acıklama yapmasını istiyordum

EY BENİ YUHALAYAN TRABZONSPOR UN MUHTESEM SEYİRCİSİ
bugun kotuydum kazanabilmek icin hic bir sey yapmadım yapamadım
peki ya SİZZZZZZZZZZZZZ!!! SİZ NE YAPTINIZ???

NOT: Umut dun kacırdıklarının hic bir onemi yok... dunku mucadelen hayatının en iyi mucadelelerindne biriydi... ruhun yeter.. Ruhsuz olup ISLIKlar sonrası aaa bu ne simdi gibi sasıran BURAK gibi olma.. Burak gibi bencil hic olmaaaa!!!

Cuma, Ocak 21

Nerede Kalmıştık


Turkiye 2010-2011 Spor Toto Super Lig De İkinci yarı Başlıyor..

Ganzilis Tv ye tesekkurlerle Super Lig lideri Trabzonspor a basarılar dileriz..


Salı, Ocak 18

Çekin Kirli Ellerinizi


Bugün Hürriyet gazetesinde yer alan iki yazı son yılların spor açısından özeti niteliğinde. Yılmaz Özdil ve Kanat Atkaya kendilerine has üsluplarıyla gündemi değerlendirmişler.

Akp ikitidarında kirlenmeyen mecra kalmadı. Alenen herkese kafa tutmaktalar. Devletin yapmakla yükümlü olduğu görevleri dahi lütuf olarak görmektedirler. Son olarak Galatasaray'a yaptıkları restleşme yenilir, yutulur cinsten değil. Ancak Adnan Polat ve güruhu yalakalıktan Galatasaray yapılan saygısızlığı göremiyor bile. TÜRKİYE Futbol Federasyonu henüz Galatasaray - Sivasspor maçının oynanacağı stadı dahi açıklayamadı. Baskı altına almadıkları kurum kalmadı sanırım. Spor yerine siyaset yazmaktan bıktım ancak yazmamış olmakda vicdani rahatsızlık veriyor.

Cumartesi, Ocak 15

TT Arena Açılırken

Galatasaraylıların senelerce beklediği yeni stad özlemi bu gece bitiyor. Tabi büyük çoğunluk bu hazzı maalesef Adnan Polat ve akılverenleri sayesinde yaşayamayacak. Bu gece stada 16 bin kombine sahibi ile birlikte 36 bin seçilmiş kişiler gelecek. Bu davetiyeler neye göre dağıtıldı onuda bilmiyoruz.

Açılış maçı ise 20:45 de Ajax ile yapılacak. Bu maçın yayınınıda Galatasaray taraftarının en az %75 i izlemeyecek. Evet böyle bir açılış olacak.

Açılışa eminim ki Galatasaray taraftarı olmayan fakat zengin yada gazeteci kimliği ile çağırılmış binlerce kişi vardır. Bu kişiler bu açılışta bulunacak ancak gerçek Galatasaraylılar bir tek görüntü dahi göremeyecek.

İşte böylesine bir açılış oluyor bu gece. Açılışa Galatasaraylı olmayan binlerce kişi gidiyor, maç ise şifreli kanaldan yayınlanıyor. Ne diyelim kendi oluşturmaya çalıştıkları Galatasaray taraftarı ile kutlasınlar açılışlarını. Çok değil 16 ay sonra bu stadda maç izleyemeyecek durumda olacaklar.

Çarşamba, Ocak 12

Veda



“Bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır.Biz sizlere burada Galatasarayımız’ın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. Galatasaray bir his takımıdır. Renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. Galatasaray feragat (vazgeçiş) ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. Kısacası Galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.”

Salı, Ocak 11

Elveda Ali Sami Yen

Her taraftar için stadı özeldir. Ali Sami Yen'de biz Galatasaray için ayrı bir öneme sahiptir. Sevinçleri ve hüzünleri ile bir deve ev sahipliği yaptı. En çok şampiyonluğun kutlandığı staddır kendisi. Nice zaferlerin mabedi, nice hüzünlerin ev sahibidir. Hayatımın en büyük sevinçlerini orada yaşadım. 1-1 lik Juventus maçı ve 3-2 biten Real Madrid zaferi unutulmazlarımdır. Sanırım bir asırda geçse o anki zevkin tarifi mümkün olmayacak. Ali Sami Yen kapalı tribün çatısındaki kavis ve ona müteakip yükselen ses, Mimar Sinan tarafından yapıldığını zannettiriyor insana.

Bugün Ali Sami Yen'de son maç oynanacak. Galatasaray taraftarı ise bu mabedi asla unutmayacak. Son yıllarda başarısız sonuçlar alınsa da orası gerçek bir "Cehennem" kalmayı sürdürecek. Ali Sami Yen atmosferini yaşamış olmak büyük keyifti. En görkemli anlarda orada olmak ise anlatılmaz. o atmosferi yaşamış kişilerden bazılarının yorumları şöyle :


Johan Neeskens: “Biz Barcelona'da 100 bin kişinin önünde maça çıkıyorduk. Ancak Ali Sami Yen'de öyle bir atmosfer oluyor ki, sahaya çıkıp biz de oynamak istiyoruz!”

Kezman: "Biz zaten o stadtan galip çıkabileceğimize inanmıyorduk."

Maldini: "Kimse bana burda 25 bin kişinin olduğuna inandıramaz"

P.Nouma: "Bana hep Ali Sami Yen'den bahsettiler"

HAGİ: "Bu seyirci ölüyü diriltir''

TF1 Fransiz Tv: " Paris Ali Sami Yen cehenneminden nasıl cıkacak"

Corriara Della Sport: "Milan, Dikkat Et Orası Hala Cehennem'

Davids : (Juve macından sonra) : "Bizde böyle taraftar olsa hiçbir takım karşımızda duramaz"

Leeds'li Futbolcular : "Hello hell,We're Leeds United"

Berliner Morgenpost : "Futbolun sadece futbol olmadigini Ali Sami Yen Stadinda anladim"

Collina : "bu cehennemi çok seviyorum"

Almanlar: Hexenkessel(Cadikazani) ,

Höhle des Löwen (Aslanin Magrasi)

Tuttosport: "Yine Cehenneme Gidiyoruz"

La Gezetta: "Şeytanın Evi"

Elveda Sami Yen

Cuma, Ocak 7

Tamamiyle Sistem






Hic bir oyuncunun 90dk. ayni pozisyonda oynamadigi bir gecede Trabzonspor 'un , 17'lik iki oyuncusu haric AS kadro ile cikmis olan Bundesliga nin guclu temsilcilerinden Shlalke karsisinda macta rakibine adeta top gostermeden herkesin kedine verilen gorevLERi dort dortluk yerine getirdigi cok keyifli bir mac seyrettik bu gece.. Ama macda en cok dikkat ceken orta sahada baslayan sonra sag bek e cekilen oyunculardan tutun kanat gorevinden en uc noktaya katan oyuncularin ya da 18'e dahi giremeyen oyuncularin tum karmasasina ragmen 90 dk boyunca sanki ayni 11 sahada gibi oyuncularin degistigi ama sistemin degismedigi ve bunu bir Turk takiminda gormenin vermis oldugu gurur...











Stad: Antalya Mardan

HAKEMLER: Deniz Ateş , Salim Duran , Cüneyt Taner

TRABZONSPOR: Onur, Tayfun, Giray, Glowacki, Cale, Serkan, Sezer, Engin, Yattara, Umut, Burak Yılmaz

YEDEKLER: Tolga, Ceyhun, Mustafa, Barış, Mehmet Çakır, Ferhat, Zafer

SCHALKE 04: Neuer, Matip, Papadopoulos, Metzelder, Zander, Edu, Moritz, Kluge, Draxler, Raul, Huntelaar

YEDEKLER: Schober, Encudero, Plestan, Rakitic, Farfan, Pender, Jendrisek, Deac


Tayfun,Giray,Glowacki,Cale 4lusunun onunde Serkan,Sezer,Engin ve Burak Umut , Yattara ile uclusu ile

alisildik 4-3-3 le maca baslayan Trabzonsporda . bu oyuncular veya oyun yerleri degissede 4-3-3 sistemi hic degismeden ve siritmadan biten bir macta


Maca oyun kontrolu elinde baslayan Trabzonspor'da Yattara'nin muhtesem oyununa konsantre olunmusken ortasahada ki mucadele sonrasinda ataga destek vermek icin cikan Tayfunun harika golu ile 1-0 onde kapadigi ilk yarida goze carpanlar; Engin in kalitesi, Serkan'in dinamizmi ve Cale nin muhtesem oyunu oldu.

asdfghjjk




.. ikinci yarida Serkan solbeke gecti.. Tayfun un yerine oyuna giren Ceyhun orta 3 lude yeri alirken. Muhtesem perfonmans sergileyen Yattarada hocasi tarafindan ( bu kadari yeterli dercesine ) yerini Baris Atas'a birakti. Glowachki 'nin yerine M.YUMLU yu da katarsak.. macin son 15 -20 dk sindada Engin-Z.Yelen , Cale - M.CAKIR , Umut - Ferhat degisiklikleri ile forma sansi bulmayan oyuncu kalmamis oldu..

Umut un yerine kayan Burak dan sonra ileride sol kanatta Ferhat M.CAKIR'in girmesine kadar basarili bir perfonmans sergileyip daha sonra Cale nin pozisyonunu devraldi..

2.Yari Trabzonspor adeta rakibine adeta top gostermemesi mac sonu %67 nin ilk yariki ortak futbolun ustunde bir degere ulasmasini sagladi..

ikinci yarida en cok dikkat ceken taraflardan biride Burak in muhtesem cikislarinda aldigi guzel toplarin yan hakem tarafindan 4 kere kesilmesi ( Alman spikerin bile en sonunda sinirlendigi anlardi )..

bu macta Broozek kardesler yani sira, kacaklar Colman-Alanzinho-JAJA uclusu Senol hoca tarafindan kadroya alinmadi..







Haftanın Tatlısı

armut tatlısı



Perşembe, Ocak 6

TRABZONSPOR-W.BREMEN



Stad: Antalya Mardan

HAKEMLER: Burak Astar, Hanifi Vurucu, Barış Akdemir

TRABZONSPOR: Tolga, Tayfun, Giray, Mustafa, Cale, Yattara, Barış, Sezer, Engin, Zafer, Umut

YEDEKLER: Onur, Ceyhun, Serkan, Ferhat, Burak, Glowacki

WERDER BREMEN: Mielitz, Arnautovic, Fritz, Marin, Hunt, Prödl, Frings, Pizarro, Mertesacker, Schmidt, Bargfrede

YEDEKLER: Wiedwald, Avdic, Silvestre, Thy, Balogun, Testroed, Ayik



Trabzonspor maca Gıray, Umut, Cale, Engin dışında daha çok yedek soyunan Yattara haricinde 18 e bile girmekte zorlanan oyuncularla başladı.. Ofans ve defans anlamında sezon içi kadro için çokda sırıtmasada takımın işleyen mekanizması Selcuk-Colman + JAJA uclusunun yerinde Barış-Sezer-Zafer YELEN 3 lüsünün ne yapabileceğini tüm trabzonsporlular çok merak ediyordu..


özellikle ZaferYELEN tüm Trabzonspor'luların dualarını alarak başladığı karşılaşmada malesef hayal kırıklığı yarattı.. Ama malum 2.5 yıl futboldan uzak kalmak kolay olmasa.. ikinci devre yerini Ceyhun'a

bıraktı..
Ceyhun' u asla çözebilmiş değilim. Değişik yetenekleri olsada belkide yanlış takımda oynuyor. Trabzonspor 'da bu kadar hatalı pas yapan oyuncu daha olmamıştır sanırım. Bu sene sonu kontratı bitecek olan oyuncunun yeni bi sözleşme yapılacağına inanmıyorum.. O nun için tek tavsiyem FB'ye gitme yanlışında bulunmaması. Asla kadroya girebileceğini zannetmiyorum oradada.

Sezer icin sanırım son maçlarından biriydi. yüksek olasılıkla 2.devre kadroda olamayacak yeni bir ortasaha transferi ile birlikte (( KAHLENBERG ya da SEZER OZTURK ))

Barış savaşcı iyi bir futbolcu ancak Şenol GüNEŞ in futbolunda ortasahanın en uzağındaki futbolcu bile gole yakın olmalı bu yüzden pek şans bulamayacaklardan.. Benim Barış için tek umudum Serkan ın yerine bi alternatif olabilmesi. Tayfun CORA dan kat ve kat daha iyi yapacağı aşikar.

Sonuç Trabzonspor için SEZER-ZAFER-BARIS-CEYHUN dan hıcbiri Selcuk-Colman-JAJA 3lüsüne alternatif olamayacak. bu sebepten ŞAMPİYONLUĞU çok istiyorsa Trabzonspor en az 3 ü kadar kaliteli bir orta saha transferi ne ihtiyacı var.

Bugun Umun attığı muhteşem golle hakkında ne kadar az konuşulması gerektiğini yine ispatlattı.



ve maçın iki yıldızından bahsedecek olursak

İBRAHİMA YATTARA bugun ilk 30 dk öyle bi Yattara seyrettikki Alman Spikerin sesindeki
heyecandan neler dediğini çok merak ettim. resmen ilk günlerdeki yattara sahadaydı.. son günlerde kamptan gelen haberlerde kampın en hırslı oyuncusu denilen YATTARA yaklaşık 8 yıllık Trabzonspor kariyerinde ilk defa zamanında kampta olması ve hırsının sebebini yenilenmeyen sözleşmesine bağlasak çok da haksızlık etmeyiz sanırım..

maçın diğer adamı ENGİN çok kasmasada gerçekten sahada olan tüm oyunculara göre üst sınıf bir topçu olduğunu gösterdi.

Takım olarak ilk 30 dk pas yaparak rakip takımın ve bizlerin başını döndüren TS , lig perfonmansının tıpkısı gibi ilk yarının sonlarında yediği golle maçı 1-1 berabere tamamladı.

Maç sonu Şenol Hoca'nın ikinci devredeki yorgunluğu kamp temposuna bağlamasını mazeret olarak görecek olursak eğer iyi bir hazırlık dönemi geçirildiği aşikar

PS: Egemenin sakatlık durumu henüz belirlenememiş.
Son kaçaklardan JAJA da bugun kampa katılmış












Senol Ö Ğ R E T M E N



Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) Antalya'da düzenlediği 48. Yıl Sporun Zirvesi Semineri'nde 'Neredeydik, neredeyiz, nereye' panelinde konuşan Güneş, geçmişten günümüze her şeye değinirken bizlere ders vermeyi ihmal etmedi. Türk futbolu adına senin gibi bir değere sahip olduğumuz için çok şanlıyız...




Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini dile getiren Güneş 'Babam ve annemokuma yazma bilmiyordu. Benim üniversite okumamam için çok çalıştılar. 15 yaşında hayata başladım. 5 kardeştik, 15 yaşında aileme bakan bir kişiydim. O günlerde futbola başladım. Ortaokulda mahalle arasında oynarken, büyüklerin baskısıyla kaleye geçtim. 24 kaleciliği sevmeyerek yaptım. Lisede lisans çıkartık, 24 senedir antrenörlük yapıyorum. Henüz futbol Oyununu okuyamıyorum, ama üniversite okudum, öğretmen oldum şimdi sizinle bunları paylaşıyorum' diye konuştu.

- 'ÜLKE FUTBOLU BÜYÜK AŞAMA KAYDETTİ'-

Türkiye'nin sosyal, siyasal, ekonomik ve yapısal bir değişim süreci içinde olduğunu ifade eden Şenol Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Ülke futbolunun çok büyük aşama kaydettiğini söyleyebilirim. Çocukluğumuzda olandeğerlerle bugünkü değerleri kıyaslanmanın yanlışlığını yapıyoruz. Ben o zaman fakir birailenin çocuğu olarak, denizde yüzüyordum, kumsalda geziyordum, özgürdüm, organik meyve yiyordum. Bugün ekonomik durumu iyi olan bir baba olarak çocuğumu yüzmeye götüremiyorum, organik meyve yediremiyorum. Ben 15 yaşına kadar şehirden ayrılamadım. Çocuklarımız dünyayı gezdi, ama hangimiz mutlu hangimiz değil? Bilemiyorum. Dolayısıyla tespitleri iyi yapmamız lazım. Biz doğaçlama geldik. Sayın FatihTerim ve Mustafa Denizli ile aynı dönemin insanlarıyız. Bu ülkeye katkı yapmayı düşünen birinsanım. Bu ülkede değerli olan insanlara gereken önemi verelim. Bakın bugün Hiddink geldi, yabancı istemeyebiliriz, ama bugün nasıl faydalaniriz diye bakmamız lazım. Ersun Yanal altyapı sorumlusu oldu, ondan da faydalanmamız lazım. Ama Terim'den de Denizli'den de...'

- MADEN İŞÇİSİ ELDİVENİ İLE KALECİLİK-

Kendi dönemlerinde başta ekonomik sorunlar olmak üzere tesis ve malzeme sıkıntısı çektiklerini dile getiren Güneş, 'Ben hiç kaleci eldiveni giymedim. Yoktu da giyemedim.Zonguldak maden işçilerinin eldivenleriyle toprak sahada antrenman yapıyordum. Dolayısıyla malzemesi olmayan bir kaleci olarak Milli Takım kaleciliği yaptım. Biz doğru kriterlerle eleştiri yapmıyoruz. Geçmişe baktığımız zaman eğitim, tesis, iletişim, teknoloji yok, Ekonomikzorluklar var. Hatta zaman zaman mafyanın, kara paranın girdiği dönemleri de yaşadık ama amatör ruh vardı, profesyonellik gelişmemişti. Bakış farklıydı. Kısıtlı imkanlar vardı, kendimize güvenimiz yoktu. Şimdi ise kendimize olan güvenimiz arttı, ama birbirimize olan güvenimiz sarsıldı' diye konuştu.

- 'TOKLAR VE ZENGİNLER OYNUYOR, FAKİRLER SEYREDİYOR'-

Günümüzde futbola olan yatırımın çok büyük olduğunu anlatan Güneş, 'Eskiden biz antrenmanda çorap alabilmek için yalvarıyorduk, vermiyorlardı. Sayılı olarak geliyordu. Şimdi sponsorlar her şeyi veriyorlar, ama biz kullanamıyoruz. Özellikle bir şey vurgulamak istiyorum. Eskiden fakirler oynarken toklar seyrediyordu. Yani açlar oynarken, toklar seyrediyordu.
Şimdi ise toklar ve zenginler oynuyor açlar seyrediyor. Eskiden fakirler oynuyordu, zenginler seyrediyordu. Yani açlar oynarken, toklar seyrediyordu. Şimdi ise toklar ve zenginler oynuyor, fakirler seyrediyor' değerlendirmesindebulundu.

- 'EĞİTİM ARTMALI'-

2002 Dünya Kupası öncesinde başına geçtiği (A) Milli Takım'ın dünya sarılamasında 30. olduğunu söyleyen Güneş, 'Sonra 7. sıraya kadar çıktık. Görevime son verildikten sonra, değişiklikler oldu, bugün herhalde 30 civarındayız.Başarı kriterlerimizi değiştirmemiz lazım. Neye göre başarılıyız, neye göre başarısızız? Kesinlikle eğitim artmalı' ifadelerinikullandı.

2002 Dünya Kupası'nda milli takımın elde ettiği üçüncülükten sonra, 'Dünya futbolunda 3. olduk, ama futbol ülkesi olarak 3. olmadık' dediğini hatırlatan Güneş, şunları kaydetti:

'Kupadan sonra antrenör toplantıları yapıyorduk, Türk futbolunun ekolüyle ilgili olarak neler yapabileceğimizi konuşurken, arkadaşlar benim görevime son veriyorlar. Ben bunu biliyorum, kiminle anlaştıklarını da biliyorum. Ondan sonra beni çağırıyorlar, 'hocam ayrılmanı istiyoruz' diyorlar. Böyle bir anlayışla bugün geldiğimiz nokta mükemmel ve antrenörler mucize yapıyorlar Türkiye'de. Bunu herkes biliyor. Bugün kulüp yönetiminde de aynı şeyler yapılıyor, tepede haksızlık yapılırsa, tabanda binlercesi yapılır. Onun için bunların irdelenmesi gerekiyor. Ama ben Türkiye'nin çok değiştiğini, çok geliştiğini, çok iyi hallere gelebileceğini düşünüyorum. Başarısız olduğunu düşünmüyorum.'

- 'TÜRK İNSANINA FIRSAT VERİN DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIR'-

Şenol Güneş, Türkiye'de sporun gelişmesi eğitim başta olmak üzere bir çok alanda önemliçalışmaların yapılması gerektiğini anlatarak, 'Biz nereden geldiğimize baktığımızda çok mesafe aldık. İmkansızlıklardan nerelere geldik. Türk insanına fırsat verin dünyayı ayağa kaldırır. Bunu yapar, yaptık. Daha iyisi neden yapılmasın. Sorunlar vardır, onları ayrıkonuşuruz. Biz başarıyı da başarısızlığı da gören bir ülkeyiz. En kötü koşullarda Atatürk gibi bir lider çıkardık. Bizim şartlarımız zor değil, belki o yüzden çıkartamıyoruz. Sayılar da fazla olması lazım. Fikirlerimiz arı gibi çalışmalı' ifadelerini kullandı.

Türkiye'de sorunlara yönelik çözümler üretilmediğini savunan tecrübeli teknik direktör, 'Terim'in, Denizli'nin kenarda oturmaya hakkı yok. Nerede olursa olsun fikirlerinisöylemeliler. Yöneticileri, federasyonu, medyayı etkilemeli, yol göstermeliler. Bu ülkenin rehberlere ihtiyacı var. O zaman biz mesafe alırız. Biz de sadece sonuçsal kaygı veekonomik beklenti var. O zaman olmaz. Eskiden yokluktan çıkarırken, şimdi eskisi gibibaşarılı sporcular çıkaramıyoruz' diye konuştu.

- YAPILMASI GEREKENLER-

Türk futbolunun ilerlemesi için sorunların üzerine gidilmesi ve önemli yeniliklerin yapılması gerektiğini dile getiren Şenol Güneş, şunları kaydetti:

'Bu transfer sistemiyle futbolun daha ileriye gideceğini düşünmüyorum. Bosman kurallarıylaOyuncu hakları korunurken, kulüpler ve yöneticiler yanlış yola giriyor. Kulüpler batarsa futbol iyice batar. Çünkü kaynakları biten bir kulüpte yatırımlar azalır. Denetim yapılmalı, kulüpler devlet tarafından denetlenmeli. Vergi konusu var. Biz vermiyoruz, kulüpler veriyor. Tam tersine ben vereceğim, Oyuncu verecek. Oranı neyse bizim vermemiz gerekiyor. Kanunlar koyulmalı ve bunlara uyulmalı, şimdi bazen çelişki yaşıyoruz. Beslenme,çalışma ve sağlık konularında çalışmalar yapılmalı. Entelektüel anlamda Oyuncular ve antrenörler daha donanımlı olmalı. Hedef koyulmuyor. Kısa ve uzun vadede hedefler konulmalı...'

- 'HAKEMLER EN GÜÇLÜ HALKA KONUMUNA GELDİLER'-

Şenol Güneş, Türk hakemlerin hızlı bir değişim sürecinden geçtiğini dile getirerek, 'Eleştirdiğim tarafları var, maçta hatalar yapıyorlar, doğrudur. İnsan hata yapabilir. Ama bu dönemde bu hakeme 'güvenmiyorum' diyemiyorsunuz. Müthiş bir teknolojik gelişimledünyayla entegre olmuşlar. En zayıf halka olarak görünürken, şu anda en güçlü halka konumuna geldiler. Belki eksikleri çok fazla olduğu içindir. Ben başta Oğuz Sarvan olmak üzere tüm ekibini tebrik ediyorum' ifadelerini kullandı.

- 'HİDDİNK'E KARŞI SOĞUK SAVAŞ VAR'-

Şenol Güneş, (A) Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink'e karşı yürütülen bir soğuksavaş olduğunu iddia etti.

Kendisinin de milli takımın başında bir Türk hoca olmasını tercih ettiğini anlatan Güneş, 'Hiddink'e karşı bir soğuk savaş var, bunu hissettim. Ben de yabancı bir hoca yerine yerli birinin gelmesini isterdim. Ama geldi, bitti bu. Şimdi nasıl birlikte çalışabileceğimiz konusuüzerinde durmalıyız. Yarışma yaparken, Türkiye'yi temsil ediyor. Türkiye'nin başarılı olması hangimizin aleyhine olur. Konuşalım, en azından o ne düşünüyor, dünyayı gezdi, görüşleri vardır. Komplekslerimizden arınmamız gerekiyor. Bu orada olma isteğimizi engelleyemez, onun yerine geçebilirsin, herkes birinin yerine geçiyor' değerlendirmesinde bulundu.

- 'BİREYSELLİKLERİ ÖNE ÇIKARTMAMIZ LAZIM'-

Şenol Güneş, günümüzde dünyada takım Oyunu olgusunun çok konuşulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Geçmişte bireysel oynayan Oyuncu çok fazlaydı. Şimdi takım Oyunu çok oynanıyor. Ama şimdi bana göre takım Oyunu içerisinde bireysellikleri öne çıkartmamız lazım. Çünkü takımOyunu yeterli olmuyor. Bir çeşitlilik gerekiyor. Yani futbol oynarken, sizin düşünceniz dışında bir şeylerin olması gerekiyor. Bu olmadan o seyir zevki olmaz. Hataları olan maç daha çok keyif veriyor. Takım Oyununda Oyuncunun yeteneğini kullanabilmesi için eğitim yapmamız gerekiyor. Sadece bireysel özellikleri olan bir takımda, takım Oyunu iyi değilse zaten orada kavga başlar. Takım Oyunu dediğinde ise yaratıcılığı bozuyorsun. İkisi arasında gel gitlerimiz var. Günümüze uygun yeni bir dönem başlaması gerekiyor.'

- 'ŞAMPİYON OLDUĞUMUZDA TEKNİK DİREKTÖRLÜĞÜ HER AN BIRAKABİLİRİM'-

(A) Milli Takım eski teknik direktörlerinden Mustafa Denizli'nin de yer aldığı panelde, teknik direktörlüğü ne zaman bırakacağına yönelik bir soru üzerine Güneş, 'Hoca (Denizli) ne zaman bırakırsa, ben ondan sonra bırakırım, kendimi sağlama almak istiyorum. İkincisi, antrenörlük hayatımda Avrupa ve UEFA Şampiyonluğunu zor görüyorum, onun için lig şampiyonu oldukğumuzda her an bırakabilirim' dedi.

'Trabzonspor şampiyon olmazsa görevinizden uzaklaştırılır mısınız' sorusu karşısında Şenol Güneş, kulüplerle teknik direktörlerin imzaladıkları sözleşmelere sadık kalması gerektiğini dile getirerek, 'Bir kulüpte yönetim kurulu bir antrenörle anlaşıyorsa, süresi neyse devam etmeli. Antrenör de gitmemeli. Bunu da desteklemek lazım. Bunun dışında bir şey olduğu zaman, 'bu antrenör niye gider diye' ayıplamak lazım. Ancak ikisi bir araya gelir mutabık kalırsa gidebilir. Trabzonspor'a gelirken, bir yapılanma içerisinde doğru işlerde başarılıolmak için geldik. Bir Avrupa takımı gibi olmak istiyoruz. İlkeleri olan, cesur, yaratıcı, farklı bir takım olmak istiyoruz. Bunun sonucu ya şampiyonluk, ya da diğer sonuçları almaktır. O yüzden durumumuz alacağımız saha sonuçlarıyla değişmez, değişmemeli'değerlendirmesinde bulundu.

Çarşamba, Ocak 5

Kazım Transferi Üzerine

10 gündür dedikodu olarak dillerde dolaşan transfer dün akşam resmiyete döküldü. Adnan Polat ve ekibi kendi sonlarını daha da hızlandırdılar bu transfer ile. Kazım'ın nasıl bir karaktere ve oyun stilini sahip olduğunu anlatmaya gerek yok. Yıllardır istikrarın kıyısından geçmemiş bir oyuncu profili var elimizde. Ancak asıl düşündürücü sorular şunlar olmalı :


Lincoln, Jo, Keita, Misimovic'in günahı neydi ?


Galatasaray'ın yıllardır övündüğü ruhu ve geleneği şimdi nerelerde ?


Ayrıca Hagi bu transfer ile geçici bi süre o koltukta oturacağınıda belgelemiştir. TT Arena stadına Colin Kazım sarı kırmızı forma ile çıkacak ya geri kalan herşey boş. Zamanında Fatih Terim, Abdullah Ercan'a o formayı layık görmüştü ve sonu çok kötü bitmişti. Kazım ve Hagi içinde aynı şeyler geçerli olacaktır. Özellikle Kazım çok tepki alcaktır ancak yapısı gereği soğukkanlı olmayı başarır. Serdar ve Aydın gibi isimlerden sonra o böglede daha iyi bir alternatif. Fakat düşündükçe yine başa dönüyorum. Keita, Lincoln, Jo, Misimovic gibi isimler gönderilip Kazım alınıyorsa bu işte büyük yanlışlıklar var demektir.

Galatasaray gibi bir camiayı yerlerde paspas kıvamına getiren Polat ve kurmayları şimdiden yiyecekleri tokatları düşünsünler. Kuyusunu kazmak, Bindiği dalı kesmek deyimleri üzerlerine tam oturuyor. Transferin duyuruluşu bile herşeyi açıklıyor. Utanarak yapılan bir transfer olduğu araya sıkıştırılan satırlardan belli :

Duyuru

"Profesyonel futbol oyuncusu Berk İsmail Ünsal ile 2010-2011 sezonunun ikinci yarısından başlamak üzere 2012-2013 futbol sezonu sonuna kadar sözleşme imzalanmıştır."

"Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı oyuncumuz Anıl Dilaver'le olan sözleşmemiz 2014-2015 futbol sezonu sonuna kadar uzatılmıştır. "

"Profesyonel futbol oyuncusu Kazım Kazım ile 2010 -2011 sezonunun ikinci yarısından başlamak üzere 2013-2014 futbol sezonu sonuna kadar sözleşme imzalanmıştır."

Oyuncumuz Kazım Kazım'ın bu akşam Galatasaray'ın Antalya'da süren kampına katılması bekleniyor.

Galatasaray Sportif A.Ş.

Salı, Ocak 4

John Utaka Konyasporda!!!


Konyasporu tebrik ederim ingiltere ve fransa patentli son dünya kupasında Nijerya kadrosunda yer almış önemli bir isim olduğunu düşünüyorum. Vasselden daha etkili bir isim ve ondan daha fazla şey yapacaktır ligimizde.




Dennis Bergkamp

Futbol Yetenekdir..

Blog'da yazmaya baslamadan once bir futbol efsanesi ile
baslangic yapsak nasil olur?
Ozlemedik mi bu yetenekleri?..



Pazartesi, Ocak 3

Nerde Kalmıştık ...


İkinci yarı hazırlıkları bugün itibariyle başladı, son gözdelerde resmi imzaları attı...
Rasgele!