Bu fotonun altına yazı yazmak olmaz.Foto: Ultras-Movement ten

Gözümde nursun, başımda tacın,
SORU: Hocam maçı niçin tatil etmediniz?

Bir Türk takımım görebileceği en üst basamağı üst üste ikinci kez gösteren bu engelsiz aslanlarımıza sonsuz teşekkürler. Gurur kaynağımızsınız.
Yüreklere yağmur ol, 
A Grubu
Dün yaşanan gelişmeler malum. Ülkenin nereye çekilmek istendiği açık seçik görülüyor. İşte bu ortamda dün 4 parti başkanının konuşmaları şöyle oldu. Tabi bunlardan bir tanesi partisinden başka çapulcularında sözcülüğüne soyunmuş. Soyadından zerre nasip almamış bir şahıs. Açıklamalar aynen şöyle :
E Grubu
Ligde heyecanlı bir haftayı daha geride bıraktık. Takımlar artık rayını bulmuş durumda. Mazeret üretecek şanslarıda kalmadı. Teknik direktör dökülmeleri sıklaşmaya başlar. Günü kurtarmak isteyen takımlar bu yola başvuruyorlar. Nurullah Sağlam’a ve futbolcularına yapılan hakaretleri pek çok yerde görebiliyoruz. Biz futbola dönelim ve sahadaki oyunu yazalım.
Son şampiyonun fotosuyla merhaba diyelim kupaya. İki tur bitti ve 3. tur oynanacak kupada. Bu turda geçen senenin beşincisi Galatasaray'da var. Çekişmeli geçecek maçlar çıktı kuradan. Süper lig takımları birbirlerini çekince grup aşamasında renkli maçlar olacak. Ankaraspor sanırım kupa maçlarını oynayacak. Onlar içinde ilginç bir deneyim olacak. Eşleşmeler şöyle :
Kandil dağından şehre inecek olan 100 terorist için bölge halkı ayakta. Gelişlerini davul, zurna ile karşılaaycaklar. Basındaki yalakalarıda bugün coşmuşlar. İşte barış, demokratik Türkiye gibi bizim idrak edemeyceğimiz başlıklar atıyorlar. Bu dağdan inen 100 davar sonrasında meclise gideceklermiş. İmralıdaki çocuk katilinin ellerine tutuşturduğu paçavrayı getirecekler. Sonrası ise barış rüzgarları esecek, çiçekler açacak, kuşlar ötecek, aydınlanacağız, bölünerek çoğalacağız ve bu barış kahramanlarıda kendi ülkelerinde mutlu mesut yaşayacaklar. Biz mi ne olacağız. Bizede biçilmiş bi rol vardır elbet bu sahnede. Piyon olarak nereye sürülersek orada olacağız.
Maç hakkında oynanan oyun dışında yazacak çok şey var. Bunu derbi öncesine bırakmak istiyorum. Rijkaard'ın maç sonu demeci zaten herşeyi açıklıyor. Yazının sonu ekleyeceğim. Maçın kırılma anı resimdeki andır. Serkan biraz becerikli ve soğukkanlı olabilse takımını öne geçirecekti. Ancak gereksiz bir vuruş denemeyi tercih etti.
kendi çizdiklerimi de tarayamadığımdan koyamadım, 


Radikal gazetesini düzenli olarak okurum. Çok değerli yazarlar var bir kaç tane. Ancak bu tür haberlerden hala vazgeçemediler. Şimdi ilköğretim kitabında yazanlar yanlış mı? Madem evrimin ana anahtarı maymun neden maymun baz alınarak sorulan bu sorudan rahatsız oluyorlar. Cevaplarıda belli aslında. Maymunlar evrim geçişi sürecinde böyleydiler. Geçişi tamamlayanlar insan oldu, şuankiler ise geçişi tamamlayamamışlar.
Cumartesi maçlarını işler dolayısıyla yorumlayamadık blogda. Bizim açımızdan beklendiği gibi geçti açıkcası. Son iki Dünya kupasınıda evden izleyeceğiz. Gerçi kendi açımdan Almanya 2006’yıda izleyemedim. Foça’da alçak sürünme zamanlarımızdı. Bugün Avrupa’da son maçlar oynanacak. Ancak Dünyanın gözü Uruguayda olacak. Yeri gelince açıklayacağız bunu. Uzun bir yazı olacak şimdiden belirtelim. Avrupa’dan başlayalım :
Bazen korkuyorum ölümden, istediklerimi yapamadan , olmak istediğim kişi olmadan, çocukluktan beri gelebilmiş ama gerçekleşemeyen hayallerimi gerçekleştiremeden, sevmediğim huylarımı düzeltmeden, kırdıklarımın gönüllerini alamadan, ud çalamadan, o insanı bulamadan gitmekten korkuyorum…… yalancıdır dünya…... belki manasızdır biçok şey…… bilmek ve de inanmak yetersiz yine de korkulara. En azından benim için öyle; bi gün gelip de paşa paşa gerçek aleme göç ettiğim vakit belki de “tüh keşke iki ud tıngırdatıp öle geleymişim” demicem; kabul arkadaş… yine de vakit geçtikçe her şeyi kaybediyormuşçasına üzülüyor insan, şunu yapmalıyım bunu yapmalıyım gibicelerinin çoğaldığını eminim hissediyorsunuz siz de… bunlar bi kenara… yani somut olanlar…. Peki ya diğerleri??? Etrafınıza bakın, geçmişinizi düşünün, hatta dünü düşünün bugünü düşünün…. Dört dörtlük bi yaşam mıydı sizinki, yani şimdi deseler ki, “tamam hayatınız sonlandı”… “tüh lan keşke…diye başlayan bi cümle kurmayacak mısınız??? Ben her gün için kurabiliyorum bunu… bugün kafam meşgul olduğundan dinlemediğim, ihtiyacı olduğu halde; “aman salla” diye geçiştirdiğim arkadaşım az da olsa kırılmamış mıdır bana. Ya da bugün niye selam vermedim ki sanki kız arkadaşına kızdığım insana??? J bunlar sadece bugünün ufak tefekleri…belki de sadece farkında olduklarım… peki ya diğerleri??? Düşüncelerin sonu yok. Olmaz da zaten. Yapmak istemekle de olmaz…. Direkt olmak istediği kişi olmalı insan. Geciktirmeden…. İtina göstermeli hayatına… dolu dolu yaşamayı bilmeli bi ânı. Keşke demeden… Karşısındaki insan yok olmadan, onu kaybetmeden ya da kendisi tekrar vârolmadan. Benden ufacık, dolu dolu yaşamış, tüm yapacaklarını adeta yaşantısına sıkıştırmaya çalışmış ve hala da yapacak bişeyleri olduğundan bahseden o küçük güzel insanın ölümünü dinlemek karamsar olmaya kâfi geliyomuş... ne diyodu şarkıda;
Ansızın
Fatih Terim Çarşamba günü milli takım kariyerini resmen noktalayacak. İlk geldiği gündeki takımla 4 yıl sonraki bıraktığı takıma bakmak lazım. Son derece zorlu Ukrayna deplasmanı vardı mutlak kazanılması gereken. O maçtaki kadro tercihi şu şekildeydi.
Futbol böyle birşey işte. Dünyanın en büyük oyuncusu, antrenör dahi olsanız bu anı yaşayabilmektir. Yürüyedur Diego !
Foto aceto'dan
% 47 inin başbakanıErdoğan bundan bir kaç ay öncesinde Ermeniler Karabağdan çekilmedikçe onlarla uzlaşamayız sözlerini söyledi. Bunu söylediği yer ise Azerbaycan meclisiydi. Azeri kardeşlerimizi işte böyle bir yalanl kandırmıştı. O gün bunları dediğimizde yine faşist damgası yedik. Şimdiise nasıl bir ihanetin içinde oldukları ortaya çıktı. Biliyorsunuz Karabağ bölgesini Ermeniler bi gecede on binlerce Azeri Türkün katlederek işgal ettiler. O dönemde bile kardeşlerimize gerekli desteği veremedik ülke olarak. Ermenilerin kurtuluş savaşı yaptıkları hainliği ve soykırımı unutmadık. Gittikleri her yerde vahşetide beraberinde getiren küstah bir toplum. İşte o Ermenistan ile dün aylardır gizli gizli yürütülen görüşmelerin son noktasına gelindi. Ermeniler yine ayak oyunlarıyla istediklerini elde ettiler. Ermenistana sınır kapımızı koşulsuz açacağız. Protokolün amacı buydu. Bu ne demek kısaca açıklayalım. Avrupa'ya açılamayan Ermenistan artık bizim üzerimizden açılacak ve ekonomik olarak büyüyecek. Ayrıca Karabağ konusunda ise geri adım atmayacak. Şimdi bu imzayı atanlar benim yöneticilerim nasıl diyelim. % 47 inin başbakanları ve bakanlarıdırbunu yapanlar. Azeri kardeşlerimizden onlar adına ne kadar özür dilesek az.
Nobel Dünya Barış ödülünün bu seneki sahibi belli oldu. Şuanda Dünya'da nerede kan akıyorsa o kana ortak olan bir ülkenin Başbakanı bu ödüle sahip olacak. Barack Hüseyin Obama namı diğer Mr President dünya barışına yaptığı katkıyla bu ödülün sahibi olmuş. Göreve gelmeden önce Irak ve Afganistan'da buluna ordusunu geri çekme vaatleri savurdu ancak geldikten sonra asker sayısını arttırdı. Sadece bu ülkede ölü sayısı 3,5 milyonu geçti. Ölen yüzbinlerce çocuk var ayrıca.
Haberi aynen aktarıyorum. Sabah gazetesi bugün öyle bir haber yapmış ki; haberin sonundaki cümle nasıl bir haber olduğunu açıklıyor. Bu kadar safsata ve baştan salma haberler nasıl yapılır anlamak güç. Sabah spor müdürü hiçmi kontrol etmez bunları. Aynen aktarıyorum :
Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor.Tıkandı baba, çay getirTıkandı baba, oralet getir. VbBu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş. Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi? Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba Anlat baba anlat merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi. Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya; Bir gece rüyamda birçok insan gördüm ve her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. "Benimki de onlarınki kadar aksın" diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı. Bu sefer içimden " Onlarınki kadar akmasada olur, yeter ki eskisi kadar aksın" dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı. Ben yine açmak için uğraşırken Cebrail göründü ve Tıkandı baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün adım "Tıkandı baba" ya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdide burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz. Tıkandı baba'nın anlattıkları Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş. Çayını içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına;