Pazartesi, Haziran 24

Ebülfez Elçibey


24 Haziran 1938 - 22 Ağustos 2000

  

Ağlarım ki bey gitmiş ardından gitmemişim
Türk kanatlı Tabutu göklere itmemişim
Kim der ki bu ölümle özümde yitmemişim
Yiten benim giden bey bu böylece biline
Ağlasın dağlar taşlar Türk'ün istikbaline

Kırk yanlışta bir doğru eylediğim işimdi
Hesabına bilenen tırnağımdı dişimdi
Yemin olsun o benim aksakallı kişimdi
Bilgemden ayrı düştüm silinen şanlı çinim
Farzet Gence'yim şimdi, şimdi farzet Laçin'im

Her kalıba girenler ya sudur ya alçıdır
Heykel olabilmekse belki taşa ölçüdür
Sen elmas bir mektuptun ondan adın Elçidir
Azatlığa şahika naraların misaldir
Bu ölüm burda firkat Tanrıdağ da visaldir

Türk şerefli bir ırktır, hem dilde heyecandır
Türkçü Türk'ü yaşayan Türk'e feda bir candır
Senin büyük mirasın vahid Azerbaycan'dır
Senin buyurdukların binamızın harcıdır
Vasiyetin bizlerin boynumuzun borcudur

Bu Toprak hainlerden yadlarından utansın
Bu Irk sana değmeyen tadlarından utansın
‘Demir’ gibi Öztürkçe adlarından utansın
Hafızası gitmeyen bu lafıma el ekler
Gözlerimde canlanır seni satan köpekler

Gün ki kanım yasımı coştursun vecde etsin
Ünüme yanlış duran bir sehiv secde etsin
Tanrım izin ver kulun Beyine müjde etsin
Gökler sarardı Bey'im güneş doğdu doğacak
Şair o gün Aras'ı elleriyle boğacak

O aleme elçi git beyim bizlerden, lutfet
Bundan gayri emin ol ödenecek her külfet
Affet beyim bizleri, beyim bizleri affet
Seni sevmeyenleri sevmek bize haramdır
Her hain çizmediğim gün benim yüz karamdır

Bu davada son sözü bekle zaman diyecek
Ki zaman da sözünü vallah yaman diyecek
Yemin ki seni satan birgün aman diyecek
Şiir değil bu yazan haykırıştır isyandır
Karadan da karası Elçibey'e nisyandır

Gece güne erecek cümle dağ taş emindir
Bu şi’re isyan dedim aha bu da yemindir
Ahmet Afşın Efkarlıoğlu

Hiç yorum yok: