Pazartesi, Şubat 8

20. Haftanın Ardından

Cuma günü oynanan maçta Beşiktaş alması gereken üç puanı son dakikalarda bulduğu gollerle almayı başardı. Maça hızlı başlayan siyah beyazlılar Sivok ile öne geçtiler. İlkyarı boyuncu farkı artırma şansları doğdu fakat gol yollarındaki kötü tercihler sebebiyle skor değişmedi.İkinci yarının başında Hurşit düzgün bir vuruşla beraberliği sağladı. Bu golden sonra Gençlerbirliği cesaretlendi ve Beşiktaş savunması dengesiz yakaladığı pozisyonları değerlendiremedi. Özellikle Mustafa Pektemek’in şutunu kurtaran Rüştü maçın kırılma anını belirledi. Sonrasında ise Tabata ve Yusuf ile Gençlerbirliğini çözen taraf oldu Beşiktaş. Özellikle Tabata geldiği günden beri süre gelen eleştirelere karşı koyabileceği bir performans ortaya koymayı başardı. Attığı golde ise klasını konuşturdu. Denizlinin yokluğunu hissetmedi Beşiktaş. Aynı sistemle oynadılar ve biraz daha istekli olmaları sebebiyle maçı kopartabilidiler. Nihat ve özellikle Tello nun formsuzluğu sürüyor. Tello için yolun sonu görünmeye başladı bile. Ferrari’nin gelmesi ile birlikte takım savunması dahada güçlenecek ve o konuda sornu kalmayacak Beşiktaş’ın fakat hücumdaki kısırlığa çare olarak yarım devre Yusuf performansına ihtiyaçları var. Gençlerbirliği ise sıradan takım havasına bürünüyor bu sıralar. Thomas Doll sistemine uygun transfer yapamadı diye düşünüyorum. Oynatmaya çalıştğı güzel futbol için iyi oyuncular şart. Daha önce belirttiğim gibi İlhan Cavcav para kasasını açmaya başlaması gerekli. Bu serveti Thomas Doll için harcamaya değer.
Cumartesi akşamı büyük bir keyifle ekran karşısına geçtiğimde Servet’i aradı gözlerim. Rijkaard Makukula karşısında onun fiziğindeki Servet’ten vazgeçtiğine göre Antalya maçındaki performansına çok kızmış durumda. Emre Güngör’ün performansını görünce bu tercihinde haklı olduğunu görüyoruz. Savunmadan devam edelim. Neill bir lider olduğunu bu maçta belgeledi. Servet ile arasındaki uyumsuzluğun bir nedenide liderlik savaşıydı. Emre Güngör’üde iyi yönetti. Sağ bek olarak başlayan Uğur kötü performansını sürdürünce o kanatta Keita yalnız kaldı ve gücü çok erken dakikalarda tükendi. Caner ise yaptığı kötü tercihlerle maç boyunca sıkıntı yarattı. Orta ikilide görev alan Topal ve Sarp top ve sorumluluk almaktan kaçınca sadece koşmalarıyla kaldılar. Önlerindeki Elano ise hafta içindeki hastalığının bahanesi ile maç boyunca gizlendi. Kredisinin sonarlına doğru yaklaşıyor bu oyuncu. Bu tarz silik ve sorumluluk almaktan korkan yapısı nedeniyle tribünlerden bir ayar yiyecektir. Keita ise uzun süre sonra dönmesine rağmen ilk yarıdaki en etkili oyuncu oldu. Ancak dakikalardan ilerledikçe yoruldu ve zihinsel olarak tükendi. Yaptığı yanlış tercihler ve son dakikadaki bitik kafa vuruşu bunun göstergesi. Arda ise alışamadığı ve asla alışamayacağı bölgede yalnız kaldı. Rijkaard Arda’yı tüketmek istiyorsa burada denemeyi devam edebilir. Sağolsun Arda’da bu veteran futbolcu haliyle buna çokca izin veriyor. Bahsetmediğimiz iki oyuncu kaldı. Leo Franco’ya bu maçta top gelmedi ve buna şükretmeliyiz. Dos Santos ise iyi bir yan hakem olabilir. O çizgiden asla ayrılmadı ve aldığı her pası geri iade etti. Kısacası Galatasaray çok kötü durumda. Nasıl gol atacağız hiç bilmiyorum. Kayseri 8 kişi bile kalsa gol bulamayacak bir oyun yapısı ile oynadı takım. Madrid’de sonumuz hayrolsun.


Pazar gününün ilk maçı olan Trabzonspor – Manisaspor maçı haftanın en heyecanlı maçlarından biri oldu. İstanbulda hatrı sayılır sayıda seyirci önünde oynanan karşılaşmada Şenol Güneş2in gövde gösterisi sergilendi. 90 dakika boyunca mücadeleyi bırakmayan Trabzonspor attığı üç şık golle üç puanın sahibi oldu. Umut Bulut her hafta artan performansını bu haftada attığı iki golle sürdürdü. Özellikle ilk goldeki vuruşu etkileyiciydi. Son golde ise takipçiliği ve pes etmeyen yapısının ödülünü aldı. Hafta içinde kupa maçından yorgun düşen bazı oyuncuları dinlendiren Şenol Güneş şans verdiği oyuncularada takımın oyun yapısını aşılamış göründü. Umarız bu olumlu hava kaybedilecek ilk puanda dağılmaz. Şenol Güneş bu konuda yeterince tecrübeli buna izin vermez. Ancak Trabzon basını ülkede ki en acımasız basın bunu çok iyi biliyorum. Manisaspor ise Reha Kapsal ile lige tutunma peşinde koşacak ve bu hiçte kolay değil. Hücum hattı son derece zayıf kalıyor bu lige göre. Egenin sahil şeridinin tek temsilcisi olarak ligde kalmalılar. Zira Denizlispor bu haftasonu lige veda edebilir.


20. haftanın kapanışı Kadıköy’de güzel bir maç ile kapandı. Sahada belki futbol kalitesi düşüktü ancak mücadele had safhada olunca izlemesi zevkli bir müsabaka oldu. Diyarbakırspor ilk yarı boyunca gole daha yakın olan taraf oldu. Alex’in vasat performansı nedeniyle Fenerbahçe ileride topa hakim olmayı başaramadı. Ayrıca Cristian ve Emre’de arkadan yeterince destek veremeyince oyun orta sahada kitlendi. Bunun iki nedeni vardı. İlki Ziya Doğan’ın iki kanadı ikişer oyuncu ile kitlemesiydi. Bir diğer ve Fenerbahçe’nin üretken olamayışınında nedeni iki kanada Mehmet ve Özer gibi orijinleri tam anlamıyla kanat oyuncusu olamayan iki oyuncuya teslim edilmesi. Özellikle Mehmet sol kanatan gelişen ataklarda ve top ayağındayken ceza sahasına yönelme yetisi olmayan bir oyuncu. Deivid’in ve Kazım’ın sıkça yaptığı bu iş iki kanatanda olmayınca oyun ortada sıkışıp kalıyor. Ayrıca Daum’un Wederson’u tercih etmemiş olması ise soru işareti. Diyarbakır aradığı golü ummadığı bir anda ve umulmadık güzellikte bir golle bulunca şaşırıp kabuğuna çekildi. Fenerbahçe seyircisininde etkisi ile kelimenin tam anlamıyla rakibini üzerine çöktü. Zaten ligde bunu başarbilen tek takım Fenerbahçe. Andre Santos’un golü ile bir puan alıp liderliğini sürdürdü. Ancak hakem yönetimi tam bir faciaydı. Bilica’nın verilmeyen kırmızı kartı, Güiza’ye verilmeyen penaltı ve özellikle Emre’nin sahadan atılmaması akılda kalanlardan. Fenerbahçe ve Daum Emre’yi ciddi şekilde uyarmalı yoksa takımını yalnız bırakacağı maçlar yakındır. Sahada bu kadar antipatik olan başka bir oyuncu varmı bilemiyorum. Bu agresifliği Ali Sami yen’de gösterirse o derbinin tadından yenmeyecektir.

Hiç yorum yok: