Düşünün milyarca insanın olduğu bi Dünya’da yalnızsınız. İletişim teknolojisi her geçen gün artarken insanlar bi o kadarda ıssızlaşıyor. Çünkü iletişim gittikçe duygusuzlaşıyor. Artık telefonla bile iletişim bitiyor. Bütün insanoğlu bir ekranın arkasından iletişim kuruyor birbirleriyle. Telefon belki hiçbir zaman bitmeyecek bir iletişim ancak ondan önce olan mektupla iletişim tamamen bitme noktasında beklide. Kaçımız bir mektup yazmayalı yıllar oldu. Ben en son mektup yazdığımda Üniversite ikinci sınıftaydım. Bir radyo programında duyduğum bir adrese hiç tanımadığım bir kişiye mektup göndermiştim. Hapishanedeki bir kişiyle aylar süren mektup iletişimimiz vardı. Ne kadar sıcak ve içten bir iletişim olduğunu bir kez daha şait olmuştum. Tıpkı babamın anneme askerden gönderdiği mektupları okurken ki gibi. Tabi bunda ben henüz yeni doğmuşken askere gitmiş olan babamında duygusal olarak epeyi buhranlı olduğununda katkısı vardır.
Ana meseleyi dağıtmadan devam edelim. Her insan giderek yalnızlaşıyor bu kalabalık Dünya’da. Ekran başında geçirilen onlarca saat boyunca duygudan, ses tonundan, mimikten yoksun bi iletişim. Facebook’u belkide bu yüzden kullanamadım. Yavan ve amaçsız bi iletişim kaynağı. Birde televizyon var ki bu alet ise insanın ailesinden uzaklaşmasına sebep olan en büyük icat. Elimizde kumanda bizlere sunulan yalan dünyalara kapılıp gidiyoruz. Kişisel olarak eşimle aldığımız karar doğrultusunda haftanın belirli günleri açmıyoruz televizyonu. Köyde evimizde tv asla olmadı ve olmayacak. Belkide o yüzdendir bu özlem oraya. Çünkü her an ailenle sevdiklerinle berabersin. Bir robot gibi sabit bir ekrana bakıp durmuyorsun. Ayrıca insanlığı uyuşturmak için kullanılan bir cihaza dönüşmüştür giderek. Zararlı bi icat asla değildir ancak ne amaçla kullanıldığı büyük önem arzediyor artık.
Bütün bunlar çerçevesinde biraz geniş bir açıdan baktığımızda teknoloji insanoğlunun yararına olduğu kadar zararınada gelişiyor. Sokakta, toplu taşıma araçlarında artık kimse sohbet etmiyor. Herkesin elinde telefon ya mesaj atıyor veyahut internete bağlanıp o duygusuz iletişime kapılıyor. Bundan 20 yıl sonrasını ise düşünemiyorum bile. Sanırım artık konuşmadan birbirimizle iletişim kuracağız. Daha doğrusu gittikçe ıssızlaşacağız yalnız olacağız bu milyarca insanın içinde.
Tüm Dünya duygusuzlaşıp, yalnızlaşırken biz öyle olmayalım. Hepimiz elimizden geldiğince sıcak iletişim kuralım çevremizle. Bizi sokmaya çalıştıkları kalıba girmeyelim. Küçüklüğümde akşamları (özellikle yaz akşamları) çocuklar olarak biz kendi aramızda toplanıp oyunlar oynardık, büyüklerimiz ise her akşam bir evde toplanıp bahçesinde sohbet ederlerdi. Komşuluk kavramı bitmemişti o günlerde. Tekrar o eski günlere dönmek dileklerimle …
2 yorum:
bu aralar bişeylere özlem duygum hat safhada( nası bi cümle bu ya:P)
ağlatmana ramak kaldı abicim bu nedir yaaa... =)
ben mi duygusalım fazlaca anlamadım kii... mektup dedin, akşam oyunları dedin özledik yine:P... ben de en son yazdığımda üniv. 1 deydim...en son mektubum ise 2'deyken geldi...ama insanlar artık o kadar dalgaya alıyorlar ki mektubu, siz yazsanız bile; ona çok sevinecek, mektubu defalarca okuyacak o kişiyi bulmak zor cidden. babanın annene askerden yazması da müthiş bişey ya yok ötesi bence... çok şanslısın =)=)=)
bakar mısın eskiye özlem başlamış bizde=)... bak yaşlanıyoruz söliimmm...=)
çok gülücüklü ve uzun bi yorum oldu... tamam sustum... =)
Ne yaşlanması abartmayalım hemen. daha ceyreğindeyiz ömrümüzün ...
Yorum Gönder