Pazartesi, Ağustos 27

Beşiktaş 3-3 Galatasaray



Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle;
Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.

Maç sonrası Atsız’ın bu dizeleri geldi aklıma. Galatasaray ve özellikle Fatih Terim önde oynamaya çalışmasa bu maçı ikinci yarıda rahat bir şekilde çözecekti. Sadece bu maç için takımın var olan taktiği ve oynama alışkanlığa değiştirilmemesini yadırgamayabiliriz. Açıkcası sahada Fatih Terim takımı izlediğimiz dün akşam çok belliydi.

Maç öncesi favori elbette Galatasaray’dı. Maçın daha 20. Saniyesinde Umut biraz daha sakin olabilse öne geçirebilirdi takımı. Sonrasında oyuna hükmeden bir Galatasaray ve gol umudunu duran toplara bağlamış bir Beşiktaş. Fernandes’in takıma kattığı birşeydi bu. Gerçekten muazzam kullanıyor ancak Beşiktaş gibi bir takımın  bu duran toplara muhtaç hali iyi bir şey değil. Nitekim hakemin defalarca çaldığı yanlış faul kararları yanında verdiği ender doğru kararlardan birinde kazanılan duran top sonrası Melo yeterince zıplayamayınca kendi kalesine gönderiyordu topu. Açıkcası gole üzüldüm ancak gol sonrası Aybaba’nın sevincini görünce üzüntüm hafifledi. Sanırım hafta boyunca yapılan Galatasaray favori haberleri Beşiktaşlıları hırslandırmış ve içerlemişler. Gol sonrası Uğur’un asistine Elmander vasat bir vuruş yaptı ancak Cenk alışılageldik hatalarından biri ile beraberliği sağladı. Sonrasında Galatasaray gol atabilir derken sahada garip bir diziliş sonrası Beşiktaş Holosko ile maçın en şık golünü attı. Defans bölgesinden Umut’un Semih’e verdiği pası Semih kontrol edemeyince kaptırılan top ve bomboş kalan bir Holosko. Bu golde gözler Hakan Balta’yıda arıyordu elbette. İlkyarı böyle bitti derken kullanılan kornerde  Umut karambolde golü buluyordu. Filelere çarpmadan olan gollere ezelden beri sevinemiyorum. Ayrıca gol öncesi Umut’un eli istemsizde olsa avantaj sağlıyordu kendisine. Şükür ki umut maç sonrası hissetmedim gibi zırvalamadı bazıları gibi.

Her iki takım taraftarlarının mutlu ayrıldığı bir ilkyarıydı bu. İkinci yarıya Beşiktaş daha istekli başladı ve Hakan Balta’nın ikramı ile 3. kez öne geçmeyi başardı. Ayrıca Melo-Amrabat değişikliği ile orta sahada Selçuk-Emre ikilisi görev aldı. Bu gol sonrası Beşiktaşlı futbolcular bu kez beraberliği sağlatmama adına herşeyi denediler. Zaman zaman üstün bile oynamayı başardılar. Ancak her hava topunda bir tanesi yerde yatıyordu. Hakemde buna çanak tutunca oyun sürekli kesildi. Ayrıca iki senedir düzgün bir şekilde oynamamış Hamit’in vasat formuda Galatasaray’ın oyun anlayışına olumsuz etki yapıyordu. Anlık parlamalarla ve sık sık sedyenin maçı bölmesi ile geçen dakikalar sonrası Burak haksız bi şekilde takımına penaltı kazandırdı. Ve Selçuk şık bir vuruşla tekrar eşitliği sağladı. Penaltı kararı haksızdı açıkçası ancak dakikalar öncesinde Uğur’un Aydın’ın ensesine oturmaya çalıştığı pozisyonda net bir penaltıydı zannımca. Sonrasında ise İbrahim Toraman maçın eğlencesi oldu. Kurşun yemiş tarzı yere atlaması ve verdiği gereksiz tepkilerle güldürdü. Ayrıca Batuhan’ın yanından hızla geçen birini görse dahi kendini yere bırakmalarıda cabasıydı. Maçın bitiş düdüğü çaldığında Beşiktaş taraftarı Burak Yılmaz’a tepki, kendi takımına alkış ile destek veriyordu. Aslında Beşiktaş taraftarı böyle biten maçları daha çok seviyor. Sahada sürekli madur Beşiktaş imajını pek seviyorlar. Nitekim istedikleri koz bu maçta onlara verilmişti. Ancak bunu yaparken kendi takımlarının ne oynadığını, sahada ne yapmak istediğini ve teknik direktörlerinin vasatlığını da görmeye çalışsalar onlar adına iyi olacak.

Fatih Terim’e oyuncu değişiklikleri ile negatif etki yarattı diyebiliriz. Devre arasında ilk çıkacak isim Hamit olabilirdi. Melo bir süre daha sahada kalabilirdi, ayrıca Dany sol bek olarak görev alabilirdi gibi bir çok alternatif mevcutken Amrabat- Melo değişikliğini tercih etti. Galatasaray geçtiğimiz yıldan 2-3 farklı isimle yola devam edecek ve bu oyuncuların zamana ihtiyacı olduğu aşikar. Özellikle Hamit-Melo-Amrabat takım formunun gerisindeler. Sol bek mevkiinde Hakan Balta sezon genelinde idare edecektir ancak kritik maçlarda hata yapma olasılığıda yüksek. Günahıyla sevabıyla sezonun ilk derbisinde ve deplasmanda kötü oyuna ve hazır olmamaya rağmen kaybetmemekte  başarı görülebilir. Maç sonu Fatih Terim savunmadaki hatalardan bahsederken, Aybaba’nın tüm suçu hakeme yıkmaya çalışmasıda mantalite farkıdır. Sanırım bu sezon Aybaba’nın bu tip demeçlerini bolca dinleyeceğiz. Gelecek hafta içeride Bursaspor ile zorlu bir maç olacak. Bu maça  Melo – Hamit daha hazır bir şekilde çıkacaklardır umarım. @alpertrgt1

Hiç yorum yok: