Perşembe, Temmuz 23

Ruh Adam

2000 yıl önce yaşadığınızı ve ozamanlar aşık olduğunuz kadına 2000 yıl sonra aşık olduğunuzu farkettinizmi?

Başlangıcından sonuna kadar belleğinizi kemirecek bir roman. Atsız hakkında sabit bir fikre sahip olabilirsiniz. Ancak bir süreliğine ön yargıları bir yere bırakıp bu kitabı okumayı deneyin. Kitapta aşk acısını ve buna paralel olarak karakterlerin ruhunu anlayacak ve zihninizi zorlayacak bir kurguda bulacaksınız. Bu çözülmeyen ve anlaşılmayan kurgu sizi kitabın son sayfalarına kadar götürecek. İlk fırsatta bir kez daha okuyacağım.
Atsız ile fikriyat konusunda bir yerde ayrılırım. Çok sabit ve sert fikirlerini sevemedim. Ancak her ne olursa olsun çok çok büyük fikir adamıdır. Okuduğum bir çok kitabı var ancak "Ruh Adam adlı eseri tamamiyle bambaşka. Roman dediğime bakmayın siz. Psikolojik açıdan derin tahliller yapılabilecek bir eser aynı zamanda. Uygur masalıyla başlıyor kitap ve elinizden düşüremiyorsunuz.

4 yorum:

peykân dedi ki...

bi de meşhur bi şiiri vardı içinde..
çok severdim... kitabı okumak için elime aldığımda hep şiiri bulur tekrar okurdum... yeniden hatırlamak iyi oldu.

peykân dedi ki...

Ruhun mu ateş,yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem,bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin,ondan bu gönül zorla tutuştu…

Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;

Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır senden İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla,gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de,vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden…
Hasret sana,ey yirmi yılın taze baharı,
Valsınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönlün,tapmanın,aşkın sesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma “Kaabil”,
İmkanı bulunsaydı,bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç,senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir,gözle görülmez bu güzellik…

aksilaz dedi ki...

şiir için teşekkürler peykan :) bu kitabı Atsız değilde yabancı bir isim yazmış olsa bestseller olurdu...

peykân dedi ki...

çok önemli bi konuya parmak bastın...:)... en büyük yanlışımız bu ama uzuuuun tartışılır :)
şiir güzel ötesini boşver....