Cuma, Ocak 20

Pas


Pas vermek futbolun yaşam kaynağıdır. Basit göründüğü kadar karmaşık ve zor eylemdir. Topun şiddeti ve açısı her şarta göre değişir. Pas verirken hayran hayran izlediğim en büyük isim Zidane’dır. Olaylı Juventus maçında sahada onu izlerken ne denli büyük bir usta olduğu kolayca anlaşılıyordu. Galatasaray’da ise Tugay ve Popescu bu konuda beğenimi kazanan isimlerdir. Şimdilerde ise Selçuk İnan pas konusunda göze en hoş gelen isim.

Saniyelerin ve hatta bazı anlarda saliselerin önemli olduğu futbolda pas avantaj yada dezavantaj olabiliyor. Gole giden bir oyuncuya atılan pas bir adım geriye düşerse kaybedilen saniye gole engel olabilirken, koşu yoluna atılan bir pas ise defans oyuncularına büyük bir engel teşkil eder.

Ülkemizde maalesef bu konuda aşamadığımız sorunlar mevcut. Özellikle kalecilerimiz bu işi hiç yapamıyor. Pas konusunda takımın en yetenekli oyuncularından biri olması gerekirken bu konuda çok başarısızız. Taffarel, Cordoba en güzel örneklerdir. Cordoba’nın Beşiktaş’ta oynarken bir çok gollük pası vardı. Ülkenin en iyi kalecisi Rüştü’ye atılan her geri pas ayrı bir kabus.

Altyapılarda bu konuyu detaylıca anlatmalıyız. İlk olarak topun geometrisinden bahsedilmeli elbette. Ligimizde yıllardır oynayan futbolcuların daha top yuvarlaktır tabirinden bi haber olduklarından eminim. Pası verirken fizik kurallarına aykırı denemelerde bulunduklarını gördükçe üzülmemek elde dedğil.

Hiç yorum yok: