Pazar, Ekim 30

Ah Ulan Cenk!





Pisipisine kaybedilen Stoke City, Kiev Avrupa ligi maçları, Antep beraberliği, Kayseri mağlubiyeti ve araya sıkıştırılan Mersin galibiyetiyle çıkıldı derbiye. Bir çıkış bir nefes almak önemliydi maç sonunda... olmadı...


Aslında iyi başladı Beşiktaşımız, 12.dakikadaki Simaonun mükemmel füzesinden sonra herşey yolunda gidiyordu rakibin gardı düşmüştü verilen bir-iki pozisyonda Cenk devleşmiş güven vermişti. Ernst-Aurelio-Veli üçlüsü orta alanda iş yapıyor, savunma aksamıyor bekler çakılı, Pektemek boşluklar oluşturmak için kendini yırtıyordu...


Sadece bir isim, aslında maçın adamı olması beklenirken maçın fiyaskosu oluyordu... Quaresma her aldığı topu eziyor, heran kırmızıyı yiyecekmişcesine garip hareketler yapıyor, karşısında oynayan Caneri devleştirip Hilberti de zor durumda bırakıyordu.


İkinci yarıda herşey güzel başladı taki Alexin karambolden golüne kadar daha sonra Almedia sahne alıyor, Q7 maçtaki tek faydalı işini yapıyordu. Tam bir hayal kırklığıydı Q7 keşke Holosko daha önce girseydi...

Maç bitecek tamam bu iş derken Cristian firikikten çakıyordu.... Çakıyorduda o ne one Cenk kendine güveniyorsun ama oHA ! Cepheden kullanıcaklar adamlar biride Alex yani 2 ikişilik baraj nedir neden acaba?


Yazık oldu kazanmak hakkımızdı, güzel maç oldu, Aydınus iyi maç yönetti, maç sonu atkı şöleni, maç başında eziklerin yaptığı zorla stada giriş rezaleti maçı unutulmazlar arasına sokmaya yetti...






Hiç yorum yok: