Euro 96'da tarihinin ilk Avrupa kupası seyahatine çıkan milli takımımızın katettiği yol dönem itibariyle devrim olarak adlandırılıyordu.Yani katılmanın dahi büyük başarı olduğu bir dönem.Beklentilerin çok olmadığı,takımında bu beklentiler naticesindeki bir mantaliteyle sahaya yansıttığı oyun vardı o dönemlerde.Şimdi aradan geçen 12 yıl ve bugünün milli takımımıza baktığımızda,biri dünya kupası diğeri Avrupa şampiyonasında oynanmış iki yarı final ve iki üçüncülük var.Yani 90'larda bir bankanın reklamlarından aklımda kalan kısmıyla;milli gelirin 30 bin,enflasyonun %o,5 seviyelerine inmesi kadar imkansız görünen sonuçlar(aynı reklamda milli takım Avrupa şampiyonu oluyordu).Bahsettiğim 12 yıllık süreçte gelişen futbolla değişen hayaller ve fikirler ve bunun tekrar futbola yansıması beklentilerin artışıyla beraber dengeli bir ivme kazanmıştı.Yine hatırlıyorumda dün akşam elimizden kaçırdığımıza üzüldüğümüz Belçika'yı kendi evinde yendiğimiz Euro 2000'de ne bayram yapmıştık.Dün akşam aynı sevinç bir puan alan Belçikadaydı.Bu örneği sadece mantalite değişimi ve farkını göstermek açısından verdim.Sadede gelecek olursak çıtamız çok yükseldi,beklentilerimiz arttı,hedefimiz daha da büyük artık.Öyleki Avrupa şampiyonu İspanya'yı grup ikincisi yapacağız diye "ayıp olacak boğalara"gibi düşünenlerde az değil.Bunlar beklentiler tabiki ama birde gerçeğimiz var ki buda işin dengesizlik kısmı oluyor.Milli takımımız beklentire cevap verecek cürüme sahip değil.Çünkü biz artık hep final ve şampiyonluk istiyoruz.artık bizim için ütopya olmayan şampiyonluğu..Teknik taktik açıdan olsun takım olarak olsun rakiplerinden eksiği olmayan bilaks fazlası bulunan takımımızda neyin eksik olduğunu görmek için teknik adam olmaya gerek yok.Ama biz aşikar sevdanın gizli derdini çekmeye devam ediyoruz.
Dün gece ki bazı sonuçlara da baktığımızda bir açıdan sürpriz sayılan skorlar gördük Danimarka'ya evinde 3-2 yenilen portekiz,Finlandiya ile berabere kalan Almanya aynı şekilde Kuzey İrlanda'ya iki puan bırakan Çek'ler.Ortada ilginç bir durum var takımlar güç olarak dengeleniyor ama bu ivmede yükselen mi küçükler yoksa düşen mi büyükler?!!!Değişen taktikler,antreman teknikleri ve teknolojinin spor bilimine katkıları ve bunun futbola etkisi bu dengede önemli faktör elbette.Artık devir ismi büyük olanın değil,hak edenin kazanacağı devirdir.İngiltere'siz Euro 2008'in tatsız geçtiğini düşünenler bence daha fazla hazırlıklı olmalılar:İtalya'sız Fransa'sız Brezilya'sız kupalara..Hak edene başak helal olsun efendim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder