Pazartesi, Aralık 31

2013

Mutlu yıllar.

Perşembe, Aralık 20

Şampiyonlar Ligi Kuraları


Galatasaray - Schalke 04
Celtic - Juventus
Arsenal - Bayern Münih
Shaktar Donetsk - Borussi Dortmund
Milan - Barcelona
Psg - Valencia
Real Madrid - Manchester United
Porto - Malaga

Salı, Aralık 18

Adalet !


Haftasonu Olimpiyat satadında oynanan İBB - Trabzonspor maçında bunun gibi birçok güzel pankart açıldı fakat onursuz medyamız yine yer vermedi. Trabzonspor'u bu haklı davasında sonuna kadar destekliyorum.

Perşembe, Aralık 6

Pazartesi, Aralık 3

Korkutuyoruz


Çok zor bir deplasmanı alnımızın  akıyla kayıpsız geçtik çok şükür. Orduspor ligimizin çetin deplasmanlarından, son haftalarda sallansalarda iyi yerlerde bitireceklerdir ligi. Takımımızın oyundaki lideri Fernandes'in yokluğunda nasıl bir oyun  sergileneceği merak konusuydu. Fernandes'in halefi olarak görünen Oğuzhan'ın ne kadar beklentileri karşılayıp karşılayamıyacağı ayrı bir merakla beklenen konuydu.

Beşiktaş ve Orduspor beklentilerin dışında oyun oynadılar diyebiliriz. Beşiktaş ve Orduspor'un karşılıklı akınlarıyla bol pozisyonlu bir maç beklerken, sanırım Beşiktaşın oyundaki tutumu nedeniyle rakipte pozisyon bulamadı. Tek buldukları pozisyonda Gol oldu. Bir çok pozisyon yakalayıp pozisyon vermek yerine az pozisyon verip az pozisyonla sonuca gittik. Az pozisyon verilmesi hoş fakat az pozisyon bulmak hoş olmuyor. Alıştı bir kere bünye hep öyle olsun istiyor. Fernandes varken bol pozisyon yokken az pozisyon sanırım takviyesiz bu iş böyle yürüyecek.

Fernandes'in yokluğunda Oğuzhan öne çıkmadı değil fakat Toraman ayrı bi kalitedeydi. Defans önü tüm becerilerini gösterdi, top kesti, top çaldı, top çıkardı. Komple bir orta alan performansı diyebiliriz buna. Oğuzhan'ın golü kalite, Olcay'ın performansı üzücüydü. Uğur Boral bildiğimiz gibi kendisinden çok farklı bişey beklemek haksızlık...

Liderle aramızda 1 puan var, takım içi arkadaşlık, dayanışma bu teknik heyet sayesinde. Sezon başı ilk 10'a giremez diyenleri, Samet Aybabayı 5 haftalık görenleri arıyorum... Devre arası sağlam takviyeler yapılabilirse hiçbirşey sürpriz olmaz, havaya girmeden sağlam adımlarla ilerlemeye devam. Eskişehir maçı çok zor olacak, 3 haftada 3 galibiyet resmi baya bi değiştirir.

Toraman'ın golüne değinmeden olmaz. Bence ofsayt değil, Ersan'ın teması yok. Ben böyle gördüm. Erman Toroğlu'da  böyle diyor. Diğer yorumları takip edicem. Gol ofsayt ise bu gol EYYAM dan değil hatadan kaynaklanmıştır. Bu da her takımın başına gelebilir, gelmiştirde. @alpertrgt1

Perşembe, Kasım 29

İonis Hagi


Hagi'nin İstanbul doğumlu oğlu İonis şimdilerde Romanya genç milli takımında forma giyiyor. Belki birgün babası gibi Galatasaray forması giyer. Video 2007 yılına ait.

Pazartesi, Kasım 26

Melo





Tam ona yakışacak bir hareket oldu bu. Belkide şampiyonluğu getiren kurtarış olacak.

Cumartesi, Kasım 24

GELİYORUZ




           Kendi evimizde Akhisar karşısında kazanmalıydık. Gereği yapıldı. Zaten bu sezon maşallah kazanılması gereken maçlar kazanılıyor, takım coşku ve umut veriyor. Akhisar karşısında 7 dakika'da bulunan 2 gol maçın gazını aldı. Zaten hafta boyunca konsantre olamayan futbolcular iyice rehavete kapıldı ve goy goy yaptılar resmen. İlk yarı 3-0 üstünlüğümüzle bitince ikinci yarı  tamemiyle Akhisar kontrolünde geçti. Akhisar çapınca futbol adına birşeyler ortaya koymaya çalışan bir ekip, birkaç bitirici oyuncusu olsa  çok daha iyi olabilirler. Birazda Ege takımı olması gereği sempatim var ve umarım düşmezler.
           Rehavet nedir anlamıyorum, ne yaptık ki daha... Sanki açık ara lider olduk, maç fazlasıyla lideriz. Çok pozisyon buluyoruz eyvallah bi o kadarda  pozisyon veriyoruz. Rakip topla oynarken seyrediyoruz. Bu problemleri çözmeliyiz.
         Hakem Halis ÖZKAHYA'nın yönetimi normaldi. Beşiktaşlı futbolculara gösterdiği her kart haklıdır. Yalnız birazda Akhisarlı futbolcuların hal ve hareketlerini görseydi daha iyi olurdu kanımca. Şimdi sırada önce kupa mesaisi daha sonra Orduspor deplasmanı var. Şu iki maçtan kazasız ayrılmak ileriye atılacak sağlam adımların garantörü olacaktır.
        Son olarak İsmail KÖYBAŞI ve futbolcularımızın arkadaşlarına verdiği destekten söz etmeden olmaz. İsmail  umarım tez zamanda kendine gelir(psikolojik olarak), iyileşir ve takıma katılır. Ona gerçekten bu takımın ihtiyacı vardı. Şimdi Uğur BORAL ve Emre ÖZKAN(keşke form tutsada oynasa) alternatifleriyle devam etmek zorundayız. Takımın ona verdiği destek ve moral inanılmaz. Ersan GÜLÜM'ün İsmaile söyledikleri  herşeyi açıklıyor; ‘İsmail çok şanslısın...’ (O anlamadı) Ersan bunun üzerine, “1 sene önce buraya ameliyata geldiğimde yanımda hiç kimse yoktu”  @alpertrgt1


Çarşamba, Kasım 21

Galatasaray 1-0 Manchester United


Medyanın ManU’nun A2 takımı yakıştırmalarına rağmen dün gece Galatasaray karşısında her hattında as oyuncular bulunan bir United vardı. Fatih terim çift forvet tercihinden vazgeçmedi ancak bu tercihlerden biri mutlaka Elmander olacak bu net şekilde anlaşıldı. Zira Elmander orta saha rolünü iyi uyguluyor. Umut daha çok ön alan presinde etkili. Burak ise bir şekilde gol atabiliyor. Fakat dün akşamın iki yıldızı Hamit ve Riera oldu. Hamit güçlendikçe farkını ortaya koyuyor. Riera ise kanat olmasına rağmen bek olarak nasıl oynaması gerektiğini öğrenebiliyor ve Hakan Balta’nın çok önünde. Ayrıca Melo geçtiğimiz yıl oynadığı role dönünce takımı rahatlatmayı başardı. Kornerden atılan golü korumayı başarmakta iyi bir deneyim. Amrabat ise asla bu takımın bir parçası olamayacak. Kötü oynamadı ancak son tercihleri sürekli başarısız. 40 m top sürdükten sonra o topu aptalca kaybetmek bu seviyeye uygun değil. Cluj’un galibiyeti ile gruptan çıkıldı. ManU kendi sahasında Cluj'u yenecek güçte ayrıca Braga’yı deplasmanda yenmekte zor bir iş değil.

 Cumartesi günü Elazığ karşısında puan kaybı yaşanırsa bu galibiyetin hiçbir değeri olmaz. Ligede bu şekilde konsantre olunabilmeli artık. Hovardaca dağıtılan puanlar olmasa şuan çok rahat bir liderlik yaşıyor olacaktık ve şikeci ibnelerin sesleri daha ağlamaklı gelecekti.

Salı, Kasım 20

Gündem



"Bir hakemin bir oyuncuyu dışarıya atması gündem değiştiriyorsa, şike sorunu kenara atılıyorsa konuşmaya gerek yok. Aynı hakem geçen yıl beni dışarıya attı. Kimsenin haberi yok."

Bir yanda Aykut Kocaman diğer  yanda Şenol Güneş, Samet Aybaba ve Fatih Terim. Açıkcası şuan dört takımın teknik direktörleri kendi tarihlerini yansıtıyor. 

Pazartesi, Kasım 19

Hayret


Hayret! gerçekten Galatasaray ve Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada 3 puanı cebimize koyduk. Üstelik ligin gizli lideri Antalya deplasmanında üstelik 5 golle. Şuan herşey yolunda gibi, gerisi Allaha emanet tabiki yalnız hatalar'dan ders çıkarıp ileriye olumlu adımlar atarsak güzel şeyler olabilir.

Futbolun güzelliği,meyvesi GOL. Attıkça keyifleniliyor, keyiflendiriyorsunuz. Yalnız bunu yaparken bu gollerin kayda değer olabilmesi için attığınızın yediğinizden fazla olması gerekir. Hem her zaman bu kadar atamayabilirsiniz, yemeyebilirsinizde ama atmak işini kolay yapıyor kolay yiyorsanız YEMEMEK daha öne çıkıyor.

Beşiktaş şuan kolay atıyor, kolay pozisyon buluyor. Yani GOL olayını çözmüş görünüyor. Bunu kime karşı yaptı ya da yapıyor dediğimizde karşımızda Galatasaray, Karabük, Mersin,Bursa, Antalya çıkıyor. Yani kendine güvenen, top oynamaya çalışan ekipler. Bunlara karşı oynayıp atıyor ve atacak gibi görünüyor. Çok gol yeme olayına baktığımızda defans oyuncuları'nın kişisel kariyerleri fena değil yani kağıt üzerinde böyle goller yememeliyiz(uğur boral hariç, sol kanadımız otoban gibi). Demekki   bireysel defans  hatalarından çok   takım savunmasına dikkatleri çekmek lazım. Gol atmayı düşünen takım gol yemeyi düşünmüyor mu? ya da gol yeme olayını çözemiyor mu? Bence ikincisi. Önce gol atmayı çözen teknik heyet şimdi gol yeme üzerine çalışacak ve çözecek umarım.

Antalya deplasmanı zor olacak aynı zamanda gollü geçecek izlenimi veriyordu. Nefesleri kesti bu mücadele. İki ekipte sıkı oynadılar. Beşiktaşta Fernandes, Oğuzhan, Necip üçlüsü bu kadar üretken olup, Almedia'da gol yüzdesini yüksek tuttuğu sürece problem yok. Takım istiyor istedikçe de karşılığını alıyor alacakta. Çok hava ya girmemeli ileriye sağlam adımlar atmalı. Yalnız bizim ligin dibine demir atıp, 10 haftada Samet Aybabayı gönderileceğini söyleyen zihniyet nerelerde görmek isterim. Liderle aramızda 3 puan fark var, devre arasına bu farkla girilir ya da buralarda tutunursak, devre arası minimum 3 doğru takviyeyle neler olur, göreceğiz.@alpertrgt1

Ağlama Melis



"Bu kadar işkence olamaz, hep eziliyoruz. Bütün Fenerbahçeliler de bunu dinlesin. Ceza bitmedi, bu ceza bitmedi. İnanın bana maçı terk edip gidecektim, sadece maçı değil futbolu terk edip gitmek istiyor. Bir takımın hele büyük bir takımın kaderiyle böyle oynanamaz"

Ulan pezevenk sözünde duran adam olsan bu maçı evinde izlerdin. 

Cuma, Kasım 16

Haftanın Tatlısı


Uzun zamandır yazmıyorduk, malûm aşure zamanı geldi. Aşure narsız ve bakliyatı az olmalı.

Pazartesi, Kasım 12

Düello

Ligimizde son yıllarda izlediğim en iyi mücadeleydi. Bir maçı izlemekten zevk alınacaksa kıstas bu maç olmalı bence. Pozisyon takibi yordu, bir nefeste tamamlandı. Öyle ki hakemler dahi maçı takip etmekte zorlandılar.

Bursaspor iyi takım, şampiyonluk yaşadıktan sonra garip icraatlarla kendi kendilerini biraz eritseler'de ilk dördü herzaman zorlayacaklar. İnönüye'de kazanmaya gelmişler, oyunu hakkını vererek, kaçak-göçek dövüşmeden oynadılar. Özellikle Batalla'ya hayranım. 10 numara 5 yıldız bir oyuncu.

Beşiktaşımız ise hızlı başladığı ve ilk 20 dakika iyi götürdüğü ilk yarıyı zor tamamladı. Herşey iyi başlamıştı, ilk 5 dakikada 2-3 pozisyona girilmişti. Rakipte aynı derecede saldırıyordu fakat sonrasında oyunda bir kopma oldu ve Bursaspor daha ne kadar pozisyona girerdi bilmiyorum. Fark olurdu o derece. İlk yarının 1-0 geride tamamlanmasını şans olarak değerlendirebiliriz.

Oysa ikinci yarı öylemi, ikinci yarı son sürat sahaya çıkan takım ardı ardına 2 gol bularak oyununda skor üstünlüğünü ele alıyor ve saldırmaya devam ediyordu. Orta alanda Fernandes bu sefer çok yalnız kaldı. Necip ve Veli topsuz oyunda vardı ama topla bi katkıları görünmedi. Bu maçta yeni parlayan Oğuzhan olsaydı daha farklı olurdu tahminimce. 3 gol yedik üçünde de savunmamız kendilerine hiç yakışmayacak hatalar yaptı. Kurgular hep bozuktu. 2 sefer Bursa 2 sefer Beşiktaş öne geçti bu maçta. Üçüncü golümüz  Veli'nin çok tartışılmayacak penaltı pozisyonuyla geldi. Temas var ve penaltı. Bursalı oyuncuda maçtan sonra böyle söyledi onun için üzerinde durmaya gerek görmüyorum. Son dakikada Bursaspor galibiyeti kaçırdı bunu kabul etmek lazım. Oynanan oyun seyir zevki verdi, istenilen puan kazanılamadı ama bu takım bu mücadeleyle bende varım dedi. @alpertrgt1

Cumartesi, Kasım 10

Perşembe, Kasım 8

Hatırladınız mı?

ah be ne günlerdi...

Cluj 1-3 Galatasaray

Bir önceki maçta suya takılan umutlar dün gece yeniden canlandı. Ayrıca Burak attığı 3 gol ile kendisini haksız eleştirenlre gerekli cevabı verdi. Bu sene Şampiyonlar liginde gruptan çıkmak ve eleme mücadelesine katılmak başarı sayılır. Zira taşlar yerine oturmadı henüz. ManU ve Braga maçlarındanda 3 puan bekliyoruz. Pazar günü mersin önünde galibiyette bir o kadar önemli.

Pazartesi, Kasım 5

Gangnam Kartalı


MİY  galibiyetiyle bu sezon ilk olumlu serimizi gerçekleştirmiş olduk. Ofsporla beraber üç maç üst üste kazanmak Beşiktaşımız için önemliydi. İnönüde'de ikinci galibiyetimizi aldık ayrıca.

Maçın satır başları ise; istekli başlayan Beşiktaşın erken golle gelen oyun  hakimiyeti, gerçi bu hakimiyet pozisyon olarak göründü topla oynamada MİY 66-34 gibi üstünlüğü yakaladı çoğu zaman enteresandı gerçekten. Oğuzhan; Üç golde'de payı var, Fernandesin yükünü her geçen gün alıyor, aldığı yoktan kırmızı kart ise günün nazar boncuğu olarak kayıtlara geçiyor. Holosko; Uzun zamandır böyle değildi, rakip takımın oyun felsefesinden faydalandı, onluk maçtı değerlendirdi. Necip; Kaptanlık yükünü başarıyla taşıdı, ikinci yarı 10 kişilik Beşiktaşın orta alanını sırtladı. Almedia; Tam bir profesyonel, işini yaptı, arkadaşlarına destek verdi, defanstan top çıkarmaları paha biçilmez, karşı karşıya gol atma fobisini nerzamn bitirecek? bunla ilgili özel çalışmalı bence. Taraftar; destek süper, kapalı bilet fiyatları  protestosunda haklı tabiki. MİY; Nurullah hoca galibiyete gelmişti, gününde MİY reali yenermiş... garip açıklamaları neden seviyoruz, enteresan takım ama bu kafayla giderse küme yolları gözükür onlar için.

İyi  geldi bu seri devamı Bursa maçıyla devam edebilir. Oğuzhan da olaydı o maçta daha tatlı olurdu.@alpertrgt1

Cumartesi, Kasım 3

Çok geçmeden

Galibiyet ne güzel şeymiş Ya Rabbim! unutmuştuk vallahi. Bayramda neşe, sevinç aşıladı bu galibiyet. Devamını bekliyoruz harbiden.

İyi futbol kazandırıyor çoğu zaman. İyi oynadık kimseler inkar edemez. Fernandes önderliğini yapıyor, Oğuzhan ona destek çıkmaya başladı, Almedia klasik gollerinin yanında bide şu karşı karşıya fobisini yenebilse, hele Holosko ant içmiş sanırım sadece Galatasaray maçlarında oynayacağım diye. Olcay savruk ama gayretli, Uğur Boral bigün Olcaya dalar! o derece.

Kasımpaşaya gelecek olursak neden Metin Diyadin gönderildi anlaşılmış değil, yazıklar olsun diyorum sadece.

Hafta arası kupa mesaisi vardı ayrıca, Ofsporu tebrik ederim, Trabzonspordan daha gayretli bir ekip olduklarını gösterdiler. Kupadaki kadromuza dönersek Erkan Kaş dışında ilk onbiri zorlayacak Futbolcu göremedik, o da bu gösterdiklerinin üzerine daha koymalı, çizgiye gözü kapalı iniyor ama  sonrası yok malesef. Batuhanı eleştirmek kolay kaç pozisyon hazırlandı da atamadı ama onunda Terlediğini göstermesi gerekiyor. Gençlere kalsak eleniyorduk bu gerçek ama gençleri böyle maçlarda oynaymayacaksak nerede oynatacağız o ayrı bi gerçek. Ofspordan golü atan Gökhan ve orta alandaki etkili oyununu gösteren Hicabi iyi oyuncular olmaya adaylar. Mersin mücadelesi çok zor olacak üç puna alınırsa ilk defa olumlu bir serimiz olacak.@alpertrgt1

Salı, Ekim 30

Kim Koyarsa Koysun

Fenerbahçe 1-3 Antalyaspor

Çarşamba, Ekim 24

Delikanlıların Mücadelesi

Şu resim bir takımın neyi ne kadar istediğinin kanıtıdır. Malesef ekstra bişiler veremiyoruz mücadele ve hırsımızdan başka. Milli aradan sonra daha farklı bir Beşiktaş izlemek istiyorduk olmadı.

Trabzonspor karşısında yakalanması gereken pozisyonlar yakalandı fakat değerlendirilemedi. Üç mutlak gol pozisyonu'nun ikisi Olcay biri Almedia  tarafından harcandı. Beni asıl şaşırtan Trabzonspordu beklediğimden kötülerdi.

Biz ne kadar pozisyon yakalasakta organize değildi bu pozisyonlar malesef, rakip hatalarının ürünüydü. Fernandesin  laubaliğinden golü yememiz can sıkıcı oldu, fenerede aynı oyuncunun laubaliğinden gol yemiştik. Tamam yıldızlık var ama bu takıma zarar vermemeli. Batuhan ve Holosko malesef hayal kırıklığı, boşa çıkan umutlar...

Cüneyt Çakır hakkında çok bişey söylemeye gerek yok. Kendisi Avrupa performansını buralarda mumla aratıyor malesef. Neden son saniyede kornerimiz verilmedi? bunu anlamak güç.@alpertrgt1

Pazartesi, Ekim 22

Bursa Kapalı Cezaevi

Bursaspor taraftarı maç öncesi Fenerbahçe'ye layık olduğu pankartı açmış. Medya bilerek es geçiyor.

Cuma, Ekim 12

Çarşamba, Ekim 10

Kadıköy Hatırası

Uzun yıllardır böyle kaybetmedik, fenere. Yakın tarihte hatırlamıyorum 3-0 lık bir mağlubiyet. Ağır oldu gerçekten.

Neden kaybettik? dersek oyun oynama isteği fazla olan takımımızın Fernandes'den başka yönlendirici adamı olmayınca ve başka alternatif oyun planı HALA ortaya konmayınca takım olarak daha iyi olan Fenerbahçe kolay  bir galibiyet aldı.

İlk yarıda gidip gidip geldik, ekstra birşey yapamadık. Aman aman bir pozisyonda bulamadık. Rakip ise iki defa aynı yerden geldi,attı ve gitti. Hayır gol yediğimiz bölge içinde derbi için önlem alınmış ! vay anasını. Nasıl bir önlem anlamadım. Kaç haftadır oynayan takımın o bölgesinden tavşan çıkmaz hocam. Uğur resmen kafa yaptı "ben önceki maçlarda it gibi kovalıyordum rakibimi, önümdeki Olcay rakip kovalamıyor, hadi Escude yapsın aynısını demek istedi"

Hakemi beğenmedim. Maçın başlarında Necip ceza sahası önünde biçiliyor, bişi yok. O tehlikeli noktadan duran topumuzu kullansak işler değişebilirdi. Artı kırmızı kart pozisyonunda atağa kalkan takım hakem tarafından engelleniyor ki ondan hemen önce Olcaya faul yapılmış adam rakip ceza sahası önünde yatıyor, buna kızan Veli rakibe faul yapıyor ve sen adam atıyorsun. Komik! Fenerliler adam biçiyor ama ceza kesilmiyor. Necip travma geçirdi resmen, yazıklar olsun.

Koskoca Beşiktaş takımı bir duran top organizasyonuna muhtaç ya da hatalar zinciri üzerine kaybettiği toptan maçın kontrolünü kaybedecek kadar aciz mi? Evet. Şuan öyle. Elimizdeki malzeme bu, herşeyiyle ama oyuncusuyla, teknik ekibiyle, yönetimiyle. Bazı şeylerin oturması, olgunlaşması, iyileşmesi zaman alacak. Önemli olan bu sürecin en az zarar-ziyanla atlatılması. Bunu söylüyoruz herzaman. Dışarda malzeme bekleyen okadar mecra varki, malzeme vermemek lazım. Samet hoca mümkün olduğunca az hata yapmalı takım kurgusuyla, oyun okumasıyla öne çıkmalı. Yönetim garip, birbirinden habersiz, tutarsız açıklamalar yapmamalı.

Üç maç üst üste kaybedince başladılar şerefsizler oyunlarını oynamaya. Ne takım kaldı ne yönetim ne de teknik kadro ! işte bunlara meydan verilmemeliydi. Antep ve Sivas maçlarında hiç yoktan 4 puan kaybedildi, derbi çıkış görüldü fakat olmadı. Buda bazıları için biçilmiş kaftandı. Aldılar davullarını çığırtkanlıklarını yapıyorlar. Q7 konusu hemen gündeme geldi, 40 tane senaryo yazıldı, bir kişi çıkıp tek bir geçerli açıklama yapmıyor. Q7 den önce Tanju, Burak, Atınç ve Rıdvanı sorardım ben medyanın yerinde olsam. Emre Özkanı sorardım. Feda senesinde, gençleri kazanacağımız senede bu adamlar kadro dışı.

Antalya kampına gidiliyor bugün. Beşiktaşımız adına bu kamp çok çok önemli, dönüşte oynanacak Trabzonspor maçı birçok şeye gebe...sanki. @@alpertrgt1

Çarşamba, Ekim 3

İki Resim Arasındaki Fark





Farkı bulmak kolay fakat kesin olan şu ki Cüneyt Çakır eyyam dolu bir hakem.

Zaman

Şaşırmayı çok isterdim ama malesef. Hep böyle olmuştur, rakipler puan kaybeder Beşiktaşta arkasından hemencecik patlatır puan kaybını. Çok önemli bi fırsattı oysa ki... Bu sene için biçilmiş kaftandı. Rakiplerin kaybettiği haftada alınacak 3 puan hem özgüvene güven katacak hem camia ve rakiplere önemli mesajlar verdirecekti malesef olmadı.

Sivasspor iyi, diri bir takım. Puan ya da puanlar almak içerde dışarda zor bu takımdan. Gerçekten Rıza hocada dersini çalışmış Beşiktaşa pozisyon fırsatı vermedi, orta alanı sıkı tuttu. Sadece Fernandes bağlanınca şuan çözülüyoruz malesef. İkinci adam sorunumuz var. Bu problem zaman içinde çözülecektir, çözülürde. Necip, Veli, Olcay, Holosko daha fazlasını yapmalılar sadece fizik, koşu becerisi oyun kazanmaya yetmiyor.

Samet Aybaba Ntvspordaki programda "alıcaz,kapıcaz,hızlı ve basit oynayacağız,savaşacağız" demişti. Bunun örneklerinide bu sene şuan itibariyle sunuldu. Zaten bunu hertakım ister o da ayrı bi konu. Ama sen bunlardan birini yapamazsan, Bi B planı devreye girer işte Beşiktaşta şuan bu yok. Olmasınıda bekleyemeyiz bu seneki durumumuz ortada. Bu sene bunları yaparsak kazanacağız yapamazsak kaybedeceğiz. Bu kadar basit.

Yeni dirilmeye başlayan bir takımın iki hafta üstüste mağlup olması üzücü ve sakat bi durum. Umarım özgüven kaybıyla beraber hatalı hamlelere sebep olmaz. Önümüzdeki iki maç Fenerbahçe ve Trabzon maçları bizim için önemli lakin rakipler içinde çıkış hatta KURTULUŞ maçları olabilir. Bu da mücadelelerin kalite ve zevk seviyesini yükseltecektir. Biz bu mücadelerden istenilen puan ve izlenimi alırsak önemli ölçüde özgüven kazanır, gerekli yerlere ilgili mesajları verir hatta iyi bir seri bile yakalayabiliriz.@@alpertrgt1

Salı, Ekim 2

Ali Sami Yen'de Şampiyonlar Ligi

Maç öncesi orta yuvarlakta o kutsal bayrağın dalgalanacak ve o kutsal marşın çalacak olması bile heyecanlanmaya yetiyor. Beklenenin aksine çok zor bir maç olacağı tahminindeyim. Braga bu tip maçları son yıllarda sıkça oynadı. Şans faktörünün yanımızda olması dilekleriyle. Tahmini 11 ve skor şu şekilde :

Muslera - Eboue, Semih, Dany, Hakan - Engin, Selçuk, Melo, Emre, Amrabat - Burak

2-1 kazanalım.

Cumartesi, Eylül 29

Orduspor 2-0 Galatasaray


"Ama Şampiyonlar liginde çok kritik bir maç oynayacağız."

Maç sonu Fatih Terim bu demeci veriyordu. Teknik Direktörü bu demeci verirken Umut'u Şampiyonlar ligi maçı için sakladıklarını da  söyledi, sahada ise Hamit maçın başında sakatlanarak oyundan çıktı ancak eminim ki Salı günkü o kutsal Şampiyonlar ligi maçında sahada olacaktır. Dün bu mantıkla sahaya çıkan bir takımın kazanması mucize olurdu. Orduspor'a kaybedip Braga'yı yenmek başarı değil aksine laubaliliktir. Bu sezon önceliğimiz yine lig şampiyonluğu olmalı diye düşünüyorum. Dünkü yenilgiyi sanırım her şampiyonlar Ligi maçı öncesinde görebiliriz. Bu maçı kazanıp rakipleri yapacağı bir puan kaybı psikolojik olarak çok ötelere götürebilirdi. ama değerlendiremedik. Bunun sorumlusuda Fatih Terim'dir. Maç sonu demecinde de bahsettiği Braga maçı hazırlalıklarına dün geceden başlamıştır. Yazıklar olsun !

Son olarak tüm futbolcular kötüydü ancak sahada bir de en kötü vardı ; Hakan Balta. Bir de takım kaptanı kendisi.

Çarşamba, Eylül 26

LAUBALİLİK

Laubalilik, ciddiyetsizlik ve profesyonellikten uzaklaşmak... Son iki maçımızda bunları gördük Beşiktaşta. Bunların hiç olmaması gereken bir sezonda daha işin başında bunları görmek üzücü.

Gaziayıntap deplasmanı zor olacağı belli bir deplasman. Hem bu sene şuanda ki Gaziayıntapın ihtiyaçları, hemde açıkça söylemeli ki artık Gaziayıntap, Kayseri, Bursa  gibi deplasmanlardan 1 puan alınca sevinir olduk. Buda bazı şeyleri ifade ediyor. Buhafta gibi ben açıkçası 1 puana üzülmeyecektim çünkü olayımız bu son yıllarda.

Fakat maç sonuna geldiğimizde elimizde 1 puanın dahi olmaması koyuyor adama. Maça fena başlamamamız, 2 defa öne geçilmesi fakat oyun üstünlüğü elimizdeyken farkı arttırmamak sonrasında uzatmalarda gelen mucize golle 0 puan almak.

İlk yarıda neydik ikinci yarı ne olduk. Ya biz daha ligte ne oynadıkta bi tarafımız kalktı. Yazık oldu. Samet hocanın ikinci yarı oyuna hiç müdahele etmeyişide cabası. Bu sene önemli belkide erken gelen, düşünülmeyen nedenlerle gelen mağlubiyet hayrımızada olabilir. Maç sonunda Hikmet hoca'nın sallamalarını duymak daha feciydi yok Almedia maçın en kötüsüymüş o bile gol atmış yaa adam bir gol bir asistle oynamış sen nediyorsun? çakma imparator ne olacak!

Türkiye kupasında erken yol almaya başladık. Niğde Belediyesporu kutlarım delikanlıca mücadele ettiler. Bizim arkadaşlarımıza helal olsun bu maçta bari rahat olsaydık. Özellikle genç,dinamik arkadaşlara teşekkürler sanki Real Madrid oyuncularıda hava yapıyorlar. Kaza bela niğde eleseydi bizi görürdük. Batuhan efendi salmaya başladı gene, eee sıkıya bukadar geliyor. Ben genç oyuncuları anlamıyorum böyle bir fırsat ellerindeyken garip işler imza atıyorlar kendilerini yırtıp formayı almalılar oysa, böyle fırsatlar herzaman gelmez.@@alpertrgt1

Pazartesi, Eylül 24

Galatasaray



Galatasaray ve fenerbahçe U 18 takımları arasında oynanan maçta yaşanan gol sevinci.

Perşembe, Eylül 20

Manchester United 1-0 Galatasaray



Maç öncesi nasıl oynayacağımız ve kadro hakkında büyük merak içindeydim. Orta sahayı Engin ile destekleyip Umut’u en öne atıp temkinli bir başlangıç bekliyordum açıkçası. Ancak Fatih Terim  her zamanki kurgusunda başladı oyuna. Sir Ferguson ise Van Persie’nin arkasına Kagawa’yı yerleştirdi. Welbeck ve Hernandez’i yedek oturttu.

Hızlı bir başlangıç ve henüz 35. Saniyede verilmeyen net bir penaltı, sonrasında bocalama dönemi ve bireysel hatalar. Carrick’in derslik golü ve goldeki Melo-Dany yerleşim hatası. Amrabat’ın enfes vuruşu ve direk, Hamit’in direk dibini dövmesi ve United’lı oyuncuların hız ve fizik olarak bariz üstünlüğü ile biten bir ilk yarı. Hatalı pas tercihleri ve kaçan fırsatlar.

İkinci yarıda Burak’ın hatalı müdahalesi ve penaltı, Muslera’nın kurtarışı, sonrasında United’ın 60 a kadar hakim oyunu ve Valencia şov. Oyun üstünlüğünü ele almamız ve kaçan fırsatlar. Burak’ın kötü vuruşu sonrası Emre’nin güzel şutunu çıkaran De Gea, Semih ve Dany’nin güzel performansları, son dakikada Aydın’a verilmeyen net bir penaltı daha ve biten bir maç.

Maç sonrası Fatih Terim en güzel notu çıkarmış :

 "Daha alacak yolumuz var.”

Demeci iki takım arasındaki farkı gösteriyor. Manchester’ın hücuma çıkarken gösterdiği sakinlik ve ayapa değil koşu yoluna paslarına imrenmemek elde değil. Dünyada sayılı takımların başındalar bu konuda ve en byük artılarıda bu oluyor. Bizim açımızdan Melo formda olsaydı, sol kanatta daha dirençli olabilseydik, umut sakatlanmasaydı gibi gereçlerde var ancak bunlar giderilebilecek konular. Asıl önemli konu Manchester United gibi oynama alışkanlığını yakalamak. Maalesef ligde bunu yapabilmemiz mümkün değil. Zira çoğu takımımız oyunu yavaşlatma derdindeler.

Şampiyonlar ligine puanla olmasada güzel oyunla ve umutla başladık. Bu seneki hedefimiz son 16 olmalı ve bunu başarabilecek kapasitedeyiz. Gelecek yıllara dair ümitler taşıyacağız ve daha çok çalışıp önümüzdeki yıllarda bu kupayı almayı hedefliyoruz. Satranç oynar gibi hareket etmeliyiz ve her geçen yıl üstüne koyarak ilerlemeliyiz. Şuana kadar bunu başardık ancak kritik süreç bu senenin sonunda; şampiyonlar liginde son 16 ya kalmış, ligde şampiyon olmuş ve daha hızlı oynayabilen bir Galatasaray görmekten geçiyor. 

Çarşamba, Eylül 19

İnönü'de ilk


Sezonun ilk İnönü galibiyeti Elazığa nasip oldu... Ligimizin dördüncü haftasında 3 puanı 3 golle cebimize koyduk. Dört haftada 8 puan hiç fena değil hele ki bizim gibi futboldan başka 40 şeyle uğraşan ve hiçkimsenin birşey beklemediği (Beşiktaşlıların bir çoğu hariç) takım için.

Bülent Uygun yönetimindeki Elazığ ligin en yaşlı ekibi biz ise en genç. Bülent Uygun genelde sert futbol oynatır ve kontradan ilerde bıraktığı cengaveriyle gol arar. Elazığda da bundan vazgeçmemiş ama bu takım o isteklere cevap verebilecek düzeyde değil.

Beşiktaş beklenen onbirle sahaya çıktı belki Almedia ile başlanır diyorduk ama olmadı. İlk 25 dakida iki ekibin savaşıyla geçti. Bu savaş taktik savaşı değil tamamiyle fizikseldi. Elazığ kendisinden fiziksel olarakta daha üstün olan Beşiktaşı taktiksel sertliklerke durdurmaya çalıştı ve başarılıda oldu. Orta alanda VELİ-NECİP-FERNANDES üçlüsü hiç durmadılar, OLCAY-HOLOSKO ikiliside onlara katıldı fakat bu koşu ve mücadeleler pozisyona dönmedi. İlerde Batuhan çok statik kaldı ve aralara koşular yapamadı, Beşiktaş üçüncü bölgede çok top kaybetti.

İkinci yarı Almedia'nın oyuna girmesiyle ilerideki pozisyon varyasyonları arttı ama ilk iki gol duran toptan ! İYİ mi bence iyi hasret kaldık duran toptan gol atmaya geçen sezon başladı bu olay Fernandesin gerçek anlamda katılmasıyla bu sene hiç bitmez umarım. Çağın futbolu ister istemez bunu gerektirmiyor mu? Elimizde Fernandes gibi bir silah var gerçekten çok pis kullanıyor bu topları Sivok ve Toraman gibi gol arayan stoperlerde katılınca her maçta böyle goller izleyebiliriz.

Üçüncü golümüz enfesti. Üstün Alman teknolojisi Hilbert kendi açtığı yolu kendi kapattı, harika gol attı bence. Ben böyle golleri seviyorum. Hilberti ayrıca seviyorum Samet Aybaba olmasa belkide gönderilecekti bu futbolcu önemli bi kayıp olurdu.

Beşiktaş savaşıyor, ısırıyor, sevindiriyor. Orta alanda Fernandes önderliğinde çok formda olan Necip ve Veli ile ileride Olcay ve Holosko'nun azami mücadelesiyle. Sistem ve taktik bumu ya da bumu olacak muhtemelen. İleride daha hareketli uç adamımız olsa (ahh pektemek) daha verimli olabilir. Yalnız bu strateji nereye kadar tutar ki inşallah tutar böyle oynansın şampiyonluk umrumuzda değil! (Sakatlık ve önemli eksikler olmaz devre arasında sağlam 1-2 takviye olursa sürprizler de olabilir)

Maçın 25. dakikasında Sivok kırmızı kartla oyun dışında kalmalıydı ve Elazığ penaltı kullanmalıydı. Hakem önemli bi hata yaptı. Yalnız Beşiktaş 10 kişi kalsaydıda aynı mücadele ve oyunu sahaya sunacaktı belkide sadece 3 puan hanemize yazılmayacaktı.İnönü'de ilk galibiyet önemlidir, malum olaylar olmasaydı ilk inönü mücadelemizde bu olacaktı ma neyse... Bu takımın desteğe ihtiyacı var kapalı üst-170 TL kapalı alt-150 TL tamam FEDA ama Elazığ maçınada bu paralar ağır gelir, Yönetimin buna hakkı yok, taraftar maça gelsin bu oyuncuları alkışlasın, şahlandırsın. @@alpertrgt1

6 Sene Sonra Yeniden


özlemişiz ...

AVRUPA AVRUPA DUY SESİMİZİ

Ve Şampiyonlar Ligi


 Manchester deplasmanı ve inanılmaz bir performans.




 İstanbuldaki rövanş maçı ve İngilizlerin şaşkın bakışları, Cantona'nın delirmesi. Sonuç : Şampiyonlar Ligindeyiz.

Herşey Böyle Başladı



 Herşey bu maçlarla başladı ; Şampiyonlar ligi adlı yeni bir oluşum ve bu yolda kolay görünen fakat zorla kazanılan bir tur.

Çarşamba, Eylül 12

Tahta & Tebeşir


2014 Dünya Kupası elemelerinde ilk iki viraj öyle ya da böyle dönüldü. İlk maçta Hollanda karşısında alınan mağlubiyetle moraller bozulsada memleketçe geçirdiğimiz şu berbat günlerde dün alınan Estonya galibiyeti azda olsa  tebessüm ettirdi bizlere...

Hollanda karşısında Abdullah Avcı ilk resmi sınavını verdi evet rakip total futbolun beşiği Hollandaydı. Adını koysa finallere ilk 4 diyebileceğimiz bir takım ama onlarda yapılanma dönemindeler şuan... Nedeni son Avrupa Şampiyonasındaki tabloları... Adamların hayatları plan program ama hala işler bazen yolunda olmayabiliyor yani bu işler o kadarda kolay değilmiş o anlaşılıyor.

Hollanda maçını kaybetmiş olabiliriz sanki ilk mağlubiyetimizi aldık yalnız sıkıcı olan neden yenildik soruları'nın tek cevabı olarak SELÇUK denmesiydi. Neden bukadar basite indirdedik olayı anlamıyorum bir futbolcuyla olacaksa bu işler SELÇUK tek başına oynasın ozaman demeden geçemiyeceğim. Evet SELÇUK şuan en değerli oyuncumuz, evet bende ilk onbirde başlamasını hadi onu geçtim daha sonra oyuna katılmasını (oyun gidişatıda onu gösterdi sanki) bende isterdim. Ama mağlubiyet nedenimiz bu değil bence. Biz Hollanda maçında kötü oynamadık Hollanda kötü oynadı ve biz onları elimizden kaçırdık. Duran toptan kötü bir gol yedik, Arda yakaladığı pozisyonu gol yapabilse, Emre-Topal ikilisi daha söz sahibi olsaydı oyunda, bugün SELÇUK konuşulmazdı. Yediğimiz ikinci golden sözetmek bile yersiz...

Grupta ikinci maçımızda Estonyayı ağırladık ve 3-0 gibi net bir skorla galip geldik. Maça göz atıcak olursak 3-0 lık skorda biz iyi oynasakta rakibin 70 dakika 10 kişi oynaması, skor 0-0 iken rakibin verilmeyen penaltısı etkiliydi. Emre-Topal ikilisi bu maçta daha iyiydi fakat defansif hatalar bu maçta çok göze çarptı. SELÇUK oyuna girince EMRE-TOPAL-SELÇUK üçlüsü önlerinde ofansif üçlü (BURAK-SERCAN-ARDA) neden olmasın ? dedirtti. Bence oyun böyle oynanacak bundan sonraki milli maçlarda.

İlk iki maçımızda 3 puan kötü değil fakat 4 -6 puan tabiki daha iyi olurdu. Gruptan birinci çıkacaksak evimizde puan kaybetmemeliyiz ve Hollanda'nın puan kaybetmesini beklemeliyiz. Ekim ayındaki Macaristan ve Romanya mücadeleleri kolay değil ama 6 puan çıkarmak hiç zor değil.

Kulüp takımı tutar gibi Milli takım desteklenmez ve yorumlanmaz. Ama milli takımın başındakiler ve oyuncularıda kulüplerinde olmadıklarını anlamalıdırlar. Şu iki maç sonunda olmayacak sebeplerden gerilen milli takım umarım bi daha böyle olaylarla anılmaz. Keşke Hollanda maçı sonrası Abdullah hoca tahta & tebeşir  demeseydi, keşke Emre dünkü maçtaki iyi performansından sonra sağa-sola salvolar göndermeseydi ve keşke SELÇUK attığı golden sonra yedek kulübesinde hocasına gidip geyik muhabbetini bitirseydi. MİLLİ TAKIM HEPİMİZİN!@alpertrgt1


Çarşamba, Eylül 5

Net Galibiyet


Öncelikle kısaca derbiden bahsedicem. Derbide Beşiktaşımız beklediğimden iyi oynadı ve galibiyeti kaçıran taraftı. Eksikler yok değildi fakat 1 puan aldığı için sevinen Galatasaray üzülense Beşiktaşımızdı bu gayet açık... 3 puanı malum arkadaşın penaltısıyla kaybettik fakat futbolda bu her takımın başına gelebiliyor, geliyorda onun için birşey diyemiyeceğim...(kendisinin kulaklarını yeterince çınlatmışızdır :D)

Karabükspor deplasmanına  dönecek olursak; Beklediğimden kötü bir Karabükspor izledim. Yani skor Beşiktaşımızın çok iyi oynadığından değil Karabüksporun çok kötü olmasından kaynaklanıyordu bu bi gerçek. Beşiktaşta hiç mi bir kıpırdama yoktu ? vardı tabiki, mesela; diziliş orataya çıktı biraz, veli-necip ikilisi    çok iyiydi, Fernandes daha istekli ve arzuluydu, Batuhan sanki bu fırsatı değerlendicekmiş havasındaydı... Yeni kalecimizi değerlendirecek pozisyon olmadı diyebilirim fakat kumaşı belli bir isim gözleri çakmak çakmak maşallah...

Erken bir gol bulduk yalnız skor 0-1 iken Shelton bomboş kaleye yuvarlamayı başarsaydı bukadar kolay galip gelinirmiydi? sanmıyorum. Yeni transferleri dört gözle bekliyoruz, sanırım çilek bizim pastanın üzerine konacak...@alpertrgt1

Cuma, Ağustos 31

Avrupa Ligi Grupları

Gönlümüz Marsilya - Monchengladbach ve AEL için atacak manasına gelen bir kura oldu.

Kuranın benim açımdan en önemli takımı Neftçi idi. H grubunda İnter, Rubin ve partizan ile eşleştiler. Evlerinde Partizan ve İnter'den puan alabilirler. Zaten gruptan çıkmaktan ziyade alacakları puanlar gelecek için umut verecek kardeşlerimize. Nitekim ilk kez bir Azeri takımı gruplarda mücadele edecek. Darısı Şampiyonlar Ligine diyelim.

Şampiyonlar Ligi Grupları


A Grubu : Porto, Dinamo Kiev, PSG, Dinamo Zagrep

B Grubu : Arsenal, Schalke, Olimpiakos, Montpellier

C Grubu : Milan, Zenit, Anderlecht, Malaga

D Grubu : Real Madrid, M. City, Ajax, B. Dortmund

E Grubu : Chelsea, Shaktar, Juventus, Nordsjelland

F Grubu : Bayern Münih, Valencia, Lille, BATE

G Grubu : Barcelona, Benfica, S. Moskova, Celtic

H Grubu : M. United, Braga, Galatasaray, Cluj

Kuralar öncesi bu grubu söyleseler itiraz edecek kimse çıkmazdı sanırım. Maçlar oynayarak kazanılıyor elbette ancak Galatasaray bu kurayı çektikten sonra gruptan çıkmalı. Fikstür olarakta avantajlı. United deplasmanı ile başlıyor ve sonrasında sahasında Braga, Cluj ile oynanacak maçlardan alınacak 6 puan işi kolaylaştırır. Braga zorlayacak olsada geçilmesi çok zor değil. Grup liderliği hayal olur bunuda belirtmek gerekli. Gruplardan çıkacak takımlar hakkında görüşlerim şu şekilde.

A Grubu : Porto, PSG
B Grubu : Arsenal, Schalke
C Grubu : Zenit, Milan
D Grubu : Real MAdrid, M. City
E Grubu : Chelsea, Juventus
F Grubu : B. Münih, Valencia
G Grubu : Barcelona, Benfica
H Grubu : M. United, Galatasaray

Perşembe, Ağustos 30

Şampiyonlar Ligi Kura Çekimi


Uzun zaman olmuştu bu heyecanı yaşamayalı. TT Arena ilk kez bu heyecana ev sahipliği yapacak. Kura çekiminde 3. torbadayız. Cluj'un Basel'i elemesi bizi bir üst kategoriye çıkarmış oldu. Nispeten avantaj sağladığı kesin ancak. Son torbadan gelecek bir Dortmund bu avantajı yok eder. Torbalar ve grup düşüncem şöyle :

1. Torba : Chelsea, Barcelona, Bayern Münih, Real Madrid, Arsenal, Porto, Milan

2. Torba : Valencia, Benfica, Shaktar, Zenit, Schalke, M. City, Braga, Dinamo Kiev

3. Torba : Olimpiakos, Ajax, Anderlecht, Juventus, S. moskova, PSG, Lille, Galatasaray

4. Torba : Celtic, B. Dortmund, BATE, D. Zagrep, Cluj, Malaga, Montpellier, Nordsjelland

Tahminim : Bayern Münih, Braga, Celtic

Tahmininiz var ise bekleriz.

Pazartesi, Ağustos 27

Beşiktaş 3-3 Galatasaray



Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle;
Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.

Maç sonrası Atsız’ın bu dizeleri geldi aklıma. Galatasaray ve özellikle Fatih Terim önde oynamaya çalışmasa bu maçı ikinci yarıda rahat bir şekilde çözecekti. Sadece bu maç için takımın var olan taktiği ve oynama alışkanlığa değiştirilmemesini yadırgamayabiliriz. Açıkcası sahada Fatih Terim takımı izlediğimiz dün akşam çok belliydi.

Maç öncesi favori elbette Galatasaray’dı. Maçın daha 20. Saniyesinde Umut biraz daha sakin olabilse öne geçirebilirdi takımı. Sonrasında oyuna hükmeden bir Galatasaray ve gol umudunu duran toplara bağlamış bir Beşiktaş. Fernandes’in takıma kattığı birşeydi bu. Gerçekten muazzam kullanıyor ancak Beşiktaş gibi bir takımın  bu duran toplara muhtaç hali iyi bir şey değil. Nitekim hakemin defalarca çaldığı yanlış faul kararları yanında verdiği ender doğru kararlardan birinde kazanılan duran top sonrası Melo yeterince zıplayamayınca kendi kalesine gönderiyordu topu. Açıkcası gole üzüldüm ancak gol sonrası Aybaba’nın sevincini görünce üzüntüm hafifledi. Sanırım hafta boyunca yapılan Galatasaray favori haberleri Beşiktaşlıları hırslandırmış ve içerlemişler. Gol sonrası Uğur’un asistine Elmander vasat bir vuruş yaptı ancak Cenk alışılageldik hatalarından biri ile beraberliği sağladı. Sonrasında Galatasaray gol atabilir derken sahada garip bir diziliş sonrası Beşiktaş Holosko ile maçın en şık golünü attı. Defans bölgesinden Umut’un Semih’e verdiği pası Semih kontrol edemeyince kaptırılan top ve bomboş kalan bir Holosko. Bu golde gözler Hakan Balta’yıda arıyordu elbette. İlkyarı böyle bitti derken kullanılan kornerde  Umut karambolde golü buluyordu. Filelere çarpmadan olan gollere ezelden beri sevinemiyorum. Ayrıca gol öncesi Umut’un eli istemsizde olsa avantaj sağlıyordu kendisine. Şükür ki umut maç sonrası hissetmedim gibi zırvalamadı bazıları gibi.

Her iki takım taraftarlarının mutlu ayrıldığı bir ilkyarıydı bu. İkinci yarıya Beşiktaş daha istekli başladı ve Hakan Balta’nın ikramı ile 3. kez öne geçmeyi başardı. Ayrıca Melo-Amrabat değişikliği ile orta sahada Selçuk-Emre ikilisi görev aldı. Bu gol sonrası Beşiktaşlı futbolcular bu kez beraberliği sağlatmama adına herşeyi denediler. Zaman zaman üstün bile oynamayı başardılar. Ancak her hava topunda bir tanesi yerde yatıyordu. Hakemde buna çanak tutunca oyun sürekli kesildi. Ayrıca iki senedir düzgün bir şekilde oynamamış Hamit’in vasat formuda Galatasaray’ın oyun anlayışına olumsuz etki yapıyordu. Anlık parlamalarla ve sık sık sedyenin maçı bölmesi ile geçen dakikalar sonrası Burak haksız bi şekilde takımına penaltı kazandırdı. Ve Selçuk şık bir vuruşla tekrar eşitliği sağladı. Penaltı kararı haksızdı açıkçası ancak dakikalar öncesinde Uğur’un Aydın’ın ensesine oturmaya çalıştığı pozisyonda net bir penaltıydı zannımca. Sonrasında ise İbrahim Toraman maçın eğlencesi oldu. Kurşun yemiş tarzı yere atlaması ve verdiği gereksiz tepkilerle güldürdü. Ayrıca Batuhan’ın yanından hızla geçen birini görse dahi kendini yere bırakmalarıda cabasıydı. Maçın bitiş düdüğü çaldığında Beşiktaş taraftarı Burak Yılmaz’a tepki, kendi takımına alkış ile destek veriyordu. Aslında Beşiktaş taraftarı böyle biten maçları daha çok seviyor. Sahada sürekli madur Beşiktaş imajını pek seviyorlar. Nitekim istedikleri koz bu maçta onlara verilmişti. Ancak bunu yaparken kendi takımlarının ne oynadığını, sahada ne yapmak istediğini ve teknik direktörlerinin vasatlığını da görmeye çalışsalar onlar adına iyi olacak.

Fatih Terim’e oyuncu değişiklikleri ile negatif etki yarattı diyebiliriz. Devre arasında ilk çıkacak isim Hamit olabilirdi. Melo bir süre daha sahada kalabilirdi, ayrıca Dany sol bek olarak görev alabilirdi gibi bir çok alternatif mevcutken Amrabat- Melo değişikliğini tercih etti. Galatasaray geçtiğimiz yıldan 2-3 farklı isimle yola devam edecek ve bu oyuncuların zamana ihtiyacı olduğu aşikar. Özellikle Hamit-Melo-Amrabat takım formunun gerisindeler. Sol bek mevkiinde Hakan Balta sezon genelinde idare edecektir ancak kritik maçlarda hata yapma olasılığıda yüksek. Günahıyla sevabıyla sezonun ilk derbisinde ve deplasmanda kötü oyuna ve hazır olmamaya rağmen kaybetmemekte  başarı görülebilir. Maç sonu Fatih Terim savunmadaki hatalardan bahsederken, Aybaba’nın tüm suçu hakeme yıkmaya çalışmasıda mantalite farkıdır. Sanırım bu sezon Aybaba’nın bu tip demeçlerini bolca dinleyeceğiz. Gelecek hafta içeride Bursaspor ile zorlu bir maç olacak. Bu maça  Melo – Hamit daha hazır bir şekilde çıkacaklardır umarım. @alpertrgt1

Cuma, Ağustos 24

Bir sıfırdan iyidir



Bu başlık hoş olmadı aslında hele ki sezonun ilk maçı sonunda... Fakat yapacak bişi yok, görüntü ortada, galibiyet sürprizmi olurdu? aslında hayır ama rakip İstanbul BŞB ve başındaki teknik direktör sizin eski teknik direktörönüzse çok acaip kaçmıyor bu puan kaydı.

Sezon malumdur çalkantılı başladı Beşiktaş açısından yazılacak konuşulacak birçok şey var. Yalnız lige ve bu maça dönecek olursak galibiyetle başlamak iyi olurdu vesselam. Ben yazılıp çizildiği kadar kötü görmedim takımı, eksikler belli, bu eksiksikler belirlenip hızlıca giderilebilir. Zaten Edirne'den öteye çıkmayacağız bu sene yani lig ve kupada güzel, seyirlik futbol oynayıp yukarıları zorlamak çokda elzem değil...

Maç dönecek olursak, iyi başlayan sonra sakatlanan futbolcusu'nun çıkmasıyla oyunda  gardı düşen ve daha sonra 1 puanı cebine koyduğuna şükreden çeşitli Beşiktaş oyunları gördük. Yani sorun şu bişiler var devamlılık yok, kalite eksikliği var, sistem disiplini ya da tam bi sistem yok.

Maçın ilk çeyreğinde rakip kalecisi sayesinde yakalanılan bir pozisyon artı son çeyrekte duran toptan gelen ve golle sonuçlanan bir pozisyonumuz var.(malesef) Hangi sistemde dizildi takım ben anlayamadım, Veliye bağlımı kaldık biz bu maçta? o daha kötüsü, Hasanla başlamak iyi gençlere mesaj olabilecek bir hamle yalnız kardeşimizim eksikleri gözle görülen cinsten. Sorunlar aşılmaz değil bu sorunlar adam akıllı etüd edilirse ilk 5-6 haftada çözülür önemli olan diğer çözülecek konular.

Misal;  Quaresma  çok uzadı gönderilecekse ver parasını eline sözleşmesini fesihet, satacaksan kampa al oynat falan ama milleti muallakta bırakma, bence kendisinin miladı dolmuştur ama satılabileceğini düşünmüyorum (şu haliyle),

Almeida ve Fernandes konuları can sıkıcı, üzgün ve gitmek istiyorlarmış neden-niye? paralarını falan alıyorlar ama hemşehrileri yüzünden mi? o da olamaz ki Ferandesle Q7 arası pek iyi değil... takımdaki şaşa bitmesinden sanırım... acil çözülmeli, neşter falan vurulacaksa acele edilmesi hem para alıp hem maça isteksiz çıkmak olmaz.

Başkan iyi bir golcü alacağız Feda sırası biz yöneticilerde dedi, Batuhan kiralık olarak geri geldi, tamam gelsin, keşke oynasada kalsa, Türk futboluna adını adam gibi yazdırsa ama bumuydu beklenen golcü ben bilemedim, kimsede bişey sormuyor, ayrıca ne baldır bu adamdaki umarım iyi değerlendirir ve kalıcı olur.

Şimdi derbiye çıkıyoruz. Galatasaray kağıt üzerinde favori oyun, oyuncu, taktik hepsi onlardan yana  ama bu derbidir asıl futboldur ne olacağı belli olmaz ama galibiyet çok iyi ve faydalı olur. Umarım Beşiktaşımız için hayırlısı olur. @alpertrgt1

Bundesliga Başlarken



Borussia Dortmund : Rüya gibi geçen iki sezon ve iki şampiyonluk. Rakibi Bayern Münih ligin en dominant kadrolarını kurmasına rağmen iki yıl onların üstünde yer alabilmek ciddi bir başarıdır. Transfer döneminde Kagawa’yı Manchester United’a gönderdiler ve yerini Marco Reus’u getirdiler. Bu hamle ile Götze’yi kanattan forvet arkası bölgesine kaydıracaklar. Reus ise Monchengladbach ile geçirdi başarılı sezon sonrası şampiyonluk yaşamak için Dortmund’a geldi. Bir diğer önemli hamlede Stutgart’lı forvet Schieber oldu. Levandowski’nin  olası transferi sonrası o bölgeyi yedeklediler. Zira Barrios Çin’e transfer oldu.Klopp bu yıl Şampiyonlar liginde de başarılı olmak isteyecektir.  Hummels-Subotic ikilisine güvenmekte haklılar açıkçası. Ayrıca orta sahada İlkay’da bu sezon daha fazla foma şansı bulacak. Oturmuş kadro ve sistemiyle Dortmund şampiyonluğun en büyük adayı.

Bayern Münih : Son yıllarda sezon başında ligin ağır favorisi oluyorlar ancak uzun süren maratonda Dortmund’un gerisinde bitiriyorlar. İlk sezon kaleci ve dafans hattında kalite düşüklüğü vardı. Geçtiğimiz yıl kaley Neuer’i alarak bu sorunu çözdüler fakat önündeki 4 lüde ciddi kalite farkı vardı. Bir tarafta Lahm diğer tarafta ise Contento ile çıktıkalrı maçlar oldu. City’den aldıkları Boateng ve Badstuber ile tandemi kurdular. Badstuber açıkçası beğenemediğim bir isim. Sol bek için ağır, stoper için ise hem ağır hemde güçsüz olarak görüyorum. Bu sezon Dante’yi kadrolarına kattılar ve Dante Boateng ve Badstuber’den daha iyi bir isim. Heynckes bu sorunu orta sahadada yaşıyor. Schweinsteiger’ın partneri Tymoschuk, Kroos, Gustavo ve Emre Can’dan biri olacak. Kroos idare etsede diğer isimler sırıtıyor açıkçası. Bu bölgeye Bilbao’dan Javi Martinez transfer edilmek isteniyor ki hiçte haksız değiller. Gomez’in yalnız olduğu forvet bölgesine Pizarro ve Mandzukic takviyesi yapıldı.  Mandzukic zaman zaman Gomez’i yedek bırakacak düzeyde. Ayrıca Shaqiri transferide Robben-Ribery ikilisi için iyi bir alternatif oldu. Kısacası Bayern Münih şampiyonluk yarışından düşmeyecektir fakat mutlu sona ulaşabilecekler mi asıl soru bu. Şampiyonlar ligi finalinde kendi evlerinde kaybettikleri Chelsea maçıda kötü bir deneyimdi.

Schalke 04 : Geçtiğimiz yılın sonlarında yakaladıkları form ile ligi iyi bir konumda bitirdiler. Huub Stevens bu sezona daha güçlü başlıyor. Raul dışında büyük bir kayıp yaşamadılar. Kadroya ise obasi, Barnetta ve Neustadter gibi Bundesliga deneyimi fazla olan oyuncuları katmayı başardılar. Schalke hakkında ki görüşüm şöyle ; bu seneyide üst sıralarda bitirebilirlerse gelecek yıldan itibaren şampiyonluk için daha yüksek sesle konuşabilirler. Zira kadroda çok gen isimler var ve önemli süreler alıyorlar. Höwedes, Papadopoulos, Matip, Holtby ve Draxler bu isimlerden. Ayrıca form olarak sürekli yükselen Finli forvet Pukki bu senenin flaş ismi olabilir. Huntelaar ise yıllar sonra kendini burada buldu ve bu senede gollerine devam edecek. Esnek ve geniş kadro yapısıyla Schalke hiçbir zaman kolay teslim olmayacaktır. Neuer sonrası kaleye o kalitede  bir isim bulamadılar ancak Unnerstall  kötü bir kaleci olmadığını geçtiğimiz yıl gösterdi. Bu bölgeye devre arasında kaliteli bir isim katmak zorunda kalabilirler. Schalke her zaman zevkle izlenen bir takım oldu ve bu senede buna devam edecekler.

Mochengladbach : Geçtiğimiz yılın faş takımı. 2010/11 sezonunda ligi 16. Bitiren bir takım sadece bir sene sonra 4. olarak şampiyonlar ligi elemesine hak kazandı. Ekonomik olarak kendi değerlerini yarattılar. Reus ve Dante’den 23 m Euro kazandılar ve transfere +7 m Euro daha fazlasını harcadılar. Reus’un yokluğu handikap olacak elbette. Zira o ayarda bir isim bulmaları oldukça zor. Transfer dönemin geleceğe yatırım yaptılar desek yerinde olur. Henüz 20 yaşında olan Basel’li Xhaka orta sahaya, 21 yaşındaki Hoffenheim’lı Mlapa ve Hrgota forvete, Alvaro Dominguez’de Dante sonrası stoper olarak alındı. Ancak en büyük transferleri Twente’li Luuk de jong oldu. Kalite olarak takıma çok şey katacaktır. Ayrıca takımın en gençlerinden kaleci Ter Stegen milli takım yedek kalecisi oldu ve ben kendisini sürekli Schalke’ye yakıştırıyorum. Bu yıl amaç Avrupa kupalarına katılmak olacak. Şampiyonlar ligi elemesinde şanssız bir kura ile Dinamo Kiev’i çektiler ve ilk maçta sahalarında 1-3 lük mağlubiyet aldılar. Venezuella’lı Juan Arango takıma pozitif anlamda katkılar veriyor. Bu çıkışlarında emeği olan bir isim ve sahadaki futbol akıllarını temsil ediyor. Lucien Favre bu yılki yarışa hazır olduklarını ve aynı çizgide devam edeceklerine inanıyor. Fakat geçtiğimiz yıl kötü performans gösteren çoğu takım bu sene daha hazır şekilde lige başlıyor. Açıkcası 5-10 arası bir sıra bekliyorum kendileri için.

Diğer takımları kısaca değerlendirelim ;


Bayer Leverkusen : Yıllarca iddialı oldular fakat bir türlü ligi tepede tamamlayamadılar. Bu sezon kadro biraz gençleşti ve ne yapacaklarını kestirmek güç. Schurrle son senesini oynar ve hakettiği bir takıma transfer olur diye düşünüyorum. Ayrıca Adler’i bedelsiz kaybetmekte çok büyük hata.

Stuttgart : Son yıllarda kötü bir alışkanlıkları var. Lige kötü başlayıp ikinci yarıda müthiş bir çıkışla Avrupa kupalarını zorluyorlar. Bu sezon iyi başlayıp iyi gitme niyetindeler. Takım oyununda oldukça başarılılar.

Hannover 96 : Bundesliga’nın Gençlerbirliği diye görüyorum onları. Slomka ile istikrarlı bir çizgideler. İnatçı futbolları ve kendi sahalarındaki başarılı sonuçlara güveniyorlar. Yine Avrupa ligi için iddialılar. Saygı duyulması gereken bir kulüp.

Wolfsburg : Naldo, Bas Dost ve Olic gibi sükseli transferler yaptılar. Magath bu sezon büyük oynuyor diye düşünüyorum. Diego’yu verimli kullanırsa fantastik bir sezon yaşayabilirler. Stoper bölgesinde haddinden fazla kaliteli isimler var. Merakla ne yapacaklarını bekliyorum.

Werder Bremen : Thomas Schaaf ve Tim Wiese benim adıma bu kulübün sembolleri idi ancak Wiese, Hoffenheim ile anlaştı ve bedelsiz olarak ayrıldı. Schaaf A takımdaki 13. Sezonunu yaşayacak ve işler son yıllarda iyi gitmiyor. Son iki sezon sırasıyla 13 ve 9. Olarak bitti. Bu alışık olmadıkları bir durum. Kadroyu yeniliyorlar ve radikal kararlarla devam ediyorlar. Marin, Naldo, Borowski, Pizarro gibi sembol isimler ayrıldılar. Sezon başında ii bir görüntü çizdiler ve bu sezon ligi ilk 5 sırada bitirmek niyetindeler. Mehmet Ekici daha fazla süre ve sorumluluk  alacak.

İlk haftanın programı : (tüm maçlar Trt Haber de)
Cuma  
Borussia Dortmund - Werder Bremen 21:30

Cumartesi 
Fürth - Bayern Münih 16:30

Eintracht Frankfurt - Bayer Leverkusen 19:30
Stuttgart - Wolfsburg 21:45 
Pazar
Hannover 96 - Schalke 18:30 


Perşembe, Ağustos 23

El Clasico Günü

Sezonun ve barcelona antrenörü Vilanova'nın ilk El Clasicosu bu akşam oynanacak. İspanya Süper Kupasında ilk maç bu gece Nou Camp'ta. Sezon başında Barcelona form olarak Real madrid'in önünde başladı. Bu geceninde favorisi onlar açıkcası.

Star Tv , 23:30

Çarşamba, Ağustos 22

Ebulfeyz Elçibey

ruhları şad olsun

Cumartesi, Ağustos 18

Premier League Başlarken



 Geçtiğimiz yıl videodaki gibi bir sonla noktalanan İngiltere Premier ligi bugün başlıyor. Kısa bir değerlendirme yapacak olursak;

Manchester City ; Son şampiyon kadrosunu korudu ve Everton'dan Rodwell takviyesi ile lige başlayacak. Oynayacakları oyun geçtiğimiz yıldan farklı olmayacak. Defansta Kompany, orta sahada Yaya Toure ve forvette Kun Aguero'nun muazzam performansları devam ederse ligde sorun yaşamazlar.

Manchester United ; Sir Ferguson trajedik sondan etkilenmiş ve takıma iyi isimler takviye etti. Kagawa ve Van Persie aradığı isimler olabilir Ferguson'un. Dar bir kadro ile yıllardır iyi götürdüler ancak bu tip hamlelere ihtiyaçları vardı. özellikle hücum hattı izlemeye değer olacak. Young, Welbeck, Rooney,Chicharito, Nani ve Valencia'nın yanına ekledikleri Kagawa ve Van Persie ile zorlu maratonu daha rahat sürdüreceklerdir. Rooney-Van Persie ikilisi şimdiden heyecan yaratıyor.

Chelsea ; Şampiyonlar liginin beklemedikleri bir sezonda gelmesi onlara en büyük sürpriz oldu. Bu sebeple mantıklı hamlelerle takımı güçlendirdiler. uzun vadeli bir kadro kurmak niyetindeler ve transferleri 3 genç isim Hazard, Marin ve Oscar. Özellikle Mata'nın üzerine düşen yükü hafiflettiler. Hazard ve Oscar takıma ne kadar çabuk adapte olurlarsa Chelsea o derecede başarılı olur. Defans hattında kusursuza yakınlar, orta shada yaratıcı eksikiği giderdiler ancak forvette verim alacakları muamma. Torres ve Sturridge ellerindeki forvetler. Çin'e giden Drogba'yı arayacaklardır. ayrıca Lukaku hala hazır görünmüyor ki kiralandı. Transferin son günlerinde bir forvet transferi gelirse şaşırmamak lazım. Falcao aradıkları isim olabilir aslında.

 Arsenal ; Van Persie konusunda sağlam tokat yediler. Yıllarca iyi performansına rağmen sakatlıklarına göz yumdular ve sakatlanmadan tamamladığı ve yıldızlaştığı ilk sezon sonrası gitmesi onlar adına üzücü oldu. Bu gidişe hazırlıksız yakalanmadılar anca Van Persie kalitesinde bir isim forvet hattında kalmadı. Podolski, Giroud ve Cazorla iyi transferler. özellike Cazorla takıma Mata, David Silva etkisi katabilir. Ancak şuan ki sorunlar Alex Song olacak gibi. Barcelona bu transferde ısrarlı ve istediğini alacak düzeye geldiler. Gerçi Song'u bu denli etkili yapan Arsene Wenger'in sistemi oldu. Song'un bu düzeye gelmesi 3 sene sürdü ve Wenger yeni bir Song yaratacak kapasitede bir isim bulabilir. Nuri Şahin'in olası transferi güzel olur. Bu sezon Jack Wilshere'dende bekledikleri katkıyı alacaklar. Şampiyonluk yarışında son noktaya kadar gidemeseler de her zaman üst sıralarda olacaklar.

Liverpool ; Premier ligdeki gönül bağım olan tek takım. ancak son yıllarda dibe doğru gidiyorlar. Her sezon yeni bir başlangıç yapma niyetindeler ancak bir türlü o kimya oluşmuyor. Galatasaray'ın terim öncesi dönemine benzetiyorum aslında. Takımdaki gelenekçi isimlerle yolları ayırıp bu denli bir yapılanma yapabilseler belki daha başarılı olacaklar. Ancak transfer konusunda o kadar başarısızlar ki tez konusu olacak düzeydeler. Carrol için verilen 40 milyon ve asla unutamayacağım Robbi Keane verilen 20 milyon bunların başında. Bu sezon Swensea'nin başarılı antrenörü Brendon Rodgers ile anlaştılar. Rodgers'ın Sewensea'si pas sistemine dayalı bir ekipti. Barca sonrası en fazla topa sahip olan takım Swensea idi. Ancak Liverpool'a bu yapı uyacak mı soru işareti olarak duruyor. Kadroya bakınca orta sahada ki uyumun ne olacağını kestirmek güç. Transferler Swensea'den 19 milyona alınan Joe Allen, Roma'dan 11 milyona alınan genç Borini ve meşhur Heerenveen li Assaidi. Premier ligde şampiyonluk zaten hayal ancak bu kadro şampiyonlar ligine gidebilecek düzeyde de değil.

Tottenham ; Andre Villas Boas ne yapacakları şuan için net değil. Ancak Villas Boas'ın elinde çok kaliteli bir kadro var. Bunu değerlendirmesi durumunda Tottenham Arsenal ile kıyasıya bir yarışa girer. özellikle Jan Vertonghen ve Sigurdsson transferleri çok yerinde. Modric'in olasalı Real Madrid transferi sonrası yerine Sigurdsson aynı çizgide gidebilecek bir isim. Geçtiğimiz yıl forvet sorununu Adebayor ile çözmüşlerdi ancak bu sezon Adebayor City'e geri döndü. Yine kiralanman durumu var ve bu onlar için çok önemli bir hamle. Şuan için Defoe'den başka bir forvete sahip değiller. Tottenham ligin kaliteli ekiplerinden ve izlemesi keyif veren takımlarının başında gelecek diye düşünüyorum.

Kısaca tahminlerim ; şampiyonluk City ve United arasında geçer. Chelsea bu iki takımı 30. haftaya kadar takip edecektir. Arsenal 4. olmaya en yakın takım. Sonrasında ise Tottenham, Newcasle, Everton ve Liverpool kendi aralarında avrupa ligi yarışı yaparlar.

Kagawa ve Van Persie ile United şampiyonlukta bir adım önde diye düşünüyorum. Ancak Chelsea'den Falcao hamlesi gelirse onlarda bu iki takımı çok zorlayacaklardır.

Cuma, Ağustos 17

Süper Lig Süper Şikecilerle Başlıyor


Bir sezon daha başlıyor ve bu sezonda geçtiğimiz yıldan farksız. Şike yapanların, futbola kendi pislikleri bulaştıranların yine egemen olduğu bir lig. Süper ligimiz süper şikecilerle birlikte başlıyor. Şerefsiz, onursuz, haysiyet yoksunu bu kişiler utanmadan maçlara gidecekler ve yine utanmadan demeçler verecekler. 

Pazartesi, Ağustos 13