Pazartesi, Şubat 22

Beşiktaş 1-1 Galatasaray

Maç öncesi iki teknik adamında ufak değişikliklerde bulunacağı tahmin ediyordum ancak Denizli’nin böylesine büyük bir değişime gitmesini yadırgadım. Gerçi her büyük maç öncesi Denizli2nin ne yapacağı, nasıl bir takım çıkaracağını tahmin etmek çok zor. Bu maçta Tello tercihi hiçte iyi durmuyordu ve maç boyuncada bu gözlendi. Ferrari’nin dönüşü takımın eski savunma kimliğini dönmesini sağladı. Toraman’ın sağ bekte oynatılması ise Denizli’nin maçı kaybetmek istemediğinin açık göstergesi oldu. Rijkaard ise Madrid deplasmanındaki takımdan iki değişikliğe giderek derbiye çıktı. Sarp’ın yerine daha dinamik olan Barış’ı, Servet’in yerine ise hızına güvendiği Emre Güngör’ü tercih etti. Elano ise Perşembe gecesi olduğu gibi daha defansif bir yapıda sahadaydı.

Maç beklendiğinin aksine durgun başladı. Bunda Galatasaray’ın kontrollü oyununu payı büyük. Beşiktaş ise oyunu kanatlardan koparmak amacındaydı. Sürekli olarak kanatlardan gelmeyi ve yan toplarda arkadan gelen Fink –Ernst ikilisi ile dönen topları toplayıp rakibi baskı altında tutmaya çalıştılar. Bunu ilk 20 dakika yapamadı ancak ilk yarının son 15 dakikası iyi fırsatlar buldular. Nobre’nin kafa vuruşunun direkten dönmesi, Leo’nun tartışmalı kurtarışı ve birkaç tanede Neill’ın zekası ile kestiği pozisyonlar var. Galatasaray ise ileride top tutamamasının eksikliğini fazlası ile hissetti. Keita’da etkili olamayınca rakip alanda sadece Elano’nun çapraz topları ile varolmaya çalıştı. Ancak şuda bir gerçekki Galatasaray takım savunmasında çok ilerledi sene başından beri. Bundan bir ay öncesinde bu kadar gayretli ve takım halinde savunma yapamıyordu takım.

İkinci yarıya iki teknik adamda aynı kadroalrla başladı. Bu yarı Galatasaray uzun ve ters top yerine ayağa kısa paslarla oynamayı tercih etti. Bu oyunda Elano gibi akıl dolu bir ayağın ön plana çıkması kaçınılmazdı. Elano özellikle şutları ile çok zorladı Rüştü’yü. Denizli ise kanatları kullanamadığını gördü ve oyuna Nihat-Bobo ikilisini aldı. Nore ve Holosko çıkan isimler oldu. Tello kötü oynasada hala oyundaydı. Bunun nedeni sonrada doğru yazacağım. Rijkaard Caner-Jo değişikliği ile hücumda daha çok kalmayı ve yorulan Beşiktaş önünde galip gelmeyi düşündü. Nitekim Jo’nun sürüklediği bir atakta Arda Sivok’unda hatası ile ters bir vuruşla gölü attı. Bu dakikadan sonra Galatasaray rakip alan hızlı adamları ile çıkacaktı ve Keita ile bunu birkaç yakaladılar. Fakat Keita maç boyu kötü tercihler yapınca başarı sağlanamadı.

Denizli Yusuf’uda oyuna alarak hücumda daha etkin olmaya çalıştı. Fakat dinamik Ekrem’in çıkması defansif anlamda takım savunmasını ve hücumdaki hareketliliği azalttı. Arda’nın zamansız sakatlığı sonrası oyuna Rijkaard’ın prensi Santos girdi. Arda’nın maçın sonuna kadar sahada kalabilmesi önemliydi. Çünkü ataklara olgunluk katan bir yapıdaydı sahada. Ayrıca sıkça ileri çıkan Toraman’ın bölgesinde etkili oluyordu. Dakikalar 81 olduğunda Santos Tello’ya anlamsız bir faul yaptı. Maçın havasına ne kadar konsantre olduğunu gösteren bir fauldü bu. Tello ise 90 dakika neden sahada tutulduğunu çok iyi biliyordu. Yaptığı ortalar tehlikeli bölgelere gidiyordu. Nitekim faul atışınıda o kullandı ve Leo Franco’nunda yardımı ile Sivok golünü attı. Leo iyi oynadığı maçlarda hatalı gol yeme alışkanlığına devam etti. Beraberlik sonrası iki takımda bir nebze oyundan koptu. Keita getirdiği birkaç topta bencil davranınca mutlak golleri engellemiş oldu. Özellikle Uğur’a aynı pozisyonda iki kez pas vermeyerek galibiyete engel oldu beklide.

Bu skor iki takım adına kar sayılabilir. Maçın hakemi Fırat Aydunus’un anlamsız otorite havası komikti. Özellikle Leo Franco’ya yaptığı saçma sapan ikazla Franco’nun zaman geçirmesinden daha çok zaman geçirdi el hareketleri ile. Mehmet Topal’a Toraman’ın müdahalesi ise net bir penaltı idi. Beşiktaş mağlup olup şampiyonluk yarışından iyice uzaklaşmak yerine puan farkını koruduğuna sevinebilir. Rijkaard maç sonrası mutlu görünüyordu. Sanırım takımın gösterdiği fiziki mücadele ve takım savunmasındaki başarının payı büyük bu sevinçte. Perşembe günü tur gelecekse yine bu mücadele ile gelecektir. Rijkaard hücum olarak forvetsizliğin etkisiyle pasif oynatıyor takımı. Jo ve Kewell’ın tam olarak dönmesi ile birlikte gaza basacaktır.


Hiç yorum yok: