Cumartesi, Kasım 28

Bursaspor 1-0 Galatasaray, Çöküş ve İhanet

Bumaçta teknik olarak bir analiz yapmak imkansız. Yapılacak tek analiz Bursaspor için olur. Ne oynadığını bilerek mücadele ettiler. Ertuğrul Sağlam'ı 14. hafta sonunda takımına ikinci sırada yer bulduğu için tebrik etmek gerekir. Karşı cephede ise takımın başında antrenörü olmayan bir ekip. Sahada başıboş dolanan, kimin nerede ne yaptığı belli olmayan, mevki olarak karmaşık bir sistemi olan bir takım.

Bu takım sıradan bir takım olsasanırım gazetelerde dalga geçilirdi. Ancak adı Galatasaray olunca işin rengi tamamen değişiyor. Dünkü oyundan dolayı açıkcası utanç duyuyorum. Saymaya kalksak yazılacak çok yanlış var. Orta sahada güya üç adet kesici oynadı. Ancak kim ne kesti derseniz hiçbirşey deriz. Onların önünde dönme dolap gibi değişen bir üçlü vardı. Forvette genellikle Arda durdu. Maç sonu demecinde iyi duvar olduğunu ve görevini yaptığını söyledi. Demekki kendini başarılı buluyor. Bu performansı yeterli görüyor kendine. Birde bu takımın kaptanı kendisi. Diyecek birşey yok. Bu kadar şımartılırsa o da bu demeci verir.

Arka dörtlüye gelmek istemiyorum ancak değinmemek elde değil. Sabri hariç diğer dörtlüden bahsediyorum. İçinde kalecide olandörtlüden. Göbekte iki adet başı kesilmiş tavuk gibi dolananadam var. İkisini toplasak eli ayağıdüzgün bir defans oyuncu asla çıkmaz. Onların solunda ise tüm yetilerini yitirmiş Hakan Balta var. Bu kadar vurdumduymaz ve konsantrasyondan yoksun bir oyun oynamaya asla hakkı yok. Bu formuyla geldiği yere geri döner. Ancak bunu görebilecek ne teknik heyet nede yönetim var. Bu defansın arkasında iseher maç gol yeme başarısına sahip sadece ismi güzel olan bir kaleci var.

Ve Frank Rijkaard...

Herkesin dediği gibi düşünmüyorum ben bu duruma. Eşi hastalanmış olabilir. Bu hiç istenmeyen ve insanı üzen bir durumdur. Ancak bu insanın yaptığı iş var ve bunun karşılığınıda fazlası ile alıyor. Yarın gelip hangi futbolcuya sözünü dinletebilecek ve futbolcuların ona karşı bağlılığını koruyabilecek. Bu kötü drumda takımın başında durup kritik maçı yönetmeli ve oyuncuların mücadele ruhunu aşılamalıydı diye düşünüyorum. Çünkü ligdeki gidiş hiç iyi değil ve takım asla mücadele etmiyor. Yenilgiyi kabullenmiş gibioynuyorlar. Durağan ve sıradan bir takım haline geldiler. Sezonu erken açmış olmanın etkisi bu olamaz. Bu kötü durumu yönetebilecek bir yönetimde yok maalesef. Başarısızlığa doğrı yelken açmış ilerleyen bir takım var. Ancak ben sezon başından beri bu seneyi kaybetmeyi göze almıştım. Ama beni yanıltan bir durum. Takımın her geçen ay daha organize ve daha güzel oyunlar oynayacağını düşünüyordum. Şuanki duruma bakınca sene başındaki futbolun çok uzağındayız. Belkide bu topraklarda asla olmayacak bir "total futbol" çılgınlığına kendimizi kaptırdık. İşte bundan çok korkuyorum.

Hiç yorum yok: