Bu blogda böyle şeyler yazmaktan kaçınıyorum. Hatta hiç yazmak istemem ancak öyle olaylar oluyorki susmak yerine yazıya döküp paylaşmak daha iyi geliyor. Spor blogu temalı ve genelde spor üzerine kurulu bu blogda bu tip yazı görmek istemediğini belirten kişiler var ve bu kişiler bu yazıları okumayabilir.
Dedesi Kubilay’ın şehit edilmesine ön ayak olan ve elebaşı olduğu kanıtlanan malum şahısa yönelik bir suikast iddiası ortaya çıktı bir hafta kadar önce. Bunun ardından birkaç subay çıkmış ve bu subaylar yüksek mevkilerdeki kişilerden emir almış. İşte her şey bundan sonra başladı. Genelkurmay’ın en mahrem yerine giriliyor artık. Ülkenin olası durumlarında atılacak adımları bir savcı bir hakim bile biliyor. Hadi diyelim Genelkurmay başkanlığında birileri bu subaylara malum şahsın katli konusunda emir verdi.
Bu emri yazılı olarak kim verir?
Sadece yazılı değil belgeli şekilde kim saklamak ister?
Bu aramayı yapan şahsın geçmişini bilmeyi çok isterim. Eminim ki onun altındanda kötü kokular gelecektir. Olaya birde şu yönden bakalım. Genelkurmay’ın halk üzerindeki o güven duygusu her geçen gün sarsılmakta ve hatta artık öyle bi güven kalmadı belki. Seferberlik daire başkanlığı altında bu arama ve sonrasında yaşanacaklar askerde ciddi bir güven kaybına yol açacak. Gerçi bizim askeri kurumumuz sütten çıkmış ak kaşık hiç değil. Ancak sonuçta bir ülkenin askeri kurumunun gücü o ülkenin dokunulmazlığının güvencesidir. Bunca olay yaşanırken Genelkurmay Başkanınında susması ayrı bi gariplik. Konu ile ilgili Yılmaz Özdil köşesinde güzel bir yazı yazmış. Okumak bu lazım yazıyı. Gelecek günler bize ne gibi gariplikler gösterecek. Her zaman dediğimiz hayırlısı diyelim. Ancak bu işlerin hayrı bize değil başkalarına yarayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder