Pazartesi, Şubat 1

Denizlispor 1-2 Galatasaray #19

Gündüz Fenerbahçe resitalinden sonra Denizli’de arzulu bir Galatasaray beklemeye başladım. Ancak geçen hafta oynanan güzel futboldan eser yoktu. Bazı maçlar vardır; rakip ne yaparsa yapsın puan alamaz dersiniz. İşte öyle bir maç görünümündeydi. Denizlispor beraberliği sağladıktan sonra geriye yaslandı ve çok sürmeden ikinci golü kalesinde gördü. Büyük takımlar biraz tempo yapıp istekli oynadıklarında en geç 10 dakika içinde gol geliyor. Oynanan futbol detaylı yazılacak cinsten değildi. Kimi zaman vasat altı bile oynandı diyebiliriz. Bu maçı futbolcular özelinde değerlendireyim:

Emre Çolak ; Gaziantep maçında sonradan, Ankaragücü ve dünkü maçta ise ilk 11 de başladı. Futbol zekası üst düzeyde olduğu ortada. Fiziki eksikliği giderilebilirse dominant bir oyuncu olabilir. Ayrıca gözlerindeki futbol oynama isteği her şeye değer. Arda Turan’da gittikçe azalan o hırsı başka bir genç oyuncuda görmek çok hoş. Umarım forma giydikçe o hırsını ve heyecanını yitirmez. Rijkaard gelecek sezon kendisinden sıkça yararlanacak izlenimi veriyor.

Jo; Hava toplarındaki başarısı bile yeterli şuan için. Topu ayağında saklaması ve top tekniği başka artıları. Hakan Şükür’ün bir üst versiyonu gibi duruyor sahada. Ancak gol vuruşları yetersiz. İlk yarı sonunda attığı o çalımdan sonraki vuruşu kötüydü ancak mühim olan o hareketi her zaman yapabilmek elbet golde gelecektir. İkinci yarıda attığı goldede bunu gördük ilk vasat vuruşu kaleciden döndü sonrasındaki vuruşuyla ilk golünü buldu. Arda ile güzel anlaşıyorlar. Oynadıkça takıma katkısı her zaman artacaktır. Baros’u pek tutmayan biri olarak Jo yıllardır özlemimde olan santrafor tipi.


Sarp ; takımın en iyi oyuncusu yine oydu. Orta alandaki savaşçı yapısını 90 dakikada bile bırakmıyor. Bu takımda ilk 11 e yazılacak ilk isim Mustafa’dır. Bu performansı gösteren bir yabancı oyuncu olsaydı yere göğe sığdıramazdık ancak sessiz sedasız gelen Sarp olunca herkes sadece tebrik edip geçiyor. Bu sezonki galibiyetlerde hem defansif hemde ofansif katkısı göz ardı edilemez. Atılan ikinci golde defansı dağıtışını yıllardır bu formayı giyen Ayhan’dan Topal’dan göremedik. Tebrikler Sarp sana yaptığım vasat yorumlar için bir özür benden.

Uğur ; Altyapıdan çıkmış olmanın nimetini yiyor sadece. Yenilen goldeki büyük hatası ve bu tip hataları sık tekrarlamasıda cabası. Oyunun ilk dakikalarında yaptığı bindirmeleri ve isabetli ortaları ile umutlanmıştım ancak sonrasında yine aynı oyununa döndü. Sabri’nin gelişi ile birlikte rotasyon oyuncusu rolüne geri dönecektir. Sezon sonu ise buruk bir veda olabilir kendisi ile.

Barış ; Rijkaard ile birlikte gelişim yaşayan oyunculardan biride Barış. Alman altyapısı almış olmasının katkısıda var. Oyun içinde konsantrasyon kaybı yaşamıyor. Heran oyunun içinde ve tekniğide gün geçtikçe gelişiyor. Bu formayı uzun yıllar giymesini istiyorum çünkü sahanın tamamında ısıran futbol stili takım için çok yararlı oluyor. Mehmet Topal’ın Barış’ı örnek alması gerekiyor.

Ve son olarak maçın bidonu :

Leo ; transfer edilmesine sevinemediğim bir isimdi Franco. Dünkü yenilen golde belki hatası yok. Ancak topa yaptığı hamleyi görünce Ufuk için üzüldüm. Yabancı oyuncu kontenjanını bu kadar vasat bir kaleci için harcanması gereksiz. Umarım gelecek sezon başında kadroda bulunmaz. Alkış hareketinde kırmızı kartı haketti ancak cesaret edip verilemedi. Bu kadar güvensiz bir kaleci bu takım kalesini korudumu bilemiyorum. Yıllar önceki Mehmet Bölükbaşı bile daha güven veriyordu bana.

Antalyaspor maçı Dos Santos’u daha fazla oynarken göreceğiz ve takıma adaptesi ne derece olacak bu önemli. Keita’nın dönüşü ile orta alan Sarp-Barış ikilisine verilmeli. Arda sol, Keita sağ, Elano ise jo arkası oynamalı. Sarp ve Elano’lu yapı biraz baskı sonucunda Elano’nun yetersizliğinden dağılıyor. Dün bir tek Braga bile bunda etkili oldu. Arda’nın attığı enfes kafa golü ve gelen 3 puan gecenin sevindiren olayları oldu.

Hiç yorum yok: