Pazartesi, Aralık 22

Unutamadığım Anlar - 1

1993 senesi Ağustos'un son haftası.Karne güzel gelmiş hediye olarak Mikasa bir top alınmış pederden.Her yaz yapılan klasik çay toplamı işlemi için köye gidilmiş ve nihayet sonunda İstanbul'a geri gelinmiştir.Köyde top tepecek düz arazi olmayışı nedeniyle getirilen Mikasa top sadece sektirme amaçlı kullanılmıştır.Yola çıkılmadan öncede güzelce silinip torbaya konulmuştur.Sabaha karşı eve gelindiğinden güzel bi uyku çekilmiştir.

Öğlen olduğunda evin karşısında parkta bulunan telle çevrili sahaya hücum edilmiştir.Orada bulunan aşağı mahallenin çocuklarını görünce bizim ekibi toplamaya gittim.Mahallede sanki herkes aynı sene çocuk yapmış.Bütün takım aynı yaşta ve aynı sınıftayız.Sadece bir sıradışı arkadaş var ayrı sınıfta olan.Çabucak 6 kişi oluyoruz ve maç teklifi yapmaya ben ve bir arkadaşım gidiyor.Mahalle maçına varmısınız arkadaşlar diyorum.Aşağı mahallede Murat ve ismini hatırlamadığım bir çocuk var bizimle aynı yaştalar ve ikizler.Aynı sınıftayız ama mahalle farklı olduğu için sınıf içinde rekabet had safhada.Teklifimiz büyük bir hırsla kabul ediliyor.Saha kenarında bulunan bizim takıma işareti çakıyorum ve anında içeri giriyorlar.

Maç başlıyor; gökten sanki ateş dökülüyor ama maça başlandı bir kere.Tabi kurallar maç öncesi belli oluyor.3 korner 1 penaltı kuralını asla kullanmadı bizim takım.Ama karşı taraf inat olsun diye bu kuralı istiyor.Karşılıklı direnmelerden sonra sadece bu maçta olacağı konusunda ikna ediliyoruz.7 devre 15 de biter olacak maç.Yetenek olarak bizim takım çok üstün ancak onların kalecisi Murat panter gibi geliyor bize.Birde Bıdık takma isimle bir çocuk var.Geçen sene taşınmış mahalleye.İsyan ediyoruz neden bizim tarafa taşınmadılar diye.Bizden iki yaş büyük ancak boyu çok kısa.Allah vergisi bi yeteneği var ki anlatılmaz.Sonraki yıllarda ikinci ligde oynadığını duyuyoruz.Neyse maç oynanıyor ve devre arasında bizim takımdakilerin evi yakın olduğu için sular oradan geliyor.Eve gidiyorum gizli gizli 1 şişe su ve bardağı kapıp çıkıyorum.Annemin terli terli soğuk su içme sesleri geliyor kulağıma çıkarken.Sular içiliyor ve maça devam ediliyor.Hatırladığım kadarıyla ilk devreyi mağlup bitiriyoruz.İkinci yarıda ise bizim takım içinde kavgalar başlıyor.Kaleci sorunu var bizim takımda.Herkes 2 şer gol kaleye geçiyor.Ben geçince her gelen gol oluyor bunu bilmelerine rağmen yinede sokuyorlar kaleye beni.Hayatım boyunca kalede olmaktan nefret ettim.Basit bir gol yiyorum ve laflar yağmur gibi yağıyor üstüme.Maçı 3 yada 4 farkla kaybediyoruz.Ölüm sessizliği çöküyor.Öğle vakti boş park rakibin sevinç sesleri ile yankılanıyor.Murat ve ikizi pis pis sırıtıyor bize.Okul başlasın sınıfta görürsünüz bakışı atıyoruz.Çünkü sınıfta ağırlık bizde oluyor.

Mağlubiyetin verdiği sinirle ufak bir toplantı yapıyoruz takım halinde.Herkes kendince bi suçlu arıyor.Aras'tan bi fikir çıkıyor bi anda.Hava çok güneşli bu maçı aksama doğru yapsaydık alırdık diyor.Herkes birleşiyor bu bahanede.Akşam bir maç yapalım şunlarla diye anlaşıyoruz.Rakibe bu teklifi götürme işi ben ve Aras'a düşüyor.Rakip biraz naza çektiktan sonra saat 6 için randevulaşıyoruz.Yine bizim sahada olacak ve 3 korner 1 penaltı kuralı olmayacak.5 te devre 10 da biter olacak bu sefer.İlk iş sabit bir kaleci tayin etmeye çalışıyorum hemen.Emre iri yapısıyla güçlü bir defans, Gökhan ise hızıyla bize çok yardımcı oluyor, Aras forvette yetenekli, Alper orta sahada iyi top çalıyor ve takımın tek solağı.Bende orta sahada iyi oynuyorum.Geriye Fırat kalıyor.Onunda kaleciliği hepimizden iyi ve ortada oynayınca sadece iyi kafa ve sut çekiyor.Fırat'ada durumun ciddiyeti anlatılıyor hemen.Kabul ediyor kaleye geçmeyi ve akşam 5 için anlaşıyoruz takım olarak.Mikasa topumla birlikte eve yemek yemeye gidiyorum.Tabi yanımda su şişesi ve çamurlu el izleri olan bardakla.

Saat 6 oluyor artık.Büyük bir hırs mevcut iki takımdada.Bıdığı tutma görevi Emre'ye veriliyor.Civa gibi çocuk ve genelde bizden büyüklerle maç oynuyor.Maç başlıyor karşılıklı goller atılıyor.Bu sefer daha güzel oynuyoruz.Aras ve ben gol yükünü çekiyoruz.8-7 mağlup durumdayız.Alper sol ayağıyla enteresan bir vole ile gol atıyor.O kadar çok seviniyoruz ki partaki herkes sahaya bakmak zorunda kalıyor.Sonrasında bir gol daha atıyoruz artık zafere tek gol kalıyor.Ancak Bıdık boncuk dizer gibi bizi geçiyor ve boş kaleye golü attırıyor.Sonrasında atanın galip geleceği kararı çıkıyor.Sağdan Gökhan ortayı kesti Aras topa sert vurdu top kaleciden döndü ve benim arkama düştü.Kaleci diğer köşede olduğu için bende golü kolay atacağımı düşünmeye başladım anında.Arkama dönerek topu kaleye yollayacaktım.Ancak galibiyete gitmenin verdiği coşkuyla topa olanca gücümle vurmak istedim.Topa dönerek vurduğum topun çok farklı şekilde telleride aşarak dışarı gittiğini görünce yıkıldım.Kalkıp hırsla geriye doğru koştum.Kimse hayıflanamadı hırsımı görünce.Sonrasında bir korner oldu.Ben sürekli ön direkte duruyorum kornerlerde.Bıdık korneri ve bütün duran topları kullanan oyuncu.Ceza sahasında biriyle göz işareti yapıyor.Topu ona atacağını anlıyorum.Fazla belli etmeden kendimi o yöne atılmaya hazırlıyorum.Bıdık topa vuruyor ve ben fırlıyorum.Vurduğu anda o topa doğru hışımla gidiyorum.Bir yandanda topu kapıp rakip kaleye koşmayı tasarlıyorum.Ancak o anki hırs ile top iki bacağımın arasından geçiyor ve rakibin önüne geliyor.Gelişine yapılan sert bir vuruşla top kalecimiz Fırat'ın ellerine çarparak tellerle buluşuyor.İşte o an bütün takım Fırat'a yükleniyor nasıl yersin gibi söyleniyorlar.Ancak bilmiyorlar ki o hata benim hatam.Basit bir topu tutamayıp golü yedik.

İşte o an sadece sustum ve kendime kızdım.Aradan yıllar geçmesine rağmen o mağlubiyeti unutamıyorum.Üstünden çok uzun zaman geçmiş olsada hala üzülüyorum o topu tutamadığım için...

2 yorum:

hrmpasa dedi ki...

bende diyorum bu kazanma hırsı nereden geliyor :) pes olsuun halısaha olsuun :):D

ama bana pek sinirlenmiyordun hacım yenilince ya..;)

aksilaz dedi ki...

hacım yas gectıkce normale donuyoruz :)
sanada hırs yaparsak ayıp olurdu be hacı.pes konusunda ustadım sayılırsın.ama sonraları yenmeye baslamıstım seni...