Salı, Nisan 19

29. Haftanın Ardından


Ligin sonuna yaklaşırken stres ve saldırganlık artmaya başladı. Haftanın maçlarına geçmeden önce şunu vurgulamalıyım : ligde hedefsiz takım sayısı bir hayli fazla. Şampiyonluğa oynayan iki takım var. Üçüncü ve dördüncü sıra için Bursaspor ve Gaziantepspor arasında yeni başlayan bir yarış var. Sonrasında ise Beşiktaş, Eskişehir ve Kayseri’nin ilk 4 yarışı var ancak bu yarış pek heyecan vermiyor.

Ligin son 10 sırası ise sadece sıralama yarışında olacak. Küme düşme potasındaki takımları şimdiden Bankasya hesaplarına başladı. Son yıllarda görmeye alışık olmadığımız bir tablo var ortada. Ligimizin marka değeri artıyor derken kısır bir yarış içinde buluyoruz kendimizi. En güzel çözüm ise takım sayısını azaltmak olacaktır. 16 takımlı bir lig en ideal olanı. Bankasya’da 20 takımlı olabilir.

Böylelikle Süper lig’de ilk 5 avrupa kupaları hesabı yapacaktır. Küme düşme yarışı ise minimum 4 takım arasında yaşanır. Böylelikle maksimum hedefsiz takım sayısı 7 olur. Bu radikal bir karar gibi görünüyor ancak ligin Eylül başında başlaması ve devre arasının 2 hafta ile sınırlı tutulması sonucunda şuanki durumdan çok daha heyecanlı bir sonuç ortaya çıkabilir. Uzun bir yazı konusu aslında yazdıklarım. Bu konuda Uğur Meleke’nin güzel analizleri mevcut. 29. Haftadan kalanlara bakalım :

- Galatasaray 6 hafta sonrasında galibiyet yüzü gördü. 6 hafta önce alınan Buca galibiyeti olmasa ne durumda olunurdu düşünmek dahi istemiyorum. Arda Turan’ın güzel oyunu ve golleri sonucu belirledi. Herkes Arda bu demeye başladı tabi ki. Arda’nın bu sezon ilk golleri olduğunu unutmamak gerekiyor. Arda konusunda hala gitmesi gerektiğine inanıyorum. Manisaspor’dan yenilen iki gole bakınca İnsua’nın yetersizliğini görmemek elde değil. Zapata'nın top yerine direği tutmasıda ilginç bir andı. Gelecek hafta Kayserispor ile zevkli bir maç izleyeceğiz Tür Telekom Arena’da. İki hedefsiz takımın zevkli mücadelesini bekliyorum.

- Haftanın en çok konuşulan maçı Fenerbahçe ile Gaziantepspor arasındaydı. Maçın hakemi daha 30. Saniyede ön plana çıktı ve Alex’e yapılan penaltıyı es geçince maçın kontrolü daha maç başında kayboldu. Sonrasında yaptığı hataları saymaya parmaklar yetmez. Fenerbahçe istediği ve uğrunda sahada her şeyi yaptığı 3 puanı uzatma dakikalarında bulduğu golle aldı. Lugano, Emre ve Alex’i sindirebilen ve benimseyen her fenerli benim gözümde fanatiktir. Özellikle Lugano futbol oynamaktan başka her şeyi düşünüyor sahada.


- Trabzonspor ise 1-0 lık galibiyet serisine Bursaspor’uda ekledi. Gol ise tabi ki Burak Yılmaz’dan geldi. Trabzon’un önündeki Eskişehir ve Gaziantep maçları en kritik virajları olacak. Kayıpsız geçtiği takdirde çok büyük bir avantaj yakalar. Bursaspor ise konsatrasyon sorunu yaşıyor. Hedefsiz kaldıklarını zannettiler ve şimdi Gaziantepspor’un soluğu enselerinde.

- Beşiktaş ise Gençlerbirliği önünde iki farklı skor üstünlüğünü koruyamayınca beraberliğe razı oldu. Gençlerbirliğine gözle görülen ve hissedilen bir çıkış var. Gelecek sezonun yapılanması nokta transferler ile yapabilirlerse eski günlerine dönebilir. Tabi ki bu takımı öz futbolu öğretmeye çalışan Thomas Doll’a çok şey borçlular.

- Kayserispor’un serbest düşüşü devam etmekte. Konyaspor gibi iddiasız bir ekibe verilen 3 puan onlar için Avrupa hedefinden uzaklaşma anlamını taşıdı.

- Sivasspor Kasımpaşa önünde uzatma anlarında bulduğu golle rakibini Bankasya’ya kadar gönderdi. Son 5 maçta aldıkları 13 puan ile ligde kalmayı sonuna kadar hakettiler.

- Ankaragücü Bucaspor maçı ise fantastik bir skorla sonaerdi. İki takımda plakayı buldu diyebiliriz. Bkz. 5-3 ve 53.

- Karabük, İBB maçı ise deplasman takımının 2-0 üstünlüğü ile bitti. Bu maçta akılda kalanlar Emenike’nin dönüşü ve Holosko’nun gollerine devam etmesi oldu. İBB forması ile 6 lig maçında 4. Golünü attı.

Hiç yorum yok: