Pazartesi, Haziran 30

Boğadan tek kılıç darbesi...

Maç öncesi genel kanı İspanya'nın kazanacağı yönündeydi.Maç başlayınca Almanya öyle kolay kupayı vermem gibisinden iyi başladı.Ama yalnızca 10 dakika götürebildiler bu oyunu.Senna-Xavi-İniesta-Fabregas-Silva gibi yerden müthiş paslaşan rakip olunca çözülüverdiler.Sinyaller gelmeye başlamıştı.Xavi attığı ara paslarıyla mest yine herkesi.Taç çizgisi yanında Torres'in Metzelder'i sarsması golün işaretiydi belkide.

Alman defansını laubali gördük dün akşam.Metzelder'e Löw'mü demiş acaba topla çık diye.İlk yarı boyunca 3 kere top kaptırdı böyle.Sonra ise güzel bir ara pası ve Lahm 5 metre geriden gelen Torres'i hesap edemedi.El Nino'da kendine yakışır vuruşla golünü attı.Golden öncede direğe takılmıştı Torres.Lahm defans için yetersiz kalıyor artık.Yanındada Metzelder olunca çok açık verdiler soldan.


İkinci yarı Lahm-Jensen değişikliğine gitti Löw.Ancak takımda en kötü oynayan iki oyuncu sahadaydı.Frings ve Ballack adeta döküldüler.Orta sahadan bi adam çıkartıp Kuranyi'yi soktu oyuna daha sonra.2-3 dakika iyi oynadılar o süreçte.Ancak Aragones bunu gördü ve Fabregas-Silva çıktı yerlerine Alonso-Cazorla girdi ve daha mücadeleci oldular.Sonrasında ise son 20 dakika Almanya'ya top göstermediler.Farkı daha da açabilirlerdi ancak çok gol kaçırdılar.Haklı olarak kupayı kazandılar.Almanya ise burayı haketmediğini kanıtladı adeta.Yarı final maçımıza üzülmemek elde değil.İspanya gibi yaratıcı oyuncularımızdan Arda yada Tuncay'dan biri olsa tur bizimdi.İspanya ile grupta hesaplaşırız artık.


Maçtan iki not;
- Basketboldan sonra Futboldada Avrupa Şampiyonu hoca ülkemize geliyor.
- Sergio Ramos'un Puerta'yı unutmaması çok çok anlamlıydı.Siempre Con Nosotros "Her Zaman Seninleyiz".










Hiç yorum yok: