Cumartesi, Mart 30

Geçmişini unutmamak, dönüp birde kendine bakmak...


Bazı kendini bilmezler yapıyor bunları. Koca camialara malediliyor olaylar. Yalnız unutmamak gerekir ki tek taraflı değil herkes yapıyor...

Cuma, Mart 15

Erken Final


Zor ama imkânsız değil.

Perşembe, Mart 14

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final Tahminleri


Kuraya çok az kaldı. Çeyrek finale kalan 8 takım şöyle : Galatasaray, Psg, Juventus, Dortmund, Bayern Münih, Barcelona, Real Madrid, Malaga. Tahminlerinizi bekliyoruz.

Real Madrid - PSG
Juventus - Dortmund
Galatasaray - Malaga
Bayern Münih - Barcelona

Salı, Mart 12

Schalke 04 - Galatasaray Maç Önü



Çok değil iki sezon öncesine gidelim. Galatasaray Uefa Avrupa ligi play-off maçında Karpaty’e elenmiş ve gruplara kalamadan Avrupa’ya veda etmişti. Schalke ise şampiyonlar liginde gruplardan çıkmış son 16 da Valencia’yı elemiş. Çeyrek finalde ise İnter’i   saf dışı bırakmış final kovalayan bir takım konumundaydı. Yarı finalde ManU engeli aşamadılar ve bu kupadaki en büyük başarılarına ulaştılar. Geçtiğimiz sezon ise Avrupa liginde finalist Bilbao’ya çeyrek finalde elendiler.

İki takımın birkaç yıllık performansı bu şekilde. Bu sezon ise Schalke çok kötü başladı ancak Şampiyonlar liginde sert bir gruptan (Arsenal-Montpellier-Olympiakos) lider çıkmayı başardılar. Son 1 aylık performansları ise göz kamaştırıcı. Ligde 3 maçlık bir galibiyet serisine sahipler. Son maçlarında Dortmund’u yenmeyi başardılar. Fakat bu maçta Huntelaar gibi bir golcüyü kaybettiler ve bu akşam oynamayacak. Ayrıca Neustadler gibi orta sahada etkili bir isimde büyük ihtimal oynamayacak.

İlk maçta  sakat olan Japon sağbek Uchida bugün forma şansı bulacak ve formda olduğunu Dortmund maçında gösterdi. O kanatta ayrıca Farfan’ıda eklersek ayrı bir önem vermek gerektiğini çıkarabiliriz. Savunmada stoperde Höwedes ve Matip oynayacaktır. Sol bek olarak genç Kolasinac savunma güvenliği için oynatılır. Fuchs hücum anlamında çok etkili olsa da Kolasinac gerektiğinde stoper özelliğini kademelerde kullanıyor. Orta saha kurgusunda ilk maçta sağ bek oynayan Höger bu kez defansif orta saha görev yapacaktır. Neustadler’in oynayıp oynamayacağı konusu kritik bir hal aldı. Zira ilk maçta golün sahibi Jones cezalı durumda. Yerine Neustadler oynayacaktı ancak oynamazsa kimin oynayacağı konusu muamma şuan için. Barnetta belki bi çözüm olabilir. Ancak ben Neustadler’in bu maçta mutlaka oynayacağını hatta oynamak zorunda olduğunu düşünüyorum. Sağ kanatta Farfan, sol kanatta ise Bastos oynayacak. Forvette Fin Pukki ve arkasında ise takımın formda isimlerinden Draxler forma şansı bulacak.

Maç öncesi Schalke hem ilk maçtaki skoru hemde form durumu açısından favori. Ayrıca Huntelaar yokluğunda oynayacak Finlandiyalı pukki enterasan bir isim ve savunmayı çok zorlayacaktır. Ayrıca Draxler gibi genç yaşına rağmen (19 yaş – 100 maç) tecrübeli bir partneri olacak. Açıkcası Draxleri izledikçe Sneijder’in kanatta heba olmasına üzülüyorum.

Bizim tarafımızdan baktığımızda ise kaos yumağı görünüyor açıkçası. Sneijder ve Drogba transferleri olmasa bu maçın taktiği ve kadrosu hakkında net ifadeler kullanabilirdim ancak şuan sadece kendi fikirlerimi yazacağım. Öncelikle Schalke’nin baskıdan pas ile kurtulabilmesi ve açık alanı iyi değerlendirmesi (Farfan-Bastos) gol yememek için ekstra bir savunma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak bunu başarabilecek durumda değiliz maalesef. Bu yüzden sadece bir gol yemek benim açımdan başarıdır. Bunu mümkün olduğunca durdurabilirsek tura o kadar ortak olacağız. Golüde mutlaka bulacağız buna inanıyorum.

Ayrıca ilk maçta Schalke’nin çok üstün olduğu bir diğer konu da hava toplarıydı. Korner atışlarına sıkça kafa vurdular ve gol bulmamaları mucize idi. Stoperde Dany oynamayacak gibi duruyor. Sakatlığı ve formsuzluğu bunun nedeni. Gökhan Zan bu maç için ideal olabilir. Hız konusunda ağır kalsa da  uygun bir saha dizlişi ile bu giderilebilir. Bunu başarmak içinde takım bütünlüğünün sağlanması gerekli. Melo’nun bi maç oynayıp 3 maç cezalı olması buna en büyük engel gibi duruyor. Zira Melo gerektiğinde 3. Stoper rolünü çok iyi oynayabilen bir isim ve bu maçta bu sıkça gerekecek. Bu şekilde hız problemi bi nebze ortadan kalkacaktır.

Savunmada sağ bek Eboue olacak ve son Gençlerbirliği maçında ki form durumu çok iyiydi. Fatih Terim sol bek konusunda can alıcı bir karar vermek zorunda. Ya Riera’nın ManU deplasmanındaki mükemmel oyununa güvenip ona şans verecek yada Hakan Balta tercihi ile daha sağlam ve Farfan etkinliğini kısıtlayan bir yapıyı tercih edecek. Bence Hakan daha uygun olacaktır. Ancak burada önemli olan daha doğrusu stratejinin nasıl olacağı. Riera ve önünde Amrabat tercihi hücum anlamında etkili olsa da defansif açıdan takımı olumsuz etkiler. Ayrıca Gökhan Zan oynarsa bu açığı kapatacak hızada sahip değil ve sol kanattan başlayan zayıflık takımın geneline yansır. Bu sebeple maça Hakan Balta ve Emre ile başlanılması taraftarıyım.

Sağ kanatta ise Hamit oyanayacak. Melo’nun partneri yada biraz önünde Selçuk oynayacak. Geriye 2 forma boşta kalıyor ve bunun için aday fazla olacak. Benim tercihim Sneijder ve Drogba  olurdu açıkçası. Sneijder Drogba arkasında oynamalı. Bu ikilinin uyumlu olacağı görüşündeyim. Sonuç olarak üst resimdeki gibi bir diziliş bu maça temkinli bir başlangıcı sağlar. Turun anahtarı yenilmeyecek gollerde gizli. Bu takım bir gol atacaktır ve sadece bir gol yemesi tur için ümidi koruyacaktır. İkinci yarı ortalarında Schalke’nin konsantrasyonu düşecek ve Burak – Amrabat hamlesi tam bu noktada etkili olacaktır.

Herşeyden önemlisi oyuncular ile birlikte olan Fatih Terim ve en doğru kararı kendisi verecek. Ancak bu  gece turun geçilmesi yada kaybedilmesi Pazar günü oynanacak kayseri maçını etkilememeli. Zira şike çetesi dört koldan saldırıyor. Ve bir kez daha sevinci kursaklarında bırakmalıyız.

Pazartesi, Mart 11

You'll Never Walk Alone


 Anfield Road'da geçen 10 sezon sonrası tablo ortada. Artık veda zamanı... Konferadasyon kupasının ardından kararımı vericem. Uyanmayı bekleyen bir Avrupa devi istiyorum. Sizce bu şanslı takım kim olmalı? ya da yeni nesil FM  lere mi transfer olsak bilemedim yalnız bu oyundan kopamıyorum koptum sanıp uzun bir aradan sonra başlayınca yine tutuluyorum. @alpertrgt1

Pazartesi, Mart 4

Cumartesi, Mart 2

Göktuğ Bebek


Blog yazarlarımızdan cemshot kardeşimizin Göktuğ adından erkek çocuğu Dünyaya geldi. Kendilerine bu yeni hayatlarında mutluluklar diliyorum. Aile olmak güzeldir.

Ahmet Haldun Terzioğlu - Kür Şad



"Çin bir daha rahat yüzü görmedi. İzleri silinmeyecek korkunun gölgesinde yaşamak zorunda kaldı.

Gecenin karanlıkları hep bir başkaldırının işaretince gölgeler kuruyordu. O kutlu geceden beri Çin, gölgelerden korkuyordu.

Kür Şad’ın ve kırk yiğidinin gölgesi…

Yazık ki o gölgeleri bugün biz arar olduk!
Hem aynı yerde hem uzaklarda…
Destanlara muhtaç olduk!

“Kür Şad” adını unutulmaz kılan destanı yazan bilgenin ruhu, bu adın tarihi yazıtlarda geçen gerçek karşılığının, “AŞİNA CHİE-SHİH-SHUAİ” adlı Türk soylusu olduğunun açıklanmasından, onun yaşadığı çağın bütün gerçek yönleri ile anlatılmasından elbette kut bulacaktır.

Kür Şad’a ad veren, onu destan kılan ve unutulmazlara erdiren Ulu Bilge Nihal Atsız’ın ruhuna kut ile ithaf olunur… "


Ahmet Haldunt Terzioğlu son kitabı Kür Şad'ı bu şekilde tanıtmış. Blogda uzun zamandır kitap tanıtmamıştım bu konuda bir kaç mail aldım ve bu kitapla başlamak iyi olacaktır. Okuduğum kitapları tanıtmaya çalışacağım bundan sonra.

Şuan Enver Altaylı'dan Cia'nın Türk Ajanı Ruzi Nazar'ın hayat hikayesini okuyorum. Gerçek bir hayat hikayesi ve çokca Cia çalışma stili anlatılıyor. Okuması keyifli fakat biraz yorucu.

Ahmet Haldun Terzioğlu'nun Kür Şad kitabından sonra okunması gereken kitapları var. Bu kitapalrı şu sıra ile okursanız taşlar daha iyi oturuyor yerine. Mete han - Kiok Han - Çiçi han bu üç kitap devam hikayeleri gibi. Keza Alper Tunga ve Tomris Han kitaplarıda bu şekilde. Cengiz han ve Bizi Fırtına Vurdu adlı eserleri de Milliyetçi ve tarih meraklısı insanlar için güzel kitaplar. 

Bu vesile ile bilge yolbaşçımız Atsız Ata'yı bize Kür Şad gibi bir kahramanımızı anlattığı için birkez daha anmak gerekiyor. 

Var olsun !

Cuma, Mart 1

Son Derbiye doğru

Haftasonu sezonun son derbisine sahne olacak İnönü... Büyük ihtimalle de bu isimle anılacağı son derbiye...

Derbiye çıkmadan önce oynanan GS, Karabük, Elazığ, G. Antep, Sivas maçları bu anlamlı derbinin önemini Beşiktaş adına daha da katladı diyebiliriz.

Sezonun ilk yarısı tamamlandığında Beşiktaşımız sezon başı itibariyle kimselerin beklemediği yerlerde sıralamada yer bulduktan sonra
camiada da ŞAMPİYONLUK söylemleri mırıldanmaya başlamıştı. Yalnız GS deplasmanında alınan mağlubiyet  daha sonra alınan traji komik puan kayıpları ve oynanan futbolla biraz bu söylemler durulmuş, ikincilikte fena değil denmeye başlanmıştır. Nedenini bende bilmiyorum daha baya bi hafta olmasına rağmen...

GS karşısında alınacak bir galibiyet liderliği getirecekken bizi liderlikten uzaklaştırdı malesef. Ardından oynanan bir Karabük maçı var ki... 2-0 dan 10 kişilik rakibine puan vermek. Verilmeyen üçüncü gol, atılan birinci goldeki faul falan umrumda değil. 2-0 dan puan veriyorsan bu düşündürücü. Ardından oynanan Elazığ deplasmanında toparlanmaya başlandı gibi olsada sonrasında ki G.Antep maçında yine son dakikada kaybedilen puanlar. Sivas deplasmanında oynanan kötü futbol, rakibin verilmeyen penaltısıyla alınan 3 puanla çıkıyoruz derbiye...

Yine yine yazıyorum bu sezon iyi mücadeleyi herzaman göreceğiz ama son dakikalarda çok kazanıp çok puanlar verebiliriz diye... Yalnız sezonun ikinci yarısıyla takımın dinamiklerinde düşme var ve bu beni daha da endişelendiriyor. Sezon ortasında yapılabilen takviyeler yapıldı, sezonun ilk yarısına oranla geniş bir kadro oluşturuldu yalnız ardıardına gelen sakatlıklar Teknik kadronun ümüğünü kesti amiyane tabirle. Sakatlıklar darbe değil adele sakatlığı çoğunluğunda nedenine gelirsek 40 türlü şey denebilir. Bizde dikkat çekici olan ise rakiplerimize oranla sakatlarımızın geç iyileşmesi, iyileşen futbolcumuzun tekrar yeniden sakatlanması, yok sağlık ekibi, yok eski masör muhabbetleri... Bir yerde problem var ve de enkısa  sürede çözülerek uzun vadede rahat edilmeli şu sağlık konusunda.

Geçen hafta mali kongrede Demirören yönetiminin ibra edilmemesiyle kılıçlar birkez daha çekildi. Demirören söz verdiği hibeyi yerine getirmeyince Fikret Başkan da göz dağı verdi açıkçası. Bu yönetim 120 milyon hibe sözü verilse bunları yapmıyacaktı kanımca, yapılan o kadar inceleme ve hesap kontrolü nerede? ne yapılacak? bu raporlar hakkında ilerleyen süreçte göreceğiz elbet. Benim derdim A,B,C DEĞİL ibra edilen yönetim ve yöneticilerin hep aynı adamlarla bu sefer ibra edilmemesi. O yönetim suçlu ise (ki bence birçok yanlışı var) bizim değerli üyelerimiz o zaman nerlerdeydiler? Tabi benim için sallamak kolay ne bir üyelik nede başka bir konuda kulübümle bağım yok malesef nasip olurda üye olursam bunları daha iyi görücem umarım.

Yeni stad görücüye çıktı gibi gayet güzel modern bir stad. Beşiktaş bu stadı kendi imkanlarıyla yapacak bu daha da önemli. Stadın pazarlamasınıda profesyonellere bırakmak akıllıca. Şimdi önümüzdeki sezon nerde oynayacağız, o konu yeniden gündemde. Rakiplerimiz BABAsının malıymış gibi stadları sahipleniyorlar ama stada nasıl yapıldı haberleri yok sanırım. Devletimizin kurum ve kuruluşlarının desteği olmadan stad yapmak imkansız ülkemizde, onun için konuşurken düşünmek lazım. İsmi için naçizane önerim ŞEREF BEY olmasıdır. Çünkü bu takım herşeyini kaybetsede ŞEREFİNİ hiçbir zaman kaybetmedi, kaybetmeyecektir. Beşiktaş bizlere Babamızdan kalan miras evlatlarımıza olan borcumuzdur.@alpertrgt1