Pazartesi, Ocak 25

Galatasaray 1-0 Gaziantepspor #18

Maç öncesi zemini görünce çoğu kişinin aklına Konya maçı gelmiştir. Federasyonda bütün suç. Bu kar yağışının Cumartesi geleceğini ülkede herkes biliyordu. Maçları oynatırsın Perşembe ve Cuma gününde bu havalardan etkilenmez hiç bir takım. Şimdi aralara sıkıştıracaksın bazı maçları ve adil olmayacak.

Bu havada oynamak için öncelikle maçı oynamak istemek önemli. Galatasaray teknik kadrosu ne olursa olsun bu maçı oynama isteğindeydiler sanırım. Zira sıkışık fikstürde birde bu maçın aralara girmesi iyice zorlaştıracaktı işlerini. Jo transferinden sonra herkes çift önlü oynayabilen bir orta saha beklemeye başlamıştı. Ancak Rijkaard’ı iyi okuyamamanın neticesiydi bu istekler. Takım net olarak 4-4-2 oynuyordu son 5-6 maçtır ve Elano orta sahadaki ikiliden biri oluyordu. Sarp ne önünde nede gerisindeydi. Beraber bir set oluşturdular bu maçtada. Elano en verimli maçını çıkardı diyebilirim. Maçtan geriye kalan en önemli detay budur benim için. Artık takımın dişlilerinden biri olduğunu hem kendisi hemde diğer oyuncular kavramış durumda.

Maça her iki takımda istekli başladı. Gaziantepspor asla oyunu sahada kabul etmedi. Önde bulunan Ahmet ve Olcan iki kanadı zorlamaya çalıştı sürekli. Ancak Lucas Neill bu preslere karşı iyi top çıkardı. İlk maçında kusursuz oynadı Neill. Özellikle Uğur ile uyumluydular. Birkaç kez ileriye çıktığında Uğur kademesine girmişti bile. Aynı bağ Servet ve Hakan arasındada mevcut. Caner en hareketli ismiydi maçın. Biraz fazla zorluyor pozisyonları ancak inatçılığı ve gücüsayesinde çoğu kez başarılı oldu. Yinede kafasını kaldırıp oynasa çok çok daha başarılı olacak. Ahmet Arı birazda hakemin yardımı ile oyundan atıldı ve bu dakikadan sonra maç tek kale oynandı. Bu pozisyonda Ahmet’e net bir faul vardı ancak verilmeyince takımına ihanet edip atıldı. İlk yarının son 10 dakikasında ise Galatasarayın boğucu baskısı vardı ancak gol bir türlü gelmedi.

İkinci yarıda Nonda-Jo değişikliği beklendi ancak Rijkaard Nonda’yı çıkarmak niyetinde değildi. Kanımca bu maçtaki tek yanlışı bu oldu Rijkaard’ın. Nonda ayağındaki prangalı halinde olduğu gün bi fayda veremez takıma. Oyunda kaldığı 90 dakika boyunca pozitif etki yerine negatif etkiler kattı. Nonda duygusal bir oyuncu değil zaten. Oyunun her anını aynı ruh haliyle oynuyor. Bu yüzden Rijkaard’ın vermeye çalıştığı moralin bi etkisi olmadı. Bunu penaltı atışındada gördük. Son yllarda atılan en kötü penaltılar listesine girer bu penaltı. Caner’in gayretinede saygsızlıktı bu vuruş. Elano’nun çıkması garipti gerçekten. Forvette kalabalık olma adına atılmış bir adımdı sanırım. Caner, Elano görevine soyundu sonrasında. Yönetim Caner için elinden geleni yapmalı. Gelecek sezon ya bonservisi alınmalı veyahut tekrar kiralanmalı.

Jo’nu yarattığı faulde Arda arka direğe kesti ve oraların yeni Capone’si Sarp ligdeki üçüncü golünü attı. Attığı tüm goller aynı tarz olunca bu sıfatı takmak gerekli artık. Jo kısa sürede kendini gösteremedi ancak takım oyuncusu görüntüsü verdi. Fiziksel olarak güçlü bi Jo ile ligde sıkıntı yaşamaz takım. Golden sonrada kaçan fırsatlar oldu ancak taktiksel disiplin hep ön planda oldu. Maç sonu pas yüzdesinin %87 olması bunu gösteriyor zaten. Bu sahada bu oyunu tebrik etmek gerekli. Rİjkaard’ın sezon sonu şampiyon olacağız demecinin altında bir bildiği var demek düşüyor bize. Keita’nı dönüşü ile maçı daha erken kopartan bir Galatasaray göreceğimizi ümit ediyorum.

Hiç yorum yok: