Perşembe, Eylül 24

Haftanın Ardından

Bloglarda yaşanan sıkıntılar sırasında yazı yazamaz olduk. Birde bayram girince iyice koptuk. Bu sırada yine epeyi konu birikti. Kısaca yazmaya çalışalım :

- Liderden başlayalım yazıya. Kasımpaşa maçının ilkyarısını izleyemedim ikinci yarıyı izlerken o malum pozisyondanda haberim yoktu. Hakemin tavrı buram buram eyyam kokuyordu. Kasımpaşalı futbolcular sert oynuyordu ancak en ufak bir müdahalelerine bile faul çalındı. Keita-Sancak gerginliğinde Neeskens’in koşup gelmesi ne kadar güzel. Ali Güneş iki kez kırmızı kartı hak etti ancak 90 dakikayı tamamlayabildi. Bakın hala oynanan futboldan yazamadık. Hakemlerimiz o kadar ön plandaki gözümüz futbolu göremiyor bazen. Nonda Arif olma yolunda ilerliyor. Bence bu şekilde kullanılması daha iyi. Baros savunmaları epeyi yıpratıyor çünkü. Nonda’da zekasını kullanarak yorgun savunmayı silkeleyebiliyor. Keita farkını göstermeye devam etti. Ancak sağ kanattan daha çok içe kaydı ve maçı koparttı. Tabi ki zor rakiplere karşı bunu yapması mümkün değil. Bahsetmek istediğim bir isimde Elano. Çok durgun oynuyor umarım fiziki eksiklikten kaynaklanıyordur bu oyunu. Aksi halde bizimde bir Alex’imiz var artık. Mücadele etmeyen oyuncuyu sevemiyorum pek. Messi bu haftasonu o kadar çok top kaptı ki. Bu anları Arda, Elano, Alex gibi yetenekli oyunculara izletmeli.

- Fenerbahçe maçını oldukça hoş bir ortamda izledim. Maçtan çok ortamdaki muhabbetten keyif aldım. Fenerbahçe yavaş oynamaya devam ediyor. İlk haftalarda normal karşıladım ancak hala aynı temposuzlukta gidiyorlar.Birde Daum’un Kazım inadını anlayamıyorum. Kazım sadece rotasyon açısından bu takımın kadrosunda yer bulabilir. Daum’un artık bu tür inatlarından vazgeçmesi gerekli. Sağ kanadı Topuz’a emanet etmeli. Belediye takımı ise güç kaybetmeye devam ediyor. Abdullah Avcı şapkayı önüne koymalı ve takımın eski görünümüne dönmesinde fikir üretmeli.

- Son şampiyonumuz Beşiktaş ise dökülmeye devam etti bu hafta. Sıkıntıları gol bölgelerinde fazla aceleci olmaları. O bölgeye gelince hızlı oynamaya çalışıyorlar ancak bu hız düzensiz hücumdan dolayı sonuçsuz kalıyor. Sakin oyun setleri denemeye çalışmalılar. Ayrıca Nihat ve Nobreli bir forvet hattında ısrar etmeli Denizli. Kayserispor ise yıllardır boş döndüğü deplasmandan 3 puanla ayrılmayı başardı. İyi oynamadılar ancak istediklerini aldılar. Makukula’nın golü öncesi Tabata’nın top kaybı en göze çarpan olaydı.

- Trabzonspor doludizgin devam ediyor. Antalya’yıda rahat ve gollü geçtiler. Umut ve Gökhan özgüveni yerine gelince baskısız oynuyorlar. Ancak hala şampiyonluğa giden bir takımın forveti değiller. Gabric kıpırdamaya başladı. Alanzinho Broos ile az süre almaya başladı. Bu oyuncunun sürekli oynaması onun performansı açısından çok önemli. Oynadıkça açılan bir yapıya sahip. Yattara ise hala forma giyemedi. İki hafta sonra Galatasaray deplasmanı güzel bir test olacak bu sezonki hedefleri açısından.

- Bursaspor Sivas deplasmanından 3 puan almayı başardı. Bülent Uygun artık bir şeyler yapmalı. Yapamaz ise yolun sonu karanlık görünüyor. Küme düşme tehlikesini yaşamaları onların sonunu getirenilir. İki yıllık bunca emek boşa gitmiş olur. Eskişehir ise Gaziantep gibi güçlü takımıda yenmeyi başardı. Ümit ilk golünü atmış oldu. Bu hafta Galatasaray maçı çok zevkli geçecek. Antep takımından ise çok umutluyum. Son yaptıkları iki transferde kaliteli ve tecrübeli isimler. Ancak Gaziantep’in en büyük sorunu olan sezon başına iyi başlayamamak onları hedeflerinden uzak tutacak gibi. Lig yarın başlıyor ve güzel maçlar olacak. Bakalım iki testiden hangisi önce kırılacak. Kırılmaz ise 10. Haftadaki derbi daha bir ateşli olur.

- Avrupada ise Barca ve Madrid doludizgin gidiyor. Ancak Barca oyun olarak çok önde. Atletico ve Santander maçlarındaki performansını görünce Real Madrid’in şampiyonluk için bir sene bekleyeceğini düşünüyorum. Her iki maçtada ilk yarım saati 3 farklı önde bitirdiler. İspanya’da iki başlı yarış izleyecek bu sene. İngilerede ise City’nin rüzgarını ManU dindirdi. Tartışmalı bir maç oldu. Owen golü 90 +6 da atınca epeyi karışıklık çıktı. Bu maçta futbola doyduk tabirini kullanabiliriz. Ferguson’un artık bir kaleci transferi yapması şart görünüyor. Van Der Saar yokluğunda kale emanet duruyor. Düşününce bizim Volkan’ın hiçbir eksikliği yok ManU için. Liverpool ise bildiğimiz Liverpool. Şampiyonluk yine hayal. Chelsea en büyük adayım sene sonu için. İtalyada ise işler karışmaya başladı. Roma ve Milan ilkyarı sonunda şampiyonluk yarışına havlu atacaklar gibi oynuyorlar. Juventus ise kayıpsız devam ediyor. İnter ile güzel bir rekabet yaşayacaklar. Kadroyu sağlam takviye ettiler ve artık sahneye çıkmaları gerekiyor.

1 yorum:

TAZE NANE dedi ki...

Şu yazınızı maç hastası ve Galatasaraylı bir arkadaşım var ona okutucam mutlaka.