Maç sonrası birkaç yazarın yazılarından pasajlar var aşağıda. Birkaç tanesi iş güzarlık olsun diye yazan yazarlar tabi. Ancak bu sene belkide ilk kez bu kadar haklılar(Ahmet Çakar’ı ayrı tutuyorum). Rijkaard’dan iyi bilmiyoruz futbolu. Ancak bildiklerini oyuncularına aktarma konusunda sıkıntı yaşadığı aşikar. Servet ile çelişen demecide bunun açık bir örneği. Birde Mevlana'nı güzel sözü var buraya cuk oturuyor açıkcası:
"Sen ne bilirsen bil, senin bildigin karsindakinin anladigi kadardir "
İşte yazarların görüşleri.
Gökmen Özdemir - VATAN
G.Saray kötü kurulmuş, kötü organize olmuş, kötü yönetilen bir futbol takımına sahip. Doğru; G.Saray’da bir devrim yaşanıyor. Ama o devrimin adı “Rijkaard” değil, “Andersen” devrimi.. Yani Andersen’den masallar devrimi! Ya Rijkaard yöneticilere masal anlatıyor ya da yöneticiler bize. Çünkü şu görüntü ile anlatılanlar arasında dağlar kadar fark var.
Ahmet Çakar – SABAH
Şayet adı Rijkaard değil de Rıfat olsaydı, Galatasaray'a bırakın hoca olmayı, kapı görevlisi bile olamazdı. "Devrim yapıyoruz" dedi, yanına da Neeskens'i aldı ve böylesine önemli bir kadronun düştüğü duruma bakın. Galatasaray koskoca maçta bir pozisyon buldu. Devrim ha! Sayın Rijkaard, ne devrimi?Bu gidişle Bursaspor'a Türk futbolunda devrim yaptıracaksınız.
Kanat Atkaya – HÜRRİYET
Ne Özhan Abi’nin hatırasına sahip çıkabildiler, ne ezeli rakiplerinden rövanşı alıp şampiyonluğa yürüme iradesini gösterebildiler.Ben ne diyeyim şimdi?“130 milyon dolarlık bu külüstürü alın şimdi hangi garaja çekecekseniz çekin” diye söylenen taraftara hak veririm, susarak bu ligi bitiririm.Hepinize bravo Galatasaray Futbol Şubesi, çok iyi hazırlanmışsınız!
Levent Tüzemen – SABAH
Kararını düşünerek veren Rijkaard'ın Fenerbahçe sadece uzaktan şutlarla etkiliyken Topal'ı çıkarıp, ısınırken bile 'Hazır değilim' diye bas bas bağıran Arda'yı sokması ve Elano'yu "Ön libero" yapması daha büyük bir hata değil mi? Üstelik; Selçuk'un şutunda zamanında basamayan da, top geçsin diye eğilen de Elano. Bu golle gelen yenilgi G.Saray'ı zirveden kopardı.
Bülent Tulun – FOTOMAÇ
En büyük bravoyu ise Leo Franco gibi dördüncü sınıf bir kaleciyi bu takıma getiren profesörler hak ediyor. Galatasaray'ın bütün kritik maçlarında komik goller yiyen ve hem Avrupa'da hem de Türkiye'de bütün kupalara veda etmesine neden olan Leo Franco, bu sene Galatasaray'ı yakmıştır. 90+1'de Fenerbahçe kalecisinin kurtardığı top ile Leo Franco'nun yedigi golü karşılaştırdığımız zaman takımdaki en önemli mevkilerden biri olan bu yerdeki kalite farkını açıkça görebiliyoruz. Bu yenilginin baş sorumluları Mehmet Topal'ı oyundan alarak adeta intihar eden Rijkaard ve Leo Franco'dur.
Yalçın Dümer - FANATİK
Yırttık kendimizi, nefesimiz tükendi şu kaleciyi gönderin, Nonda’yı tutun diye. Ne olacak dedik, olan oldu, bir sezon daha çöpe gitti. Soruyorum size maçtan önce bir takımın yerlileri kendi istekleriyle kamp yapıp, yabancıları evlerine gidiyorsa anlayın siz nasıl durum. Harç bitti, yapı paydos. Son dakikada Lugano’nun Dos Santos’a yaptığı hareket penaltı ama onu bile konuşmak istemiyorum, hakikaten değmez, iş buna kaldıysa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder