Cumartesi, Şubat 28

Hocalı Soykırımı ve Aydınlar

1992 25 Şubatı 26 Şubatı bağlayan gecede yaşanan bu katliamı açıkcası bende unutmuş bulunmuştum.Taki önce Laziale sonra ise RomanistaBukowski blogunda görünce yazma gereksinimi duydum. O gece Dağlık Karabağda yaşananları anlatacak kelime bulmak gerçekten zor. Sadece o anı yaşayan bir ermeninin demecini vermek istiyorum. Çünkü o anı yaşayan Azeri kardeşlerimizin sözleri hepimizi derinden yaralayacaktır. Bir gecede yok edilen köyde neler yaşadığını anlatmaya gerek yok zaten. Ayrıca bu post için resim seçmekte oldukça zorlandım. Çünkü karşıma çıkan resimler gerçekten insanlıktan utanacak derece vahşi resimler. Bu vahşeti yaşayan bir ermeni yıllar sonra şöyle açıklıyor :

"...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hálá yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler"

İşte böyle bir vahşet yaşandı o gece. Belkide bu en sade dille anlatılan bir örnek. Rusya'nın ermenilere bu vahşet için yardımcı olduğu da apaçık ortada. Ancak benim asıl mera ettiğim soru şu. Osmanlı zamanında yaşanan ermeni tehcirini katliam olarak göstermek isteyen içimizdeki aydın sıfatlı (aslında karanlık beyinli) insanlarımız neden bu vahşeti katliamı neden görmezden gelmekteler yıllardır? Hepimiz ermeniyiz diye sokaklarda yürüyen binlerce kişi neden bu konu için duyarsızlaşmışlar ? Taraflı basınımız neden bir kaç satır dahi olsa bu katliamı yazmamıştır? Bir kaç gazete ve parti dernekleri dışında kimse bu vahşeti hatırlatmamıştır. Orada şehit olan insanlar bizim kanımızdır canımızdır. Tıpkı Çeçenya'da savaşan mücahitlerin olduğu gibi. Ayrıca bu katliamı üniversitede Azeri asıllı bi hocamdan da dinlemiştim ve anlattıklarına inanmak istemediği yüzüne karşı da söylemiştim. Çünkü bunu yapan bir toplumun hala yaşadığını düşünmek gerçekten acı verici. Bu tür konular hakkında neden üç maymunu oynuyor toplumun ileri gelenleri.

Ayrıca kendisine özel bi kinim olan Orhan Pamuk denen kırmaya buradan bir kez daha lanetlerimi gönderiyorum. Dünya'nın en genç profesörü ünvanını almış bir isim olan değerli hocamız Oktay Sinanoğlu kendisine yönetilen Türk deyince aklınıza ne geliyor sorusuna verdiği cevap herkes için bir ders niteliğindeydi :

- Şimdi Türk deyince aklıma elbette insanın kanının biyolojik testlerine, kafatasına yada kara ciğerinin bilmem neresindeki bi dokuya bakmak gelmiyor. Cevabı çok basit bir soru bu. Ciğerlimisin ? Ciğersizmisin ? bu kadar basit.


Hiç yorum yok: