“ Bugüne kadar basketbol federasyonu tarafından bir çok rezillik gördük, bir çok rezilliğe tanık olduk. Turgay Demirel'in başkanlığını yaptığı federasyon tarafından uzun zamandır öyle çifte standartlara, haksız rekabetlere tanık olduk ki; basketbol ile alakası olmayan şeyler yaşandı. Yeri geldi öyle kararlar, öyle saçmalıklar gördük ki 'Yok artık, daha neler' dedik. Fakat öyle bir yönelge, genelge açıklandı ki 'Hadi canım, yok daha neler' diyebileceğimiz bir karar oldu. Hani bunun ötesi yok, bunun adı federasyon başkanlığından ziyade Galatasaray düşmanlığıdır, apaçık. Konu hakkında fazla uzağa gitmeye gerek yok, gelin en yakın geçmişe hemde bizleri doğrudan etkileyen ve bu kadar sinirlendiren olaya bir göz atalım.Fenerbahçe Ülker'de 3 yıldır forma giyen Sloven oyuncu Emir Preldzic türlü oyunlar ve senaryolar eşliğinde Türk statüsüne geçirildi. Türk statüsüne geçirilirken yaratılan kamuoyu ve baskının ortak noktası ise gelecek günlerde ülkemizde düzenlenecek şampiyonada ulusal takım forması giyeceği yalanıydı. Preldzic statüye geçtiği andan itibaren 12 Dev Adam kadrosuna katılacaktı. Fakat sadece oyuncu statüye geçirildi, vatandaşlık hakkını aldı. Sonrasında ise Slovenya federasyonu ve FIBA sözde bizim federasyona göre gizli (!) belgeler ve kurallar ile oyuncunun oynamasına izin vermemişti. Bu durum sonrasında yapılacak tek bir şey vardı. Preldzic'i statünden çıkartmak fakat böyle bir durum gerçekleşmedi tabii ki. Peki bu durum kime yarardı? Hiç kuşkusuz Fenerbahçe Ülker'e yarayan ve 10 günde jet hızıyla süren bir prosedür ile oyuncu Türk statüsüne geçti. Sonrasında da Fenerbahçe Ülker'e yabancı oyuncu transfer etme fırsatı doğdu. Mrsic takımdan ayrılınca da Preldziç bu statüde forma giyerek, yeni bir yabancı oyuncu kontenjanı açmış oldu. Ulusal takımı birilerinin çıkarlarına kullanmak en hafif tabirle karaktersizlik, onursuzluk, gurursuzluk, kişiliksizliktir. Ulusal takımı böyle bir oyuna alet etmek en hafif tabirle şerefsizliğin önde gidenidir.Galatasaray Café Crown'un yeni transferi Preston Shumpert'ın bu sezon Türk statüsünde oynaması için gerekli girişimler başlamış ve vatandaşlık işlemlerinde bir takım yol katedilmişti. Fakat TBF tarafından yayınlanan ve düzenlenen genelge doğrultusunda Shumpert ne kadar Türk vatandaşlığına geçerse geçsin ligde Türk statüsünde forma giyemeyecek. Peki geçen sezon ile bu sezon yayınlanan kararlar, genelgeler neydi? İşte buyrun geçen sezonun ve bu sezonun genelgeleri. Türkiye ulusal basketbol takımında oynaması için statüye geçirilen Preldziç takımda oynamayacak olmasına rağmen statüde sayılırken bugünlerde böyle bir genelgenin yayınlanması tamamen Fenerbahçe yalakalığı ve ayrımcalığıdır.
2009-2010 TBF Yönergesi24.6.:
Türkiye basketbol liglerinde en az üç (3) sezon resmi müsabaka takım kadrosunda bulunan TC vatandaşlığına geçmiş yabancı sporcularda, ümit, genç ve yıldız takımlardan yetişmiş olma şartı aranmaz. Bu sporcular Türk oyuncu statüsünde sözleşme imzalayabilirler. Sonradan Türk vatandaşlığına geçerek Türk A Milli takımının formasını giyen sporcularda da aynı şekilde, ümit, genç ve yıldız takımlardan yetişmiş olma şartı aranmaz. Bir takımın maç kadrosunda bulunan bu tip sporcuların sayısı biri geçemez.
Bu karar doğrultusunda Fenerbahçe Ülker takımı sezon sonu saçma sapan senaryolar ile, alel acele 10-15 gün içerisinde Türk statüsüne geçirildi.
2010-2011 TBF Yönergesi24.6.:
Türkiye basketbol liglerinde en az üç (3) sezon aynı takımda peş peşe resmi müsabaka takım kadrosunda bulunan TC vatandaşlığına geçmiş yabancı sporcularda, ümit, genç ve yıldız takımlardan yetişmiş olma şartı aranmaz. Bu sporcular Türk oyuncu statüsünde sözleşme imzalayabilirler. Sonradan Türk vatandaşlığına geçerek Türk A Milli takımının formasını giyen sporcularda da aynı şekilde, ümit, genç ve yıldız takımlardan yetişmiş olma şartı aranmaz. Bir takımın maç kadrosunda bulunan bu tip sporcuların sayısı biri geçemez
Bir hafta sonra başlayacak Dünya Basketbol Şampiyonasından hiçbir haber vermedim blogda. Bunun nedeni bu federasyona ve milli takım antrenörüne karşı olan kinimden. Bu şampiyonada başarısız olacağımız gün gibi aşikar keza. Türk milli takımını bir klubün arka bahçesi olarak görenler bir gün hesap verecekler. Fenerbahçe denen klubün Türk sporuna verdiği zararları yazmaya kalksak sayfalar, kitaplar yetmez. Şampiyonada desteklediğim takım futbolda olduğu gibi Arjantin’dir. Türk milli takımı, onun Sırp antrenörü ve turnuvaya zoraki gelen oyuncular beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Üzerlerinde taşıdıkları formaya yazık sadece. Şu hayatta bir kez gelecek fırsatı böyle kepaze şekilde kullananlardan hesap sorulduğu günü bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder