Cuma, Eylül 23

Kafası Güzel KARTAL




Öncelikle Ankaragücü maçıyla başlayalım. Ankaragücü maçında sanırım bu sezon İnönüde sıkça göreceğimiz ve görmemiz gereken bir hırs vardı. Rakip Ankaragücü olsa da bunu görmek her taraftarın hakkı... Umarım bu sene İnönüde puan kaybetmeyiz.


O kadar saldırı olsa da ilk gol umulmadık Sidnei'den geldi. Gerçi kendisi hazırlık maçlarında bu özelliğini yansıtsada bu özelliğini hemen göstermesini beklemiyordum. Kendisi "zago" vari, kafa vuruşları ve hızı açısından, kafa iyide bu yaşta bu hantallık hiç iyi değil. Lakin pire gibi bir forvet karşısındaki hallerini görmek isterken ikinci yarı oyuna Tissdel girdi ve bizim defansı parçaladı resmen hızlı kerata maşallah... ve Cenk efendi'nin geçen sezondan devam eden 'göt' kalkıklığı sayesinde bi an skor 1-1 oldu ve sonrasında yine Sidnei ve Pektemek goleriyle galip geldik.


Fernandesin etkili futbolu , Pektemeğin attığı gol benim için önemliydi. Yalnız takımın sadece Quaresma, Simao'nun eline bakması ve ilerleyen zamanlardada buna çare bulunmayacak gibi gözükmesi hoş değildi...


Bursa deplasmanı zordu kolay değildi fakat deplasmanda etkisiz bir Beşiktaş izlemekten artık gına geldi. İnönüdeki mücadeleni 'm' si bursada yoktu. 11'e 10 oynanan dakikalar o kadar boşa harcandıki... Bunun tek açıklaması şuydu; yorgun Simao, istikrarsız, deplasmanda oynamayan, inönüdeki desteği görmeyen Quaresma... bu oyunculardan başka alternatif sunamayan bir Beşiktaş. Zaten Ertuğrul hocada bu futbolculara karşı önlemini fazlaca almıştı. Quaresma efendi istediklerini yapamayınca su kaynattı ve oyundan atıldı.


Ne olduysa ondan sonra oldu takım 10'a 10 biranda etkinleşti, Carlos en sonunda Holoskoyuda hatırladı(inşallah Hilbertide hatırlar birgün) İsmail yüzümü kara çıkardı dağlara taşlara atarken 2 asistle maçı tamamladı ve şansımızla maçı aldık. İlerki günler için ümit vermedik....

Hiç yorum yok: