Pazar, Mayıs 31

Acılara Tutunurken

Maç öncesi hem Sivas hemde Galatasaray yönetim ve teknik kadrosunun Tugay adına yaptıkları gözüme mecburiyetten yapılmış gibi geldi. Ancak taraftarın Tugay'ı bağrına basması ise hem ona sevgiyi hemde onun gibi karakterleri Galatasaray'da görme isteğini anlatıyordu. Nitekim Tugay'da bunu sonuna kadar hakediyordu. Manchester City'de kendisine başarılar. Umarım gelecekte Türk futboluna hizmet edecek noktalara gelir. Onla ilgili en öenmli anım. Ali Şen'in kendisini alacağız sözlerinin ardından Kayserispor maçına çıkmış ve güzel bir futbol oynaması. Maç sonu tribünlere çağırdığımızda formasının üstünü ve altını taraftara atması ardından taraftarın "Tugay bizim .... Fenerin" tezahuratından sonra yaptığı harekettir :)
Maça Galatasaray bütün bir sezonun acısını çıkartacağım der gibi bir hırsla başladı. Sivasspor karşı sahaya gelemior ve bir sezon boyunca vermedii pozisyonları veriyordu. Geçen hafta olduğu gibi bu haftada gol pozisyonları cömertce harcandı ilk yarı boyunca. Ancak Arda Kewell'ın zekasıyla topa dokunmadan verdiği pasla Petkovici karsısında buldu ve sol ayağı ile güzel bir gol attı. Sonrasında ise heryandan gelemeye başladı takım. Sivas sahasına sinmiş sadece seyrediyordu. Baros-Nonda-Kewell üçlüsü son vuruşlarda beceriksiz olunca ilk yarı tek golle kapanıyordu.
İkinci yarı başında Sivasspor Galatasaray'ın en büyük zaafının yan toplar olduğunu yine gösterdi ve Tum rahat bir şekilde kafa vurarak beraberlik golünü attı. Bu golde Mehmet Topal'ın stoper olamayacağını görmüş olduk. Sonrasında maç daha zevkli bir hal aldı ve iki takımda galibiyet için hücuma yöeneliyordu. Abdurrahmanîn olmayışı Sivasspor'u epeyi etkiliyor. Volkan'ı bile zorlayamadılar maç boyunca. Baros ve Nonda gol atmama inatlarını sürdürdüler kalan dakikalarda. Milan Baros ne kadar güçlü ve yönlü bir forvet olduğunu son maçında adeta şov yaparak belgeledi. Tek eksiği goldü, onun nedeni ise artık vuruşlarını estetik yapmak istesi diye düşünüyorum. Çünkü ilk geldiğinde kalsik avrupalı forvet gibi top ayağına geldiğinde düşünmeden kaleye vuruyordu ancak şimdi topu köşeye yada estetik bir biçimde filelerle buluşturmak isteği baş gösteriyor. Sanırım seyirci baskısının bi göstergesi bu hareketi. Arda maçı koparacak vuruşu yaparak 3 puanı ve Avrupa biletini kapıyordu. Maç sonunda ise garip duygularla terkediyordu Galatasaray'lı stadı.
Hasan ve Ümit'i stadda göremedik bu gerçekten üzdü beni. Tıpkı maç öncesi bu sene son senesi oalbilecek oyuncuların tribüne çağırılmaması gibi. Sezonun son maçını muhteşem bir oyunla kapattı takım.Özellikle ilkyarı oynanan futbolu şampiyon Beşiktaş bile oynayamamış olmaması Galatasaray adına bir acıdır. Uğur Uçar'ın son dakikada sahaya girmesi ve bir top kapması renkli ve duygulu anlar yaşattı herkeste. Gelecek sezon hakettiği ve özlediği 3 numaralı formayı sırtından çıkarmamasını diliyoruz. Acı geçen bir sezon oldu Galatasaraylılar için. Şampiyonluğun belkide en kolay kazanılabileceği bir sezondu. Ancak gerek sakatlıklar ve gerekse yönetim hatalrı yüzünden bu sezonun 5. kapanması çok şeyin değişmesi gerektiğini gösteriyor bizlere.Bu konu hakkında uzun bir sezon değerlendirmesi yaparız yaz boyu. Ancak şuda unutulmamalıdır ki bu maç Bülent Korkmaz'ın son kez Galatasaray başında çıktığı maç olmayacaktır. Gelecek yıllarda daha donanımlı ve daha güçlü bir şekilde bu takımın patronu olacaktır. Buna kendiside inanıyor o yüzden bu kadar emin olabiliyorum. Güzel bir birliktelik oldu ve belkide Galatasaray yönetimi yıllardır yapamadığı yada yavaş yavaş yapabildiği takım içi hastalıkları yok etme politikasını (kendilerince inandıkları hastalıklar) Bülent Korkmaz sayesinde daha rahat yapabilme imkanı buldu.

Hiç yorum yok: