Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle;
Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.
Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı.
Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile?
Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı.
Maç sonrası Atsız’ın bu dizeleri geldi aklıma.
Galatasaray ve özellikle Fatih Terim önde oynamaya çalışmasa bu maçı ikinci
yarıda rahat bir şekilde çözecekti. Sadece bu maç için takımın var olan taktiği
ve oynama alışkanlığa değiştirilmemesini yadırgamayabiliriz. Açıkcası sahada
Fatih Terim takımı izlediğimiz dün akşam çok belliydi.
Maç öncesi favori elbette Galatasaray’dı. Maçın
daha 20. Saniyesinde Umut biraz daha sakin olabilse öne geçirebilirdi takımı.
Sonrasında oyuna hükmeden bir Galatasaray ve gol umudunu duran toplara bağlamış
bir Beşiktaş. Fernandes’in takıma kattığı birşeydi bu. Gerçekten muazzam
kullanıyor ancak Beşiktaş gibi bir takımın bu duran toplara muhtaç hali iyi bir şey değil.
Nitekim hakemin defalarca çaldığı yanlış faul kararları yanında verdiği ender
doğru kararlardan birinde kazanılan duran top sonrası Melo yeterince
zıplayamayınca kendi kalesine gönderiyordu topu. Açıkcası gole üzüldüm ancak
gol sonrası Aybaba’nın sevincini görünce üzüntüm hafifledi. Sanırım hafta
boyunca yapılan Galatasaray favori haberleri Beşiktaşlıları hırslandırmış ve
içerlemişler. Gol sonrası Uğur’un asistine Elmander vasat bir vuruş yaptı ancak
Cenk alışılageldik hatalarından biri ile beraberliği sağladı. Sonrasında
Galatasaray gol atabilir derken sahada garip bir diziliş sonrası Beşiktaş
Holosko ile maçın en şık golünü attı. Defans bölgesinden Umut’un Semih’e
verdiği pası Semih kontrol edemeyince kaptırılan top ve bomboş kalan bir
Holosko. Bu golde gözler Hakan Balta’yıda arıyordu elbette. İlkyarı böyle bitti
derken kullanılan kornerde Umut
karambolde golü buluyordu. Filelere çarpmadan olan gollere ezelden beri
sevinemiyorum. Ayrıca gol öncesi Umut’un eli istemsizde olsa avantaj sağlıyordu
kendisine. Şükür ki umut maç sonrası hissetmedim gibi zırvalamadı bazıları
gibi.
Her iki takım taraftarlarının mutlu ayrıldığı bir ilkyarıydı
bu. İkinci yarıya Beşiktaş daha istekli başladı ve Hakan Balta’nın ikramı ile 3.
kez öne geçmeyi başardı. Ayrıca Melo-Amrabat değişikliği ile orta sahada
Selçuk-Emre ikilisi görev aldı. Bu gol sonrası Beşiktaşlı futbolcular bu kez
beraberliği sağlatmama adına herşeyi denediler. Zaman zaman üstün bile oynamayı
başardılar. Ancak her hava topunda bir tanesi yerde yatıyordu. Hakemde buna
çanak tutunca oyun sürekli kesildi. Ayrıca iki senedir düzgün bir şekilde oynamamış
Hamit’in vasat formuda Galatasaray’ın oyun anlayışına olumsuz etki yapıyordu.
Anlık parlamalarla ve sık sık sedyenin maçı bölmesi ile geçen dakikalar sonrası
Burak haksız bi şekilde takımına penaltı kazandırdı. Ve Selçuk şık bir vuruşla
tekrar eşitliği sağladı. Penaltı kararı haksızdı açıkçası ancak dakikalar
öncesinde Uğur’un Aydın’ın ensesine oturmaya çalıştığı pozisyonda net bir
penaltıydı zannımca. Sonrasında ise İbrahim Toraman maçın eğlencesi oldu.
Kurşun yemiş tarzı yere atlaması ve verdiği gereksiz tepkilerle güldürdü.
Ayrıca Batuhan’ın yanından hızla geçen birini görse dahi kendini yere
bırakmalarıda cabasıydı. Maçın bitiş düdüğü çaldığında Beşiktaş taraftarı Burak
Yılmaz’a tepki, kendi takımına alkış ile destek veriyordu. Aslında Beşiktaş
taraftarı böyle biten maçları daha çok seviyor. Sahada sürekli madur Beşiktaş
imajını pek seviyorlar. Nitekim istedikleri koz bu maçta onlara verilmişti.
Ancak bunu yaparken kendi takımlarının ne oynadığını, sahada ne yapmak
istediğini ve teknik direktörlerinin vasatlığını da görmeye çalışsalar onlar
adına iyi olacak.
Fatih Terim’e oyuncu değişiklikleri ile negatif etki yarattı
diyebiliriz. Devre arasında ilk çıkacak isim Hamit olabilirdi. Melo bir süre
daha sahada kalabilirdi, ayrıca Dany sol bek olarak görev alabilirdi gibi bir
çok alternatif mevcutken Amrabat- Melo değişikliğini tercih etti. Galatasaray
geçtiğimiz yıldan 2-3 farklı isimle yola devam edecek ve bu oyuncuların zamana
ihtiyacı olduğu aşikar. Özellikle Hamit-Melo-Amrabat takım formunun
gerisindeler. Sol bek mevkiinde Hakan Balta sezon genelinde idare edecektir
ancak kritik maçlarda hata yapma olasılığıda yüksek. Günahıyla sevabıyla
sezonun ilk derbisinde ve deplasmanda kötü oyuna ve hazır olmamaya rağmen
kaybetmemekte başarı görülebilir. Maç
sonu Fatih Terim savunmadaki hatalardan bahsederken, Aybaba’nın tüm suçu hakeme
yıkmaya çalışmasıda mantalite farkıdır. Sanırım bu sezon Aybaba’nın bu tip
demeçlerini bolca dinleyeceğiz. Gelecek hafta içeride Bursaspor ile zorlu bir
maç olacak. Bu maça Melo – Hamit daha
hazır bir şekilde çıkacaklardır umarım. @alpertrgt1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder